Bir Hastahane Öyküsü
Bu yazıyı okuyacak ve sonunda hayata ve
ilişkilere bakış açınız değişecek.!!!
Ileri derecede hasta iki adam ayni hastane odasındaydılar.
Adamlardan birinin her öğleden sonra 1 saatliğine oturmasına izin
veriliyordu,cigerlerindeki suyun süzülmesi için. Bu hastanin
yatagi odadaki tek pencerenin tam yanindaydi. Diger hasta ise hep
sırtüstü
yatmak zorundaydı. Bu iki hasta saatlerce birbiriyle konuşur, eşlerini,
ailelerini, evlerini,işlerini, askerlik anılarını, tatilde gittikleri
yerleri anlatirlardi birbirlerine. Pencerenin yanindaki hasta, her
öğleden
sonra oturmasina izin verdikleri saati diger hastaya pencereden
gorebildiklerini anlatarak geciriyordu. diger hasta hep bir sonraki
gunu
iple cekmeye
basladi, dışarıdaki renkli ve hareketli dünyayı dinlemek için.
Pencere,icinde cok güzel bir göl olan parka bakıyordu.
Ördekler ve kuğular gölde yuzerken cocuklar model bot'larini suda
yuzduruyorlardi. Genc asiklar,gokkusaginin tum renklerindeki ciceklerin
arasinda kol kola dolasiyorlardi. Ulu agaclar etrafi susluyor, uzaktan
sehrin silueti gorunebiliyordu.
Pencere kenarindaki adam bunlari muhtesem bir detayla
anlatirken, odanin diger ucunda yatan adam gozlerini kapar ve bu
muhtesem
manzarayi hayalinde canlandirirdi. Sicak bir ogleden sonra, pencerenin
yanindaki adam gecmekte olan bir
senlik alayini tarif etti. Diger adam bando seslerini duyamasa
bile hayalinde canlandirabiliyordu, pencere kenarindaki adamin
tasviriyle. Gunler ve haftalar gecti. Bir sabah banyo yaptirmak
icin su getiren gunduzcu hemsire pencere kenarinda yatan hastanin
cansiz
bedeniniyle karsilasti: uykusunda, huzur
icinde ölmüştü. Hüzünlendi, hastane gorevlilerini cesedi
disari tasimalari icin çagirdi. Uygun zaman gectigine kanaat getirir
getirmez, diger hasta pencerenin kenarindaki yataga tasinmasinin
mumkun
olup olamayacagini sordu. Hemsire memnuniyetle istegini yerine
getirdi,
hastanin rahat oldugundan emin olduktan
sonra onu yalniz birakti. Yavasca, duydugu aciya aldirmadan, bir
dirseğine
yaslanarak disaridaki dunyaya bakmak uzere yatagindan dogruldu
adam.Sonunda,
disariyi kendi gozleriyle gorme zevkini yasayabilecekti. Pencereden
disari
bakabilmek icin yavasca donmeye zorladi kendisini. Pencere, boş bir
duvara
bakiyordu. Adam hemsireye, vefat eden oda arkadasinin pencerenin
disinda
gorunen harika seylerden bahsetmesine sebep olan şeyin ne olabilecegini
sordu. Hemsirenin cevabı, ölen
adamin kör oldugu ve pencerenin onundeki duvarı görmediğiydi.
"Sanirim seni cesaretlendirmek istedi" dedi.
Epilog: Diger insanlari mutlu etmek cok buyuk mutluluk getirir, kendi
durumunuz ne olursa olsun. Paylasilan dertler yarisi kadar üzüntü
verir,
paylaşılan multuluklar ise iki katı artar. Kendinizi zengin hissetmek
istiyorsanız, sahip olduğunuz ve paranın satın alamayacağı her şeyi
paylaşın.
0 Yorum
Önerilen Yorumlar
Gösterilecek hiç bir yorum yok