OIK71m1vz4M&mode=related&search=
Zaman Düşer Ellerimden Yere
Oradan Tahta Boşa
Saatler Çalışır İzinsiz
Hep Bir Sonraya
Resimler Sarı Güneşsizlikten
Duygular Değişir
Dostlar Dağılır Dört Bir Yana
Kendi Yollarına
Ve Sen Ben Değirmenlere Karşı
Bile Bile Birer Yitik Savaşçı
Akarız Dereler Gibi Denizlere
Belki de En Güzeli Böyle
Sen, Ben Değirmenlere Karşı
Uçurtma Uçar Sözlüğümden
Geri Gelmeyecek Bir Kuştur
Yaşanmamış Kırıntılar Sadece Bir Düş
Zaman Düş
Mevsimlerden sonbahardayım...
Resimde sapsarı yapraklar...
Kurumuş dallar...
Yılgın bir rüzgar...
Ve...
Ne yapacağını bilmeyen bir çocuk var.
Aslında sana söylemek istediğim çok şey vardı.
Mesela;
Keşke bu kadar büyük sevdirmeseydin kendini...
Neyin bedelini ödedim bilmiyorum.
Herşeye rağmen sana da kızmıyorum... Kızamıyorum...
Acım durulduğunda bir şarkı söylerim belki...
Belki o zaman anlarsın...
Bunca Hüzün Bizde İyi Durmadı
Ve Bu Ayrılık, Bu Aşka Hiç Yakışmadı !!!!
çok sevdiğim iki mektup.....
ilk okuduğumuz zaman üniversitedeydik.
cezmi ersöz'ün leman'daki köşesinde yayınlanmıştı bu mektuplar....
geçen zaman sanki daha bi anlamlı kılmış sanki
Gittin...
Dudagima, çocuksu susuzlugumla asla doyamadigim öpücüklerinden birini kondurup gittin. "N'olur öyle bakma bana" dedin en son... Daha birkaç dakika önce, gözlerimde varliginla alevlenen yasam sevincinin yerine, boyun egmis, donuk ve daha simdiden hasretinle kavrulmus bir karanligi bira
Lüks bir gece kulübünde yalnız başına kaldığınızda yapabileceğiniz en mantıklı hareketlerden biri, cep telefonunuzdaki mesajları silmektir.
Bu hem sağa sola bakınan yalnız bir sincap olmaktan kurtarır sizi, hem de nasıl olsa yapılması gereken, faydalı bir işlemdir. Üstelik sizi umut vererek süzen bir çift göze rastlayana kadar zaman geçirmenizi de sağlar. Hatta böyle yaparak yalnız olmadığınız, birileriyle irtibat kurduğunuz izlenimi bile yaratabilirsiniz. Cep telefonlarının marifetleri asl
QdZNIU46BBo
Gecenin nemi mi düşmüş gözlerine
Ne olur ıslak ıslak bakma öyle
Saçını dök sineme derdin söyle
Yeter ki ıslak ıslak bakma öyle
Sürerim buluttan tarlaları
Yağmurlar ekerim göğün göğsüne
Güneşte demlerim senin çayını
Yüreğimden süzer öyle veririm
Ben feleğin şu çarkına çomak sokarım
Ben feleğin tekerine çomak sokarım
Yeter ki ıslak ıslak bakma öyle
öylesine farklıdır ki bu şarkının bendeki yeri...... ahhh !!! ahhh!!!! diyorum
HN0bMzi_Kq0
Her şey çok kolay oldu
Ne sızlandım ne de ağladım
Ani bir ölüm yada bir kalp krizi gibi kolay oldu
Bütün şehir üstüme gelicek
Dünyam yıkılacak sanırdım , ama olmadı bitti işte
Bir süre gelen gidenler oldu
Beni anlamaya çalıştılar
bir işe yaramadı ...
Sıkıcı ve kasvetliydim
Bazen bütün gün yorganı başımdan aşığı çekim uyudum
Bazende ucuz filmler seyrettim
Günler böyle geçip gitti
Şimdi iyiyim
Sen utanç gecelerinde,ben burda
Hepsi bu kadar,so
Seni ilk gördüğüm gün başka kim varsa silinip gitti hayatımdan...
Tatlı anılar bir yana,bana acı vermiş kim varsa,hangi olay varsa o an zihnimden silinip gitmişti.
Yepyeni tertemiz bir başlangıçtı bu.
Yaşamın iki yüzlülüğünden soyunup,karşına en saf,en yalın benliğimle çıkmıştım.
Sana ait olanı yaşamak istiyordum.
Aşksa aşk,sevinçse sevinç,hüzünse hüzün,acıysa acı.
Senden gelen ve gelecek olan hiçbir şey korkutmuyordu beni.
Sen yanımda olduktan sonra her şeye dayanabileceğimi biliyor
Dostum birden soruverdi: "Bir insanın mutlu olduğu nasıl anlaşılır?"
Şöyle düşünmüş olmalıyım:
"Bilmem, gözlerinin parlaklığından, neşesinden, belki yüzüne vuran iç aydınlığından."
Dostum hepsini kabul eden ama yeterli bulmayan bir el işareti yaptı:
"Bunlar doğrudur. Mutluluk saklanamaz. Mutluluk insanın içinden sızar, bir yerlere girer, orayı değiştirir. Bir de kokusu vardır. Bilir misin, mutluluk kokar."
"Mutluluğun kokusu mu? Doğrusu duymamıştım."
Dostum anlayışla baktı:
"Doğrudur, d
Sen mi çok güzelsin,
hayat mı çok çirkin?
Ben mi çok yalnızım,
sen misin benim diğer yarım.
"Başını omzuma koyduğunda tek düşmanım olan"
zaman mı bizi yok ediyor, yoksa her şeyi yeniden başlatan zaman mı?
Ne kadar çok soru var aklımda ve ne kadar az cevabım...
"Bıçak saplasan bir damla kanımın akmayacağı" kalbimle
ve
"o kadar dolaştırıp da kimselere layık göremediğin"
kalbinle, yine yan yanayız.
"İmla kurallarına uymayan bir cümle gibi olsun" aşkımız dedik, imla kurallar
...İşte yaşamak maceramız bu.
Yaşarken beklemek, beklerken yaşamak
Ve yaşayıp beklerken ölmek!
Özleme bir diyeceğim yok.
O kömür kırıntıları arasında parlayan bir cam parçası.
O nefes alışı sevgimizin, kavuşmalarımızın anlamı.
O tek güzel yönü bekleyişlerimizin.
İnsanlığımız özleyişlerimizle alımlı,
Yaşantımız özlemlerle güzel.
Özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin.
Bir kokusu var bütün çiçeklere değişmem.
Bir ışığı var, bir rengi var seni özlemenin, anlatıl
VR_xGErWr0Q
Bir Sancı İçimde
Nefes Almak İstiyorum
Bana Ne Olur Gücenme
Bırak Beni Kendi Halime
Unut Beni Yakamoz Misali
Vururum Belki Denize
Kimin Aklına Gelirim Sence
Okudun Beni Gecelerce
Hiç Anlayamadın
Aşka Emir Verilmez Anlatamadım
Gün Doğdu Yıldızım Oldu
Onu Senle Paylaşamadım
Çok Yalnız Kaldım
Ben seni sevdiğimde
İstanbul’a gün doğmamıştı
Balıkçılar ağ atmamış
Şairler henüz yatmamıştı
Neler yaşadık önce
Ben seni ne çok sevdim
Bir İstanbul Ekspresinden
Halliceydi kalbim
Ve bir yemini körelttim şimdi
Yerine bir umudu biledim
Ve bir İstanbul Ekspresinden
Halliceydi kalbim
Üstelik bilmiyordum Beşiktaş’tan
Beyoğlu’na kaç saatte inilir
Aşk nerdedir bu şehirde
Hangi sokakta gezinir
Dedim ya ben seni sevdiğimde
İstanbul’a gün doğmamıştı
Gün doğmadan neler doğar
Baktım gözlerine..
Çocukça baktım..
Saf ve temiz duygularla baktım..
... ... ... ... ... ...
... ... ... ... ...
Onların gözleri ile görmeye çalıştım..
Bu anlamsız hayatı..
Belki bir nebze anlarım sandım...
Ben anlamadım...
Çocuk oldum..
Genç oldum..
Olgun oldum..
Yine de ben anlamadım bu anlamsızlığı..
... ... ... ... ... ... ... ... ...
Fark ettiğimde ise anladım ki!
Anlamsız olan bir hayatı anlamak,
anlam çıkarmanın en zoru olmuş...
bugün youtube gezisi yaparken çoookkk eski ve benim için çok özel olan bir şarkı buldum.
2 yaşımdayken söylediğim ilk şarkıymış bu benim.
tabi bu klipteki gibi değil.
pir hoyana ,pir pu yana saçına güller takayım şeklindeymiş
VZFTMi6NNcY&mode
Ne yazılmalı ki silinip gitmesin ya da ne söylenmeli ki unutulup bitmesin.
Sessizlikle başlayan bir hikaye bu...
Eğer başladığı gibi bitecekse sonu, Yaşanan her ne varsa sil, gitsin...
Hayallerde gerçek gibi yaşarken seni, Umutlarda bitti bir zaman, sevgiler de.
Seni seviyorum çünkü ne zaman şiir okusam, mısralarından sen akıyorsun.
Gözlerimden yaşlar süzülüp resmine damlıyor, sessizlik sararıyor içimde, susuyorum.
Tam buldum dediğin anda kaybetmek nedir bilir misin?
Atılmışlığı
ANNE KİMDİR / NEDİR?
Tüm annelere ve Anne adaylarına
Ama en çok benim CANIM ANNEMEEE
Bu kadar olur yani, tam tarif....
ANNE, dünyada karşılık beklemeden börek yapan tek insandır.
Karşılıksız sevginin ete kemiğe bürünmüş halidir!
Ne kadar üzsen de 10 dakika sonra seni affeden zarif bir memeli türüdür.
Yağlı bile olsa tiksinmeden saçını okşayan,
kucağına yatıran,
öpüp koklayan tek varlıktır.
Meleğin sut verebilenidir.
Yarasın diye muhallebinin içine ciğer katarak çocuğuna yed
MUTLULUK, BİR KIZ ZARAFETİ ÖLÜM ve HERŞEY
Sevmek büyütüyorum senin için sabahlara kadar uyku taşlarımla, ola ki yarın yalnızlık çekmeyesin en köşesinde yoksul zamanın!
Çünkü ölüme söz verdim mutluluk getireceğime dair yaşamdan.
Sana sarsılıyorum her canlı katlinde hıçkırıklarımı ritimleyerek. Şarkılarım böyle çıkıyor ışıktan.
Çünkü ancak böyle sulanıyor çiçek ölümün çölünde.
Dalgın kuşlar pinekliyor omzumda göçlerden artakalmış, sahipleniyorum onları senin avuçlarına.
Öykü,yüzyıllar önce gözlemlenen bir olayı nakletmektedir:
Bir keşiş araştırma yapmak için bir köye gitmişti.
Önce o köyün mezarlığına girdi.
Çünkü kültürlerin,yaşam felsefesinin böyle yerlerde gizli olduğuna inanıyordu.
Gözleri birden mezartaşlarının üzerindeki rakamlara takıldı.
Mezartaşlarında 5,867,900,2003,4979,7,421 gibi birbiriyle hiç de bağlantısı olmayan rakamlar vardı.
Uzun uzun düşündü,fakat bu rakamların anlamını çözemedi.
Köyün en bilge kişisine gitti ona sordu:
Nedir