Bir dosta cevap...
Evet, çok doğru! İnsan yalnız olunca, hiç farketmiyor ne yaptığın. Anlattığın şeyler, güzel hoş şeyler. Hayata dair şeyler, bizim (benim) uzağımızdaki şeyler. Günde ortalama 12-13 saat çalışmanın ardından, pestil gibi yorgun seni bekleyen dört duvarın içine, yalnızlığına, mabedine, sığınağına ya da tecrit hücrene giriyorsun. Televizyonu açıyorsun, seyretmeye başlıyorsun, yerli diziler, yabancı aksiyon filmleri, futbol geyikleri, bitmek bilmeyen kimin eli kimin cebinde programları, haber zırvaları... Ardarda değişen görüntüler, konuşmalar, konuşmalar, konuşmalar... Cümleler, kelimeler, görüntüler duvar tenisi misali zihnine çarpıyor, geri dönüyor, sonra gelip tekrar geri dönüyor. Bakıyorsun ve kafan karışıyor, karar veremiyorsun bir türlü, ne zaman taça çıkmışsın. Ne zaman hayatın dışında kalmışsın. Bu gördüklerin hayat mı? Sen mi hayatın dışında kaldın, yoksa hayat mı senin dışında kaldı. Yeni bir dünya kurulur ve insanlar o dünyada yerlerini alırken sen nerlerdeydin. Hangi bitmeyen iş için, hangi geçim kaygılarıyla nerelerde yitirdin gençliğini, gülüşünü, hayatını... Okul sıralarında, okulu uzatmanın ekonomik maliyeti uğruna geceni gündüzüne kattın. Kdz.Ereğli'sinde rüzgar karanlık korkunç ağaçların yapraklarını savururken ve soğuktu, gece 4-8 nöbetlerinde kurma kolunu çekerek tüfeğinin, endişeli, uykulu gözlerle, uyuyan insanlığı, dünyayı seyrettin. Siz uyuyun sıcak yataklarınızda, ben varım korkmayın, ben bu ejderhalara, gece yaratıklarına, rüzgara ve soğuğa karşı sizin yerinize bekler, sizin yerinize üşür ve korkarım dedin. Sonra Libya çöllerine gittin, Türkiye'de o güzelim ülkende çalışıp bir gelecek sahibi olamayacağı endişesiyle, sıcak kızgın bir ateş dünyasının içine daldın umarsızca. Katılaştın, duygusuzlaştın. Zamana karşı sabrınla yarıştın, günler geçmek bilmiyordu. Günler geçtiğinde senden de çok şey eksildi farkına çok sonra vardın. Gençliğinin, gülümsemenin, hayatının bir kısmını da çöllere gömdün, ve daha pek çok yerde tükettin hayatını. Sonra bir Mayıs akşamı, hiç tanımadığın biri, akşamları ne yaptığını sordu, denizin kıyısında dolaşmaktan, ayaklarını suya sokmaktan falan bahsetti. Başını kaldırdın yaptığın işten ve akıp giden hayata baktın... 23/05/2005 Kartacha...
2 Yorum
Önerilen Yorumlar