Gel seninle koşmaca oynayalım gülüm;
Gel seninle koşmaca oynayalım gülüm;
Beni tutma, koşturayım dört nala kızıl atımı.
Bu akşam ağır bir kitap kadar dolu ve sessizim
Bırak beni, bırak da ağlayayım.
Ben koşmacayı doğduğumda örgendim.
Bir de ağlamayı,
Köy ise bayram etmeyi öğrendi, ben doğduğumda.
Yol kenarında bir ot oldum,
Neşe verdim gelen-geçen bahara - yaza,
Yaylada çam olamasamda karaağaç oldum,
Güneş olamasamda yıldız oldum gecelere, sise - dumana
Örste çekiç yesem de nal olmadım,
Keskin bıçak olmak varken ite, ete, halden bilmez namussuza
Ruhum ise asla pes etmedi,
Ya yol buldum, ya da yol açtım arkamı kocaman kalabalığa dönerek kocaman gözlerin kadar kocamanlardı.
Mumun - mumu tutuşturması gibi, sayemizde avuç içi insanlık, kalabalıklaştı.
Sonra annem beni bırakıp gitti ,
Patika yolda, 38 numara kara lastik izi çamura saplayarak
Ben yine kocaman gözlerini buldum lapaza yaprağında.
Kapattım annemin yokluk izini yumuşak ve usulca.
Özlem yağmurlarında yaprağı kaldırıp,
O kutsal ayak iziyle sohbet ederdim,[/sup][[/color]
0 Yorum
Önerilen Yorumlar
Gösterilecek hiç bir yorum yok