Zıplanacak içerik

USTA'NIN HİKAYESİ...

 

Kulaklarımda keskinin taşa vuruş sesleri. Yüzlerce keskinin yüzlerce taşı işleyişinin sesleriyle

her günkü gibi bir gün. Ustalarım harıl harıl ortalığı toza buluyorlar. Bir gün o toz kalkacak ve tanrıların lütfuyla onlara armağan olacak olan benim ellerimin çizdiği kutsal yapı çıkacak ortaya. Ben bu cesareti nereden buldum ? Kutsal olana kutsal armağanlar sunma cesaretini; yaratma cesaretini...

Kızgın güneşin altında, toz bulutları arasında birbirleri üzerine eğilmiş bir adam, bir çocuk.

Adamın saçları sakalları toza bulanmış. Ve kirpikleri. Sabırla dokumakta vücudunu kavuran güneşi

önündeki taşa. Kralın bir oğlu olduğu gün başlamışlardı bu sarayı yapmaya. Kahinler hayırlı haberler getirmişlerdi yolcudan. Yerlerin, göklerin ve ikisi arasındaki tüm canlıların hükümdarı olacaktı doğacak çocuk. Sarayı da ona layık olmalıydı. Gelen bir güneş kraldı güneş kralın yerine. Bu saray da güneşin sarayı olmalıydı.

Babam bir taş ustasıydı. Onun yanında öğrendim her taşı, her türlü yontu tekniğini.

Babam iyi bir ustaydı. Öyle söylerlerdi. Önündeki taş yavaş yavaş kendi tozu içine gömülürken susar, susardı. Bazen gözleri işinden biraz kalkar, beni görünce gülümserdi. Böyle zamanlarda aletlerini taşın üzerine bırakır, kendisi konuşmaya başlardı. Çok kısa ve öz olurdu bu anlar. Taşı dinlememi ister, bunu nasıl yapacağımı anlatırdı. “Ne işlediğime bak,” derdi. “Her taşın ve her desenin sesi değişiktir. Önce duymayı öğreneceksin. Sonra daha yolun uzun.” Burada duraklayıp yüzümü avucuna alır; “Sen,” derdi “Senin yolun benimkinden çok uzun.”

Böyle ara verdiği zamanlarda, taşın üzerinde biriken tozu temizlememe izin verirdi. Aletlerini;

çekicini ve keskisini kutsal şeylere nasıl dokunulursa öyle alırdım taşın üzerinden. Parmak uçlarımda algıladığımın gözlerime aşikar olması beni en heyecanlandıran kısmıydı babamın yanında geçen saatlerin, günlerin. Ustabaşı Kartalgöz de, ben ona öyle derdim, beni böyle çalışırken görünce şakadan kaşlarını çatar, “Dışarıdan gelip iş tutanlara yevmiye yok !” derdi. Sonra gülüp eklerdi. “Babana iyi bak. Onun ellerinin nasıl iş işlediğini gör. Onun kadar iyi bir usta olunca bir gün kendi yanıma alacağım seni.” Hayır. Bunu, bu son kısmı yalnızca bir kere söyledi. O an aklıma koymuştum işte.

Ben, ustaların ustası olacaktım.

Ailem... Yemek yerken sık sık durup onları izlerdim. Sanki onları kafamda dondurup taşa

işleyecekmişim gibi. Ses çıkarmadan hızlı hızlı yemek yiyen kızkardeşlerim. Onların aksine durmadan konuşup gülen annem. Babam, onunla konuşmayı severdi. Sürekli birbirlerine birşeyler anlatıp gülerlerdi. Konuşmaları ve kahkahalarıyla bezenirdi soframız. Çok yorulurdu annem. Yine de her zaman her yerde, hepimizin yanındaydı. Gülüşü en büyük desteğimizdi. Şimdi gözlerimin önüne geliyor da;

nasıl özledim. Hep birlikte yemek yediğimiz bir akşamüstü, suya uzanan ince bedeni, yüzüne düşen

üstlerini ördüğü uzun kara saçları belirdi önümde. Sürmeli gözler her birimizi bir kez daha süzdü, sanki hiç gitmemişler gibi.

Ağabeylerim de taş işlemeyi öğreniyorlardı başka ustaların yanında. Ancak yüzlerine baktığım-

da orada bir taş ustası göremiyordum. Doğru işi yapanlardaki yüz aydınlığı yoktu onlarda. Nedense

bana kızarlardı. Bu hevesim onların isteksizliğini daha da ortaya çıkardığı için mi ? Çekingen devinim lerle, gözleri masadan ayrılmadan yemek yiyen kızkardeşlerim. Hep sessizdirler.

Ağabeylerim beni üzdüğünde annem beni avutur, onlara kızmamayı öğretirdi. Ben şanslıydım.

Ne istediğimi bulmuştum.

0 Yorum

Önerilen Yorumlar

Gösterilecek hiç bir yorum yok

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için şimdi oturum açın.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bir yorum ekle...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.