Çaresizlikmidir insanı güçlü kılan?
Koşarak acil servis kapısında içeri girdim hiç tanımadığım bir şehirde hayatımda ilk kez gördüğüm yüzler meraklı bir şekilde bana baktı "acil bir hasta geliyor"dedim gencecik bir delikanlı ayağa kalktı "nesi var"...Diye sordu doktormuş..
Bilmiyorum kalple ilgili bir sorun galiba ..dedim
Herkeste bir telaş sedye uzatılan ve sedyeden daha uzun boyu olan kişi,ağabeyim..
Tetkikler,tahliller ekg çırpınıp duran genç doktor..
Sizi Erzincana göndermek zorundayız ekg de bulgu görüldü,kardiyolojinin mutlaka görmesi lazım bu şekilde yola devam edemezsiniz...
Ne gerekiyorsa yapılsın,dedik
Sonra ambulans,ambulansın arkasında biz arabayla 140 km süratle ıpıssız yollar ve sanki rabbim bize aydınlık versin diye elimi uzatsam dokunabileceğim yakınlıkta her yeri aydınlatan kocaman bir lamba gibi dolunayı göndermiş..
Yine acil servis yine bir telaş,yabancı bir şehirde kimseyi tanımadığım bir hastenede yabancı ve yolcu olduğumuzu öğrenen insanların acıyan yüz ifadeleri....
Hanımefendi eşinizin yatış işlemlerini yaptırın...
Eşim değil ağabeyim ama açıklama gereği duymadım o anda bunu düşünecek halim yoktu..
Koşturuyorum benden başka güçlü yok üzülünce migren krizine giren ablam eli ayağına dolanmış teyzemkızı ve yüksek tansiyon hastası aynı gün annesini kaybetmiş annem...
Yoğun bakım...kardiyolog açıklama yapıyor bize hastanızın durumu ciddi ağır bir kalp krizi geçiriyor..Hepimiz donduk sanki..
Verin hastamızı bize sevk edin ambulansla Trabzon tıp fakültesine götürelim..
Şuan mümkün değil 48 saat kırpırdatamayız ölebilir...
Ölebilir gencecik bir insan daha 20 dakika öncesi hiç birşeyi yoktu nasıl olur,nasıl olur?
Ölebilir dilde ne kolay söyleniyor oysaki ne kadar ağır ve kabullenmesi ne kadar zor bir kelime..
Yanına giremiyoruz koroner yoğun bakım servisinin kapısı önünde bekliyoruz aynı aileden dört bayan yanımızda bulunan tek erkek şuan içerde hayatta kalma savaşı veriyor..
Hepimize yabancı bu şehirde birbirimizden destek alıyoruz...Haber vermek lazım hem gideceğimiz yere (hatay)çünkü bekleniyoruz hemde memleketimize Trabzona..
...Ve telefon trafiği başlıyor bir kaç kişiye biz haber veriyoruz ve sonra hiç susmamacasına çalan cep telefonlarımız duyan bir diğerine haber veriyor bir kez daha kalabalık ve birbirine bağlı bir aileye mensup olduğum için şükrediyorum duyar duymaz yola çıkanlar bir telefonla yanımıza insanlar gönderenler bizi alıp evlerine götürmek isteyen yabancı şehrin hiç tanımadığımız sımsıcak insanları..
Bizim dört saatte kat ettiğimiz yolu iki saatte kat edip gelen akrabalar..
Hastane kantininde toplanıyoruz ne yapalım bir gurup burda kalsın diğer bir gurup Hataya cenaze evine doğru yola çıksın..
Beni yola çıkanlar yanlarında istiyor çünkü annem gidiyor annesinin cenazesine...
Arabaya biniyorum gözüm hastanede ya kötü birşey olursa..başım arabanın camına dayalı sürekli dua ediyorum.
O beni evde yalnız bırakmayıp yanına almıştı yola çıkarken,üstelik istemediğim halde "bana arkadaş olursun" demişti,şimdi ben onu burda bırakıp onunla çıktığım yola onsuz devam ediyorum...
Ertesi sabah erkenden varıyoruz hataya yol boyunca kimse gözünü kırpmamış cenaze defnediliyor ve ertesi gün yine yoldayız iki günde 2500 km yol dile kolay,
Aynı gün Erzincan'dan bir ambulans Trabzona doğru yola çıkıyor gece yine hastane kantininde bu sefer çok daha kalabalık buluşuyoruz herşeyini tanıdığımız evimiz şehrimizdeyiz daha bir güçlüyüz...
Hepsi birbirinde harika doktorlar tüm sorularımıza sabırla cevap verip yarım saate bir bilgi almak isteyişimizi hoş görü ile karşılayıp sürekli moralimizi yüksek tutmaya çalışmaları gerçekten takdir edilecek bir durumdu..
Taburcu ev,halen devam eden ziyaretci akını,ne çok dostumuz ne çok sevenimiz varmış hepsinden Allah razı olsun..
Ne kadar güçlü olursam olayım yaşadığım stres ve yorgunluğa bedenim ilk tepkiyi verdi tüm vucudum ateşli bir şekilde kabardı her yerim yüzüm gözüm şişti kocaman kıpkırmızı kabarcıklar,kurdeşen dökmüşüm dedi doktor şuana kadar ne olduğunu hiç bilmediğim ama bizzat yaşayarak öğrendiğim bir hastalık neyseki geçiciymiş...
Şimdi evden arıyorlar beni "nasılsın"diye gülüyorum geçer,geçer diyorum biz neler geçirmedikki...
Bir şeyi bir kez daha idrak ettim kardeş hiç bir şeye benzemiyor ne kadar kızarsak kızalım onun sevgisini Allah yüreğimizin içine yerleştirmiş insanın yüreğinin tam ortasına bir kor düşüyor anlatılmaz bir şey bu,yaklaşık on beş gündür psikolojik olarak benimde kalbim ağrıyor yani onun ağrısını hissediyorum...
Şükürler olsun sana rabbim verdiğin ve vermediğin her şey için binlerce kez şükürler olsun..
Önerilen Yorumlar
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.