SORGULAMA
Acıma hissi, acındırma zilleti. Acınacak haliyle başkalarına acıma.. incinme ve başkalarını incitme.. gücenme ve gücendirme.. öfkenin dozunu indireyim derken acıma ruh haletine düşme.
Aslında acınacak biri var: Ben.. insan olamayışıma, ihsan sırrına eremeyişime, mürüvvetsizliğime, dostlardan ne gelirse gelsin göz yumamayışıma acıyorum... Hani dostlarla ahd ü peyman vardı, bozunca yenilenirdi. Feragat, fedakârlık destanlarını ne çok dinlerdin. Kötü gün, dost günüdür derdin. Dertle, dertlilerle beraber ağlama, gömülü olanlar içindir.
Tevazu bir fazilettir, taşıyan için şereftir. Bencillik şeytanîdir. Gönlünü alçaltmayanın, duyguları alçalmaya namzettir. Bencillik insanı şımartır.. laubalileştirir. Tevazu, kemal işareti ve mevhibe-ilahidir. Güzel haslet ilahi bir donanımdır.
Başkalarına acımak geldi içimden. Aslını araştırınca, nefretin, sevgi kıtlığının değişik bir buuda dönüşmesini gördüm. Km ve nefret yerine, belki acıma daha ehven... Ama elden gelmiyor ki iyisi, güzeli... Rabbim “Takva dairesinde olanlara yol gösteririm.”buyuruyor. Lakin...
Beraber başladığım dostlara acıdım. Dostların ümidinin kırılmasına ben sebep olmamalıyım. Dostlar burada da bana acıdı; cephede firardan beni yine onlar kurtardı.
Usul bilmemek ne zor Ya Rab!. Uç-beş dikene takılıp gülbahçesini görmemek... Dost olarak Rab yetmez mi? Herşeyi O’ndan istemem gerekmiyor muydu? Herşey bir imtihan; dost da düşman da... İltifat da tahkir de... Kahr u lütfu bir bilmeyi, ben tadamayacak mıyım? Yoksa bende insanlığa istidat yok mu?
Cismaniyetime takılışıma, ruhsuzluğuma, akrila formül arayışıma acı Ya Rab! İradeleri felç eden uyuşukluktan kurtar Ya Rab!..
Hizmet edenlere, hizmet kervanına yük ve angarya olmak da var. Ya atılımlar çağında geriye çekilmeye ne demeli, cephe firarı.,. Çağla hesaplaşma, geri düşüncelerle, benim gibi usul bilmez zavallılarla nasıl olacak? Aman Ya Rabbi acı bana.. benim gibilere. Başımızda bir sevda var gibiydi, aman rüzgarlara kaptırtma.!
Beni bitiren benim boşluklarım. Laubali, sergerdan, hain nefis, bencil gönül!. Ne zaman şirin, sıcacık, munis, hesapsız, dobra dobra olacaksın? Ne zaman azimli, kararlı, dengeli, inançlı, ümitli, kara sevdalı, vefalı olacaksın? Hasbilik nerede? Nice defa programlandın, nice defa virüs yedi programını!. Yoksa istidadını gulyabaniler, kobralar mı yuttu? Bu iş maceraya gelmez.. Donkişotluk götürmez.. amel ister, hasbilik ister... Gaye rıza-i İlahî olmalı. Herşeyi O’ndan bilmeli. O’na kilitlenmeli, Onca yaşamalı..
Hizmet etme gayesi, hizmet etme payesine dönüşmüş.! Arslan payı istiyor her zaman
ham ruh! Alicenap olma varken, kötülüğü kötülükle savma ahmaklığı da neden? Nefsine set çekme yerine, nefsini hakem yapma ne çirkin.. öfkesini yutup, gururunu ayak altı edeceği yerde; sitem, yüze vurma, dostları dilgir etme.. ne zavallılık..,
Her an teftişte olduğunu unutma, ihsan şuuru yoksunu! Allah sağlam iş yapanları ister; devamlı olan amel makbüldür. Onlar Allah’ın sevdiği insanlardır. Avukatlık dostlara, savcılık nefse değil miydi?
Yetmez mi? Misafir kaldığın hizmet kervanına. Hz. Halid üç gün içinde: “Halid misafirliğini atsın” talimatını almadı mı? Boşluklarını doldur! Samimiyette, ihlasla, müsamaha ile, insaf la, nice güzelliklerle doldur! Sen doldurmazsan şeytan doldurur.
Çağ ile nasıl hesaplaşır sen gibisi? Hangi planla? Hangi beyin hamülesi ile? Sen mi bahar çiçekleriyle O Kudsi’nin mezarı başında Fatiha okuyacaksın! Nerede o inkılapçı ruh sende? Azmin yeter mi? Kararlı mısın? Kendine güveniyor musun? Vefalı olabilecek misin? Yeter görme, suçluluk psikozu, felç olmuş iradene ne demeli? Gerçekleri görmeye tahammülün var mı? Reh-i sevdaya girmiş cününu anlayabilir misin?
Meşveret için gerekli performansa sahip misin? Kitap nedir bilir misin? Rehberlerin ölçüleriyle ne denli mücehhezsin? Hakk için kılıç çekebilecek ve çekilmiş kılıcı yine Hakk için kınına koyabilecek misin?
0 Yorum
Önerilen Yorumlar
Gösterilecek hiç bir yorum yok