Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.
Blog gönderen: made in turkey! - Şurada: Genel
  • Başlık

    137
  • Yorum

    46
  • Görüntü

    77.627

Bu blog hakkında

BİR TÜRK YAPIMI:)

Bu blogdaki başlıklar

O şimdi ne yapıyor şu anda şimdi, şimdi? Evde mi, sokakta mı, çalışıyor mu, uzanmış mı, ayakta mı? Kolunu kaldırmış olabilir, — hey gülüm, beyaz, kalın bileğini nasıl da çırçıplak eder bu hareketi!...—   O şimdi ne yapıyor, şu anda, şimdi, şimdi? Belki dizinde bir kedi yavrusu var, okşuyor. Belki de yürüyordur, adımını atmak üzredir, — her kara günümde onu bana tıpış tıpış getiren sevgili, canımın içi ayaklar!...— Ve ne düşünüyor beni mi? Yoksa ne bileyim fas
AH LELE   Sana ben anlatamadım Dinletemedim Ah doyamadım gözlerine Kimseler etmedi bana Etmedi bana Böyle acılar ilk defa   Ah lele yar uyan adına kurban Ah lele oluram yoluna revan Aldırma derdin ya ardımdan ağlama Al beni yanına ben dayanamam   Yoruldum yol bulamadım Gelmedi yazım Küsmedim inan zemheriye Kimseler etmedi bana Yapmadı bana Böyle acılar ilk defa   Ah lele yar uyan adına kurban Ah lele oluram yoluna revan Aldırma derdin ya ardımdan ağlama Al beni yanına ben
Özletiyor Seni Bu Yağmurlar   Burada yağmur yağıyor Aralıksız yağıyor günlerdir Ama sen yine de şemsiyeni Almadan gel ilk otobüsle Buğulanan camlara usulca Yüzünü çiziyorum ki yüzün Bir yağmur damlası olup Düşüyor yapraklarına gülün Güller de bozamıyor bu uzun Karanlık sessizliğini kentin Anılarını yitiriyor sokaklar Bezirgânlaşıyor bulvar ışıkları Tarih de kekemeleşiyor bazen Ki o zaman aşktır tek bilici Aşksa yürümek gibi bir şey Duyabilmek kuşların gelişini
Sen gideli kaç saat oldu ? Kaç gün geçti, kaç hafta..? Saymadım.. Bana yüzyıllar geçmiş gibi geliyor. Son anda sen giderken gözlerinin buğusunu bıraktın.. Şimdi sis içinde bütün dünya. Çiçekler gözyaşlarımı içti, sen onları kırağı sanırsın, çiy sanırsın.. oysa hepsi benim gözyaşlarımla ıslak..   Sevgilim özlüyorum seni.. Bir balta indirildi, içimden bir ağaç köküyle devrildi. Gözlerimden akan yaştan belli değil mi, içim kanıyor. Özlem bir bulut gibi sarıyor beni, kuşatıyor . Seni sevmek bir so
Gücüm yok... Ey sevgili tükendim artık! Çek ipimi öleyim...   Aşk Olur Adı   Sen! Ey yalnızlığımın adı, sevdanın adresi, sonsuz ahı hasretimin. Tükenmeyen hülyalarımın sahibi dil-i suzan. Benim bitmeyen yanlızlığım, yanlızlığımın bitmeyen umutışığı. Ruhumun sahibi, yüreğimin canyoldaşı dilruba.   Beni diyar diyar süren gurbet ellere, seyyah edip gezdiren, hasretini çektiren ölümüne... Sonsuz acılara gark edip kanlı yaşlar döktüren gözlerimden... Gözlerindeki aşka mahkum kılan ve azat
Biliyorum, matah biri sayılmam... Çok sıradanım belki, isteklerim, düşlerim fazla basit senin için... Belki, senin kadar yol almadım; çok şey görmedim hayatta; acıdan bahsettiğimde, belki en beteri değildir kastettiğim. Cümleleri allayıp, pullayıp sıralamaktır tek yaptığım; utanmadan, sıkılmadan ahkam kesmek! Belki daha çok toyum; ama, çok olmadı doğalı; hele yaşamaya başlamam, yeni sayılır daha... Çok savaştım, çok düşündüm, çok seyrettim alemi, öğrenebilirim sandım; gerçekten sevene
Eğer ;       O'nu hatırladıkta başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz... ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla O hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz... ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin... O'nunlayken pervaneleşen yelkovanlar, O'nsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain...       sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor, O'ndan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz,
Altıncı Mektup     Bir gün bir yalnızlığa düştüm yine. Başımı ellerimin arasına aldım, sessizce ağlamaya başladım . Önümde yarıya gelmiş bir konyak şişesi 'beni iç' diye fısıldıyordu, 'beni iç'. Sonra yalvarmaya başladı: 'Ne olur' dedi 'ne olur haydi iç beni'.   Bir bardak doldurdum, tepeme diktim . Şişe rahatladı, sustu. Hani ellerimiz birbirine değince nasıl oluyorduk? İşte öyle oldum . Hani bakışlarımız buluştuğu zaman, bir başka türlü atması vardı yüreklerimizin. Onu
Özledim bugun de aksam oldu her taraf birazdan sessizlige kavustu kavusacak son servis araci az once kalkti sIki bir gurultu ile yagmurla islanan yollardan araclarin seyir sesleri tirmaliyor kulaklarimi derinlesen duygularin az otesinde kaldi hayallerim... bos fincana takilirken gozlerim yudumladigim cayin tadi damagimda.. buruk ozlemler yaratiyor.. ve her zamanki gibi dilimde ezberledigim keyif veren sarkilar kulaklarimda ince tinili bir sesin tatli fisiltisi simdi bir ben miyi
GİTME     Biliyorum aslında sen hiç bir zaman gelmedin bana.   Duymuyorsun !   Gitme diyorum sana,gitme !   Çıglıklarım boğuluyor gecenin karanlıgında.   Gece korkunç, gece sessiz, gece yalnız...   Sesim kısılıyor   Gidişin bitişi olacak yüreğimdeki heyecanın,   Gidişin sönüşü olacak gözlerimdeki ateşin.   Beni,yüreğimdeki sevgiyi,   Gözlerimdeki bitmek bilmeyen umudu unuttun!   Ama ne olur bunu unutma.   Gidişin dinderemez bu fırtınayı.   Bir fırtınanın u
Sesin sesime degdiginde ; bir anlamı olmalı sesime degen sesinin yuzume vuran tebessumunde! Yuzun dusunce icime, binlerce dus icinde tek sana dalısımın, Karanlık olsan da, vursan da kalısımın ; Varolan kelimeler icinde binbir rengi tarifleyen dilimin, gozlerinin dilinde lâl kalısının bir anlamı...   Düşüyorsam ; uçurumsan! Düşler icinde kalıyorsam.. ..ve yıldırımlar tasıyorsam ; Yalnızken sana, yanında huzura kaldırıyorsam kadehi, Zehirsen de içiyorsam.. Alev alıyorsa gökyüzü
Vazgeçmek olmazdi; maviye vurulmustu...   Bazen bu mavi sevdasi sigmaz olurdu yüregine, mavi sözler dökmek isterdi kagida. O zaman kalbini alirdi eline, kalbini yakan aski alirdi; beyazin üstüne maviden izler birakirdi. Beyaza siyah dokunmamisti; beyaz kirlenmemisti, beyaz maviyi beklemedeydi...   Maviye vurulmustu... Bir kere ileriye bakmisti... içinde maviyi farketmisti bir kere... vazgeçmek olmazdi; vazgeçmiyordu...   Bazen yoruluyordu bu sevdadan, bir parça maviyi yüreginde tasimak
Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını,kendimi bulduğumda anladım. Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış, Kendi yolumu çizdiğimde anladım.. Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak,dinleyerek değil.. Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım.. Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış, Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım.. Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden, Neden hiç ağlamadığını anladım.. Ağlayanı güldürebilmek,ağlayanla ağlamaktan da
VATAN HAİNİ   "Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ. Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz dedi Hikmet. Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ." Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla, bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un 66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira. "Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz de
NÂZIM HİKMET RAN   15 Ocak 1902'de Selanik'te doğdu. Heybeliada Bahriye Mektebi'ni bitirdi. Hamidiye Kruvazörü'nde güverte subayı iken, sağlık nedeniyle askerlikten ayrıldı, bu arada ilk şiirlerini yayımladı. 1921 başlarında Kurtuluş Savaşı'na katılmak için Anadolu'ya geçti, Bolu'da öğretmen olarak görevlendirildi. Daha sonra Batum üzerinden Moskova'ya giderek Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi'ne (KUTV) yazıldı. Burada siyasal bilimler ve iktisat okudu. 1924'te yurda döndü. Aydınlık Gazete
Hayat bize mutlu olma şansı vermedi sevgili biz kendimizden başka herkesin üzüntüsünü üzüntümüz, acısını acımız yaptık çünkü. Dünyanın öbür ucunda hiç tanımadığımız bir insanın gözyaşı bile içimizi parçaladı. Kedilere ağladık, kuşların yasını tuttuk... Yüreğimizin zayıflığı kimi zaman hayat karşısında bizi zayıf yaptı. Aslında ne güzel şeydir insanın insana yanması sevgili... Ne güzeldir bilmediğin birinin derdine üzülebilmek ve çare aramak. Ben bütün hayatımda hep üzüldüm, hep yandım.
gülüm       Kapatırmısın gözlerini arada bir İç çekişlerle anarmısın beni Sol yanın sızlarmı hiç gülüm   Hala ara sıra aklına gelirmiyim Yoksa geçmişinde sıradan birimiyim Sanma ki senden sonra hayatı sevdim.   Neredesin şimdi?... Ne yapmaktasın?.. Gecenin karanlığına çaresizliğine isyandamısın ben gibi Dinermi zamanla bu acı bitermi sevdan Vazgeçebilirmiyim ki senden. Zaman herşeye ilaçmış gülüm İlaca lüzum yok sensizlik zaten ölüm     A.CAN
Otuz beşime bastım geçen hafta... İlk yarı bitti: Hayat: 1 - Ben: 0!.. Ama belliydi böyle olacağı… Nicedir başlamıştı belirtiler: Yolda çocuklar "Amca şu topu atıversene" diye seslendiklerinde kuşkulanmıştım ilkin… Sonra saçlarımdaki beyaz teller tescilledi yarı yolun ufukta göründüğünü, Baktım; lise fotoğraflarım sararmış, sınıf arkadaşlarım yaşlanmış. Eş dost sohbetlerinde sağlık ve çocuk konuşulur olmuş, seyahat ve aşk yerine... Gök gibi gürlemeye alışkın müzik setimin ses düğmesini k

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.