Umut sensin
'Umut nedir?'' diye sordu erenlerden bir bilge...
ve dedi ''Al sağ eline bu gümüş nakışlı tası ve sol avucuna kristal kaşığı, senin için her ne ise doldur içine...''
'' Umut akışımdır'' dedi paslı kurnaların suyu...
''Ben kendimden doğururum damlaları ve yalnızca kendime akarım, kendimle bütünleşir, kendimi kendimde parçalarım, yalnız kendimdir akış nedenim, kendi bulutlarıma uçar, kendi okyanuslarıma ağlarım''
'' Umut, esişimdir'' dedi serseri berdüşt rüzgar...
Sanma ki biri ''es'' der bana, kimse savurmaz, savunmaz nefesimi. Ağlarım kimse duymaz, kahkahamı umursamaz. Kendimi alıp götürmektir derdim, toz duman arkamdan gelir. Ben hatırlarım gezindiğim tüm yüzleri, tüm bedenleri ezelden beri, oysa ki kimse anımsamaz benim bıraktığım ürpertiyi.
'' Umut, yüzümdeki kirdir'' dedi sokak çocuğu...
'' Kim bıraktı bilmem beni, ya da kim avucunu aç da iste dedi. Sesini duyduğun midemin sesi bilmem ki en son ne zaman dindi. Yalnız kendimdir kendimi ısıtan karlı gecelerde, yanaklarım çoktan öğrendi gözyaşlarıma döşekliği.''
'' Umut, kabuğumuzdur'' dedi şehrimin haşhaş çiçekleri,
''Neden eker o nasırlı el bizi bilmeyiz ve neden söküp alır kellelerimizi. Mor yapraklarımızda doğururuz ilkin umudun rengini, sonra kabuğumuza atarız benliğimizi. İçimizde binlerce küçücük tohumlar saklarız, bizim gibi.''
Bin'leri doğuran bir'dir. O bir ise senin içinde gizlidir. Sen ''bir'' ol ki '' bin'' senden kuvvet alabilsin.
Buldum o erenlerden aşığı, dedim ki ''umut sığmaz bir gümüş tasa ya da kırılgan bir kaşığa, ben doldurdum yüreğimi taşa taşa''...
Umut sensin, umut benim...
0 Yorum
Önerilen Yorumlar
Gösterilecek hiç bir yorum yok