Zıplanacak içerik

Mektup

 

 

Bu gün bendeki resimlerini ve mektuplarını yakıyorum.

Küllerini sana göndereceğim. İşte! Hepsi önümde

duruyor. Şu resim çekilirken karşında ben vardım,

hatırladın mı? Üzerini diyerek

imzalamışsın. Bu seni en çok anlatan resimdi

biliyorum. Bana en yakın olduğun resimdi... Karşında

ben vardım, gözlerin gözlerimdeydi... İçin benimle

doluydu, bakışların gibi. Önce bu resmini yakacağım,

bu en çok sen olan resmini. Sonra da diğerlerini

yakacağım. Hepsi birer birer kıvrılıp kül olacak

sonunda. Ya mektupların? Herbirini çok çok öptüğüm

mektupların...Satır satır içimde çakılı duran mektupların.

Onlarda yanacak. Senden madde olan hiçbir şey kalmasın

istemiyorum bende. İçimde bıraktığın eziklik yeter artık.

 

Artık seninle değil, verdiğin acılarla avunacağım. Seni bütün

arzuların üzerinde, bütün özlemlerin ötesinde

seveceğim artık. Sensiz bir dünya yaratacağım senden.

Dünya duracak ama sen durmayacaksın. Zaman bitecek,

ama sen bitmeyeceksin. Bir gün bütün çiçekleri solacak

bahçelerin, yıldızlar ışık vermeyecek, güneş

doğmayacak hiç. Ama sen solmayacaksın, sen

eksilmeyeceksin. Seni maddenin dışına çıkarıyorum.

Ölümsüzlüğün kapılarını açıyorum sana... Anlamıyor

musun?

 

Daha düne kadar her yerini ayrı ayrı seviyordum.

Ellerini tuttuğum zamanlar ürperirdim, başım dönerdi

gözlerine bakınca. Dudakların her öpüşte yeniden

dünyaya getirirdi beni. Al işte, hepsini sana

bırakıyorum. Güzelliğinde senin olsun dişiliğinde..

 

Göreceksin, bir gün her yerin şu mektuplar, şu

resimler gibi kül olup dağılacak.

Bir tel bile kalmayacak saçlarından. Niceleri gibi sen

de göçüp gideceksin bir gün... Önce güzeliğin terk

edecek seni. Ellerin buruşacak, belin bükülecek,

ak pak olacak saçların. Boş bir çuvala döneceksin.

Gözlerinde o vahşi pırıltı kalmayacak, bütün ateşi sönecek dudaklarının...

 

Ama ben o halinle bile seni terketmeyeceğim. Çünkü

benim içimde hep bugünkü gibi kalacaksın. Taptaze,

sımsıcak ve korkunç güzel! Yalnız benim gözlerimde

bir manası olacak bakışlarının. Ben yok olduğum zaman

da satırlarımda yaşayacaksın. Hiç ihtiyarlamadan,

hiç değişmeden, hiç tükenmeden... Adım adınla anılacak,

adın adımla...

 

Mektuplarınla resimlerini yakacak gücü kendimde

bulamasam, o zaman da kendimi yakardım. Şu herkeste

seni gören gözlerimi, şu her yerde sana koşan

ayaklarımı ve şu her zaman sana yazan ellerimi

yakardım. Tenimden yükselen alevler ta Allaha kadar

uzanır, ona çaresizliğimi anlatırdı.

 

Seni güçsüz, zayıf bir insan tarafından sevilmenin

hayal kırıklığına uğratmamak için, şimdi benim yerime,

senden kalanları yakacağım. Ben yaşadıkça, varlığım bütün çaresizliklere meydan okuyacak. Unutma; seni sevdiğim için ölebilirdim, seni sevdiğim için yaşayacağım.

Biraz sonra mektuplarınla resimlerni tutuşturacak bir

kibrit çöpü gibi çekiliyorum hayatından. Her şeyiyle

onu sana bırakıyorum. Hayatın senin olsun. İstersen

hayatım da.. Ama sen kendinin bile olamayacaksın

artık. Ben yaşadıkca, adım söylendikçe...

 

Seni bensizliğe ve kendimi sana mahkum ediyorum..

 

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

0 Yorum

Önerilen Yorumlar

Gösterilecek hiç bir yorum yok

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bir yorum ekle...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.