Şafak sökmek üzereydi,Cehennem sıcağından önceki son serinlikti.Sessizce somunlarını kemirdiler,İnsanlık tarihinin tüm savaşlarından önceSavaşanların üzerine aynı hüzün çöker.Eli kalem tutanlar bir şeyler çiziktirdi ala şafaktaSevdiklerine belki de son kez.Cephede sessiz amahummalı bir hareketlilik hakimdi.Subayların yüzleri gergindi.Atlar huzursuzdu.Toplar mevzilerine yerleştirildi.İşte bir yıl boyuncaBir halkın elde avuçta ne varsa topladığı şeylerKurtuluş için şimdi buradaydı.O halkın topları
Açar. Kan kırmızı yediverenler Ve kar yağar bir yandan Savrulur Karacadağ, Savrulur Zozan... Bak, bıyığım buz tuttu, Üşüyorum da Zemher ide uzadıkça uzadı, Seni, baharmışın gibi düşünüyorum, Seni Diyarbekir gibi, Nelere, nelere baskın gelmez ki Seni düşünmenin tadı... Hamravat suyu dondu, Diclede dört parmak buz, Biz kuyudan işliyoruz kaba-kacağa Çayı, kardan demliyoruz. Anam sır gibi saklar siyatiğini, "Yel" der, "Baharın geçer" Bacım,iki canlı ağır, Güzel kızdır, bilirsin,İlki bu,bir yandan sa
*Kan kusup köpükler övesin *Ölü suyun ılıya, teneşirde kalasın *Ciğerlerin ağzından bölük bölük gele, karaltın kaka*Gavur kapılarına düşesin, yurdun yuvan olmaya *Gittiğin kapılardan geri gelesin, sürüm sürüm sürünesin *Ocağına baykuşlar düneye *Ettiydim buldum diyesin *Öteki dünyaya ben varana kadar, ayakta dikili kalasın*Gövdene kızgın kurtlar düşe de, derdine derman bulamayasın*Guburlar kusasın, boyun devrile*Yiğit ikin yıkılasın, dal i
Evet, çok doğru! İnsan yalnız olunca, hiç farketmiyor ne yaptığın. Anlattığın şeyler, güzel hoş şeyler. Hayata dair şeyler, bizim (benim) uzağımızdaki şeyler. Günde ortalama 12-13 saat çalışmanın ardından, pestil gibi yorgun seni bekleyen dört duvarın içine, yalnızlığına, mabedine, sığınağına ya da tecrit hücrene giriyorsun. Televizyonu açıyorsun, seyretmeye başlıyorsun, yerli diziler, yabancı aksiyon filmleri, futbol geyikleri, bitmek bilmeyen kimin eli kimin cebinde programları, haber zırvalar
Şimdi kılıksızım, fakatBorçlarımı ödedikten sonraİhtimal bir kat da yeni esvabım olacakVe ihtimal senYine beni sevmeyeceksin.Bununla beraber pazar akşamlarıSizin mahalleden geçerken,Süslenmiş olarak,Zannediyor musun ki ben de sanaŞimdiki kadar kıymet vereceğim? Orhan Veli
Akşam erken iner mahpushâneye Ejderha olsa kâr etmez. Ne kavgada ustalığın, Ne de çatal yürek civan oluşun, Kâr etmez, inceden içine dolan, Alıp götüren hasrete. Akşam erken iner mahpushâneye. İner, yedi kol demiri, Yedi kapıya. Birden, ağlamaklı olur bahçe Karşıda duvar dibinde. Üç dal gece sefâsı, Üç kök hercai menekşe... Aynı korkunç sevdâdadır Gökte bulut, dalda kaysı. Başlar koymaya hapislik. Karanlık can sıkıntısı... Kürdün Gelini'ni söyler maltada biri Bense volta'dayım ranza dibinde Ve h
Aslında Şarjörümüze boş kovan Dolduran Dost,Kendinden utanmalıdırÇünküBirazdan çatışma çıkacakVe benim emanetPatlamayacakVurulmam önemli değilBeni vuran alçakKendini kahraman sanacak...