BİZİM AŞIK
BİZİM AŞIK Telefonlar edilir,Telefonlar çalar,Ekrana gider gözler,Basılır ‘yes’ düğmesine uzaklaşılır oradan.Ağıza gider eller,Beden ıssız bir yere.İltifatlar edilir karşılıklı,Alınır randevular.‘Öpüyorum, kendine iyi bak’Kapatılır telefonlar. Randevu yerinde buluşulur,Alışılmış iltifatlar...Sonra kendilerince sözlenmeler,Yüzüklenmeler,Nişan düğün günleri,Gelinlik damatlıklar,Altınlar, gerdanlıklarDefalarca konuşulan kılasik laflar... Ailelere duyurular...Ya amca razı olmaz, ya dayı veya bacı... Küçük aile kırgınlıkları büyür,Hayaller suya düşer.Sen yoluna, ben yoluma... Kısa süreli sessizlik...Tekrar telefonlar... Alo!... Selma sen misin?Yanlış numara beyefendi.Kızıp sinirlenmeler, galiz laflar küfürler...Tekrar çevir... Alo!... Selma ! Biliyorum sensin.Beyefendi yanlış numara. Telefon fehimsizce kılıfa.Çeker ayaklar Dallas birahanesine,Veya Flamingo yolu,O da kesmedi,Mesken meyhanesine. Tavuk suyu çorba,Peşinden bir ufak rakı,Bir de cacık...Yenilir, içilir, çakırlaşılır.Telefonun arama kaydı umutla süzülür,Arayan olmamış. Bitirim!...Ver bir çeyrek rakı daha az da cacık...Loş ışık altında,Taş plakta Abdullah Yüce’den,‘BU NE SEVGİ AH BU NE IZDIRAP,ZAVALLI KALBİM NE KADAR HARAPNASİBİM OLSUN BİR YUDUM ŞARAPSUN DA İÇEYİM YARİN ELİNDEN’Depreştirdi aşıkın yarasını.Müslüm de tuzu biberi... Çeyrek rakı da marizlenmiş.Sarıl telefona.Bu kez ‘aradığınız kişiye ulaşılamamakta’Hey Bitirim ver bir çeyrek daha,Onun da girelim kanına.Taş plaktan ayrı bir ses.‘GELMİŞİM MEYHANEYEUNUTMAYA ACIMIKAYBETMİŞİM YARİMİHEM ANAMI BACIMI’ Bizim aşık göklere uçmaktadır.Bazen ağlar bazan oynar.Çıkmıştır artık bulutlar üstüne,Kendi alemindedir, mutludur.Lakin;İnince o meret mideye,Akıl gider gezmeye. Vurur kırar keser biçer,Hararetlenir yine içer.Herkese yüksekten bakar, fakat; Biri gelir merdivenden atar.Hiç kimseyi görmez olur gözleri,Bir de bakarsınız ki, çanağa dönmüştür yüzleri.Çekilmez olmuştur artık kahrı lafının,Sonra koyuverirler önüne kapının. Sürünür, sendelenir hem düşer kalkar,Çıkarır cebinden aynayı yüzüne bakar. İyi bak kendine iyi bak biraz eğil,Ya sen aynada değilsin ya ayna senin değil. Hayır hayır anladım ayna kesin seninmiş,Lakin senin yüzünün şekli değişmiş. ‘Tuh’ deyip uzaklaştı bizim aşık oradan,Yemin etti geçmeyecek bir daha buradan. Kendine gelip toparlandı giyip yiğitlik zırhını,Ele güne karşı artık Semra’dan almalı hırsını. Öyle yaptı...Aldı yolu eline tam gecenin yarısı,Vakitsiz vakitsiz çalındı Semra’ ların kapısı. Baba açtı kapıyı ‘kimdir bu saat gelen’ diyerek,Bizim aşık elinde şişe, karşıladı babayı söverek. Abi çıktı, değil miymiş misafir? Amca dayı hep ordaHey gidi aşık bakalım seni kim kurtaracak burda. Yer misin yemes misin yara üstüne bir yeni yara,Akılsız başındır seni hep böyle düşüren dara. Bizim aşık bir sopa da ordan yedi ki sormayın,Komşular! Yol yordam bilmeyen başı sarmayın. Aşkı maske yapıp sen de içersin rakıyı,Takarlar böyle elbet boynuna unutulmaz takıyı.
Önerilen Yorumlar
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.