Bir Kitapseverin Okuma Aşkı ile Geçen Serüvenlerinin Güncesi -000.000.012 - 000.000.013 -
Bir HUKUKSEVERin Türk Dili TÜRKÇE ile Kazandığı Erdem ve Yalnızlığın Güncesi:
= OKUMAK YAŞAMAK ve YAŞATMAK İÇİNDİR =
= VARAN ADIM: 000.000.012 =
= DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME ADLI ESERDEN; =
Bilinçlenme ile kişilik kazanma arasındaki ilişki sanıldığından da daha sıkıdır. Bilinçlenmesi doğrultusunda, yönetiminde yapılmış olan bir yanıltı, çocuğu, yaşamı boyunca pençesi arasında tutar. Sözgelimi bir çok kimse görüşünün, felsefesinin savunucusudur, kimisi de giderek benlikçi olur, kendisinin mutluluğundan özge bir nen düşünmez. Bunların beyinleri yetişmelerinin ürünü olarak o doğrultuda yıkanmış, ya da beyin yıkama denen özel yöntemlerle sonradan yıkanmıştır. Hele genç beyinlerde bu sonraki çabalar daha çabuk verimini gösterir, bu gibilerin yaşam felsefesini, yaşama bakış açısını çevirmek güçtür. Gerekir ki, o beynin bilinç yapısını parçalayıp yeniden kurmalı. Bunlardan daha zararlı bir bilinçlenme de kişiliksiz, yüzeyde kalan bilinçlenmedir. Böylelerinin sağduyuları da tutuktur. İlkel insanlarda ilkin bireyci bir bilincin baskınlığını söylesek de, doğanın hırçın, katı, korkunç saldırısı karşısında, onların bile toplumcu bilince, toplum anlayışına çabuk kaydıkları kanıtlanmıştır. Hayvanlarda da ayni şeyi görürüz; güvence, beslenme nedeniyle bir arada yaşamayı yeğleyen içgüdüleri ağır basmıştır. Ne ki, insan toplumu da değerlendirmesini bilmiştir.
( DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME Oğuz Kâzım ATOK Düşünen İnsan Denemelerine Tutulan Gizemli Bir Işık Sayfa:018-019, Paragraf:04-01 -/- 16 Ocak 2007 Salı 10:36:19 )
Yalnızlıkların Kucağına Düşmüş Bir Hayalperestin Mantıksal Gerçeğinden Düşünceler
26 yaşına kadar suskunlukla geçen bir ömrüm oldu. 26 yaşına geldiğim vakit, okuduğum kitapların etkisi altında kalarak, manik-depresif teşhisi ile, Antalya Devlet Hastanesi Psikiyatri Servisinde 3 gün yatarak, Psikolojik tedavi görme konusunda ilk adımımı atmıştım. 10 yıldır; psikolojik tedavi gören bir manik-depresifim. Halen; ruhsal yönden dengemi sağlamama yardımcı olan ilaçlarla, tedavime devam etmekteyim. Şiir yazarak veya paragraflara düşüncelerimi yansıtarak, hangi çizgi üzerinde bulunmam gerektiği konusunda, kendimi aydınlatmaya çalıştım. Yazdığım ve kaleme aldığım yazılar sebebi ile de manik-depresif duygular sergiliyordum. Yazı yazmak benim için, kimi zaman ruhsal yönden dengemi kaybetmeme sebep oluyordu; çünkü, yazdıklarımı okuyan okuyucunun nerelere sevk olabileceğini düşünme sebebiyle; okuyucularım adına tedirginliği yaşıyordum. Bu hassasiyetim sebebi ile; yeni bir yazıyı kaleme almak benim için, çözümlenmesi gereken bir problem olarak hayatıma yansıyordu. Yazdıklarımla; her okuyucu, kendine özgü huzur ve ümidi yakalayabilmesini düşünüyorum ve bu düşünce ile; "ACABA FAYDALI OLABİLDİM Mİ?." sorusu üzerine düşünmekten kendimi alamıyorum ve zaman içerisinde, anlık manik-depresif nöbetleri yaşayarak, şu an ki yaşıma erdim. Yaşım 36 ve ben, kendime faydalı şiir ve paragraf yazabilme adına, kendime karşı mücadeleci olmam gerektiği konusuna takılarak, kendi insani özümü koruyabilmek ve kendi insani özüme ulaşabilmek için, duygu ve düşüncelerimi kaleme almaya devam ediyorum. İnsanları kendime bağımlı kılmak istemediğim için; sevginin ne olduğu, nasıl olması gerektiği konusunda derin-derin düşünerek zamanımı geçiriyorum. Ve insanlara faydalı olamayacağımı görünce; "HER İNSAN ANCA KENDİNE ÜMİTTİR; BAŞKALARININ BEĞENİSİNE SUNULMUŞ HER TÜRLÜ ŞİİR ve PARAGRAF, KİŞİNİN KENDİ ÖZÜNÜ BULABİLMESİ ADINA EN BÜYÜK ENGEL, EN BÜYÜK DUVAR OLARAK HAYATIMIZA YANSIR!." diyerek, kendi yazdığımı, kendim okuyarak, iyiliği, doğruluğu ve güzelliği keşfetmeye çalışıyorum. Başarı; kitaplarla olan dostluğumuzu ebediyete taşıyabildiğimiz ölçüdedir. Bu düşünce ile; her kitap yazarının, büyük emek ve sabırla kaleme aldığı yapıtları okuyarak, kendi adıma bir güzelliğe ulaşmayı düşünen bir insan oldum. Aydınlığım kendimedir; çünkü, başkalarını tesirim altına alarak, insanları düşüncelerime esir ederek, insanları köleleştirmek istemiyorum. Bence; her insan kendi özgürlüğünde, kendisine faydalı olabilecek davranış biçimi ve söz sarfiyatları içerisinde olabilmelidir. İnsan; kendini önemsemeli ve düşüncelerin esiri olmamalıdır, diye düşünüyorum. Bilmeden bir kusur işlemiş isem bağışlanmayı umar ve tüm insanlığa; BAŞARI ve SEVGİ dolu uzun yıllar geçirmelerini temenni ederim... SAYGILARIMLA...
( HUKUKSEVER YUSUFCUK - 16 Ocak 2007 Salı 10:41:12 )
Bir HUKUKSEVERin Türk Dili TÜRKÇE ile Kazandığı Erdem ve Yalnızlığın Güncesi:
= OKUMAK YAŞAMAK ve YAŞATMAK İÇİNDİR =
= VARAN ADIM: 000.000.013 =
= DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME ADLI ESERDEN; =
Demek ki, ilkel de olsa insanoğlu duygusu, düşüncesi olan bilinçli bir yaratıktı. Bu yetenek dünyanın her yerinde varlığa kavuşan her insanda varolduğunu benimsemek gerek. Bugün anasından doğan çocuk büyüdükçe bilinç kaynağı lirei (ileri) düzeyde olan çağımızdan oulşuyor (oluşuyor.) Gelişmiş toplumda, gelişmesi az toplumda bu yetenekler kuşkusuz orantılı gelişiyor.
( DUYMAYI DÜŞÜNMEYİ DİLE GETİRME Oğuz Kâzım ATOK Düşünen İnsan Denemelerine Tutulan Gizemli Bir Işık Sayfa:019, Paragraf:02 -/- 17 Ocak 2007 Çarşamba 05:04:05 )
Yalnızlıkların Kucağına Düşmüş Bir Hayalperestin Mantıksal Gerçekçiliğinde Erinçler
Okuma yönünde atılan her istikrarlı adım bizleri başarılara ve de erinçlere ulaştırır;
Paragraf-paragraf süzülen duygu ve düşünce ışınlarıyla, hayatımız kendi rengini alır.
Kitapları artarak büyüyen bir dikkat ile okumalı ve paragraflar bir-bir irdelemelidir;
Çünkü, hassas konuların ince ayrıntılarına düşünebildiğimiz ölçüde çözümleyebiliriz.
( HUKUKSEVER YUSUFCUK - 17 Ocak 2007 Çarşamba 05:04:16 )
0 Yorum
Önerilen Yorumlar
Gösterilecek hiç bir yorum yok