FREUD'A CEVAPLAR(devamı)
Freud mânâyı göremiyor,yorumlayamıyor.Bu nokta çok önemli,bütünlük esası.Mesela baba-erkek rekabeti de önemli.Yani sapıkça değil.Hadise şudur:Her oğul ister ki babasını geçsin.Bu tabiatın bilinçli bir davranışıdır ki; tabiat gittikçe evrimleşsin.Bunu bilinçli bir davranışken sapık bir ilişki olarak görüyor.Yanlış.İkinci bir nokta Freud Darwin’in evrimi kabul ediyor,evrimin gerektirdiklerini dile getirmiyor.Evrim sadece maddi bir kalkınma değil ki.Zaten Freud bütün tezlerini;id,ego,süper ego,işte sapık davranışlar,obsesifler,nevrozlar, hepsini biyolojik hormonlarla izah etmiyor.Bu beyinde yazılım olarak var,o zaman yazılımda yok ya.O bir duygu,bir sanal olarak kabul ediyor.Zaten o zamanda demiş,sanal olarak diye.Bu sanal dürtüler insanı yönlendiriyor,hasta yapıyor ,diyor.Bu kütüphane öyle sonsuz bilgi içeriyor ki;Freud’un hepsini okuması onu boğar zaten.Hatta ondan sonra gelen Jung; “bilinçaltı tabiri yetersizdir,bilinçdışı demek lazım.Bütün kâinat yirmi milyar öncesine,yirmi milyar sene sonrasına sürekli sonsuz bir bilinç içeren komplike,son derece karışık bilinç ifade eden bir sistemdir.”demiş.Hatta bu sisteme entegre olan ölümü bile yenebilir,diye tez yazdı.Kur’ân’dan,Kehf suresinden örnekler veriyor.İşte Jung’un tutulmamasının tek sebebi,dini şeylere prim verilmemesi ve dinin bu asırda out (dışarı) olması.Ne zaman din,in (içinde) olursa,içeri gelirse bunlar kendiliğinden düzelecek.
Şunu da söyleyeyim,dindarlar dini yanlış kullanıyor,yanlış anlıyor.Çoğu obsesif,çoğu nevrotiktir.Bu dini bilmemekten,yanlış anlamaktan kaynaklanıyor.Güllü Yasin diye bir kitap var,senede onmilyon tane Türkiye’de satıyor.İşte takıntılı bir şekilde gidip kabirde okuyorlar.Başını örtüyor onu bir takıntı yapıyor.Ben Yasin suresinin mucizelikleriyle ilgili ki,her kelimeyi mucize olarak gösterebildik çok şükür.Üç bin tane bastım,sekiz senedir daha bitmedi.Onun da çoğunu hediye ediyorum.Freud zamanında da böyleymiş kitapçılık.Türkiye’nin bugünlerine benziyor.Freud kitabını basmış 600 tane,8 senede bitirmiş.O da çoğunu hediye etmiş benim gibi.Bir konferans vermiş,3 kişi gelmiş.Yani o da başta rağbet görmemiş.Aslında haklı noktaları var.
Din yenilenmeli.Yeni bir anlayış getirmeli.İsa gelmeli,Mesih gelmeli.Mesih’in gelmesi işte odur.Sevgi-i İlahi esastır Mesih de.Takıntı yok,şekil yok,fıkhın ayrıntıları yok.İşte Mesih budur.Mesih,öyle gökten İsa olarak gelse ne işe yarar.Freud,Mesih’e inanıyor.Onun inancında Mesih,öldürülen Tanrı’nın yeniden dirilmesidir.Küfürleri hepten ? edemiyor.Fakat o kadar cahil ki Tevrat’ın Allah inancıyla İncil’in Allah inancını anlayamamış.Eğer Allah bir taneyse niye iki kitap ayrı ayrı konuşuyor demiş.Halbuki Tevrat da Yahudilerin ihtiyacına göre sıfatlar,anlatımlar vardı.İncil’de Roma gibi zalim bir devlet vardı.O zalim devleti dengeleyecek ayrı bir şekilde Allah’ın sıfatlarına ihtiyaç vardı.Onu yakalayamamış.Kafir olmasının diğer bir sebebi de budur.Allah olsaydı benimle ilgilenirdi veya Tevrat’ta, İncil’de ayrı ayrı konuşmazdı,demiş.Yani bazı büyük insanlar çok basit laflarda edebiliyor.
Evet dindarların büyük eksikliği,dini nevroz haline,obsesyon haline getirmeleridir.Freud gibi bir belayı insanlığın başına getirdiler ve yüz senedir insanlık materyalizmin elinde azap çekiyor,önünü göremiyor,aileler dağılıyor,sıkıntılar artıyor.Avrupa’da psikiyatri hastalarının çoğalmasının bir sebebi de dini inancın eksikliğidir.Bugünkü bütün psikiyatriler söylüyor bunu.Ve Freud gibi psikiyatrilerin hepsi hasta oluyormuş.Materyalist bir yorum getiriyor ya.İnsanın için de mânâda var, yorum da var,ruh da var.Onu atlayınca insan otomatikman nevrotik oluyor ve bunun için Freud gibi psikiyatrilerin hepsi hasta oluyor.Materyalist oldukları için otomatikman o çukura düşüyorlar,o sıkıntıyı yaşıyorlar,o karanlığı yaşıyorlar.Ya ben nasıl anneme aşık olurum, babamı nasıl öldürürüm,diye birde utanıyorlar.Halbuki o eski dönemdeki yamyamlık döneminde baba öldürmesi öyle basit bir kıskançlık hadisesi değil.Babam yaşlanmış,döllenme yapamıyor,eti de israf olmasın diye,insanlıkta hayvanlığa yakın bir dönemdedir,eti de protein olarak çok lezzetli,insan eti kıymetlidir,beyni geliştiriyor,yiyorlar.Yanlış da değildi tabiat açısından o gün.Bir de kutsal bir değer veriyorlar,biz babamızı içimizde yaşatıyoruz,diye.Yani çocuksu bir şey ama yanlış değil.
Zaten Freud’un çocukluğu basit görmesi, çocuk ilişkilerini sapıklık görmesi yanlıştır.Kur’ân çocuk ilişkilerini cennet diye ifade eder.Freud ise;çocuk başta sapıktır,annesine aşıktır,poposundan lezzet alır,yok çişinden lezzet alır,diye böyle yorumlar getirmiş çocuklara.Halbuki çocuk nedir?Bütün kâinatı bir cennet gibi gören,ruhani gören,mutlu yaşayan,evrim sürecini tamamlayan,ileriki hayatın bütün sorumluluklarına alıştırma yapan,idmanlar yapan bir cennet meleğidir.Bak Kur’ân’ın yorumu nerde Freud’un yorumu nerde.
Ben Freud’u suçlu görüyorum ama suçun büyüğü dindarlarda.Dindarların ikinci büyük suçu Tanrı’yı uzaklarda olarak görmeleri,teist olmalarıdır.Yani kâinat başlı başına bir sistemmiş,maddiymiş,içinde hiçbir ruh,bir mânâ yokmuş,Allah’ta uzaklarda bir şeyler karıştıran,kral şeklinde ara sıra cehennem ateşini üzerimize yağdıran bir Zat olarak görülüyor,böyle bir anlayış var.Yanlış.Kur’ân da,Tevrat’ta,İncil’de bu Allah inancı yok.Allah her yerdedir,sonsuzdur.Teizm yanlıştır,varlığın birliği esastır.Zaten Freud’u dinsiz yapan en büyük sebeplerden bir tanesi de Hıristiyanların,Yahudilerin teistçe düşünmesi.Yani Allah uzaklarda,kâinat başlı başına müstakil.Öyle değil ki.Sistem bir bütündür,içli dışlıdır.Hatta toteme inananlar aynı zamanda sonsuz bir Allah’a inanmaları bugünkü medeni,zeki insanlardan daha akıllıca.Yani sonsuz bir Allah var,bu da onun parçası olarak görüyor,bunu kendi kıblesi olarak kabul ediyor,ona tapıyor.Hepsi çocuk,bedevi çocuk gibi saf bir insan.O dönemde gayet normal.Tabiatı kutsal görüyorlar.Kızılderililer;“tabiat anamızdır,çiğnemeyelim,kirletmeyelim”diyorlar.Bugün yaşıyorlar.Bugünkü insandan daha akıllı.Tabi şimdi biz tabiatı kuru,cansız,ruhsuz,kirletilmeye müsait bir halde görüyoruz.Bak çelişkiler çok.Hulasa kâinatta öyle güzel,sonsuz bir bilinç var ki;işlerin en iğrenci olan,yani değil bu Freud’un bahsettiği hayali sapıklıklar,gerçek olan yamyamlık dahi güzel bir olaymış.Nedir biliyor musun yamyamlık olayı.İnsanlık çok çoğalmış,rekabet lazım,birbirleriyle kavga etmeleri lazım,birbirlerinin etlerini yemeleri lazım,gelişmeleri lazım,savaşmaları lazım,bir motor lazım.İşte o motoru Allah onlara kabilelerin çatışması olarak veriyor,etleri de olmayınca da yiyorlarmış.Lezzetli güzel bir et,protein var beyni geliştiriyor.Yani insanın,maymundan sonra beynin en çok gelişmesinin sebebi protein zenginliğidir.Bunu tıp biliyor.Bu da yamyamlığın bir kerametidir.Bak,yanlış bile umumî sonsuz sistemde güzel oluyor.Ama Freud’un tespitleri doğruda olsa yanlıştır.Yerinde değil,ölçülü değil.
Zaten Freud’u dinsiz yapan üç tane sebep var.Biri;Allah benimle niye ilgilenmiyor,onu hissetmemiş kalbinde materyalist ya.İkincisi;şer problemini anlamamış.Kâinatta niye kötülükler var.Üçüncüsü de teizm yaklaşımı.Bilim adamı teizme inanamaz.Bu avamî bir ilkelliktir.Ondan sonra dinlerdeki sevgi kavramı önde olduğu halde,hep korkuyu ön plana almış.Onun kafasında Tanrı hep korkulan bir şeydir,baba hep korkulan bir şeydir.Nadiren sevgi bekliyor.Halbuki dinde tersi.Baba genelde sevilir,nadiren korkulur.Allah cennette sevilir,nadiren korkulur.Korkuda lazım,diyalektik süreç lazım.Tek taraflı iş yürümez.Ona göre peki ne olmalı?İşte insanlık medenileşti diyor zorunlu olarak ve diğerlerinin alternatifi yok.Ona göre medeni bir dünyada bilimin hakim olacağı bir dünya gelecek,din,min hepsi kalkacak.Hulasa Freud’un en büyük eksikliği;çeşitliliğin kıymetini,mânâsını,kaliteliliğini,güzelliliğini görememiş.Tek noktada boğulmuş,tekdüze gitmiş.Kâinattaki sayısız mânâ olaylarını,nesnelerini görememiş.Metafiziğe inanamamış.Tekdüze bir varlık anlayışı var.
Halbuki her şeyin bir zıddı olacağına göre maddenin zıddı da var,metafizik de var,ruh da var,mânâda var,bunu göremiyor.Mesela o dönemde Hegel diyalektizmi var.Yani her şeyin bir zıddı var.Tez,antitez,sentez bu Avrupa’da o kadar yaygın,herkes kabul ediyor.O onu atlamış.Diyemiyor maddenin bir antitezi de vardır,mânâda vardır,diye.Yani böyle basit hatalara düşebilmiş.Ki Hegel yani dindar değildi ama bütün görüşünü Avrupa’ya kabul ettirmiş bir feylesoftur.Hatta Marx’ı da doğuran Hegel felsefesidir.Hegel onu materyalize etti,tekdüze yaptı.Freud ayrı bir deccal,Marx ayrı bir deccal.O da Yahudi.Deccal Yahudilerden olacak diye Hz.Muhammed’in bir hadisi de var.
Fireleri anlamıyor,niye fire var?Halbuki fire evrim sürecinin ufak bir kırıntısıdır.Yani bir yerde evrim varsa mutlaka orada firede olacak.Evrime inanıyor fireyi yanlış yorumluyor.Halbuki firede bir kavramdır,bir mânâdır.Telafi sistemini,pişmanlık duygusunu kompleks olarak ele alıyor.Halbuki dinimiz bize demiş ki;eğer bir suç işlediyseniz bu umumî bilince karşı,bu sevgi İlahına karşı,tövbe edin içiniz sevinçle dolsun.Korkmayın, üzülmeyin telafi sistemi var.O kalkıp fire sisteminin telafisini,kompleks olarak nitelendiriyor .İnsanlığın aşağılık bir kompleksidir,diyor.En kötüsü de, Hıristiyanlığa da bir yorum getirmiş.Hani Hz.İsa öldürüldü ya,Hz.İsa’da bir babaydı diyor.Yani anne,baba,evlat arasındaki kıskançlık dürtüsünün işte son versiyonu İsa’da öldürüldü,diyor.
Ve onun uydurma bir tezi var.Eski insanların bir kısmı hadımlaştırılıyordu,diyor.Tarihi bir realite değil,bence kendisi söylüyor.Rahiplikte bu hadımlaştırılmanın bir devamıdır,diyor.Ona da bir uydurma getiriyor.Halbuki İsa son yemekte ekmek etimdir,kanım şaraptır dedi ya.Bak işte babanın eti yeniliyor,diyor.Halbuki İncil’in kastı şudur:Ekmek imandır,İsa’nın eti imandır.Çünkü İsa saf vahiydir.Şarapta onun aşkıdır,sevgisidir.Böyle güzel bir yorum varken,tamamıyla uydurma,hayali,yokluğa dayalı bir yoruma geçiyor.Ve Hıristiyanlıktaki rahiplik sistemi de birileri evlensin de biz bekar kalalım,değil.Tamamıyla sevgiden dolayı, insanlığın imdadına koşmak için bir feragattir.Öyle korkudan dolayı,cezalandırılmaktan dolayı,günah olduğundan dolayı değil,anlamamış.
En büyük kompleks,aslî günahtır,diyor.Onu da anlamamış.Biz İncil’de elhamdülillah bütün bunları mükemmel şekilde izah etmişiz.Bir daha tekrara gerek yok.Bizim İncil üzere kitabımız yeter bu konuda.Hani aslî günah bütün insanlara kompleks getirmiş.Biz doğuştan günahkârız,çirkiniz.Evet Hıristiyanlar öyle anlıyorlar ama yanlış anlıyorlar.Aslî günahın doğruluğu şudur:İnsan din gelmeden önce eksiktir.İşte toteme tapıyor.Ev,bark yok,kanun yok,şu yok,bu yok,medeniyet yok,eksiktir.Aslî günah orada eksiklik demektir.Aslî günah değil,aslî eksiklik.Din ile İsa gelir,İsa kendini feda eder yani maddi bir medeniyet kurar.İsa’nın kendini feda etmesi odur.Onun anladığı gibi Tanrı’nın öldürülmesi değildir.Kendini feda eder,insanların o eksikliklerini,medeniyetsizliklerini,geri kalmışlığını kalkındırmaya çalışır,medeniyete,düzene sokar.Bunu da bilmemiş.Bak diyor,Hıristiyanlığın en büyük sapıklığından,komplekslerinden bir tanesi,her zaman kendini günahkar olarak bilmesidir.Gerçi Hıristiyanlık o yanlış inancı vaftizle gideriyor.Vaftiz olma demek,o aslî kusurun giderilmesidir.İlimle,imanla,duayla,ibadetle yani kilise onu becermiş.Kilise orada haksız değil.Ama eksiklik ile günahı da karıştırmış.Yani literatürü bilmiyor.Rahiplerin kesinlikle cinsellikten kaçması,cinselliği haram görmekten dolayı değil.Tamamıyla fedakârlık sistemidir,melekleşme sistemidir.
Oğul kavramı,Freud’un saptığı konu yine odur. Hıristiyanlıkta baba-oğul var.Bu evrensel baba-oğul kıskançlığının devamının başka bir ifadesidir.Ya öyle değil. Hıristiyanlıkta ki baba-oğul kavramı,insan öyle bir zenginleşir,öyle bir manevileşir,öyle bir melekleşir ki;o sonsuz kâinattaki Allah diyebileceğimiz o bilincin makamına geliyor,sevgilisi oluyor.Onun oğlu olabilecek noktaya geliyor.Oğulluk odur,yoksa tarihteki oedipus kompleksinin baba-oğul arasındaki rekabetinin bir izdüşümü değil.Böyle yorumlamış gitmiş.Ama zaman zamanda Yahudi’dir zeki “Bu kitaplarımda galiba bazı zaaflar var.Ben farkındayım da elimden bu kadar geliyor.Biliyorum din yoktur” diyor.
İşin en acıklı noktası da o asırda materyalizm çok ön planda olduğu için,Marx ve benzeri hareketler ve komünizm ve benzeri hareketlerden, kâinatta mânâ ve bilincin varlığı yok gibiydi.Yani nasıl bugün Türkiye’de işte serbest piyasa değeri geliyor,din devleti oluyor,dinsiz devlet oluyor,bir sürü kavram Türkiye’ye geliyor fakat Kemalizm tek değer kabul edildiği için hiçbir değer Türkiye’ye giremiyor.Çünkü tutulmuş bir değer var.İşgal edilmiş,kabul edilmiş bir değer var.Avrupa’da özellikle bilim çevrelerinde,özellikle Yahudiler çevrelerde varsa yoksa madde.Hatta iddia yapıyorlarmış,biz ispat ederiz ki insanın içinde ruh yoktur,hiçbir mânâ yoktur,sırf madde var,diye.O kadar katı materyalistler varmış.Freud’da o dönemin kurbanı olarak bu yanlışlara düşmüş.
Ama bugün sibernetik keşfedildikten sonra,etkileşim sistemi keşfedildikten sonra anlaşıldı ki;kâinat sonsuz mânâlar,olaylar,etkileşimler manzumesidir.Madde onun sadece bir mürekkebidir.Yani kitap mürekkepten ibaret değil,kitap mânâdan ibarettir.Ve Jung’un da katkıları bu konuda çoktur.Allah ondan razı olsun.Ben dua ediyorum ona.Fakat o günkü Avrupa varsa yoksa kitap,mürekkepten ibarettir.Biz kimya olarak ispat ederiz ki, karbonun devamıdır bu mürekkep.Karbondan yapılmış bir maddedir,diye ispat edip işin içinden çıktıklarını sandılar.Kilisede perişandı.Çünkü çok sorunları vardı.Her şeye cevap veremiyorlardı.Gerçi dindar bazı papazlar onu susturmuş ama Jung tezini oturtuncaya kadar Freud hakimiyeti dünyada devam etti.Şimdi yeni yeni Amerika’da Jung kabul ediliyor,alternatif olarak.Ve Amerika anladı,hatta Amerika âdem yorumunu bilmediği halde-inşallah bir gün kitabımız onların eline geçer-cennet yorumunu, aslî günah yorumunu ondan sonra yasak ağaç yorumunu bilmediği için mecburiyetten dahi olsa evrim yoktur,yaradılış vardır diye müfredat koydular okullara.Adamlar bakıyor aile gidiyor,din gidiyor,her şey elden gidiyor.Hulasa Freud’un bütün amacı Tanrı’nın yokluğuna dayalıydı.Halbuki bütün kâinat Tanrı’nın varlığını ispat eden birer bilinç meşalesidir.Allah’tan daha büyük,Allah’ın ilminden,kudretinden,iradesinden-ki biz bunu bilinç ile ifade ediyoruz-daha büyük bir realite kâinatta yok ve her yerde bu gözükür.
Ve Freud’un son çalışmasından bir önceki çalışması,bir yanılsamanın geleceği adlı eseridir.Yani din bir yanılsamadır.İşte otuz bin senedir insan kendini yanılttı,bu gelecekte kalkacak,bitecek.Bütün çalışmasının amacı budur.Dinin kaldırılmasıdır,açıkça söylüyor bunu.Ki dinin bu ctuzbin sene içinde sayısız milyarlarca veli,âlim,ruhî tecrübeler,olaylar,kerametler,harikalar,ahlâkî beğeniler,güzellikler,edebiyatlar doğurmasına rağmen yani dinin ürünü sayısızdır.Otuzbin sene içinde kütüphaneye döksen,İstanbul büyüklüğünde bir kütüphane gerekir.Böyle bir realiteyi yanılsama olarak kabul eden bir insanın aklından şüphe etmek lazım.Yani dinin hiçbir yanılsama tarafı yok.Sadece yanlış anlaşılmaları vardır.Yanlış anlaşılmalarını yanılsama deseydi belki biz biraz ona hak verirdik.Fakat o dini komple yanılsama olarak kabul ediyor.Ve mutlaka kalkacaktır,gelecekte hakim din olmayacaktır,diyor.Buna ? rahip psikiyatri cevap vermiş.Freud bir yanılsamanın geleceği yazınca kitabını, rahip psikiyatri de bir geleceğin yanılması,demiş.Yani Freud’a göre bilim hakim olacak ya, rahip psikiyatri de diyor ki;asıl bilim hakim olduğu zaman bir yanılsamadır.Çünkü dinden,kutsal değerlerden yoksun bir bilim,senin realite kabul ettiğin medeniyeti,düzeni de yıkacak,sırf bir anarşizm olacak,kaos olacak, insanlık bitecek,kıyamet kopacak,diye Freud’a cevap veriyor.Yani o bir yanılsamanın geleceği diye bir kitap yazıyor,ona cevapta bir geleceğin yanılsaması verilmiş.
Seksen yaşında daha durmamış,kalkmış tek Tanrıcılık Musa ile geldi,Musa’da uyduruk bir dinden alınmadır,tek Tanrıcılık diye bir şey yok,demiş.Halbuki ? gibi bir profesör ve benzeri ekipler ? ekibi,bütün dünya kabilelerinde en ilkelinden en gelişmişine kadar bir Tanrı inancı,bir sonsuz Kadir-i mutlak inancı var olduğunu ispat ettiler,belgelediler,yayınladılar.Bu çok önemli.Seksen yaşında kalkıyor tek Tanrıcılık Musa ile başladı.O da Mısır’dan aldı.Halbuki önce İbrahim var,Nuh var.Onları da bir kenara bırakalım,hadi tarihi şahsiyetler değildir,diyelim onun dediği gibi,onun iddia ettiği gibi.Ama o kadar ilkel kabilelere,Kızılderililere bu Tanrı inancı nasıl geldi?Musa onlara gitti değil ya.Musa Orta Asya’ya gitmedi ya.Musa ? ? gitmedi ya.Orada da var tek Tanrı inancı.Bilakis tek Tanrıcılık kâinattaki umumî bilincin bir meyvesidir.Birlik esastır,düzen esastır,medeniyet esastır.Bilim sentetik bir araçtır,yardımcıdır dine.Yoksa dinin yerini tutamayacaktır.Eğer müstakil kalırsa insanlığı kanser yapacaktır.Zaten Freud’un ölümü de neden biliyor musun?Çene kanserinden.Çenesi düşük.Çok boş konuştu ya.Çene kanserinden seksen yaşında ölüyor.
Gelişme sistemini anlayamamış.Yani her yeri anlasa bu kadar yanlış yapmazdı.Kâinatın diyalektik bir süreç içinde çatıştığını,çatışmadan evrim ve gelişme olduğunu,gelişmeden tekamül ve sonsuzluğa doğru bir yol alındığını anlamadı.Varlığın kıymetini,bir nimet olduğunu anlamadı,şükürsüzdü.Daima memnunsuzdu.O dini şöyle benzetiyor:“Ben çocuklarıma hikaye anlatırım.Çocuklar hikayeyi reel olarak anlarlar ve çok zevk alırlar.Ve bana sorarlar.Baba bu hikayenin aslı var mıdır?Yok diyorum,uyduruk bir hikayedir.O zaman aldıkları zevki bırakırlar ve hayal kırıklığına uğrarlar.Dinde böyle bir şeydir,bir hikayedir.Biz insanlara anlattıkça insanlar reel sandılar.Halbuki karşılığı yok.”Ama Cenab-ı Hakka binlerce şükrediyorum ki;gerek Kur’ân üzerine,gerek Tevrat üzerine,gerek İncil üzerine yazdığımız kitaplar özellikle evrimle ilgili kitabımız,âdemle ilgili kitabımız dinin,bir hikaye olmadığını,bir masal olmadığını özellikle âdem meselesi,cennet meselesi,yasak ağaç meselesi büyük büyük bir hakikat olduğunu hem sosyolojik açıdan, hem arketip açısından, hem metafizik açıdan, hem biyolojik açıdan biz bunu ispat etmişiz,sistemimizi kurmuşuz,anlatmışız.
O dönemde maalesef Freud’u cevaplayabilecek bir papaz yoktu.Âdem hâlen anlaşılabilmiş değil insanlık dünyasında ve bilim adamlarını dinsizliğe götüren en büyük sebepte dinin;diğer anlattıkları değil,özellikle başlangıçtaki âdem meselesi.Tanrı meselesi açılıyor,âhiret meselesi açılıyor,melek meselesi açılıyor,şu âdem,insanlık sistematiği,evrim sistemi,gelişim,arketip,metafizik,yasak ağaç meselesi anlaşılmadığı zaman -ve buna benzer belki 300 tane mesele var,biz bunları yorumlayabildik-bilim adamları otomatikman suçsuz oluyor,suçlu da dindarlar oluyor.Bu meseleyi,bizim yaymamız lazım.Ve benim oğlum diyor:Baba,bir devlette mafya babası dindarsa hapiste,üniversitedeki profesörü de dinsiz ise burada bir çarpıklık var.
Yani bütün meseleyi Freud’a atmayalım,dinsizlere atmayalım.Dindarlarında suçu var.Yeteri kadar izah getiremiyorlar.İmtihanımızı gereği gibi veremedik.Kâinatta en büyük realite imtihandır ve Müslümanlar bu imtihanı kaybetti.Daha hakikat var mı ortaya çıksın.Halbuki Müslümanlar önce bu realiteyi kazanabilmeliydiler ve diğer insanlara götürmeliydiler. Kâinattaki en büyük hakikat gelişmedir.Yarı imtihandır,yarı sınavdır.Ve bunu kaybeden dindarlar.İşte acı durum budur.Ve din olmadan varlığın kıymeti,lezzeti anlaşılmaz.Şükür olmadan imanda olmuyor.Çünkü insan varlığı tadacak.Kalbiyle ,ruhuyla,bütün organlarıyla memnuniyet duyacak,mutluluk duyacak.Sonra iman gelir.Mutsuz insanın imanı da olmuyor problem buralarda.
İşte o materyalist insanlarında en büyük handikabı ruhu göremiyoruz,demeleri.Ruh bir mânâdır,soyut bir bilinçtir,bir yazılımdır,tabi görünmez.Zaten ruh görünür bir şey olsa,o da madde olacak.O zaman yine somut olacak,kıymetsiz olacak.Sınırsız olmayacak,ebedi olmayacak.Burada da bir çelişkiye düşüyor bilim adamları.Ben şöyle özetliyorum:Ruh görünmez ama mânâ gözükür.Bak kâinatta güzellik var,bak rızk var,bak kızmak var,bak rahmet var,bak şefkat var,bak süt var,bak muz var.Daha say da say.Sayısız nimetler,mânâlar,kavramlar var.Ruh nedir?Bu mânâların biraz daha yoğun bir yazılım şeklidir ya.Niye görünmüyor?Gaybi olduğu için.Başka bir boyuta ait olduğu için.İlim olduğu için.Soyut değerler gözükmez.Madem somuta inanıyoruz,soyuta da inanacağız.Hayatta iki kere iki dört formülünü kabul ediyorsak,iki kere iki formülünün bütün kâinatta dört ettiğini niye kabul etmeyelim.Başka kâinat yok ki,bir tane kâinat var.
Ve son olarak şunu diyeyim;biz yani bizim gibi düşünen işte kırk-elli arkadaşımız var.Paramız yok,pulumuz yok.İlkel kabilelere gidip araştırma yapacak imkânımız yok.Laboratuar,yeni icatlar,keşifler yapacak paramız yok.Fakat Cenab-ı Hakkın büyük nimeti elimizde var.Bütün bunları biz ehline bıraktık,araştırmalar,laboratuar incelemeleri,keşifler,düşünceler…Dünya da birmilyona yakın ilmî kitap var.Yani belki yüzmilyona yakın kitap var da,ilmî dediğim,yani okunabilir ciddi kitap var.Bu kitapları da üniversite çevreleri,akademisyenlerine bırakıyorum.Benim araştırma yapacak imkânımda yok.Fakat elimiz de vahiy ürünü dediğimiz bütün kâinattan süzülmüş,peygamberlerin kalbine gelmiş,Tevrat,İncil,Kur’ân ve hatta ? yani Zerdüşt’e gelen,hatta Buda’ya gelen ve diğer peygamberlere de gelen –ben bunların vahiy olduğunu kabul ediyorum- vahiy malzemeleri var.Bunlar hazır bir malzeme.Ben bunların deşifresini yaptım,yorumunu yaptım,istiaresini,tefsirini,başını,sonunu,her tarafını bir bütünlük içinde yorumladık.Kelimelerine kadar,cümlelerine kadar,numaralarına kadar mucize olduğunu gördük ve sonsuz bir varlığı kazandık diye inanıyorum.
Yahudilerin yüzde doksanı ateisttir.Çünkü Tevrat anlaşılmıyor.En büyük imtihanları da kapalı bir kitap.? Önceki mitolojik bilgi ,çözemiyorlar.Bin sene yaşamış insanlar yok.Orada bir dönem ömrü olduğunu anlamıyorlar.Tevrat’ta çok metaforlar var,çok gelecekle ilgili bilgiler var.Anlaşılmayan bir kitapla,kafir de olunur.İmtihan büyüktür,nimet büyüktür,varlık kıymetlidir.Biz yine başka kaynağımız yok,başka sığınağımız yok,o kutsal kitaplara döneceğiz.İyi niyetle bilim çerçevesi içinde,edebiyat çerçevesi içinde onları anlamaya gayret göstereceğiz,yaşamaya gayret göstereceğiz.
İnsanlığın dini yanlış kullanması dinsizlik getirecek.Bunu önlememiz lazım.Dinsizlik demek;insanlığın yokluğu demektir,anarşizm demektir.Ama ben şahsen dindarların yanlış uygulamalarına izin veremem.Bırakın yapsınlar,diyemem.Bugün -isim vermeyeyim-bütün Türkiye’yi etkileyen bir âlimimiz var. Allah hakkında bir makale yazmış.Acaba yanlış bir kelime kullandım mı diye oturup üç gün ağlamış.Al sana bir nevrotik.İşte Freud haklı.Ya varsın yanlış olsun,günah değil.Sen Allah hakkında yaz,düşün,araştır,tez,antitez,araştırma,geliştirme ne kadar dünyada bilgi varsa topla.Allah bilinsin,varlık bilinsin,aydınlık ortaya çıksın.Biz korkmamalıyız,takıntı yapmamamız lazım.Namazı birleştirmek caiz midir?Yok,vaktinde kılmadım da acaba cehenneme gider miyim?Rüyasında her gece Hz.İsa’yı,Musa’yı gören bir dostum var.Acaba ben cehenneme gidecek miyim?diyor.Oğlum sen cennete gitmezsen başka kim gidecek.Böyle takıntılar yapıyorlar.İşte Freud gibi materyalistleri haklı çıkartıyorlar.İlk önce biz, kendimizden başlamalıyız.Herkes önce evinin önünü temizlemeli.
Din sonsuzluktur,mânâdır,bütünlüktür,saadettir,memnuniyettir.Eğer bunun dışında bir din varsa,ben o dini kabul etmiyorum.Cenab-ı Hak bizi korusun.Özellikle takıntı ve saplantılardan ve dini yanlış anlamaktan….
BAHAEDDİN SAĞLAM
0 Yorum
Önerilen Yorumlar
Gösterilecek hiç bir yorum yok