****SAĞLIK BİLGİLERİ****
SAÇ BAKIMI
Yıkamadan sonraki durulama suları, özellikle yağlı ve kepekli saçlarda mucizeler yaratabilir. Kuru veya kaşıntılı kafa derisi de, bitkisel katkılı durulamalarla veya elma sirkesi ile rahatlatılabilir. Durulamalar, yıkanmadan sonra uygulanır ve saçlar artı
Durulama Suları - Hızlı ve Etkili
Yıkamadan sonraki durulama suları, özellikle yağlı ve kepekli saçlarda mucizeler yaratabilir. Kuru veya kaşıntılı kafa derisi de, bitkisel katkılı durulamalarla veya elma sirkesi ile rahatlatılabilir. Durulamalar, yıkanmadan sonra uygulanır ve saçlar artık başka bir biçimde yıkanmaz.
-Sirke durulaması, parlaklık ve esneklik kazandırmak için
1 yemek kaşığı elma sirkesi ve 5 damla hintyağı, 1-2 litre sıcak suya karıştırılır. Saçlar bu suyla durulanır ve kafa derisine masaj yapılır.
-Limon durulaması, yağlı saçlar için
1 limonun ince rendelenmiş kabuğu ve 1 tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış ıhlamur, yarım litre suya eklenir ve kaynama derecesine kadar ısıtıldıktan sonra 10 dakika demlenmeye bırakılır ve süzülür. 8 limonun suyu ile birlikte, hepsi bir şişeye veya kavanoza aktarılır ve çalkalanarak 2 gün bekletilir. Saçlar yıkandıktan sonra, 1 litre ılık durulama suyuna, şişedeki sıvının 1/8 bölümü eklenir.
-Isırganotu durulaması, kafa derisi kaşıntısına karşı
¼ litre elma sirkesi kaynama derecesine kadar ısıtılır(ama kaynatılmaz) ve içine 1 avuç dolusu ısırganotu yaprağı eklenir. 15 dakika demlendikten sonra süzülür, saçlar durulanır ve kafa derisine masaj yapılır.
-Bitki durulaması, kepeğe karşı
2 bardak dolusu kaynar derecedeki suya 1 tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış hindiba çiçeği(sarı saçlara), veya bir tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış ısırganotu yaprağı(kumraldan esmere kadar) eklenir ve soğuyana kadar demlenmeye bırakılır. Sonra süzülür, saçlar durulanırken, kafa derisine de hafif masaj yapılır.
Saç dökülmesine karşı etkili bir reçete
3-4 hafta boyunca her gün, 1 avuç dolusu ince kıyılmış ısırganotu kökü 8-10 saat boyunca 1-2 litre suda bekletilir, sonra 3-4 avuç ısırganotu yaprağı eklenir, kaynama derecesine kadar ısıtılır ve 10 dakika boyunca, üstü kapalı olarak demlenmeye bırakılır ve süzülür. Bu suyla kafa derisi ve saçlar 5 dakika boyunca yıkanır ve kafa derisine masaj yapılır. Ama her yıkamadan önce, kafa derisine, İsveç Şurubu ve ısırganotu tentürü ile dönüşümlü olarak friksiyonlar yapılır. Daha ilk haftada saç dökülmesi durur ve tedavi süresinin sonuna doğru yeni saçlar çıkmaya başlar. Daha sonra bu tedavi 3-4 günde bir uygulanırsa, saç dökülmesi uzun vadede önlenmiş olur ve saçlar, esneklik ve parlaklık kazanarak, sağlıklı bir görünüme de sahip olurlar. Bu tedavi, kepeklenmeye karşı da çok etkilidir.
BOTOKS NEDİR,NASIL YAPILIR,YAN ETKİLERİ VARMIDIR
Gülme, kızma, şaşırma, gözleri kısma gibi hareketler sonucu yüzümüzdeki mimik kasları hareket eder ve buna bağlı olarak üzerindeki ciltte de kırışıklıklar oluşur. Yıllar içinde bu hareketlerin tekrarlanması sonucu ciltte oluşan kırışıklıklar kalıcı hale gelir. Kişinin mimiklerini kullanma alışkanlığı, güneşe maruz kalma süresi, cilt ve kas yapısı, yaş ve cinsiyetine göre bu kırışıklıklar da değişik derecelerde olur.
Kırışıklıklar, aynı ifadenin binlerce kez tekrarlanması nedeniyle cilde kazınmış olan çizgilerdir. Kırışıklıklara "ifade çizgileri" veya şekilleri nedeniyle "kaz ayakları" da denir. Kırışıklıkların nedeni cilt altındaki kasların kasılmasıdır.
İşte bütün bu cilt kırışıklıklarını önlemek için kullanılan tekniklerden birisi de botoxdur. Botox "clostridium botulinum " adı verilen bir bakteriden elde edilen arıtılmış bir protein toksinidir. Zararsız olmasının nedeni çok ufak dozlarda kullanılması ve vücuda dağılmamasıdır. Bu protein kullanıldığı bölgedeki kasların rahatlamasını sağlayarak belli bir süre için cildin gerginleşmesini ve dolayısıyla gençleşmesini sağlar.
Botox Ne Değildir?
Botoks bir mucize değildir. Yüzünüzde kalıcı olarak hiçbir değişiklik yapmayacaktır. Ayrıca sizi 20 yıl önceki görünümünüze de kavuşturmayacaktır. Botoks uygulamaları sadece yüzünüzün belli bölgelerindeki kırışıklıklarda düzelme sağlar.
Minik cerrahi iğneler aracılığıyla Botox yüzün sorunlu bölgesinde cilt altına çok ufak dozlarla zerk edilir. Bu sayede kasılmış olan kaslar rahatlamaya başlar. Botox uygulandıktan yaklaşık üç hafta kadar sonra en yüksek verime ulaşır. Botoxun kalıcılık süresi bünyeden bünyeye fark etmekle birlikte yaklaşık 3-6 aydır. Genellikle tavsiye edilen, tedavinin her 4-6 ayda bir tekrarlanmasıdır.
Botox uygulamasının ardından bölgeye buz uygulanması olası şişlik veya rahatsızlıkları azaltır. Tedavinin tümü yaklaşık 10-15 dakika sürdüğünden normal yaşama hemen dönülebilir. Ancak yatma pozisyonuna geçmek için 4-6 saatin geçmesi beklenmelidir. Botoxun çevresindeki kaslara dağılmaması için Botox uygulanmış bölgenin ovuşturulmaması da gerekir.
Yetkili ve deneyimli kişiler tarafından yapıldığı sürece tehlikesi olmayan Botoxun toksin olması nedeniyle fazla dozda verilmesi durumunda veya uygulamanın yanlış bölgeye yapılması halinde "ptosis" adı verilen göz kapağı problemi ortaya çıkabilir ve hastanın birkaç hafta rahatsız olmasına sebep olur.
Görülebilecek diğer yan etkiler baş ağrısı, solunum yolu enfeksiyonları, nezle sendromu ve mide bulantısı gibi şikayetlerdir. Çok daha az görülmekle birlikte kaydedilen diğer yan etkiler de: yüzde ağrı, iğne bölgesinde kırmızılık, kas zayıflığıdır. Bu etkiler genellikle geçici ve çok az vakada da birkaç ay süreli gözlenmiştir
AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI
Ağız ve Diş Temizliği
Çürük oluşumunu nasıl önleyebilirim?
Florlu bir diş macunu ile dişler fırçalanmalıdır.
Dişlerinizin ara yüzleri için diş ipi veya diğer ara yüz araçlarından faydalanınız.
Dengeli beslenmeye dikkat edilmeli ve abur cubur yiyeceklere bir sınır konulmalıdır.
Dişlerinizi çürüğe karşı daha dayanıklı hale getiren uygulamalardan "florlama" ve "fissür örtücüler" hakkında dişhekiminize danışınız.
Profesyonel diş temizliği ve ağız muayeneniz için düzenli olarak dişhekiminizi ziyaret etmelisiniz.
Ağız bakım ürünlerini nasıl seçmeliyim?
Piyasada çok çeşitli ve cazip kılınan pek çok ürün olması sizi şaşırtabilir. Seçim yaparken onaylanmış ve dişhekiminizin tavsiye ettiği ürünleri satın almaya dikkat etmelisiniz.
Bir diş fırçasını ne kadar kullanabilirim?
Genelde 3-4 ay kullanılabilir. Diş fırçasının bozulduğunu kıl demetlerinin birbirinden ayrılmasından, dağılmasından ve eğilmesinden anlayabilirsiniz. Sert kıllı fırçalar dişlerinize zarar verebilir. Çocuklar ise henüz doğru fırçalamayı tam olarak uygulayamadıklarından daha çabuk fırça eskitirler
En doğru diş fırçalama tekniği hangisidir?
Öncelikle fırça 45 derecelik bir açıyla dişe yaklaştırılmalı ve dişin eni doğrultusunda ileri-geri hareketlerle fırçalanmalıdır. En son dişetinden aşağıya doğru bir süpürme hareketiyle işlem tamamlanır. Dişlerin iç yüzeyleri , özellikle ön bölgeler dar olduğundan fırça dik olarak sokularak fırçalanmalıdır. Unutulmamalıdır ki, bakteri plağı ve yiyecek artıklarının yoğun olduğu dişlerin arka yüzleri, arka dişler ve dil de temizlenmelidir. Genellikle sadece ön dişlerin ön yüzeyleri fırçalandığından çürükler daha çok arka bölgelerde oluşmakta , diş taşları ise çok az fırçalanan alt ön bölgede olmaktadır.
Uygun bir teknik kullanılmazsa dişler zarar görür mü?
Evet. Dişler çok sert bir tabaka olan mine ile kaplı olmasına rağmen sadece yanlış bir teknikle uygulayacağınız bir fırçadan bile büyük zarar görebilir. Hem dişin üst kısmında, hem de kökü kaplayan tabakada aşınmalara, dişetlerinde de çekilmelere yol açabilir. Bu durumda dişler çürüğe daha yatkın hale gelir. dişleri aşındıracak kadar büyük bir kuvvetle diş fırçalamaktan kaçınılmalı ve yumuşak hareketlerle fırça oynatılmalıdır.
Diş etlerinin fırçalanması neden gereklidir?
Yapılması gereken başka bir işlem de diş etlerini fırçalamaktır. “Ama doktor, diş etlerim kanıyor...” Fırçalamaya devam edilmelidir, çünkü diş etlerini besleyen damarlar dolaşım bozukluğu sonucunda dolgunlaşmıştır. Buna tıp dilinde “konjestiyon” denir. Tedavi etmek için kılcal damarları açmak yani fırça yapmak gerekecektir. Böylece diş etinin damarları iyileşir ve kanama da kendiliğinden durur. Diş etinin fırçalanması, diş eti hastalıklarından korunmanın en etkin çarelerindendir.
Fırçadan başka diş temizlik araçları var mıdır?
Bunlar, elektrikli fırça, diş ipliği, kürdan, ara yüz fırçası, su püskürteci (water - pic), stimulatör... gibi araçlardır. Elektrikli. fırça ve su püskürteci ülkemizdegiderek ayaygınlaşmaktadır.
Diş İpliği:
Diş aralarını temizlemede sık kullanılan yararlı bir araçtır. Yanlış kullanımı diş etine zararlı olmaktadır. Diş hekiminden doğru kullanımını öğrenildikten sonra uygulanmalıdır.
Kürdan:
Yemek yerken diş arasına giren bir et parçasını kürdanla çıkarabilirsiniz; fakat yemek daima aynı yere kaçıyorsa bu, iki diş arasında normal temas olmadığını gösterir. Böyle durumlar kürdan kullanmayı gerektirir. Kürdan uçlarının özel olarak düzlenmiş olması, ayrıca sterilize edilmesi gerekir.Bu nedenle eczanede satılanlar tercih edilmelidir.
Ara yüz temizleyicileri ne işe yarar?
Diş fırçasının ulaşamadığı alanlarda dişler arasındaki ve dişetinin altındaki artıkları temizlemek için kullanılır. bu alışkanlığa sahip değilseniz başlamak için geç kalmış sayılmazsınız.
Dişipi kullanırken şu noktalara dikkat etmelisiniz:
İlk kullanımda kolay kullanım amacıyla mumlu diş ipleri tercih edilir. Ayrıca florlu diş ipleri de tercih edilebilir.
Diş ipi her iki elimizin işaret parmağına dolanarak ve baş parmağımızın yardımıyla kullanılır.
Diş ipini dişlerinizin arasından yavaş hareketlerle ve kontrollü olarak geçirin. Dişetini yaralayacak sert ve ani hareketlerden kaçınmalısınız.
Dişin üzerinde ipi, c harfi çizecek şekilde ileri-geri yukarı-aşağı hareket ettirerek ara yüzü temizleyebilirsiniz.
MEME KANSERİ HAKKINDA SIK SORULAN SORULAR
1.Bende meme kanseri olması olasılığı nedir?
Meme kanseri riskini tanımlamak için kullanılan istatistiklerle insanın kafasının karışması son derece doğaldır. Pek çok insan herhangi bir zaman meme kanseri tanısı konması olasılığının dokuzda bir olduğunu düşünür. Bu insanlar sekiz başka insanla ayni odada bulundukları takdirde , o yıl içinde içlerinden birinin meme kanseri olacağını sanır. Bu gerçek değildir.
Çoğunlukla kullanılan dokuzda bir istatistiği bir kadın için bir yıl içindeki riski değil, tüm yaşam boyu riskini belirler. Bu da örneğin kadınlar için ortalama yaşam süresi 70 kabul edilirse,bu yaşa gelinceye kadarki risk dokuzda bir anlamını taşımaktadır.
Bunu bu şekilde ortaya koyduktan sonra belirli yaş grupları için hastalığa yakalanma riskini bilmek anlam kazanmaktadır.
Herhangi bir yaş için meme kanseri gelişmesi riski aşağıdaki gibidir.
30 yaşın altında 5900 kadında bir
31-35 yaş arası 2300 kadında bir
36-40 yaş arası 1200 kadında bir
41-50 yaş arası 590 kadında bir
51-60 yaş arası 420 kadında bir
61-70 yaş arası 330 kadında bir
71-80 yaş arası 290 kadında bir
2.Meme kanseri için risk faktörleri nelerdir?
a)Yaş: Meme kanserlerinin büyük bir çoğunluğunda ilk tanı 50 yaşın üstündedir.
b)Aile hikayesi: Bir veya daha fazla birinci derece akrabada meme kanserinin varlığı önemli bir risk faktörüdür. Birinci derece akrabalar anne, kız çocuğu ve kızkardeştir.
c)Hiç doğum yapmamış olması veya ilk doğumu 30 yaşından sonra yapmış olması
d)İlk adet görme yaşının küçük (12 yaşından önce) olması
e)Adetten kesilme yaşının yüksek (55 yaşından sonra) olması
f)Şişmanlık
g)Diğer memede kanser olması
h)Göğüs duvarına önemli derecede radyasyon almış olmak
i)Daha önceden tanı konmuş rahim veya yumurtalık kanserinin varlığı
Diğer olası risk faktörleri arasında alkol alımı, uzun yıllar doğum kontrol hapı kullanılması, menopozdan sonra östrojen kullanılması sayılabilir.
Bu sayılanlarla meme kanseri gelişimi arasındaki ilişki tam olarak belgelenmiş değildir.
3.Meme sağlığımı kontrol etmek için ne yapmalıyım?
a)Düzenli olarak meme filminizi çektirin. Dünyada en çok kabul gören uygulama 40 yaş civarında ilk meme filminin çekilmesi ve bunun 50 yaşına kadar iki yilda bir, 50 yaşından sonra her yıl tekrarlanmasıdır.
B)Düzenli olarak doktor kontrolundan geçin.Eğer 40 yaşın üzerindeyseniz doktorunuz tarafından yılda bir kez meme muayenenizin yapılması gereklidir. Meme muayenesi olağan sağlık kontrolunun bir parçasıdır.
c)Kendi memenizi ayda bir kez kontrol edin. Kendi kendine meme muayenesinin nasıl yapılacağını görmek için lütfen kendi kendine meme muayenesi sayfasına bakın.
4.Bir meme problemi için ne zaman doktora gitmeliyim?
Eğer kendi vücudunuzu ve memenizi tanıyorsanız normal olmayan birşeyler olduğunda bunun kolayca farkına varabileceksiniz demektir. Unutmayın ki pek çok kadında memeler adet dönemlerinde doğal olarak değişiklikler göstermektedir. Yani adet yaklaşırken memelerde hassasiyet ve büyüme olması hatta içinde bazı küçük kitlelerin ele gelmesi pekçok kadın için normal bir durumdur.
Bir kadının ilk defa kendi kendine meme muayenesi yapması esnasında şaşkınlığa düşmesi normaldir. Çünkü kendi memesi için neyin normal olduğunu söyleyebilmek güçtür. Zaman geçtikçe memenin içindeki hangi kitlelerin normal olduğunu anlayacak ve eğer bir kitle mevcutsa bunun yeni bir kitle olduğunu hemen bilebilecektir.
Değişik büyüklük ve kıvamda veya daha önce olmayan yeni bir kitle farkettiyseniz bunu izleyip üzerinden bir adet dönemi geçtikten sonra hala sebat ediyorsa bir doktorun değerlendirmesini isteyiniz. Eğer adetten kesildiyseniz doktora müracaat etmekte gecikmeyiniz.
Ağrı çoğunlukla meme kanserinde görülen bir belirti değildir. Ağrının varlığı genellikle kistlerin varlığıyla veya adet dönemleriyle ilgilidir.
5.Mememde bir kitle veya meme başından akıntı olduğu zaman ne yapmalıyım?
Eğer bu durumlar mevcutsa hemen bir doktorun değerlendirmesini isteyin. Bu anılan belirtiler acil hastalık statüsüne girmez, ama mümkün olan en kısa zamanda doktor değerlendirmesi gerektirir. Meme başından akıntı her iki memeden ve süt benzeri ise büyük bir ihtimalle hormonal değişikliklerden kaynaklanmaktadır. Akıntı tek memeden ise , kanlı veya berrak ise ciddi olabilir. Her iki halde de doktor değerlendirmesi şarttır.
6.Ailemde meme kanserli birinin varlığı bende meme kanseri olması şansını ne kadar etkiler?
Soyaçekim ile ilgili olan meme kanserleri tüm meme kanserlerinin %10 undan azdir.Diger bir deyişle ailesinde meme kanseri olmayan hastalar çogunluktadır.
Eğer birinci derece akrabalarınızdan birinde (anne, kız çocuğu veya kızkardeş) meme kanseri varsa , sizde de meme kanseri riski yüksek demektir. Eğer birinci derece akrabalarınızın bir veya birkaçında her iki memesinde, özellikle menopozdan önce meme kanseri ortaya çıkmışsa, bu durum kalıtsal olarak nakledilen meme kanserinin varlığını gösteriyor olabilir. Sizin ve ailenizdeki diğer kadınların meme kanseri risklerinin tesbitinde bir genetik danışman size yardımcı olabilir.
Genelde kabul edilen risk artışları şu şekilde özetlenebilir;
-Birinci derece bir akrabada premenopozeal dönemde tanı konmuş tek taraflı meme kanserinde risk artışı normalin üç katı
-Birinci derece bir akrabada postmenopozeal dönemde tanı konmuş tek taraflı meme kanserinde risk artışı normalin birbuçuk ila iki katı
-Birinci derece bir akrabada premenopozeal dönemde tanı konmuş iki taraflı meme kanserinde risk artışı normalin dokuz katı
-Birinci derece bir akrabada postmenopozeal dönemde tanı konmuş iki taraflı meme kanserinde risk artışı normalin üç ila beş katı
Eğer aile hikayesi ve meme kanseri arasındaki ilişki üzerine sorularınız varsa aşağıdaki e-mail adresine yazabilir ya da sorularınızı doğrudan bize sorabilirsiniz.
7.Kistik hastalik nedir ve bende meme kanseri gelismesi riskini nasil etkiler?
Fibrokistik meme hastaligi halk arasinda çogu artmis meme kanseri riski tasimayan ; içi sivi dolu kistler, nodüler yapida agrili meme ve fibroadenoma denilen iyi huylu tümörü tarif etmek için kullanilir. Komplike olmayan fibrokistik hastalik ve basit fibroadenomlar meme kanseri riskinde artis sözkonusu degildir.Artmis meme kanseri riski ile birlikte olan tek fibrokistik meme hastaligi atipik hiperplazi ile birlikte olanidir. Bunu da süpheli durumda doktorunuzun aldigi parçanin patoloji uzmani tarafindan incelenmesi ortya koyacaktir.
8.Bana igne biyopsisi (igne aspirasyonu) yapacaklar. Bunun anlami nedir?
Bir iğne aspirasyonu veya iğne biyopsisi yapılacağı zaman doktor ilkönce bir uyuşturucu iğne ile tespit edilmiş olan tümörün üzerindeki deriyi uyuşturur. Sonra ucuna enjektör takılmış daha büyük bir iğneyle bu uyuşturulan bölgeden tümörün içine girilir. Sonra şırınganın pistonu geri çekilir ve bazı olgularda şırınganın içine meme sıvısı dolar. Bu işlem esnasında fazla bir sıvı gelmemesi haline sık raslanır ve bu durum meme kanseri vardır anlamına gelmez.
Memedeki kitlenin incelenmesinde birinci aşama içinin sıvı dolu olup olmadığını değerlendirmektir. Eger kitle tamamen sıvı ile dolu ise buna kist adı verilir ve iğne aspirasyonu kisti boşaltmak için kullanılır.
Eğer kitlenin içinde sıvı yok ya da kitle sıvının alınmasından sonra da sebat ediyorsa iki durum sözkonusudur. Birincisi işlem esnasında iğnenin içine gelen tümör hücreleri laboratuara gönderilerek içinde şüpheli hücreler olup olmadığı araştırılır. İkincisi eğer hücre alınamadı ya da şüpheli hücrelere raslandıysa tümörün yerinden çıkarılması için hastaya cerrahi biyopsi önerilir.
9.Tümör yerinin igne ile belirlenmesi ne demektir?
Meme filminde süpheli bir kitle belirlendigi zaman bu bazan muayeneyle saptanamayacak veya elle hissedilemeyecek kadar küçük olabilir.Cerrahin süpheli dokunun içinde bulundugu dogru yeri çikarabilmesi için kitlenin nerede oldugunu gösteren bir kilavuza gereksinimi vardir.
Igneyle yer belirleme süpheli bölgeye sokulan bir telle tümörün yerinin belirlenmesi için meme filminin kullanilmasidir.Bunun için önceden telin sokulacagi deri uyusturuldugu için islem tamamen agrisizdir.Meme filmi kilavuzlugunda tümörün içine sokulan bir ignenin içinden özel bir tel geçirilir ve igne çekildikten sonra tel yerinde kalir.Sonra yeniden çekilen bir meme filmi ile telin tümörün içinde oldugu kanitlanir.
Cerrah teli bir kilavuz olarak kullanip biyopsi esnasinda süpheli dokunun tamamini çikarir.
10.Açik cerrahi biyopsi ne demektir?
Pekçok hasta için cerrahi biyopsi hastaneye yatirilmayi gerektirmeyen , herhangi bir hastane poliklinigi veya doktor muayenehanesindeki bir küçük ameliyathanede uygulanabilir.Bu küçük operasyon için randevu verilen saatte hastanede olmaniz ve yaninizda müdahale tamamlandiktan sonra sizi eve götgrece bir yakininizin bulunmasi gereklidir.
Cerrahi müdahaleden önce bir anestezi uzmani tarafindan ziyaret edileceksiniz ve damariniza agri tedavisi için bir igne uygulanacak.Cerrahiniz sizi ziyaret ederek yapacagi müdahale hakkinda bilgi verecek ve ardindan tamami bir saati geçmeyecek olan ameliyati yapacaktir.Ameliyat esnasinda cerrah deriye alacagi tümöre yakin ve kozmetik açidan çok iyi sonuç verecek küçük bir kesi yapar.(Örnegin deri renginin degistigi meme basinin kenarina) Memedeki kitle ve etrafindaki bir miktar normal doku çikarilir.Pekçok olguda ameliyathanedeyken tani koymaya yarayan frozen section denilen bir yöntemle tümör tahlil edilir.
Deriye yapilan kesi dikislerle kapatilarak biyopsi islemi bitirilir.Kendinizi oturabilecek kadar iyi hissetmenizi bekleyeceginiz bir yataga alinacaksiniz ve sonra giyinmenize yardim edilecek. Iyilesme döneminizde doktorunuz çikarttigi dokuyla ilgili ilk sonuçlar ve bundan sonra yapilmasi gerekenlerle ilgili bilgi vermek için tekrar yaniniza gelecektir. Bir hafta kadar bir zaman içinde dikisleriniz alinacak ve bu süre içinde patoloji raporunuz da hazir olacaktir.
11.Ölecekmiyim?
Bu çok sik raslanan bir sorudur ve meme kanseri tanisi konulan her hasta bunu sorar veya en azindan düsünür. Su anda yasaminizi tehdit eden bir hastalikla karsi karsiyasiniz ve endiselenmeniz kadar dogal bir sey olamaz. Fakat sunu da bilin ki meme kanseri için bugün elimizde olan tedavi yöntemleri sayesinde pekçok meme kanserli kadin kanserli hasta olmaktan kurtulup kanserden kurtulan kisi olmustur.
Eger kendinizi bu soruya saplanmis hissediyor veya depresyona giriyorsaniz doktorunuzla konusup hastaliginizin sonuçlari ve dogal gidisi hakkinda bilgi edinebilirsiniz.Eger meme kanserinden kurtulan hastalarla bu endiselerinizi paylasmak isterseniz lütfen dernek merkezimizi arayin ve merkezimiz psikologlariyla meme kanserinden kurtulan hastalarimizin yaptiklari haftalik toplantilarin programini ögrenin.
12.Kendimi altüst olmus hissediyorum.Bir takim kararlar vermek son derece güç.Ne yapmaliyim?
Bu zor dönemi atlatabilmeniz için birçok pratik yöntem vardir.Herseyden önce korkmus oldugunuzu kendinize hatirlatin, çünkü siz kanserli bir hastasiniz ve doktorunuzun söyledigi herseyi duymuyor veya duydugunuz herseyi anlamiyor olabilirsiniz.Bunun üstesinden gelebilmenin bazi yollari sunlardir.
1.Doktora yaninizda biri ile gidin. 2.Doktora giderken yaninizda bir ses kayit cihazi götürün. 3.Doktora giderken aklinizdaki sorulari bir liste halinde yazip götürün. 4.Tedavi seçenekleri konusunda baska birinin de fikrini sorun. 5.Biliniz ki tedavi seçenekleri konusunda karar vermek için zamaniniz var.Olay acil degil ve size kararinizi vermeniz için iki ila üç haftalik zaman verir. 6.Konu ile ilgili size yardimi olabilecek kitaplar okuyun.
Eger korkmus oldugunuz için dogru karar veremeyeceginizi düsünüyorsaniz bunun da normal oldugunu bilin ve kendinizi buna inandirin.Kendiniz için en dogru karari vereceginizi bilin çünkü bu dogru ve yanlis cevaplari olan bir sinav degildir.Kanser her hastada farkli davranis gösteren bir hastalik oldugundan tedavi de bireyseldir ve hastadan hastaya degisiklikler gösterir.
Eger süpheleriniz var ve tedavi seçenekleri konusunda yardima gerek duyuyorsaniz dernek merkezimizi arayip uzmanlarimizla görüsmek için randevu alabilirsiniz.
13.Ne tip bir meme kanserim var ve bu ne anlama geliyor?
Invaziv ve noninvaziv adi verilen iki çesit meme kanseri vardir.
* Invaziv meme kanserlerinde kanserli hücreler normal süt kanali veya süt bezinin duvarinin bütünlügünü bozmustur.Buna bir örnek en sik görülen meme kanseri tipi olan infiltratif duktal karsinom'dur.Invaziv meme kanserleri bölgesel olarak cerrahi tedavi ve muhtemelen sua tedavisi ile ortadan kaldirilirlar.Bu bölgesel tedaviye ek olarak genellikle kemoterapi ve/veya hormon tedavisi seklinde sistemik tedaviye gerek duyulur.
* Noninvaziv meme kanseri, tani esnasinda kanser hücrelerinin süt kanali veya sütbezinin içinde oldugu duvar bütünlügünü bozup disariya tasmadigi kanser tipidir.Bazi doktorlar non invaziv lezyonlari meme kanseri olarak kabul ederken bazilari da prekanseröz - yani ilerde kanserlesebilecek hastaliklar- olarak kabul eder.Bu tür noninvaziv tümörlerin en sik raslananni Ductal Carcinoma in Situ veya daha sik kullanildigi sekliyle DCIS dir. Non invaziv meme kanserleri cerrahi ve nadiren sua tedavisi olmak üzere bölgesel yöntemlerle tedavi edilirler.
14.Lenf bezelerim pozitifmis.Bunun anlami nedir?
Ameliyat esnasinda koltuk altindaki lenf bezelerinin alinmasinin nedeni tümörden kopan meme kanseri hücrelerinin bezelere ulasip ulasmadigini anlamaktir.Eger koltuk alti lenf bezelerinde meme kanseri tesbit edilirse bu durum kanserin nüks etmesi olasiliginin yüksek oldugunu gösterir.Bu risk artirici faktör nedeniyle büyük olasilikla size kemoterapi ve/veya hormonal tedavi gibi ilave sistemik tedavi önerilecektir.
15.Doktorum bana sadece tümörün çikarilmasi veya memenin alinmasi arasinda bir tercih yapmami söyledi. Kararimi neye göre vermeliyim?
Önem sirasina göre karar vermenize yardimci olacak faktörler sunlardir.
Klinik çalismalar özellikle erken evrelerde sadecetümörün çikarildigi veya memenin çikarildigi hastalarin ortalama yaşam süreleri arasinda fark olmadigini göstermektedir.Bu demektir ki eger doktorunuz size böyle bir seçim sansi verdiyse bilin ki seçiminiz ne olursa olsun yasam sansiniz aynidir. Eger tümörün çikarilmasi ameliyatini seçerseniz bilin ki sua tedavisi mutlaka gerekli olacaktir.Yok egermemenin alinmasi ameliyatini tercih ederseniz estetik ameliyatlarla yeniden meme yapilabilecegini veya distan takilan meme protezleri kullanabileceginizi bilin.
Bu konuda konusmak istermisiniz?Lütfen bizi arayin.
16)Doktorum sua tedavisine ihtiyacim oldugunu söylüyor.Neden ve bu tedaviden ne beklemeliyim?
Sua tedavisi, lokal nüksleri azaltmak amaci ile hastalara uygulanir, böylece tümörün , çikartildigi bölgede yeniden büyümesi önlenmis olur.Sua tedavisi günlük olarak her seansta birkaç dakikadan olusur. (Ilk seans biraz daha uzun sürebilir.)Her hasta haftada 5 gün 5-6 hafta sua tedavisi alir.Sua tedavisinin sik yan etkileri arasinda deri kizarikligi , günes isigi reaksiyonu, halsizlik ve nadiren bulantiyi sayabiliriz. sua tedavisinin yan etkileri birikicidir. Bu nedenle tedavinin 3. ve 4. haftasina kadar bu zorluklarla karsilasmayabilirsiniz .
17)Kemoterapi nedir?Yan etkileri nelerdir?
Kemoterapi, kanser hücrelerini vücudun neresinde olursa olsun öldürmeyi amaçlayan sistemik bir tedavidir.Bütün kemoterapi çesitlerinin bazilari çok ciddi olabilen yan etki potansiyeli vardir.Farkli ilaçlar farkli yan etkilere sebep olabilir.Bu nedenle aldiginiz ilaçlar hakkinda doktorunuza danisin.Bazilari hariç ,kemoterapinin yan etkilerinin çogu geçicidir.Kemoterapinin siklikla karsilasilan yan etkileri sunlardir:Saç dökülmesi, bulanti ve kusma, halsizlik, kan hücrelerinde azalma ki infeksiyona yakalanma ve kanama risklerini arttirir ve erken menopozdur. Bu yan etkiler ile mücadale kesinlikle zor oldugundan bunlar ortaya çiktiginda etkili pratik stratejiler mevcuttur.Bulanti kusma ve düsük kan sayisini ortadan kaldiracak veya azaltacak degisik tip tedaviler vardir.Saç dökülmesi için çok iyi peruklar ve sapkalar vardir.Bu yan etkilerin ortaya çikardigi ruhsal konularla ugrasmak daha farklidir. Kemoterapi almis birisi ile konusmak faydali olur. Lütfen bizi arayin ve psikologlarımızla meme kanserinden kurtulan hastalarimizin yaptiklari toplantilarin programini ögrenin.
18)Hormon tedavisi nedir ve neden doktorum bu tedaviye almami öneriyor?
Meme kanserinin birçok çesidi büyümeleri için hormonlara bagimlidir. Vücut hormonlari üzerinde degisiklik yapacak tedaviler meme kanserinin büyümesini duraksatir ve tümörlerin büzülmesi ile sonuçlanabilir.Ayricahormon tedavisi diger memede kanser gelisme riskini azaltmak için de kullanilabilir.Hormon tedavisinin yan etkileri vardir ve sik görülenler sismanlama , vücudun su toplamasi ve menopoz belirtileridir.Aldiginiz ilacin spesifik yan etkilerini doktorunuza danisabilirsiniz
19)Deneysel klinik tedaviyi düsünmelimiyim?
Evet.Birçok kadin için klinik deneyler en iyi tedaviyi sunabilir.Kanserli hastalarin çogu klinik deneylere katilmakta birkaç nedenden dolayi isteksizdirler.Bunlardan ilki tedavi almama korkusu veya seker hapi(Plasebo) yani yalanci ilaç verilmesidir.Aslinda kanser klinik deneyleri iki kollu tedavi hizmeti sunar; hastalar bu kollardan ya birinde ya da digerine seçilirler.Birinci koldaki piyasadaki en iyi kanser tedavisidir.Deneyin ikinci kolunda ise olasi eniyi tedavi veya çalisilmasi gereken yeni tedavi vardir.Ikinci korku bir klinik deneyde sikisip kalma veya kobay olmaktir.Bir hasta bir çalismaya katilmak istediginde, katilim sartlarini kabul eder. Örnegin tesadüfi olarak herhangi bir tedavi koluna seçilecegini kabul eder. Fakat bu hasta çok rahatsiz olsa veya tedavinin kendisi için iyi bir tercih oldugunu düsünmezse bile hala çalismada kalmali anlamina mi gelir?Tabii ki hayir Bir hasta çalismayi sürdürmemeyi de düsünebilir.Ayrica klinik çalismalarda hastalarini tedavi eden doktorlar etik olorak her hastayi o hasta için en uygun tedavi iletedavi etmeye zorunludurlar.Eger hasta çalismanin yeni tedaviyi de içeren kolundaysa ve tedaviye iyi yanit vermediyse doktoru hastayi çalismanin o kolundan ayirmak zorundadir.Buna göre bir hasta ve doktoru;hastayi kendini kobay oldugunu hissettirmeyecek en iyi tedavi tercihlerine karar verdirecek güce sahiptir.
20)Lenf ödem nedir ve bu problemi en aza indirmek için neler yapabilirim?
Lenfödem meme ve koltuk alti bezeleri cerrahisi (koltuk alti bezelerine sua tedavisi ) uygulanan tarafta kolun sismesidir.Bu sislik tedaviye bagli lenf akiminin bozulmasi nedeniyle lenf sivisinin birikiminden kaynaklanir.Lenfödem kalici bir durum olabildiginden , birçok kadin orta derecede sislikler ile karsilasabilir.Lenfödem tedavisinde birçok efektif yol vardir ve en iyisi bunlardan birini denemek ve olmasini engellemektir.Asagidaki öneriler National Lymphedema Network'dan alinmistir ve birçok kadinda yardimci oldugu kanitlanmistir.
1)Kesinlikle koldaki eldeki,parmaklardaki veya gögüs duvarindaki en küçük bir sislige bile aldirmazlik yapmayin. (Doktorunuzla acilen görüsün)
2)Tutulan koldan enjeksiyona veya kan alinmasina asla izin vermeyin.
3)Tutulmamis koldan kan basincinizi ölçtürün.
4)Ödemli kolu veya riskli kolu temiz tutun
5)Tutulan kolu zorlu ve tekrarlayan hareketlerden sakinin (Firçalamak,Itmek,Çekmek)
6)Tutulan kolla agir kaldirmayin.Askili olan çantalari tasimayin.
7)Tutulan parmak veya kola elastik bantlar ve siki mücevherat takmayin.
8)Banyo yaparken, bulasik yikarken, günes banyosu yaparken (sauna ve küvet yasak)sicaklik farkliliklarindan sakinin. Kolunuzu günesten koruyun.
9)Her çesit travmadan uzak durun (siyrik, kesik günes yanigi, ve diger yaniklar, spor yaralanmalari, böcek isiriklari, kedi tirmalamasi)
10)Ev isleri, bahçecilik ve benzer isler yaparken eldiven giyin
11)Tirnaklariniza manikür yaparken, seytan tirnaklarinizi kesmekten kaçinin
12)Egsersiz önemlidir.Terapistinizle görüsün.Riskli kolunuzu yormayin, agri baslarsa uzanin ve kolunuzu kaldirin Önerilen egsersizler : Yürüme, yüzme, hafif aerobik, bisiklet, ve yoga
Önerilen Yorumlar
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.