Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Eren Türkmen

  • başlık
    18
  • yorum
    10
  • görüntü
    66.266

Bu Kadar Sevebilir Misiniz?


pomaranska2.JPG

 

>>Bir otobüs duraginda karsilasmislardi ilk kez.... Biri tipta okuyordu,

>>öbürü mimarlikta. O ilk karsila?madan sonra, bir kere, bir kere, bir kere

>>daha karsilasabilmek için, hep ayni saatte, ayni duraktan, ayni otobüse

>>bindiler. Gençtiler, çok genç... Birbirileriyle konusacak cesareti

>>bulmalari

>>biraz zaman aldi ama sonunda basardilar. ikisi de her sabah otobüse

>>bindikleri semtte oturmuyorlardi aslinda. Delikanli arkadasinda kaldigi

>>için

>>o duraktan binmisti otobüse, kiz ise ablasinda.... Sirf birbirilerini

>>görebilmek için, her sabah erkenden evlerinden çikip, sehrin öbür ucundaki

>>o

>>duraga, onlarin duragina geldiklerini, gülerek itiraf ettiler bir süre

>>sonra...

>>

>>Okullarini bitirince hemen evlendiler. Mutluydular hem de çok mutlu...

>>Bazen issiz, bazen parasiz kaldilar ama öylesine siki kenetlenmisti ki

>>yürekleri ve elleri hiçbir seyi umursamadilar. Ayin sonunu zor

>>getirdikleri

>>günlerde de ünlü bir doktor ve ünlü bir mimar olduklarinda da hep

>>mutluydular. Zaman asimina ugrayan, aliskanliklara yenik düsen, banka

>>hesabinda para kalmadigi için ya da tam tersine o hesabi daha da kabarik

>>hale getirmek uguruna bitip-tükeniveren sevgilerden degildi onlarinki...

>>Günler günleri, yillar yillari kovaladikça sevgileri de büyüdü, büyüdü...

>>Tek eksikleri çocuklarinin olmamasiydi. Zorlu bir tedavi sürecine ragmen

>>çocuk sahibi olmayinca, "bütün mutluluklarin bizim olmasini beklemek,

>>bencillik olur" diyerek devam ettiler hayatlarina. Çocuk yerine,

>>sevgilerini

>>büyüttüler... "Senin için ölürüm" derdi kadin, simsiki sarilip adama ve

>>adam

>>"Hayir, ben senin için ölürüm" diye yanit verirdi hep...

>>

>>Bazen eve geldiginde, aynanin üzerinde bir not görürdü kadin, "Bir tanem,

>>kütüphanenin ikinci rafina bak...." Kütüphanenin ikinci rafinda baska bir

>>not olurdu, "Mutfaktaki masanin üzerine bak ve seni çok sevdigimi sakin

>>unutma" Mutfaktaki masadan, salondaki dolaba sevgi dolu notlari okuya

>>okuya

>>kosturan kadin, sonunda kimi zaman bir demet çiçek, kimi zaman en sevdigi

>>çikolatalar, kimi zaman da pahali armaganlarla karsilasirdi... Aldigi

>>hediyenin ne oldugu önemli degildi zaten....

>>

>>Hayat ne kadar hizli akarsa aksin, isleri ne kadar yogun olursa olsun hep

>>birbirlerine ayiracak zaman buluyorlardi bulmasina ama kirkli yaslarin

>>ortalarina geldiklerinde, daha az çalismaya karar verdiler. Adam,

>>hastaneden

>>ayrildi ve muayenehanesinde hasta kabul etmeye basladi. Kadin da mimarlik

>>bürosunu kapadi ve sadece özel projelerde görev aldi. Artik daha fazla

>>beraber olabiliyorlardi. Bir gün sahilde dolasirken, harap durumda bir ev

>>gördü kadin, üzerinde "satilik" levhasi asili olan. "Ne dersin, bu evi

>>alalim mi?" dedi adama. "Bu viraneyi yiktirir, harika bir ev yapariz.

>>Projeyi kafamda çizdim bile. Kocaman terasi olan, martilari kahvaltiya

>>davet

>>edecegimiz bir deniz evi yapalim burayi..." "Sen istersin de ben hiç hayir

>>diyebilirmiyim?" diye yanit verdi adam. "Amerika'daki tip kongresinden

>>döner

>>dönmez ararim emlakçiyi... Kaç para olursa olsun, burasi bizimdir

>>artik...."

>>

>>Sadece bir hafta ayri kalacaklarini bildikleri halde, ayrilmalari zor oldu

>>adam Amerika'ya giderken. Her gün, her saat konustular telefonla.

>>Gözyaslari

>>içinde kucaklastilar havaalaninda. Fakat birkaç gün sonra, kocasinda bir

>>tuhaflik oldugunu fark etti kadin. Eskisi kadar mutlu görünmüyor,

>>konusmaktan kaçiniyordu. Onu neselendirmek için, sahildeki evi hatirlatti

>>ve

>>çizdigi projeyi verdi kadin ama hiç beklemedigi bir cevap aldi: "Canim, o

>>ev

>>bizim bütçemizi asiyor. Sen en iyisi o evi unut..."

>>

>>Mutsuzluk, mutlulugun tadina alismis insanlara daha da aci, daha da

>>çekilmez gelir. Kadin, hiç sevmedi bu beklenmedik misafiri. Derdini

>>söylemesi için yalvardi adama, "Senin için ölürüm, biliyorsun, ne olur

>>anlat" diye dil döktü bos yere... Yillardir sevdigi adam, duyarsiz ve

>>sevgisiz biriyle yer degistirmisti sanki. Ona ulasmaya çalistikça, beton

>>duvarlara çarpiyordu kadin, her çarpmada daha fazla kaniyordu yüregi...

>>

>>Bir gün, çocuklugunun, gençliginin ve bütün hayatinin birlikte geçtigi

>>arkadasina dert yanarken, "Artik dayanamiyorum, sana söylemek zorundayim"

>>diye sözünü kesti arkadasi. "O, seni aldatiyor. is yerimin tam

>>karsisindaki

>>restoranda genç bir kadinla yemek yiyor her öglen. Sonra sarmas dolas

>>biniyorlar arabaya...."

>>

>>"Sus, sus çabuk, duymak istemiyorum bu yalanlari" diye bagirdi kadin. Onca

>>yillik arkadasini, kendisini kiskanmakla suçladi.... Ertesi gün, ögle

>>vakti

>>o restoranin hemen karsisinda bir köseye sindi sessizce ve peri

>>masallarinin

>>sadece masal oldugunu anladi... Kocasinin eskiden ayni hastanede çalistigi

>>genç çocuk doktorunu tanidi hemen. Bazen evlerinde agirladiklari kadina

>>nasil sarildigini gördü adamin...

>>

>>Aksam kocasi eve gelir gelmez, bazen bagirip, bazen aglayarak, bazen ona

>>simsiki sarilip bazen de yumruklayarak haykirdi suratina her seyi. inkar

>>etmedi adam. Zamanla duygularin degisebildigi, insanlarin orta yasa

>>geldiklerinde farklilik aradigi gibi bir seyler geveledi agzinda ve

>>bavulunu

>>alip gitti evden. Kapidan çikarken, "son bir kez kucaklamak isterim seni"

>>diyecek oldu ama kadin, "defol" dedi nefretle...

>>

>>ilk celsede bosandilar... Modern bir ask hikayesinin böyle son bulmasina

>>kimse inanamadi. Arkadaslarinin destegiyle ayakta kalmaya çalisti kadin.

>>Adamin, sevgilisiyle birlikte Amerika'ya yerlestigini ögrendi. Bazen

>>yalniz

>>kaldiginda, onu hala sevdigini hissedince, aglama nöbetleri geçiriyor,

>>askin

>>yerini, en az onun kadar yogun bir duygu olan nefretin almasi için dua

>>ediyordu.

>>

>>Aradan bir yil geçti... Her seyin ilaci oldugu söylenen zaman bile,

>>kadinin derdine çare olamamisti. Bir sabah, israrla çalan zilin sesiyle

>>uyandi. Kapiyi açtiginda, karsisinda o kadini gördü. "Sen, buraya ne yüzle

>>geliyorsun" diye bagirmak istedi ama sesi çikmadi. "Lütfen, içeri girmeme

>>izin ver, mutlaka konusmamyz gerekiyor." dedi genç kadin. Kanepeye ilisti

>>ve

>>zor duyulan bir sesle konusmaya basladi: "Hiçbir sey göründügü gibi degil

>>aslinda. Çok üzgünüm ama o bir saat önce öldü. Geçen yil Amerika'daki

>>kongre

>>sirasinda ögrendi hastaligini ve yaklasik bir senelik ömrü kaldigini. Buna

>>dayanamayacagini, hep söyledigin gibi onunla birlikte ölmek isteyecegini

>>biliyordu. Seni kendinden uzaklastirmak için, benden sevgilisi rolünü

>>oynamami istedi. Ailesine de haber vermedi. Birlikte Amerika'ya

>>yerlestigimiz yalanini yaydi. Oysa ilk karsilastginiz otobüs duraginin

>>karsisinda bir ev tutmustu. Tedavi görüyor ve kurtulacagina inaniyordu ama

>>olmadi. Gece fenalasmis, bakicisi beni aradi, son anda yetistim. Sana bu

>>kutuyu vermemi istedi..." Gözlerinden akan yaslari durduramayacagini

>>biliyordu kadin. Hemen oracikta ölmek istiyordu. Eline tutusturulan kutuyu

>>açmayi neden sonra akil edebildi. itinayla katlanmis bir sürü kagit

>>duruyordu kutuda. ilk kagitta, "Lütfen bütün notlari sirayla oku bir

>>tanem"

>>diyordu... Sirayla okudu; "Seni çok sevdim", "Seni sevmekten hiç

>>vazgeçmedim", "Senin için ölürüm derdin hep, do?ru söyledigini bilirdim."

>>"Fakat benim için ölmeni istemedim" "simdi bana söz vermeni istiyorum."

>>"Benim için yasayacaksin, anlastik mi?" son kagidi eline alirken, kutuda

>>bir

>>anahtar oldugunu gördü kadin... Ve son kagitta sunlar yaziliydi:

>>

>>"Sahildeki evimizi senin çizdigin projeye göre yaptirdim. Kocaman terasta

>>martilarla kahvalti ederken, ben hep seni izliyor olacagim...."

0 Yorum


Önerilen Yorumlar

Gösterilecek hiç bir yorum yok

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.