Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

made in turkey!'s Blog

  • başlık
    137
  • yorum
    46
  • görüntü
    77.548

Gitme Kal Diyemedim


sv.jpg

 

Gitme Kal Diyemedim

 

Sabah erken terminale indim. Elimde tek gidişlik biletim. Çantamı yere bırakıp öylece beklemeye başladım. Bilinçsizce gözlerim etrafı tarıyordu, biliyorum beklemiyordun ama yinede gözlerim seni arıyordu eskiden kalma bir alışkanlıkla... Yolların yıllara, yılların yollara karıştığı bir zaman düşlüyorum. Sen uzun bir zaman önce gitmiştin bu şehirde biliyorum ama inatla gözlerim seni arıyordu yine de, arada geçen bunca zamana rağmen...

 

Soğuktu, Ankara’ya kar yağıyordu, üşüyordum... Benim de düşlerim yağıyordu Ankara’ya... Ellerimi cebime soktum bir süre öylece bekledim... Sanki biraz sonra bir köşeden çıkıp gelecektin, sadece birazcık geç kalmıştın; koşarak çıkıp merdivenleri gelip sarılacaktın hasretle...

 

Biliyorum uzaklardasın şimdi... Kimlerlesin kimbilir, yalnızsın belki de benim gibi şu an? Oralar da soğuktur belki, üşüyor musun? hala canını sıkıyor mu bir ömür tükettiğin bu hayat kavgası..?

Beni sorma! Suyu tükenmiş limanların denizlerine yürüyüp duruyorum hala... Hayatımın sesi kısılmış, yaşlanmış dudaklarımdaki kelimeler, kimse anmıyor, aramıyor artık beni... Unutulmuşum anlayacağın...

 

Beklerken gözlerin geldi gözlerimin önüne, dudakların, duruşun, gülüşün, sevgiyle bakışın... Sonra aklım ayrılığın bir burgu gibi işlediği yüzüne bakmaya, elini tutmaya korktuğum günlere gitti. Burgu ağır ağır işliyordu içime, ağır döndüğü içinde daha çok acıtıyordu... Ah kahrolası gururum, kahrolası kalbim, gitme kal diyemedim sana, gitme kal demeye varmadı dilim.

 

Bir ezginin müziği doluyor kulaklarıma, içim ürperiyor… Kalabalıkların arasında bir nehir gibi süzülüp gidiyor uzaklara kalbim. Hoşça kal sesleri yankılanıyor kulaklarımda… Birazdan herkes ayrı ayrı trenlere binip ayrı ayrı yönlere, farklı amaçlara gidecek. Tıpkı hayatın kendisi gibi.

İnsanın bekleyeni varsa, gitmekte, dönmek kavuşmak kadar güzel.

 

 

Sen gittiğinden beri hayatın bir anlamı kalmadı benim için.

Yıllardır bu terminale her gelişimde aynı acıyı duyarım, aynı özlemi hissederim, aynı hüznü yaşarım... Oysa aradan uzun yıllar geçmişti ama her şey daha dünmüş gibi gözlerimin önünde canlanıyordu...

Ne zaman bu terminale insem içim burkulur, gözlerim durup durup dolar. Her esen yelde, yağan yağmurda, çağlayan ırmakta, uğuldayan ormanda senin kokunu duyarım...

Her esintide soluğunu hissedip, içime ferahlık dolar ve her yokluğunu yokladığımda ruhum sızlar.

 

Çekip gitmiştin kalbinin bütün kapılarını kapatarak ardında.. Durmadan büyüdü içimde yokluğun. Günler aylar, yıllar geçip gitti ardına bakmadan ama sen yoktun gelmiyordun... Gelmiyeceğini biliyorum, beklemem nafile ama yine de köşe başlarına bakıyorum belki bir köşeden çıkar gelirsin diye...

 

Ellerim cebimde ağır ağır yürüyorum caddelerde, belki yetişirsin diye arkamdan, gözlerimi kapatırsın yine iki elinle... Ah kahrolası dilim, kahrolası hayat, gitme kal demeyi gururuma yediremedim... İçim ürperiyor, titriyorum ama üşüdüğümden değil.... Sensizliğimden, bu kalabalıklar içindeki yapayalnızlığımdan...

 

Özlem tek yönlü bir yol işte gidip de dönmeyen... Uzaktasın oysa ki bir ömür kadar biliyorum... Ve sen bir yel gibi esip gittin hayatımda ardına bakmadan, ben yelkenleri kırık tekneler gibi bakakalmıştım ardından yorgun denizler üzerinde...

 

Seni ne zaman ansısam bir hüzün şarkısı kırılır kalbimde; hiç unutamadım ki seni zaten, yıllar oldu buraları terkedip gideli, yıllar oldu ayrıyız, dudaklarımız biribirinden uzak, bedenlerimiz, ellerimiz, gözlerimiz uzak. Oysa aşk karşılıklı sevmektir, dokunmaktır, gerçek aşk paylaşmaktır hayatı. Hala kulağım sesinde, gözlerim etrafta seni arıyorum, çok uzaklarda olduğunu ve gelmeyeceğini bile bile... Kırık bir tebessümdür anımsadığım, bir sevda türküsüydü adın... Herkese bir şeyler verilir belki ama ben sana kalbimi verdim... Kalbimi de alıp gittin beraber uzaklara...

 

Çekip gittin hayatımdan düşlerimi ve anılarımı sarsarak.. Kahrolası hayatımda artık mutluluk olmayacak, teselli olmayacak. Hep bir boşluk, hep acılar, hep hüzünler olacak...

 

Şimdi güz sonu, kışa giriyoruz ben dört mevsim baharı yaşadım seninle. Dört mevsim çiçek açtın kalbimde, taze bir yaprak gibi yeşildin, sevgi çiçeğiydin, üzerine çiğ taneleri düşmüş kırmızı güldün, maviydin, beyazdın, bütün renklerde sevmiştim seni... Bir masal çiçeğiydin sen...

Seni severken hayatı da sevmiştim ben, dünyayı da, insanları da...

 

Uçup gitti sevgi kuşları hayatımda. Günlerin, gecelerin tadı kalmadı. Leylası kaybolmuş bir mecnunum, hiçbir çöl kabul etmiyor beni artık, Soğuk karanlık gecelerde kayıp çocuk resimleridir hüznün bir başka adı gözlerimde. Gittiğinden beri kayıp içimdeki çocuk... Ey kahrolası ben... kahrolası hayat... Kahrolası kalbim, kahrol......

 

 

Gitme Kal Diyemedim

 

Bir sevda dudağında tutsak kaldı özlemim

uzun kara trenler alıp götürdü seni

hasret boyu uzayan raylara döküldü gözlerim

bütün insanlar ağladı sen giderken.

bütün istasyonlar gözyaşlarına boğuldu

bir ben ağlamadım inanki, bir ben

ince bir duman gibi kaybolup gittin

 

oysa seni sevdiğimi söylememiştim daha

sensiz yaşamayacağımı,

sana aşkımı anlatamamıştım

gitme kal, giden ben olayım

gitme kal diyemedim

kahrolası gururum, kahrolası dilim

 

arkanı dönüp giderken

hıçkırıklar düğümlendi boğazıma

kızdım ,bağırdım , haykırdım, isyan ettim

yine de seni sevdiğimi söylemedim

ardında ağlayan bir çift göz

paramparça bir yürek

ve dalları kırılmış bir ağaç gibi baktım

ama gitme kal diyemedim

kahrolası gururum, kahrolası dilim

 

gittin hayallerim ardında yaprak yaprak düşüyordu

bir çocuk üşüyordu elleri cebinde

dalında bir gelincik ağlıyordu

bir dağ yanıyordu içimde

gitme, gidersen baharda git

sonbaharda gitme

yapraklar düşmesin ardında

diyemedim

kızdım ,bağırdım , haykırdım, isyan ettim

yine de seni sevdiğimi söylemedim

kahrolası gururum, kahrolası dilim

gitme kal diyemedim

 

.../

bir rüzgara açarım şimdi kalbimi

bir de sulara

alıp getirsinler diye sevgimi sana

 

bir tutam sevgiydi yaşam kalbimde

bir yudum hasret oldu

döküldü gözlerimde tane tane

 

gittin,

bir tren garında

ömrümü rayların arasında götürdün

oturdum bir köşede

öylece ağladım, kahroldum

bir sessiz çığlığın yarayla buluşmasıydı gidişin

ardından gitme kal, gözlerin yaralarımın tek merhemi

diyemedim

 

dizlerim, ellerim, yüreğim paramparça şimdi

suları çekildi canağacımın

asitli yağmurlar döküldü dallarıma

acılar topluyorum takvim yapraklarından her gece

gözlerime kan oturdu ey yar!..

 

her gece bekleyişler öldürür beni

gelmeyişler

bir de eriyişler hasretinden her gece

 

ah! gurbet ah! sen olmasaydın

ayrılık olmasaydı

hasret olmasaydı

ben olmasaydım

sen olmasaydın

aşk olmasaydı

kahrolmasaydım...

0 Yorum


Önerilen Yorumlar

Gösterilecek hiç bir yorum yok

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.