Bu ayın hepimize tüm dünyaya huzur, sağlık, bereket ile gelmesini dilerim..Allah herkesin yardımcısı olsun bu ay...Amin..
Peygamber efendimiz, Ramazan-ı şerifin fazileti hakkında buyuruyor ki:(Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahü teâlâ, size Ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir. O gecenin [Kadir gecesinin] hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır.) [Ne
Ben seni sevdiğimde
İstanbul’a gün doğmamıştı
Balıkçılar ağ atmamış
Şairler henüz yatmamıştı
Neler yaşadık önce
Ben seni ne çok sevdim
Bir İstanbul Ekspresinden
Halliceydi kalbim
Ve bir yemini körelttim şimdi
Yerine bir umudu biledim
Ve bir İstanbul Ekspresinden
Halliceydi kalbim
Üstelik bilmiyordum Beşiktaş’tan
Beyoğlu’na kaç saatte inilir
Aşk nerdedir bu şehirde
Hangi sokakta gezinir
Dedim ya ben seni sevdiğimde
İstanbul’a gün doğmamıştı
Gün doğmadan neler doğar
6geqhzdrk4Y
İncindim,
incitildim derinden...........
Terkettim kendimi................
Tesadüfen..............
karsilastim içimde,
Kendimle yeniden!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Bir minicik kiz çocuğu bak
Duruyor orada hâlâ.............
Anlatamam gördüklerimi,
O neseli çocuğa.................
Artık beni asla yaralayamaz hayat.
eger istemezsem.....
Yıllar beni kolay yakalayamaz
Ben durup beklemezsem................
Siz yine de..............
incelikli davranın
Ben
SEVGİNİN ÜÇ TÜRÜ
Dünyada sevilmek istemeyen kişi yok gibidir" diye başlıyor, Masumi Toyotome . "Ama sevgi nedir, nerede bulunur, biliyor muyuz?" diye soruyor.. Sonra anlatmaya başlıyor :
"Sevgi üç türlüdür !.."
Birincisinin adı "Eğer" türü sevgi!..
Belli beklentileri karşılarsak bize verilecek sevgiye bu adı takmış yazar... Örnekler veriyor:
Eğer iyi olursan baban, annen seni sever. Eğer başarılı ve önemli bir kişi olursan, seni severim. Eğer eş olarak benim beklentilerimi karşı
Baktım gözlerine..
Çocukça baktım..
Saf ve temiz duygularla baktım..
... ... ... ... ... ...
... ... ... ... ...
Onların gözleri ile görmeye çalıştım..
Bu anlamsız hayatı..
Belki bir nebze anlarım sandım...
Ben anlamadım...
Çocuk oldum..
Genç oldum..
Olgun oldum..
Yine de ben anlamadım bu anlamsızlığı..
... ... ... ... ... ... ... ... ...
Fark ettiğimde ise anladım ki!
Anlamsız olan bir hayatı anlamak,
anlam çıkarmanın en zoru olmuş...
RIIo5Jx0-B4&mode=related&search=
pek iyi değilim bu günlerde
şarap çare olmadı
yok yemeğe gelemem sizlerle
karnım hiç acıkmadı
pek iyi değilim bu günlerde
serde huzur kalmadı
ısrar etmeyin gelemem sizlerle
ikramiye çıkmadı
fasulyeden sevildim hep
oynadım fasulyeden
zararım külliyen mi yoksa
külliyen mi bünyeden
azad edin beni dostlar
yittim,yittim,gittim.
belki bir gün dönerim aranıza
ben şimdilik bittim
pek iyideğilim bugünlerde
şa
İnsan neden ağlar düğünlerde?
Doğumlarda?
Beklediği biri ansızın çıkageldiğinde?
Bir başarının haberiyle sevindiğinde?
Neden boğaz ile ciğer arasındaki o yolda tıkanmalar olur?
Gülmek isterken neden tuhaf,buruşuk bir ifade alır insanın yüzü?
Düğünlerde garip bir hüzün.
Gelinlerde ise saklı bir burukluk vardır sanki...
İnsan damadın yüzünde güven duyacağı bir gülümseme arar o anda.
Gelinler sanki en çok o dakikada korunmasız olurlar...
En yakın dostum,ca
ÖĞRENDİM
Öğrendim
İnsanlara kendimi zorla sevdiremeyeceğimi öğrendim.
Yapabileceğin tek şey sevilebilecek biri olmak,
Gerisi onlara kalmış…..
İnsanları ne kadar düşünürsen düşün,
Onların seni o kadar düşünmediklerini öğrendim.
Güven elde edebilmek için yılların gerektiğini,
Ama yok etmek için saniyelerin bile yeteceğini öğrendim.
Önemli olanın hayatındaki eşyaların değil,
Hayattaki kişilerin olduğunu öğrendim.
İnsanın ancak 15 dakika çekici olabileceğini,
Ondan sonra alışıldığı
Doğru bir felsefe !....
Aşağıda "Peanut" çizgi dizisinin yaratıcısı Charles Schultz'un felsefesi
yer alıyor.
1.Dünyanın en varlıklı 5 insanı kim?
2.Son beş 'Camel Trophy'yi kimler kazandı?
3.Son beş yılın güzellik kraliçeleri kimlerdi ?
4.Nobel ödülü kazanan 10 kişinin adlarını söyleyin.
5.Oscar ödülü kazanan 12 aktör veya aktrisin adlarını söyleyin.
Ne kadarını yanıtlayabildiniz ?
Aslına bakarsanız geçmişin ünlülerini hiçbirimiz hatırlamayız.
Bunların hepsi kendi alanlarının
OIK71m1vz4M&mode=related&search=
Zaman Düşer Ellerimden Yere
Oradan Tahta Boşa
Saatler Çalışır İzinsiz
Hep Bir Sonraya
Resimler Sarı Güneşsizlikten
Duygular Değişir
Dostlar Dağılır Dört Bir Yana
Kendi Yollarına
Ve Sen Ben Değirmenlere Karşı
Bile Bile Birer Yitik Savaşçı
Akarız Dereler Gibi Denizlere
Belki de En Güzeli Böyle
Sen, Ben Değirmenlere Karşı
Uçurtma Uçar Sözlüğümden
Geri Gelmeyecek Bir Kuştur
Yaşanmamış Kırıntılar Sadece Bir Düş
Zaman Düş
Nasılsa öyle yaşanacaktı
Söylenecek bir bahane hep vardır
Ha bugün yalnız
Ha günün ötesi
Seni sevmek
Beni harcamak olmayacaktı
Sana yüklediğim anlamları
Senmişsin gibi düşünme
Aldanırsın...
Sen o anlamlarla
Sadece bende varsın
Ben seviyorsam
Sen bahanesin
Lüks bir gece kulübünde yalnız başına kaldığınızda yapabileceğiniz en mantıklı hareketlerden biri, cep telefonunuzdaki mesajları silmektir.
Bu hem sağa sola bakınan yalnız bir sincap olmaktan kurtarır sizi, hem de nasıl olsa yapılması gereken, faydalı bir işlemdir. Üstelik sizi umut vererek süzen bir çift göze rastlayana kadar zaman geçirmenizi de sağlar. Hatta böyle yaparak yalnız olmadığınız, birileriyle irtibat kurduğunuz izlenimi bile yaratabilirsiniz. Cep telefonlarının marifetleri asl
Öykü,yüzyıllar önce gözlemlenen bir olayı nakletmektedir:
Bir keşiş araştırma yapmak için bir köye gitmişti.
Önce o köyün mezarlığına girdi.
Çünkü kültürlerin,yaşam felsefesinin böyle yerlerde gizli olduğuna inanıyordu.
Gözleri birden mezartaşlarının üzerindeki rakamlara takıldı.
Mezartaşlarında 5,867,900,2003,4979,7,421 gibi birbiriyle hiç de bağlantısı olmayan rakamlar vardı.
Uzun uzun düşündü,fakat bu rakamların anlamını çözemedi.
Köyün en bilge kişisine gitti ona sordu:
Nedir
İNSAN ve DÜNYA
Adam, bir haftanın yorgunluğundan sonra pazar sabahı kalktığında,
bütün haftanın yorgunluğunu çıkarmak için eline gazetesini aldı ve
bütün gün miskinlik yapıp evde oturacağını düşündü. Tam bunları
aklından geçirirken, oğlu koşarak geldi ve sinemaya ne zaman gideceklerini
sordu.
Baba oğluna söz vermişti bu hafta sonu sinemaya götürecekti
ama hiç dışarıya çıkmak istemediğinden bir bahane uydurması
gerekiyordu.
Sonra gazetenin promosyon olarak dağıttığı dünya
h
Yazdı.
Çocuktuk.
Kızarmış hamur yemek kilo yapmazdı.
Konuşulanları dinlemek çocukça bir haktı.
İkili ilişkiler bilinmez bir ormandı.
Zaman geçmezdi.
Öğle uykularına geçerken zülfikâra bakarak kurulmuş hayallerin bir gün kurutulmuş heveslere dönüşeceğinden habersizdik.
Ezana kadar sokakta kalabilmek bir özgürlüktü.
Bu yüzden bir eve başımızı sokma derdine yabancıydık...
Yazdı ve çocuktuk.
Bir “resim” oturtmak için, bir imaj, bir onaylanma için oynamıyorduk daha etrafımıza.
Kim olduğum