Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

suheda

  • başlık
    71
  • yorum
    121
  • görüntü
    10.633

Talihsiz serüvenlerimin dizisi..


suheda

225 görüntü

Uzun süredir sık sık yakalandığım bir alerjik bir sünizit sorunum var.Alerjik olduğu içinde tedavisi pek mümkün olmuyor..

Bu hastalıkla olan haşır neşirliğim sayesinde tüm evrelerini ezbere biliyorum.İlk önce burun tıkanır nefes almak güçleşir sonra solunum düzelir fakat müthiş bir geniz yanması başlar,sanki genziniz yara olmuş gibidir,gibi değil olmuştur.

Sonra aynı ağrı ve acıma boğazınıza iner yutkunurken canınız yanar,üstüne üstlük ateş ve halsizlik eklenir buna,eğer nasılsa geçer diye düşünüp doktora gitmezseniz geçmez göğsünüze iner kuru gıcık şeklinde öksürükler başlar bu öksürük nöbetleri geldiği zaman altınıza kaçırma ihtimaliniz olduğundan mesanenizi her zaman boş saklamalısınız :blushing:

Doktorun söylediğine göre beyaz tenli renkli gözlü kişiler yani benim gibi olanlar alerjik rahatsızlıklara daha çok yatkın..

Herneyse yine böyle birgünde hastalığın başlangıç evresindeyken beni nelerin beklediğini bilerek doktora gitmeye karar verdim fakat gelin görün ki günlerden pazar,devlet hastanesi fazla uzakta değil yavaş,yavaş giderim diyerek sıkıca giyinip başıma geleceklerden habersiz evden çıktım.

Hafif bir yağmur çiseliyor yürüyerek hastanenin acil servisine geldim giriş işlemlerimi yaptırıp kalabalığa şöyle bir bakıp uslu uslu oturup sıramı bekledim.

Ortalıkta dolanıp duran üzerinde eşofmanları saçları 200 volt ceyran yemiş gibi kabarık,zayıf,kara kuru bir kadının sürekli hasta bakıcıları azarlamasına bir anlam vermeye çalıştım.

Sıramın gelip içeriye girdiğim zaman az önceki kadının doktor olduğunu görünce küçükte bir şok geçirdim "şimdi banada ters bir laf ederse gel şamatayı seyret "dedim kendi kendime..

Doktor beni içeriye alınca birden evrim geçirmiş gibi tatlılaştı "neyin var canım"ona hastalığımı anlattım eline tahta spatulayı alıp ağzımı açmamı söyledi,nefret ediyorum o tahta şeylerden,tıp bu kadar ilerledi hala şu boğaza bakma işine bir çözüm getiremediler.Tabi dilime bastırması ile öğürmem bir oldu :sick: "özür dilerim elimde değil ben dişini fırçalarken bile öğüren bir tipim"dedim anlayışla karşılayıp "o zaman sen aç ben bakayım "dedi muayeneyi yaptıktan sonra bir uzmana görünmemi tavsiye etti.

Uzmana gitmeyi bende biliyorum ama bu geceyi rahat geçirmem lazım dedim çünkü yarın daha kötü uyanıcağım peki deyip bana kan tahlili ve göğüs filmi yazdı "haydaaaa"aldıkmı başımıza işi bunlara hiç gerek yok dediysemde fayda etmedi.

Doğru laboratuvara önce kan örneği,hiç bakmamaya çalışıyorum çünkü beni kan tutar.Ardından röntgene..

Tahlilleri ve röntgen sonuçlarını alıp tekrar doktorun yanına gittim,reçetemi yazdı yine bir uzmana görünmemi tavsiye etti,çıktım.

koridordaki tabeladan nöbetçi eczanenin adına baktım,güvenlikçiye dönüp "bu derman eczanesi nerde"diye sordum.

Adam bana ana caddede postane karşısında dedi.İyi yolumun üzeri eve geçerken alırım ilaçlarımı diye düşündüm,ama caddeyi çok iyi bildiğimden orda derman eczanesi varmıydı diye hatırlamaya çalıştım.

Bu arada markettende bazı ufak tefek şeyler alıp öyle devam ederim,dedim tabi kendimin markete girince sapıttığını hesaba katmayarak,her zaman ki gibi bir iki parça şey diye girip poşetleri doldurup çıktım.Sanırım annem benim müsrif olduğum konusunda haklı :unsure:

Elimde poşetler ana caddeye çıktım gördüğüm ilk eczanenin camına asılı kağıda baktım;

Nöbetçi eczane Derman belediye karşışı :blink:

Belediye nerde ben nerdeyim tamamen ters istikamette ve bir dünya yol...

Elimde poşetler gidip,gitmeme konusunda kararsız öylece kalakaldım onca yolu gidip geri gelmek işime gelmiyor.

Bir sürü seçeneğim var ama kafam durmuş hepsi çok sonradan aklıma geldi :blush:

Neyse gitmeye karar verdim o ilaçlara ihtiyacım var,yürüdüm,yürüdüm eczanenin tabelasını gördüm hey yarabbi neredeyse hergün gördüğüm eczane çok eski yıllardan beri orda gel görki bu bildik eczanenin yerini hatırlayamamıştım..Hatırlamış olsaydım şu elimdeki poşetler olmayacaktı en azından..

Ama bir terslik var sanki,eczane camları gazete ile kaplı kapısına gelip elimdeki poşetlerle zor bela açıp içeri eşikten bir adım attım,attım ki oda ne ikinci şok :blink: içerisi bomboş iki tane adam boya yapıyor..

Bu ne dedim hani eczane adamlardan biri bana bakıp eczane taşındı burdan dedi.

Nereye?dedim Devlet hastanesinin acilin tam karşısına,al sana bir şok daha :wacko: inanmıyorum ya dedim kapısının önünden geçmişim fark etmemişim,o sinirle onca yola ve elimdeki poşetlere aldırmadan geri döndüm yüzüm kıpkırmızı eczanenin kapısını ayağımla iterek açtım içeri girdim eczacı gülerek" buyurun "dedi.

Boğazımda ki ağrıya rağmen avazım çıktığı kadar "kardeşim adres değişikliğinizden neden kimsenin haberi yok bu hasta halimle ve bu poşetlerle bana onca yolu yürütmeye ne hakkınız var"dedim bakarmısın! sanki markete beni eczacı göndermiş.

Adamcağız tezgahın ardından fırladı elimdeki poşetleri aldı "şöyle oturun hastaneyi tembihledik ama unutmuşlar herhalde"dedi

Sağlık karnemi uzattım bir şey içmek istermisiniz dedi hayır dedim beş karış suratla..

Biraz sonra elinde tek bir ilaçla geldi buyurun dedi

Bu ne?dedim :unsure:

Vitamin ilacı bugün herkese aynı ilacı yazmış doktor

Al sana bir şok daha...

Ben ona hastalığımı anlattığım halde bana bunumu yazmış aptal kadın bunlara nasıl diploma veriyorlar boşuna pratisyen kalmıyorlar bilgisizliklerinden tabi kırk tane laf sayıp "kalsın"istemiyorum dedim poşetlerimi alıp tekrar yola koyuldum..

Eve gittim başıma gelenleri anneme anlattım aldığım cevap "akılsız başın çok çeker ayakları"oldu sağol anne bu sinirin üzerine..

Sonra niye akıl etmedim diyerek mutfaktaki ilaç çekmecesine yöneldim ben bu hastalıktan yılda kaç kez doktora gidiyorum mutlaka ilaçlarımdan vardır yanılmamışım bir sürü aynı ilaç,bir kaç hap bir burun spreyi oohhh birazda dinlendimmi tamamdır..

Uzanmış olduğum koltuktan ev telefonun sesi ile kalktım,numaraya baktım arama yazıyor numara yok ,açtım son derece kibar bir adam aile planlamasından aradığını söyledi, yanlış istikamet dedim.

Bu evde o planlamaya ihtiyacı olacak biri yok dedim.

Adam bana bekarmısınız diye sordu evet dedim annemde 65 yaşında dul bir kadın siz gidin güneydoğu'daki evleri arayın..

Bunun üzerine adam peki bakiremisiniz?diye sordu :wacko::blink: bu kaçıncı şoktu aynı gün içerisinde yarabbi..

Bana böyle birşeyi sormaya nasıl cesaret edebilirsiniz deyip ağzıma geleni sayıp telefonu adamın yüzüne kapattım.

O sırada kapı çaldı annemin nereye kaybolduğunu düşünerek kapıya gittim,genç bir adam dileniyor,tabi henüz geçmemiş sinirimden oda nasibini aldı hem parayı verdim hemde bir sürü laf saydım güya iyilik yapıyorum , kapıyı kapatırken adam bana "düşmez kalkmaz bir Allah'tır" dedi,kapıyı kapatıp hem dileniyor hemde hazır cevap diye söylenerek mutfağa yöneldim ocakta kaynamakta olan çayı gördüm uzandım...Bir çığlık çaydanlığın buharı elimi yaktı,al işte kırarsan dilencinin kalbini Allah böyle sorar sana dedim..

Tekrar ilaç çekmecesini yanık merhemi aramaya

0 Yorum


Önerilen Yorumlar

Gösterilecek hiç bir yorum yok

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.