KELAM BİTTİ...

Yüreğime Katık Ettim Yüreğini - Kelam Bitti Aşkın Bildim Gereğini
bilcümle acılar uğrağımdır
yaban değilim arkadan okunan dualara
ne zaman bir adım atsam
ne zaman saçlarına dokunsam mutluluğun
şarkılardan bir kırbaç iner yüreğime
hücre cezaları bulur gözlerimi
hüzün esrik bir tebessümdür dudaklarımda
her yağmur bir intikam, yüreğime
yağmuru tanımayacak kadar
galesiz değildi haykırışlar
vuslat, her dem biraz daha ufuk
her dem biraz daha ölüm gökkuşağı
esrarlı bir sima ile çekilen sigara
şiirin ayrılık yüzü, ıssızlığımdır
ışıksızım, yansızım, yalnızım
hayalin dahi yasak, yalnızım
gözlerim velfecr
bağrıma bastığım mavzerim
puslu bir bahar sabahıdır
önce güneş sonra yağmur
namlusu olmayan eyvahıdır
gurbetin
öfkem kanımda, açım, sigarasızım
günler devrilmiyor zaman isyandır
matem çeteliyor yüreğim
yüreğim bir kaçak, bir muharibin anılarıdır yüreğim
hırıltıları kesiliyor feryadın, gece aç it
yürüyorum marşlarım dilimde
yürüyorum denizin sığ suları uçurum
yürüyorum yalnız gurbettir yürünülmeyen
yürüyorum acının ne olduğunu bile bile
yürüyorum acının olduğu yere
kesip atmak mümkün mü sakallarım
eskileşen bir emanettir aynalarda
ben değilim belki yüreğimdir kurşunlanan
ben değilim bahara karşı gelen, susan
saat yâr zamandır, sükutlar suzinâk
yağmur sesi içimde gözlerinin ayrılık hediyesi
haksızlık etmedim aşka, ölümüneydi sevmem
nef’i olduysam bazen siham-ı kaza’dır dünya
dünya, ellerini tuttuğum arafat
âfet-i candır yüreğim ahd-i atik’ten beri
kaldır ve oku yorgun kelimelerimi
yükselen dumanlar ellerimle yaktığım gemilerdir
oku ve dumandan ağıtlar yak saçlarıma
seni sevdim diye sürgündeyim müebbed suçum
çocuklara anlatılan masalım korkudur
bunu hak etmemiştim oysa
ben, yağmur ve karda sokakları bekler
kimsesizliğini alırdım çocukların rüyalarında
kırların kokusu benden sorulurdu
patlayan bisiklet tekerleri çalınan meyveler
defne yaprağını ben bulmadım suçum değil mevsimler
ne söyledimse dinç görünmektir geçen zamana
ne söyledimse denize sarılmaklığımdandır
seni bildim diye ıpıssızım
hasret
gözlerimin şavkında susuz goncagül
ellerimde büyüyen başaklardır, bakışlar
saçlarıyla eyleştiğim gökyüzü hor bakar bana
hor bakar pusatsız karşısına dikildiğim gece
sevdim diye öfke kusar arz-ı kadim
naçarım, ince derdlerle yanar bağrım
ne dinçliğim kalmıştır tufandan beri
ne dikili ağacım kenan ilinde
tedirgin bir heyecanım sesinde
titremiyor, susmuyor belki rüzgar
hani bahara kıyam durunca gül ağacı
hani tuzunu sürersin ya dudaklarına denizin
hani görmüştüm ya yağmurunu gözlerinin
artık heyecanım, aşkın peşinde
ne dedimse övünçtür insanlara
günahsa vebali benim
günahsa sevdanın bu boyutu
alçaklığını haykırmak suçsa ayrılığın alnına
özgür değilse yürüyüşüm bir bulut kadar
sırtımı dönüyorum kurşunla hayat
elinde ölümüm, yüreğim elinde
yüreğime katık ettim yüreğini
kelam bitti aşkın bildim gereğini...
Kâni Çınar
0 Yorum
Önerilen Yorumlar
Gösterilecek hiç bir yorum yok