Bu gece adadan ayrıldıktan sonra ilk dafa yazıyorum .Birkaç yıl önce düştüğüm,içinde en büyük acılarımı yaşadığım,en güzel yllarımı harcadığım,tek başıma bırakılmama rağmen özgürlüğümü yaşayamadığım adaya veda ettim.Artık başka bir hayat,başka insanlar...Yavaş yavaş da alışıyorum galiba.Tabiiki en zoru,kaybettiğim yılların,yenihayatıma ayak uydurmama engel olması.Ama zaman karşısında her olgu çaresiz,acılar da kayboluyor,duygular da değişiyor.Peki değişimi kabullenebiliyor muyuz,onun yarattığı k
Ne siyah var hayatta,ne de beyaz.Kimi zaman beyaz siyahtan daha siyah,sana en yakın aslında yıldızdan da uzak.Baksan ne çare,gördüğünü sanırsın,gördüğünü de anladığını. Oysa anladığım tek şey varsa şu hayatta, bugüne kadar hep yanlış anladığımdır.Düştüğün kuyuda acıların kadar güçlü,gözyaşların kadar yalnızsın. Yok sana bir ip uzatacak,ipi yaratacak sensin,ipin sonunun olmadığını bilmesi gereken de... Tırmanmak önemli olan,ağlamadan tırmanmak. Ne aşağı bakmak,ne aynaya...Çünkü diğer insanların
Evet bir daha hiç dönmek istemeyeceğim adadan yıllar önce kurtuldum. Beni kurtaracak gemiyi beklemekle çok iyi etmişim galiba,kurtuldum.
Gemi beni adadan kurtardı. Ya da ben gemiyi kurtardım rotasızlıktan. Robinson'un yıllarca kendisini kurtaracak gemiyi bekledikten sonra, o adanın
kendisini nasıl benimsediğini, birbirlerini bırakamayacaklarını anladığı anı anımsadım. Öyle ki; yıllarca beklediği gemi gelmişti, bütün hayalleri bunun
üzerineydi ama aslında hayatını anlamlandıran şeyin bu bekl