Uzağımdasın fersah fersah...
Beğendiğiniz bedenlere hayalinizdeki ruhları koyup aşk sanıyorsunuz!
William Shakespeare
Ben 20 yıl önce böyle mi yapmıştım diye sordum bugün kendime.
Bu sabah uyanıp da telefonumda mesajını bulduğumda boş gözlerle baktım mesaja. Aslında mesaj da yoktu içinde ya. Sözleştiğimiz gibi bu şekilde gelen bir mesaj "bana geri dön konuşmamız gerekiyor, buradayım" anlamına geliyordu. Eskiden olsa o saniye cevap yazar ya da arardım seni. Fakat ben eski ben olmadığımdan olsa gerek elim bir türlü gitmedi telefona. Bendeki değişim dört yıl öncesi başlamıştı aslında, uzun süre kendim bile farketmedim kendimdeki değişimi. Birşey anladım farkettikçe. Benden çalınan, benden esirgenen, bana eksik sunulan herşey ruhumu büyütmüş benim. Keşke böyle olmasaydı da ben küçük kalsaydım diyemiyorum bugün. Keşke sen acılarla besleyip beni büyüteceğine, her zerreme nüfus eden aşkımı besleyip büyütseydin bile diyemiyorum. Düşün o derece uzağımdasın artık. "Çok yazık" bile diyemiyorum ne tuhaf.
Son gelişini hatırlıyormusun; odada benden uzak bir koltuğa oturup anlattıklarını hatırlıyor musun? Hararetli hararetli, en son gittiğin ava ait maceralarını anlatmıştın. Sen anlatırken benim içimden geçenleri tahmin bile edemezsin, aslında gözlerime baksan içimdeki öfkeyi rahatlıkla görebilirdin. Sen güzelim keklikleri, tavşanları (hatta domuzları) nasıl vurduğunu anlatırken, benim bir sniper olup, seni o tüfekle kıçından vurmayı hayal ettiğimi nereden bileceksin. Beni ne kadar tanıyorsun ki sen? Benim hayata bakışımı, duygularımı, korkularımı, nelerden keyif aldığımı, nelere gülüp nelere ağladığımı biliyor musun ki? Bunun koca bir HAYIR olduğunu ikimiz de biliyoruz. Hani Mevlana'nın bir sözü vardır;
"Sen benim gönlümde oldukça,Yemende de olsan benim yanımdasın. Eğer sen benim gönlümde değilsen, yanımda da olsan Yemen'de sayılırsın."
İşte o gün seni o odada değil de, fersah fersah uzaklarda hissetmemin nedenini bu söz açıklıyor. Ben seni bunları düşünüp dururken gönlümden çıkartmış atmış olmalıyım.
Bana beni hiç aldatmadığını söyledin ama, "bugüne kadar sen beni aldattın mı" diye hiç sordun mu? Ya da içine öyle bir kuşku yerleşip, seni liğme liğme yedi mi? Hiç sanmam. Çünkü sen, aşkı bir kişinin besleyemeyeceğini düşünemiyorsun!
Ben seni aldattım be, tıpkı benim gibi börtü böcek seven, hayata tıpkı benim gibi bakan, aşkın anlamını ve değerini bilen, zihnimde kendi yarattığım bedensiz ruhlarla seni aldattım. Onları sevdim, onlara hayran oldum, keşke gerçek olsaydılar.
Seven bir erkek "şu an da yanımda olmana, sevgine, şevkatine her zamankinden daha çok ihtiyacım var" diye feryat eden bir kadına nasıl tepkisiz kalır. Hiç mi endişe duymaz, hiç mi meraklanmaz. Hele de o kadın daha önce hiç böyle feryat etmediyse.İstediğim başımı dayayacağım bir omuzdu, senin omuzundu.Dermanım olamasan da gücüm ol istedim. Ölene kadar birbirinin hayatında olmaktan senin anladığın ne?
Neyse sözü yine her satırının altını çizebileceğim bir şiirle bağlayalım:
SİTEM
Ben ona sıkıntılı güz günlerinde
Yedi renkli yaz yağmurları dilemiştim
Kırmak istememiştim duygu filizlerini
Büyük bir ustalıkla susturup içimdeki uğultuyu
Rüzgarımı olanca yumuşaklığıyla salmıştım üzerine
İncinmesin diye tek
Acıyı bile ters yüz eden
İncelikli bir gülümsemeyle yüzümde
Ben ona gittikçe soğuyan zamanlarda
Sıcacık bir sığınak olayım istemiştim
İnsanlar içinde üşüdükçe
Güvenle gelebileceği
Kuşların kanatları neden vardır?
Bir insan neden ağlar yarı yaşına gelince?
Bulutlar gökyüzünün yükü müdür, süsü müdür?
Tutsağı mıdır rüzgarın, sevgilisi midir?
Konuşayım istemiştim bir yüreğin dilince
Yanıtı olmayan sorularda boğmak istememiştim
Ben ona sabah olamasam da
Dingin bir ikindi olayım istemişimdir
Herşeyin usul usul durulduğu saatlerde gelsin
Yüzünde uçuk bir gülümsemeyle
Yaslasın yorgunluğunu gövdemin yaşlı çınarına
Serip üzerine yapraklarımın ağırlıksız yorganını
Dinlendireyim istemiştim
Üşütmek istememiştim.
Ben ona ne istemişsem bu yalnızlık aylarında
Gecikmiş... İnce... Güzel ve uzak...
Biraz da kendime istemiştim
Sevgi adına
Şükrü Erbaş
1 Yorum
Önerilen Yorumlar