Yazdı.
Çocuktuk.
Kızarmış hamur yemek kilo yapmazdı.
Konuşulanları dinlemek çocukça bir haktı.
İkili ilişkiler bilinmez bir ormandı.
Zaman geçmezdi.
Öğle uykularına geçerken zülfikâra bakarak kurulmuş hayallerin bir gün kurutulmuş heveslere dönüşeceğinden habersizdik.
Ezana kadar sokakta kalabilmek bir özgürlüktü.
Bu yüzden bir eve başımızı sokma derdine yabancıydık...
Yazdı ve çocuktuk.
Bir “resim” oturtmak için, bir imaj, bir onaylanma için oynamıyorduk daha etrafımıza.
Kim olduğum
Öykü,yüzyıllar önce gözlemlenen bir olayı nakletmektedir:
Bir keşiş araştırma yapmak için bir köye gitmişti.
Önce o köyün mezarlığına girdi.
Çünkü kültürlerin,yaşam felsefesinin böyle yerlerde gizli olduğuna inanıyordu.
Gözleri birden mezartaşlarının üzerindeki rakamlara takıldı.
Mezartaşlarında 5,867,900,2003,4979,7,421 gibi birbiriyle hiç de bağlantısı olmayan rakamlar vardı.
Uzun uzun düşündü,fakat bu rakamların anlamını çözemedi.
Köyün en bilge kişisine gitti ona sordu:
Nedir
Ya Sensizlik Ölmekse
Bir zamanlar sen vardin ya ben böyle yok degildim
Düsünürdüm neyi mi? Hep seni odalarda
Kimdi bana benziyen baktigim aynalarda
Senden baskasi miydi o sessiz bekledigim
Bir zamanlar sen vardin ya ben böyle degildim
Kim bilir aglamayi ölüp kendi kabrinde
Sensizligi bu türlü benim kadar kim bilir
Aksam karanliginda herkes gider o gelir
En sevdigim çiçekler çürümüs ellerinde
Kim bilir aglamayi ölüp kendi kabrinde
Ya sensizlik ölmekse her gün bir baska türlü
OIK71m1vz4M&mode=related&search=
Zaman Düşer Ellerimden Yere
Oradan Tahta Boşa
Saatler Çalışır İzinsiz
Hep Bir Sonraya
Resimler Sarı Güneşsizlikten
Duygular Değişir
Dostlar Dağılır Dört Bir Yana
Kendi Yollarına
Ve Sen Ben Değirmenlere Karşı
Bile Bile Birer Yitik Savaşçı
Akarız Dereler Gibi Denizlere
Belki de En Güzeli Böyle
Sen, Ben Değirmenlere Karşı
Uçurtma Uçar Sözlüğümden
Geri Gelmeyecek Bir Kuştur
Yaşanmamış Kırıntılar Sadece Bir Düş
Zaman Düş
Tarihçe
önce
hain bir uykunun sevimsiz sabahı
gibi sıradan mahmur,
aynı sabahın
ilk sıcak çayı gibi ferah
bir karşılaşma...
-merhaba!
sonra güzel
ve en sıcak gülüşmelerin ev sahibi
bir yüz..
-görüşürüz!
derken
sanki elin elimde
kem gözlere kedere
dünya güzeli sohbetler
-ara beni!
ardından
derimizin altına sızan
hani katiyen rakı içme mecburiyeti çağrıştıran
bir korku ki
-eyvah!
ve şimdi
kalbimi karanlıklarda hançerleyen
aklımı
RIIo5Jx0-B4&mode=related&search=
pek iyi değilim bu günlerde
şarap çare olmadı
yok yemeğe gelemem sizlerle
karnım hiç acıkmadı
pek iyi değilim bu günlerde
serde huzur kalmadı
ısrar etmeyin gelemem sizlerle
ikramiye çıkmadı
fasulyeden sevildim hep
oynadım fasulyeden
zararım külliyen mi yoksa
külliyen mi bünyeden
azad edin beni dostlar
yittim,yittim,gittim.
belki bir gün dönerim aranıza
ben şimdilik bittim
pek iyideğilim bugünlerde
şa
SEVGİNİN ÜÇ TÜRÜ
Dünyada sevilmek istemeyen kişi yok gibidir" diye başlıyor, Masumi Toyotome . "Ama sevgi nedir, nerede bulunur, biliyor muyuz?" diye soruyor.. Sonra anlatmaya başlıyor :
"Sevgi üç türlüdür !.."
Birincisinin adı "Eğer" türü sevgi!..
Belli beklentileri karşılarsak bize verilecek sevgiye bu adı takmış yazar... Örnekler veriyor:
Eğer iyi olursan baban, annen seni sever. Eğer başarılı ve önemli bir kişi olursan, seni severim. Eğer eş olarak benim beklentilerimi karşı
SESSİZ GEMİ
Artık demir alma günü gelmişse zamandan,
Meçhûle giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyâhatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,
Bîçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayâtın ne de son mâtemidir bu!
Dünyâda sevilmiş ve seven nâfile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmiyecekler.
Bir çok giden
SENDE KALMIŞ....
Bilmiyorum nerdeyim, ne haldeyim, ben kimim
Ayrılırken kimliğim, adresim sende kalmış.
Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim
Güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış.
Akların kaybolduğu, rengin ahenk bulduğu
Toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu
Bir gül için, bülbülün saçlarını yolduğu
Aşkın harman olduğu o mevsim, sende kalmış.
Nerede o çocuksu, o şımarık hallerim,
Saçlarına hasreti tanımayan hallerim,
Rengarenk rüyalarım, toz pem
Sen mi çok güzelsin,
hayat mı çok çirkin?
Ben mi çok yalnızım,
sen misin benim diğer yarım.
"Başını omzuma koyduğunda tek düşmanım olan"
zaman mı bizi yok ediyor, yoksa her şeyi yeniden başlatan zaman mı?
Ne kadar çok soru var aklımda ve ne kadar az cevabım...
"Bıçak saplasan bir damla kanımın akmayacağı" kalbimle
ve
"o kadar dolaştırıp da kimselere layık göremediğin"
kalbinle, yine yan yanayız.
"İmla kurallarına uymayan bir cümle gibi olsun" aşkımız dedik, imla kurallar
çok sevdiğim iki mektup.....
ilk okuduğumuz zaman üniversitedeydik.
cezmi ersöz'ün leman'daki köşesinde yayınlanmıştı bu mektuplar....
geçen zaman sanki daha bi anlamlı kılmış sanki
Gittin...
Dudagima, çocuksu susuzlugumla asla doyamadigim öpücüklerinden birini kondurup gittin. "N'olur öyle bakma bana" dedin en son... Daha birkaç dakika önce, gözlerimde varliginla alevlenen yasam sevincinin yerine, boyun egmis, donuk ve daha simdiden hasretinle kavrulmus bir karanligi bira
Ne yazılmalı ki silinip gitmesin ya da ne söylenmeli ki unutulup bitmesin.
Sessizlikle başlayan bir hikaye bu...
Eğer başladığı gibi bitecekse sonu, Yaşanan her ne varsa sil, gitsin...
Hayallerde gerçek gibi yaşarken seni, Umutlarda bitti bir zaman, sevgiler de.
Seni seviyorum çünkü ne zaman şiir okusam, mısralarından sen akıyorsun.
Gözlerimden yaşlar süzülüp resmine damlıyor, sessizlik sararıyor içimde, susuyorum.
Tam buldum dediğin anda kaybetmek nedir bilir misin?
Atılmışlığı
Doğru bir felsefe !....
Aşağıda "Peanut" çizgi dizisinin yaratıcısı Charles Schultz'un felsefesi
yer alıyor.
1.Dünyanın en varlıklı 5 insanı kim?
2.Son beş 'Camel Trophy'yi kimler kazandı?
3.Son beş yılın güzellik kraliçeleri kimlerdi ?
4.Nobel ödülü kazanan 10 kişinin adlarını söyleyin.
5.Oscar ödülü kazanan 12 aktör veya aktrisin adlarını söyleyin.
Ne kadarını yanıtlayabildiniz ?
Aslına bakarsanız geçmişin ünlülerini hiçbirimiz hatırlamayız.
Bunların hepsi kendi alanlarının
ÖĞRENDİM
Öğrendim
İnsanlara kendimi zorla sevdiremeyeceğimi öğrendim.
Yapabileceğin tek şey sevilebilecek biri olmak,
Gerisi onlara kalmış…..
İnsanları ne kadar düşünürsen düşün,
Onların seni o kadar düşünmediklerini öğrendim.
Güven elde edebilmek için yılların gerektiğini,
Ama yok etmek için saniyelerin bile yeteceğini öğrendim.
Önemli olanın hayatındaki eşyaların değil,
Hayattaki kişilerin olduğunu öğrendim.
İnsanın ancak 15 dakika çekici olabileceğini,
Ondan sonra alışıldığı
MUTLULUK, BİR KIZ ZARAFETİ ÖLÜM ve HERŞEY
Sevmek büyütüyorum senin için sabahlara kadar uyku taşlarımla, ola ki yarın yalnızlık çekmeyesin en köşesinde yoksul zamanın!
Çünkü ölüme söz verdim mutluluk getireceğime dair yaşamdan.
Sana sarsılıyorum her canlı katlinde hıçkırıklarımı ritimleyerek. Şarkılarım böyle çıkıyor ışıktan.
Çünkü ancak böyle sulanıyor çiçek ölümün çölünde.
Dalgın kuşlar pinekliyor omzumda göçlerden artakalmış, sahipleniyorum onları senin avuçlarına.
"icim aciyor, gecer elbet, gecer de, anlamsiz bir yer de, unuttugumu sandigim bir yer de , yeniden sizlar, ama varsin sizlasin, sizlamadi mi; kocaman sevilmiyor ki... "
Ne yapacagini bilememek ne kadar kotu bir durum…
Beyaz bir isik ariyorsun bazen, goruyorsun..
Siyahin yogunlugu eritiyor isigi yine kor oluyorsun..
Nerdesin sen simdi kim bilir?
Neler yapiyorsun?
Ozluyor musun beni?
Biliyor musun ben geceleri hep seninle konusuyorum uzun uzun..
Seni Seviyorum diye haykiriy
KİMİN VAR Kİ
Evinden kitaplarından uzakta mısın
Arada bir telefon et kendine
Kendine mektuplar yaz yanıt beklemeden
Kartlar gönder kendine her gittiğin uzaklardan
Sevgilim diye başlayıp, öperim diye biten
Senin senden başka kimin var ki arasın
İnince trenden yada uçaktan yalnızlığın,
Sevinçle karşıla yalnızlığını garlarda havaalanlarında
Ayrılışlarda da sarılıp öpüş yalnızlığınla
Uğurla kendi kendini dönüşsüz yolculuklara
Bekle kendini uzak yolculuklardan dönersi
Mevsimlerden sonbahardayım...
Resimde sapsarı yapraklar...
Kurumuş dallar...
Yılgın bir rüzgar...
Ve...
Ne yapacağını bilmeyen bir çocuk var.
Aslında sana söylemek istediğim çok şey vardı.
Mesela;
Keşke bu kadar büyük sevdirmeseydin kendini...
Neyin bedelini ödedim bilmiyorum.
Herşeye rağmen sana da kızmıyorum... Kızamıyorum...
Acım durulduğunda bir şarkı söylerim belki...
Belki o zaman anlarsın...
Bunca Hüzün Bizde İyi Durmadı
Ve Bu Ayrılık, Bu Aşka Hiç Yakışmadı !!!!