Akşam Erken İner Maphushaneye
Akşam erken iner mahpushâneye Ejderha olsa kâr etmez. Ne kavgada ustalığın, Ne de çatal yürek civan oluşun, Kâr etmez, inceden içine dolan, Alıp götüren hasrete. Akşam erken iner mahpushâneye. İner, yedi kol demiri, Yedi kapıya. Birden, ağlamaklı olur bahçe Karşıda duvar dibinde. Üç dal gece sefâsı, Üç kök hercai menekşe... Aynı korkunç sevdâdadır Gökte bulut, dalda kaysı. Başlar koymaya hapislik. Karanlık can sıkıntısı... Kürdün Gelini'ni söyler maltada biri Bense volta'dayım ranza dibinde Ve hep olmayacak şeyler kurarım, Gülünç, acemi, çocuksu... Vurulsam kaybolsam derim, Çırılçıplak, bir kavgada. Erkekçe olsun isterim, Dostluk da, düşmanlık da. Hiçbiri olmaz, halbuki, Geçer süngüler namluya. Başlar gece devriyesi jandarmaların... Hırsla çakarım kibriti... İlk nefeste yarılanır cıgaram, Bir duman alırım, dolu. Biliyorum, "Sen de mi?" diyeceksin, Ama akşam erken iniyor mahpushâneye. Ve dışarda delikanlı bir bahar, Seviyorum seni, Çıldırasıya... Ahmed Arif
Önerilen Yorumlar
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.