Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

yam_yam' ca

  • başlık
    100
  • yorum
    47
  • görüntü
    388.384

Eğitimde Köktendinci İşbirliği


Son günlerde, modern bilimin Darwin’in evrim teorisini tamamen reddettiği şeklinde savlar HY takma ismi ile evrime ve bilime karşı mücadele eden kişi ve kişilerce, ve belli bazı çevrelerce sık sık yinelenmektedir. Bu savlar tamamen gerçek dışı olup evrimle ilgili olarak toplumumuzu yanıltma amacını taşımaktadırlar. Günümüzde biyoloji alanında yapılan eğitim, öğretim ve araştırmalar evrimi temel almaktadır. Evrim biyolojideki en önemli kavramdır. Evrimden sözetmeden biyoloji öğretmek periyodik cetveli anlatmadan kimya öğretmeye benzer. Ülkemizde ve dünyada bazı kimseler dinsel kaygılarla evrime karşı çıkmaktadırlar.

 

Yeryüzünde insanın varlığını sürdürebilmesi, hem kendi evrimini hem de diğer canlıların evrimlerini ayrıntılı biçimde anlamasına bağlıdır. Evrim olgusu dünyanın döndüğü gerçeği kadar gerçektir. Bugün binlerce bilim adamı evrimin olup olmadığı konusunda değil, evrimin nasıl olduğu konusunda araştırma yapmaktadırlar. İnsan genom projesinin de başarıya ulaştığı çağımızda insanlık, başka türlerin olduğu gibi kendi türünün evrimini de yönlendirebilecek konuma gelmiştir. Halkımızı ve özellikle gençlerimizi bu konudaki bilimsel gelişmelerin dışında tutmak kendi evrimimiz ve diğer canlıların evrimi konusunda söz sahibi olamamak anlamına gelir.

 

....................................

 

Prof. Dr.Aykut Kence (ODTÜ Biyoloji Bölümü

 

Yazının devamı için : http://www.universite-toplum.org/pdf/pdf.php?id=62

 

 

Bir Milli Eğitim Bakanı, merkezi ABD'de bulunan yaratılışı araştırma enstitüsü adında köktendinci bir Hıristiyan kuruluş ve adında bilim ve araştırma sözcükleri geçen bir vakfın Türkiye'de biyoloji eğitimini dinsel bir temele oturtmak amacı ile yaptıkları ve okullarımızda etkileri hala süren işbirliğinden söz etmek istiyorum. Yaşam ortak bir geçmişi mi paylaşmaktadır? Diğer bir deyişle canlı türleri evrimleşerek mi günümüzdeki görkemli çeşitliliğe ulaşmışlardır? Bilimin 150 yılı aşkın bir süredir araştırdığı bu soruya yanıtı evettir. Ne var ki bilimin bu yanıtını kabullenemeyen dinci çevreler, evrim kuramını karalamak ve çarpıtmak için aralarında ABD ve Türkiye’nin de bulunduğu çeşitli ülkelerde muazzam bir çaba harcamaktadırlar. Bu çabanın en büyük hedefi de orta öğretimdeki öğrencilerdir. Bu nedenle Türkiye’de 20. yüzyılın bilimi olduğu söylenen biyolojinin ders saatleri orta öğretimde en aza indirgenmiş ve biyoloji derslerine çağdaş hiç bir ülkede görülmeyen biçimde, evrime seçenek olarak yaratılış görüşü eklenmiştir. Yaşamın ortak bir geçmişi paylaştığını söyleyen evrim kuramına karşı İncil'deki yaratılış öyküsünün kelimesi kelimesine gerçek olduğunu savunan Yaratılışı Araştırma Enstitüsü (Instute for Creation Research), ABD'de yaratılış öyküsünü orta öğretim ders programlarına sokmanın mücadelesi içindedir.

 

Yaratılışı Araştırma Enstitüsünün (ICR) yayın organı olan Acts and Facts dergisinin Aralık 1992 sayısında “Türkiye’de Tarihi Yaratılış Konferansı”(1)başlıklı haberde şu satırlar yer almaktadır: “1980’li yılların ortalarında birgün ICR, Türk Milli Eğitim Bakanı Mr. Vehbi Dinçerler’den, davetsiz bir telefon aldı. Dini bütün bir müslüman olarak Mr. Dinçerler yaratılışa inanıyordu (yaratılışın Kur’an’daki anlatımı İncil’deki ile hemen hemen aynıdır). Türk Hükümetinin bir üyesi olarak, tüm eğitim sistemine vakıf olduğu için okullarında baskın olan laik temelli salt evrim öğretimine son verip, bunun yerine yaratılış ve evrime eşit zaman ayrıldığı iki modelli bir sistemi getirmek istiyordu. Bunun sonucu olarak yaratılışın bilimsel (İncil'deki değil) kanıtlarını içeren ICR’nin çeşitli kitapları Türkçe’ye çevrildi ve Türkiye’de tüm okul öğretmenlerine dağıtıldı.

 

..............

 

Ülkemizde ise bilimsel düşünceyi gençlerimize benimsetmekten en başta sorumlu olması beklenen laik Türkiye Cumhuriyetinin bir Milli Eğitim Bakanı ABD’deki köktendinci bir kuruluşa başvurarak yaratılış görüşünü biyoloji öğretim programına sokma konusunda onların yardımını istemiştir. ABD'de başaramadıklarını Türkiye'de ummadıkları bir kolaylıkla gerçekleştiren ICR yöneticileri 1992’de çağrılı olarak Türkiye’ye gelirler. Yukarıda sözü edilen haberde bu olay şöyle anlatılıyor:

 

“... Tüm okul öğretmenlerinin ve üniversite akademisyenlerinin çağrıldığı önemli bir çıkışın, bir konferansın zamanı gelmişti. Dr.Gish ve Dr. J. Morris masraflar Türklere ait olmak üzere konferans vermek için çağırıldılar. Bu sıradışı talep, kabul edilmeden önce dikkatlice tartıldı. İki dinin (Hıristiyanlık ve İslam) yaratılış doktrinleri arasında fazla bir fark olmamasına karşın, dinler arasındaki önemli farklar gözardı edilemezdi... Halk konferansı sırasında İncil’e ve Hıristiyanlığa herhangi bir atıfta bulunulmaması özellikle istenmişti.” ICR'ın Türkiye ile sıcak ilişkileri sonraki yıllarda da sürdü. Acts and Facts dergisinin Eylül 1998 sayısında yer alan “ICR Türkiye’deki yaratılış hareketine yardımcı oluyor”(5-6) başlıklı haberde ise Türkiye’de şaşırtıcı bir hareketin gerçekleştiği söylenerek şöyle devam ediliyor: “Yıllardır topluma egemen olan laiklik ve eğitimde evrimsel darbeye artık hoşgörü gösterilmeyecek. Türkiye’den Bilim Araştırma Vakfı buna karşı çıktı ve şimdi Türk halkını Özel Yaratılışa olan inançlarına sarılarak manevi temellerine dönmeleri için teşvik ediyor. ICR'den bu konuda yardım istediler ve biz de bu isteği karşıladık.” Haberin devamında 1998 yılında İstanbul ve Ankarada yapılan evrim ve bilim karşıtı toplantılardan övgü ile söz ediliyor. Aynı derginin başka sayılarında Hıristiyan misyonerlerinin Türkiye’deki deneyimlerinden, Hıristiyanlığı kabul ederek “kurtulan” Türk gençlerinden söz ediliyor.

 

Evrim kuramı günümüzde yeryüzünde görülen biyolojik çeşitliliği en iyi açıklayan bilimsel kuramdır. Biyolojinin tüm dallarındaki buluşlar, evrim kuramıyla anlam kazanmaktadırlar. Evrimsel biyolojinin tarımda, tıpta, hatta ekonomide sayısız uygulamaları vardır. Bu nedenle son 20-30 yılda dünyada evrim alanında araştırma ve eğitim yapan ülke ve kurumların sayısında hızlı bir artış görülmektedir.

 

................

 

Prof. Dr. Aykut Kence (ODTÜ Biyoloji Bölümü)

 

Yazının devamı için : http://www.universite-toplum.org/text.php3?id=78

0 Yorum


Önerilen Yorumlar

Gösterilecek hiç bir yorum yok

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.