Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Senyour's Blog

  • başlık
    61
  • yorum
    32
  • görüntü
    102.852

Bu blog hakkında

benliğimdekiler....

Bu blogdaki başlıklar

İnanmak Üstünlüktür...!

'Geveşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz.' (Al-i İmran, 139)   Hayatta gerçekleştirmek istediğiniz hayalleriniz ve idealleriniz var mı? Bu idealleri ve hayalleri gerçekleştirmek için bir ayrıcalık mı istiyorsunuz? Ya da başarılı gördüğünüz insanları, hususî yetenekler hediye edilmiş olarak mı düşünüyorsunuz? Hayır! Bu bir yanılgıdır. Çoğu insan bu hataya düşmektedir. Bu tip yeteneklere sahip olan kişilerin diğerlerinden farkı, ne olduğumuz ve

Senyour

Senyour

İçimizden Birileri: 'Beyaz Türkler'

Sosyologlar, toplumdaki farklı eğitim-kültür ve sosyo-ekonomik tabakaları çeşitli model ve kavramlar yardımıyla açıklamaktadırlar. Türk toplumunun analizinde kullanılan "Beyaz, Siyah ve Gri Türkler" metaforu, sosyolog Nilüfer Göle ve Orhan Türkdoğan tarafından sıkça kullanılır.   "Siyah Türkler" ifadesiyle, eğitim seviyesi en fazla liseye karşılık gelen, kültür seviyesi düşük, ekonomik gücü olmayan, inanç ve geleneklerine bağlı, ortalama Anadolu çoğunluğuyla, köylü, hizmetli ve işçiler tarif

Senyour

Senyour

Hayata İz Bırakan Adam: Tolstoy

Volga, Avrupa’da doğar, Asya’ ya dökülür; bütün Asya’yı besleyecek kadar güçlü, bütün Asya’yı yutacak kadar öfkelidir. Yatağı kendisine dar gelen bir ırmaktır. Yatak, Volga’nın hırçın suları altında evladına ah u vah eden bir anne gibi mahcup ve sadıktır; Volga sükûnete erdiği, yatağına kurulduğu yerlerde boynunu büker, suyunu eksiltir.   Üzerinde, bir tarih yazılmıştır Volga’nın. Göçlerle kurulan bir medeniyete geçit vermiş, medeniyetler korumuş; bazen keskin bir kılıç, bazen sağlam bir kalk

Senyour

Senyour

Gözleriniz....

Nasıl bakıyor sizin gözleriniz? Kilitli bir kapı gibi mi, hiçbir ışık sızdırmayan? Karanlık ve kapalı mı? Hiç merak ettiniz mi, nasıl bakıyor sizin gözleriniz... Oğlu kaybolmuş bir anneyi gördüğünüzde, gözleriniz nasıl bakıyor? Bir zengin gördüğünde gözleriniz nasıl bakıyor? Bir general gördüğünde... Çocukları yerlerde sürüyen polislere nasıl bakıyor? Ya kocasını arayan bir kadının kederli gözlerine nasıl bakıyor gözleriniz? Ağaçlara nasıl bakıyor? Denize, bulutlara, çiçeklere.

Senyour

Senyour

gönül-hane

sen bilmezsin düş prensi, rüyalardan çıkıp gelmeyen anka kuşunun kanadında sakladığı, hazine neydi?   damarıma nasıl enjekte ediyorum zemherinin, ayaz gecelerinden yazgı, türkü dilli sevgiliyi?   dudaklarım arasında tutunan sigara gibi tükensemde aklım başımda olduğu halde, ateşi aşkına yaktım kendimi.   bilirim yar, vuslat bir masal bizden başkası inanmaz yanardağ gibi eritir, avuçlarımız arasında iz bırakanlar.   günahsa günah deyip kanat çırptık aşkın ummanında

Senyour

Senyour

Gittin

Gittin...Ben arkandan sadece baktim.Oysa soyleyecek o kadar cok seyim vardi ki... ``Gidersen, iyiye dair ne varsa içimde yitirecegim hepsini.Gidersen, sönecek içimdeki ates ve bir daha hiç kimse yakamayacak.Gidersen karanliga mahkum edeceksin günlerimi.O karanlikta yolumu kaybedecegim``diyecektim sana.Konusamadim...     Gittin...Gidisini görmemek için gözlerimi kapattim.Öylesine acidi ki içim, tutup koparsalardi kolumu, bacagimi bu kadar aci duymazdim.Acim yas olup akmaliydi gözlerimden.Agla

Senyour

Senyour

Gitmek Gerek Bazen…

Gitmek Gerek Bazen… Bazen bitmek gerek yaşamdan, her yerden   Bırakmak gerek bugünlerde, işi gücü, sevgileri aşkları, parayı pulu. Gözün görmeden, kulağın duymadan, yüzün gülmeden gitmek gerek buralardan. Nereye olduğunu bilemediğin yollara, neden olduğunu anlamadığın sebeplerle çıkmak gerek. Kimseyi yanına katmadan, kendini bile olduğun yerde bırakarak gitmek.   Gitmek gerek bazen. Bazen buralardan Bazen bu zamandan Bazen bu yerlerden.   Tanıdık tanımadık her yerden, her şeyden g

Senyour

Senyour

Giden mi Kalan mı Yanlızdır?

Giden mi kalan mı yalnızdır bilinmez demiştin, gözlerimi gözlerinden ayırmak istemediğim o hüzün dolu ayrılık akşamında...   Bu ayrılık diğer ayrılıklara benzemiyordu. Sen bunu benden önce fark ettin.   Bense, hissettiğim halde görmezden geldim...   Dünyanın neresine, yaşamın hangi ücra köşesine gidersem gideyim, sensizlik bana en dayanılmaz acıları, en çekilmez hüzünleri yaşatacak ve bunları bile bile yaşamak zorunda kaldığım için, senden uzak kalmak uğruna yangına körükle gittiğim için a

Senyour

Senyour

Gafletle Geçen Yıllar

Gaflet; dalgınlık, dikkatsizlik, kendinde olmama; ****** de çevresinde olup bitenlerden habersiz, her zaman şaşkın ve halkla münasebetleri açısından da dikkatsiz yaşayan demektir. Uyur-gezer gibidir ******; yürür, fakat yürüdüğünün farkında değildir. Bir şeyler yapar ama, ne yaptığını tam kestiremez. Hedefsizdir, çok defa abesle iştigal eder; eder de hep yürüdüğü yollara ve içinde yaşadığı zamana yenik düşer. Doğrusu, onun davranışlarında bir gaye aramak da beyhudedir; zira o bakıp da görmeyen,

Senyour

Senyour

Evet, Sezen !

Evet, Sezen !       Hatta bazen önceden bilen. En gerçek sözleri en yakışan melodiyle buluşturan...       Aşklarını hep taze, hep şiirsel tutan... Bütün sevdalarını gözümüzün önünde en güzel şarkılara bahane eyleyen...       Hayatımızın bütün aşklarına eşlik eden, bazen yol gösteren, bir tür aşk arkadaşı... İstediği sevdaya konan bir minik serçe...       Severiz kalbimiz ve tenimize aynı ateşi düşüren bir insanı, ardından el ele susar Sezen’i dinleriz birlikte. Budur vatanımda bi

Senyour

Senyour

Esir Mehmedler

1914 yılı Haziran ayının sıcak günlerinden şikâyet eden insanlık, asıl yakıcı ateşin yaklaştığının farkında değildi. Sırp öğrenci Gavrilo Princip'in silâhından çıkan mermilerle Saraybosna meydanına yığılan Arşidük Ferdinand, devrilen ilk domino taşı oldu ve Birinci Dünya Harbi'nin kapıları ardına kadar açılıverdi. Daha ilk aylarda harbin temeldeki sebebi anlaşıldı: Osmanlı coğrafyasındaki petrol. Osmanlı'yı sıcak savaşa çekmek derdinde olan Almanya ise Goben ve Breslau zırhlılarının rol aldığı,

Senyour

Senyour

Elimden Tutar mısın?

Tarihî şehrin erkekleri, ellerine aldıkları gazete, karton ve seccadelerle aynı yöne akıyordu. Ezan okunmuş ve herkes camideki yerini almıştı. Erken gelenler şanslıydı. Geç kalanlara ise, hafiften çiseleyen yağmur, sanki sitem ediyordu.   Caminin kalabalık olması ve dışarıya taşan cemaatin çokluğu cami idaresini de harekete geçirmişti. Emir Dede kendini çoktan fahrî görevli ilân etmişti. Gelenleri bir trafik polisi gibi yönlendiriyor ve boş yerlerin doldurulmasını sağlıyordu: “Saflar düz olsu

Senyour

Senyour

Elde var aşk ...

Yüreğini siper et. Güvenlik içerisinde olursun. “Yoruldum” deme sakın.     Göğsüne yüreğinden başka muska takanlar yorulurlar.     Göğüs kafesin acıdan bir mengene gibi yüreğini sıktığında, aşk var mı, ona bak.     Varsa eğer, aldırma, dağlar gibi gelsin. Çünkü aşk, acıyı hayata dönüştüren bir iksirdir.     Acıya aşık olanların “Ey tabib elden gelirse yâremi gel emleme… Yar elinden gelmedir bu yâreyi merhemleme…” diyenlerin sırrı burada yatmaktadır.     Bu sırr

Senyour

Senyour

Dink'ten Bediüzzaman'a teşekkür

05.01.2009       Hrant Dink, 16.10.2005 tarihli Yeni Asya'da yayınlanan bir söyleşisinde, Hasan Hüseyin Kemal'e, 'Allah Bediüzzaman'dan razı olsun. Zamanın ölçülerine ve bakış tarzına göre, burada ahlaklı bir duruş sergilediğini görüyoruz.' diyor ve ekliyor:   'Bediüzzaman, Doğu'da aşiretleri gezip meşrutiyeti anlatırken, halk meşrutiyetin Ermenilere tanıyacağı eşitlikten rahatsızlık duyuyor, o da, 'Kendimizi dev aynasında görmemeliyiz. Kabahat bizde. Tamamen zimmetimize alamadık, bilhak

Senyour

Senyour

Çıkmazdaki Batı

“Biz seküler bir toplumuz artık. Dinin, dinî değerlerin toplum hayatında bir tesirinin veya belirleyiciliğinin olması söz konusu değil.” anlayışına Batı’da ve Batılılaşmaya çalışan ülkelerde sıkça rastlanır. Batılıların yanıldıkları mühim bir nokta var: Onlar, tarihlerinde yaşanan sosyo-kültürel hâdiselerden elde ettikleri tecrübeleri genelleştirerek bütün dünyaya teşmil ediyorlar. Dünyada yaşanan dinî tecrübeleri, sadece kilisenin din anlayışıyla ve tarihiyle sınırlandırmak gibi bir kolaycılığa

Senyour

Senyour

Cem Karaca: 'Yâr Yâr' diyerek Allah'a yürüyen sanatçı

Çağımızın büyük bilgesi Bediüzzaman, 'O yâr ise her şey yardır, her yer yarar' demişti. Cem Karaca, ömrünün son yıllarını, gürül gürül çağlayan sesiyle, 'Allah yâr yâr! Allah yâr yâr!' diyerek geçirdi.   Türk usulü rock'ın, folk'tan beslenen protest ve gür sesli prensi, sert müziğin; toplumsal muhalefetin aktığı bir damar olarak türkünün modern zamanlar Dadaloğlu'su, bizim irfani geleneğimizin kılcal uçlarına doğru sızarak oradan olağanüstü bir ilahi devşirdi. 'İş başa döner' diyen doğru söyle

Senyour

Senyour

Cem Karaca

Onu dinlemek onun sarkılarıyla büyümek ve onu görebilmek....   Sözleri yazmaya gerke yok dinlemek daha güzel sanırım izlemekte....   Islak Islaktı gözler.... Ejju6-mZtNY   Bindik Bir Alamete Gidiyoz Kıyamete (okadar cok sey anlatıyoki kucuktum bilmiyodum buyudum ögrendim)   w7N5hCT29mA   Resimdeki Gözyaşları (Ayrılıkta sadece sen bizi terketmedin Cem karaca seninle avuttuk kendimizi)   r2MN-gkI5Y0   Herkes gibisin (Sevgili icin yapılan onca sey ve unutmak bi anda yine icimizi o

Senyour

Senyour

Çanakkale'den Kahramanlık Portreleri

Ey Çanakkale'nin ve bu vatanın müdafaasında canı, kanı, teri olan şehitler, gaziler... İngilizleri, Fransızları, Hintlileri ve daha nicelerini Çanakkale'de iman dolu göğüsleriyle karşılayan kahramanlar... Çok uzak coğrafyalardan gelen bu milletlerle bir alıp veremediğin yoktu aslında. Yeni Zelanda, Avustralya, İngiltere nerede, Çanakkale neredeydi? Şâirin o yıllarda "Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ" şeklinde tasvir ettiği bu insanlar senin topraklarında ne arıyorlardı acaba?

Senyour

Senyour

bir Sevgi iletisi...

Kadın sevdiği adama sorar: ' Neden Ağlıyorsun? ' Adam cevap verir: ' Seni sevemediğim için.'   İşte bu yüzden bir kez daha iyi ki varsın diyorum sana.   Senin de beni sevmeni elbette çok isterim. Belki de inanmayacaksın ama, olmasa da olur. Çünkü yıllarca sevgimin öyle çok düşmanı, öyle çok muhafızı vardı ki, ben seninle onları aştım, inan varolman bile yeterli ve seni seviyor olmak bile büyük bir nimet benim için.   Ve şunu bil ki bu sevgime asla çoklarının yaptığı gibi yeteneksizlikle

Senyour

Senyour

Bir imkan olarak yalnızlık

İbn Arabi halvetteyken, yakın dostu, sırdaşı olan Abdullah odasının kapısından içeri girer. Girince, derin bir dalgınlıktan, rüyadan uyanır gibi sıçrar. Noldu şeyhim? diye sorulunca da, ‘sen gelesiye’ der, ‘Sevgiliyle birlikteydim, sen gelince yalnızlığa düştüm.’     Konuştukça içimdeki uğultu büyüyor, dedi Kadın. Büyüdükçe daha çok konuşuyorsun, dedi Adam. İnsanlara karıştıkça yalnızlığım artıyor, dedi Kadın. Yalnızlaştıkça daha çok karışıyorsun, dedi Adam. Yaşadıkça acılarım çoğalıyor, d

Senyour

Senyour

Bir Acı Su Ve Sevinçli Bir Damla

Bu kalabalıklar sen oluyor gitgide... Gördüğüm her yüz sana benziyor. Elbet hiçbir göz bakmıyor senin gibi, ama her renkte biraz sen varsın işte, her seste bir ton sen. Yanıp sönen her ışıkta görünüp kayboluveriyor yüzün. Sayamıyorum ya kayan yıldızları, dileğim tek; teksin yüreğimde.   Yokluğun aleni bir acı su bırakıyor gözlerime, kırpmıyorum... Korkuyorum seni kaybedeceğimden. Yüreğime damlayan her kan biraz daha can katıyor kimsesizliğime. Sevdamı yazdığım kesik yol çizgilerinden geçerken

Senyour

Senyour

Ayrılık...

“İnsanların birbirini tanıması için en iyi zaman, ayrılmalarına en yakın zamandır”, der Dostoyevski… Veda acısı, kabuğunu soyar insanın; yıldızını kazıyıp çırılçıplak ortaya serer. Birlikteliğin örttüğü tüm kusurları ayrılık sergiler. Bir ayrılık arifesinde helalleşilir ve o an hakiki tabiatlarıyla yüzleşilir.   “Ölene kadar” diye söz verilmiştir, ama “ölüm yolunda” başka tercihler belirmiştir. Kararsız prensesin vicdani azap çekerken 7 cücelerin somurtkanı “aklini başına” al diye fısıldar

Senyour

Senyour

Ayrılık

Biliyorum konuşacak birşeyimiz kalmadı, paylaşacak hiç bir şeyimiz yok. Yine de yüreğimden gücümün yettiği yere kadar sana sesleniyorum, seninle konuşuyorum... Bugün sana olan kırgınlığımı rafa kaldırdım, sevgimi aldım avuçlarımın arasına, ona sığınıyorum... Cümlelerimi kısalttım, kelimelerim buruk, gülüşlerim istenmeyen dudaklarımda...   Bir ihtimal gelişine sığındığımı farkettiysem de, engel olamadım gurursuz ama umutlu hasretine... Bugün gönlümü hoş tutmak istiyorum, imkansız olan her

Senyour

Senyour

AŞK-I SEN...

Beni senden alıp götüren o otobüsten sana el sallarken İçimden geçen inip sana sarılmaktı... Öyle çok istedim bunu ama yapamadım... Gitmesi gerektiğinde gidiyor insan...   Nasıl bir bakıştı o baktığın içimi eritti buz gibi havada Mevsim kışa dönüktü ve biz daha yeni anlıyorduk birbirimizi Düşünecek vaktimiz olmamıştı çarpışıp bakıştığımızda Beni bulduğun yerde kelimelerim vardı, Seni gördüğüm yer gönderdiğin selamın olduğu yerdi...   Rastlaşmıştık bir şekilde gözlerimiz kitlenmişti bi

Senyour

Senyour

Aşk Bumudur !

UzDmcFo-Dhg Ninlden dinlemekte güzel okurken tabi   Bi turlu bulamadım okdar karmasık ki... Filozof ve Felsefeciler ne demis Aşk icin :     Aristo Tales: "Sevmek acı çekmektir, sevmemek ölmek. Sevmek zevktir ama yalniz sevilmenin hiçbir zevki yoktur"   François Bacon: "Büyük insanlarda, liyakat sahibi olanlarin kendilerini budalaca aska kaptırdıkları görülmez. Büyük ruhlar ve büyük isler askla uzlasmaz"   Augustinus: "Sevgi ruhun güzelliğidir."   Franz Xaver Von Baader:

Senyour

Senyour

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.