Zıplanacak içerik
  • Üye Ol
  • başlık
    6
  • yorum
    0
  • görüntü
    4.477

Ulan Sanal Günlük


Güncelere "tarihi-düşmekle" başlanır ya.. Sanalda buna gerek kalmıyor.. Sistemin kendisi adına "dip-not" olarak tarihini düşüyor...

 

Yazma ve düşünme "kabızlığını" yaşar durumdayım.. garip ve "net" bir şekilde "zihnim" bağlamı ne olursa olsun düşünme,ayrıştırma,derleyip-toparlay 5;p birleştirme işlemlerini yapmaya "yanaşmıyor"...

 

Mız-mız ve uyuz bir haldeyim... Eve gitsem kafayı vurup uyuyacağım,lakin zaman erken,bu sefer gecenin bi yarısı uyanacağım... "Gündeliğin-aktüalitenin" ağırlıkları böylece "düz-enlemiş" oluyor hayatımı... neyse "emekliliğe" şunun şurasında ne kaldı... yaşamak dediğin "gönüllülük" üzerine kurulu olmalı.. gerekliliklerin az olmalı,oysa biz çalışan insanlarda,durum tersi...

 

Sınıfın birinde varlık felsefesinin temel sorunlarını tartışıyoruz.Öğrencilere felsefenin varlıkla ilgili sormuş olduğu verlık var-mıdır yok mudur,varsa ne olarak vardır,kaotik mi yoksa kozmotik bir yapıda mıdır,absürd bir yapıda mıdır yoksa teleolojik yapıda mıdır şeklindeki soruların SAÇMA olmadığının GEREKÇELERİNİ anlatmaya çalışıyorum...

 

Örneğin diyorum ki onlara:Elmanın içindeki duyu ve bilinç sahibi olan bir kurtçuğu düşünün... bu kurtçuk elmanın içinde var-olmuş ve o elmanın "dışına" hiç çıkmamış olsun.. Bu kurtçuk içinde oldğu o yapıya BU BİR SINIRLI "ŞEYDİR" diyebilme olanağına sahip değildir.Elma onun için tüm-bir kainattır ve tüm bir kainat tatlı-sulu bir yapıdır...Ancak elmanın dışına çıkıp oradan baktığında ona "aa bu sınırlı bir "şeymiş" deme olanağını elde eder..

 

Biz insanlarda varlığın-kainat denilen alanın içindeyiz.. ve onun dışına çıkıp da oradan "varlığa" bakamıyoruz.. Elmanın içindeki kurt gibi durumumuz.. Bu durumda bu varlığın varlığı,yokluğu gerçekliğ-sanallığı hakkında "yargıda" bulunma hakkına da sahip değiliz..Öğrenciler söz alıyor:

 

"Hocam kainatın dışına çıktığımızda -orasının-kainatın dışı olduğuna nasıl karar vereceğiz?"

 

Bir başkası:

 

Dışarı çıkılabildiğine göre orası "dışarısı" değildir"..(arkasından ekliyor "ben ne dedim yaw".)...

 

En ilginç olanı da şu soru oluyor:

 

Hocam,kainatın "dışına" çıkmadıysak eğer ve dışının olup-olmadığını bilmiyorsak eğer,o zaman nasıl olup da biz KAİNATIN-İÇİNDEYİZ diyebiliyoruz... Herşey karıştı hocam-iç neresidir dış neresidir,neye göre... başım ağrıdı hocam....

 

İşte böyle... zamanı tüketiyoruz veya o bizi içine almış tüketip duruyor.. Şu sıralarda yine o zorlayıcı-bıktırıcı ÖZNE/ NESNE ayrımının "flulaşmaya" başlaması "yoruyor" beni.(Hoş gündeliğin içinde olmasam bu durum karşıma bir sorun olara da çıkmayacak.. hatta daha da "güzel" olacak.. Ancak gündeliğin "paradigmasına" aykırı bir durum bu.. Hatların karışmasına yol açabiliyor-"Kendimi"- ayırmakta,zorlanıyorum..) düşünsel yorgunluk-mız-mızlık da bununla ilgili galiba...

 

Bu arada seninle hala konuşamadım..sesin sıcak-sevecen ve dingin olmalı.. böyleysen sevindirici... :)

0 Yorum


Önerilen Yorumlar

Gösterilecek hiç bir yorum yok

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.