Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Mutluluklar pazarlarda alınıp satılır oldu.

Betonlaştı gözyaşları, yürekler katılaştı.

 

Kimse kimseyi sevmiyor, kimse kimseye acımıyor, yanmıyor.

 

Güzellikler bile parayla alınıp satılıyor artık.

 

Namussuzlar çoğaldıkça namuslular azaldı.

 

Makamlar büyüdükçe beyinler küçüldü.

 

Herkes firsattan istifade edip cebini şişirmeye çalışıyor, yetimin,

 

yoksulun hakkına tecavüz ediyor.

 

Gözlerde güneşin sıcaklığı, vicdanlarda doğruluğun aklığı

 

kalmadı çocuk. Yürekler gibi gözlerde kirlendi.

 

Sevinçlerimizi, şiirlerimizi, kitaplarimizi yok ettiler,

 

alıp götürdüler bizden uzaklara insani duygularımızı.

 

Toprağımız küs şimdi bize, ğögümüz de küs.

 

Bilmem ki nasıl anlatılır sahtekarlığın, cüzdanın ve vicdanın kirlenmişliği

 

bir ülkede . Erdemin, fazilletin, sevginin ve dostluğun çürümüşlüğü.

Gökyüzü hepimizin değil mi? ya yeryüzü.

 

Neden vicdanları gibi gökyüzünüde, yeryüzünüde

 

kirletirler çocuk. Doğaya, insana, kuşa, çiçeğe,

 

emeğe bu düşmanlık niye...

 

Bilmezlermi ki, bunları sevmekle başlar yaşam.

 

Bu kin, nefret ve düşmanlıkla nereye varacak dünyamız.

 

Bunlar sevmeyi bilir mi çocuk? zerre kadar bir vicdan

 

taşımışlar mı yüreklerinde?

 

 

Hayatta hiç sevmişler mi bir ırmağın türküsünü?

 

Gümbürtüsünü bir ormanın durup dinlemişler mi?

 

bir pınarın akışını, yağmurun yağışını?. Bir türkünün,

 

bir şiirin güzelliğini, bir dostluğun ve

 

sevdanın sıcaklığını yaşamışlar mı hiç? Gülümsemişler mi

 

çocuklara bahar gülleri gibi, okşamışlarmı saçını

 

bir öksüzün. Vurmuşlar mı sesini dağlara, çağlayanlara?

 

Oturup ağlamışlar mı yavrusu vurulmuş bir cerenin acısına.

 

Duymuşlar mı oğlu mahpus bir ananın feryadını yüreklerinde...

 

Yalvarma güzel çocuk, dillerini utandırma.

 

Utandırma dillerini, dillerin ki dağ yelidir senin;

 

Pınarların sesi, kuşların ötüşüdür.

 

Bükme boynunu gözlerini utandırma, gözlerin gökyüzüdür senin,

 

mavi gülüşlü bir çiçek. Yalvarma çocuk; sesini utandırma.

 

Gülün kokusudur sesin; rüzgarın nefesi, ırmağın türküsüdür.

 

Yalvarma çocuk; ellerini utandırma.

 

Yokluk, yoksulluk kötü bilirim. Umudu, sevinci,

 

onuru utandırma. En güzel senin ellerindir çocuk ekmeği tutan, suya uzanan.

 

Ey çocuk yoksulluğunu öfkeli bir bıçak gibi taşı

 

yüzünde ama yalvarma, utandırma yüzünü.

 

Utancını ve hıncını güneşin sarısı gibi yüreğinde sakla.

 

Unutma seni ağlatanları. Unutma utanması gerekenleri ama sen ağlama, utandırma gözyaşlarını.

 

Aşk için ağla, dostluk ve sevgi için. Ama yoksulluğun için ağlama, yalvarma, utandırma gözyaşlarını çocuk.

 

Bırak dereler ağlasın senin yerine, rüzgarlar,

 

pınarlar ağlasın ama sen ağlama. Deli taylar gibi sev yaşamı,

 

aşkı sevgiyi ve umudu. Yüzün her koşulda onuru,

 

öfkeyi, sevinci, direnci taşısın; Yılgınlık, bezginlik olmasın.

 

Yeri geldiğinde sormalısın yoksulluğun hesabını..

 

Elimden tut ey çocuk; utandırma ellerini.

 

Tut elimden güneşe yürüyelim, sevince,

 

umuda, neşeye yürüyelim. Tutki güneş doğsun,

 

serçeler sevinsin. Zulümler, karanlıklar çekilsin üstümüzden.

 

Tut ki tomurcuklar açsın, büyüsün çocuklar, serceler ucsun,

 

tohumlar ekilsin, yeşersin umutlar.

 

Bir demet ışık saçılsın dünyaya, açılsın,kapılar açılsın,

 

kalmasın esaret, ezilmişlik, açlık. Kimse kimseye avuç açmasın,

 

çocuklar ağlamasın, utanmasın analar,

 

babalar yoksulluktan yokluktan. ağlamasın.

 

Ah… çocuk!

vakitsiz açan ,bir çicçek tarlası gibi yüreğin

beyaz kardelenler, sarı papatyalar

bükmüş boyunlarını ip - ince boynundan

güneşe bakıyorlar... her iç çekişte

dünyanın bütün çiçekleri kanamada

bütün kuşları havalanmada

umudun evi yok, sevincin adresi neylersin çocuk...

 

ah…. çocuk!

vereceksen, rüzgarlara ver sesini, tomurcuklara

baharı muştulasın yarınlara mümkünü yok artık, gittiğim her yere

soluk yüzünü taşıyacağım

ve seni her düşündüğümde

çağımın utancını yaşayacağım ah! çocuk

0 Yorum

Önerilen Yorumlar

Gösterilecek hiç bir yorum yok

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bir yorum ekle...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.