Zıplanacak içerik

bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı varmış>>>> Kıza bir partide rastlamıştı.. Harika birşeydi. Ogün peşinde o kadar>> delikanlı vardı ki... Partinin sonunda kızı kahveiçmeye davet etti.>> Kız parti boyu dikkatini çekmeyen oğlanın davetineşaşırdı ama tam bir>> kibarlık gösterisi yaparak kabul etti. Hemenköşedeki şirin kafeye>> oturdular.>> Delikanlı öyle heyecanlıydı ki, kalbininçarpmasından konuşamıyordu.>> Onun bu hali kızın da huzurunu kaçırdı...>>>> "Ben artık gideyim" demeye hazırlanırken, delikanlıbirden garsonu>> çağırdı.>>>> "Bana biraz tuz getirir misiniz" dedi. "Kahvemekoymak için.">>>> Yan masalardan bile şaşkın yüzler delikanlıyabaktı. Kahveye tuz!>> Delikanlı>> kıpkırmızı oldu utançtan ama tuzu kahvesine döktüve içmeye başladı.>>>> Kız, merakla "Garip bir ağız tadınız var." dedi..Delikanlı anlattı:>> "Çocukken>> deniz kenarında yaşardık. Hep deniz kenarında vedenizde oynardım.>> Denizin tuzlu suyunun tadı ağzımdan hiç eksilmedi.Bu tatla büyüdüm ben.>> Bu tadı çok sevdim. Kahveme tuz koymam bundan. Nezaman o tuzlu tadı>> dilimde hissetsem, çocukluğumu, deniz kenarındakievimizi ve mutlu>> ailemi hatırlıyorum... Annemle babam hala o denizkenarında oturuyorlar.>> Onları ve evimi öyle özlüyorum ki...">>>> Bunları söylerken gözleri nemlenmiştidelikanlının... Kız>> dinlediklerinden>> çok duygulanmıştı. İçini bu kadar samimi döken,evini, ailesini bu kadar>> özleyen bir adam, evi, aileyi seven biri olmalıydı.Evini düşünen, evini>> arayan, evini sakınan biri... Ev duyusu olanbiri... Kız da konuşmaya>> başladı. Onun da evi uzaklardaydı. Çocukluğugibi...>>>> O da ailesini anlattı. Çok şirin bir sohbetolmuştu... Tatlı ve sıcak.>> Ve de bu sohbet öykümüzün harikulade güzelbaşlangıcı olmuştu tabii...>> Buluşmaya devam ettiler ve her güzel öyküde olduğugibi, prenses,>> prensle evlendi. Ve de sonuna kadar çok mutluyaşadılar. Prenses>> ne zaman kahve yapsa prensine içine bir kaşık tuzkoydu, hayat boyu...>> Onun böyle sevdiğini biliyordu çünkü...>>>> 40 yıl sonra, adam dünyaya veda etti. "Ölümümdensonra aç" diye>> bir mektup bırakmıştı sevgili karısına. Şöylediyordu, satırlarında:>> "Sevgilim,>> bir tanem. Lütfen beni affet. Bütün hayatımızı biryalan üzerinekurduğum>> için beni affet. Sana hayatımda bir tek kere yalansöyledim.. Tuzlu>> kahvede.>>>> İlk buluştuğumuz günü hatırlıyor musun? Öyleheyecanlı ve gergindim ki,>> şeker diyecekken 'Tuz' çıktı ağzımdan. Sen veherkes bana bakarken,>> değiştirmeye o kadar utandım ki, yalanla devamettim. Bu yalanın bizim>> ilişkimizin temeli olacağı hiç aklıma gelmemişti.Sana gerçeği anlatmayı>> defalarca düşündüm. Ama her defasında korkudanvazgeçtim.>> Şimdi ölüyorum ve artık korkmam için hiçbir sebepyok...>>>> İşte gerçek: Ben tuzlu kahve sevmem! O garip verezil bir tat.>> Ama seni tanıdığım andan itibaren bu rezil kahveyiiçtim.>> Hem de zerre pişmanlık duymadan. Seninle olmakhayatımın>> en büyük mutluluğu idi ve ben bu mutluluğu tuzlukahveye borçluydum.>> Dünyaya bir daha gelsem, herşeyi yeniden yaşamak,seni yeniden>> tanımak ve bütün hayatımı yeniden seninle geçirmekisterim,>> ikinci bir hayat boyu daha tuzlu kahve içmekzorunda kalsam da...">>>> Yaşlı kadının gözyaşları mektubu sırılsıklamıslattı. Lafı açıldığında>> birgün biri, kadına "Tuzlu kahve nasıl bir şey?"diye soracak oldu..>>>> Gözleri nemlendi kadının...>> Çok tatlı!.. dedi...>>>>

0 Yorum

Önerilen Yorumlar

Gösterilecek hiç bir yorum yok

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bir yorum ekle...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.