IH624LOBbeo
DUA
Ne hükümdar kalır
Ne zulüm ne de kin
Öz değil dostlar
Öz değil bu biçim
Kulların kullara
ettiğini etmiyor
En zalim harı ateşim
Bugün dua ettim
Hepimiz için
Yüce tanrı bizleri
Affetsin
Ne para ne pul
Ne iktidar ne güç
Bu değil gerçek
Bu değil gerçek
Bu kavga
Hayırsız bir düş
Uyanır neslim
Uyanır elbet
Bugün dua ettim
Hepimiz için
Yüce tanrı insanı
Affetsin
DİNLE!
Ne zaman, nasıl sevdim seni bilmiyorum.
Oysa ki yasaktın bana, yasaktım ben de sana.
Bahar gibi çıkıp geldin
Tam da karakışın ortasında.
Sesini duymak öyle huzur vericiydi ki
İçimde binbir kelebek uçup, kanat çırpıyordu.
Heyecandan yüreğim kurudukça
Bahar yağmurları gibi yağıyordun ruhuma
Sonra güneş olup açıyordun.
Rengarenk gökkuşağı gibi aşk olup
Sarıyordun tüm benliğimi...
Gökyüzünde süzülen uçurtma gibi
Uçuyordum ben de senin aşkınla.
Seninle konuşurken
DESEM Kİ ELLERİNİ İSTİYORUM
umutları yarına erteleyip
sana çiziyorum yollarımı...
tutup tutup,
matkaplara vuruyorum bağrımı;
döküm döküm etlerim...bak!
geceye sarıyorum yaralarımı,
ağlayarak...
yıldızlar bilir ençok,
birde düşlerim,
birde taş yatak...
oysa sen!
kırktabir gelirsin,
kırkta bir uzanırsın yanıma,nazlanarak...
ve yağmurlar,
ve hüzünler,
ve seni taşlarına dizdiğim yollar,
ve hasret!...
ebabil kuşlarının dönüşü gibi,
durup durup kıvrılırım sana.
Bülent, avucunu açmış kendisine doğru elini uzatan adama ters ters
baktı.
Elli yaşlarında gösteren adam, görmeye alıştığı hırpani kıyafetli
dilencilere benzemiyordu. Üzerindeki giysiler eski fakat temizdi.
Eli yüzü temiz ve sağlıklı görünüyordu.
"Sapa sağlam adam gidip çalışacağına dileniyor, belki benden
daha zengindir" diye düşündü. Zaten canı
çok sıkkındı, birde sinirlenmişti.
Alaycı bir ses tonuyla:
- Ekmek parası mı istiyorsun ? diye sordu.
- Hayır çikolata parası lazım!
ne kadar kibirli dursa da
bardağın önünde eğilir çaydanlık.
öyleyse bu büyüklenme niye?
bu gurur,bu kibir niçin?
mütevazi ol,hatta bir adım bile geçme gurur kapısından.
bardağı insan bunun için
öper daima anlından...Erkin Vahidov
Büyüdüğünü fark ederek korkmak.
Korkarken kaybettiklerinin dönüşü olmamasının acısını çekmek.
Geriye bakmak
bıraktıklarını görmek,
gerçekten görebilmek ama dokunamamak.
Onlara doğru elini uzattığında daha fazla uzaklaşmalarını,
uzaklaşırken birer yıldız gibi kaymalarını izlemek.
"ne çok eğlenmişim, ne de mutluymuşum" demek,
her şeyi yeni yeni anlamak.
Kendine acımak,
parmaklarını ısırmak,
tırnaklarını kemirmek,
dudaklarını yemek.
Kan,kan,kan.
Kirazım pek üzgün dünden beri.
Vizyona girdiğinden beri Recep İvedik'e gitmek istiyor ama tabi arkadaşlarıyla!
Dün okuldan onu hiç görmediğim kadar mutsuz geldi
Meğerse arkadaşlarından ikisi onsuz plan yapıp onu çağırmamış.
Yarenin kankasına sen de gel demişler ama Yarene dememişler.
Yaren çağrılmadığına bozulduğu kadar bence kankasının diğerlerine tepkisizliğine kızmış.
Şimdi o bana hep sorar
- " anne niye dostlarım bir elimin parmaklarını geçmez. diyorsun" ve ekler;
-ama senin çok ark
SONSUZ AŞK
Dalga ile kıyının aşkını bilir misin?
Öncesizden başlayıp sonsuza giden
Dalga hep aşka kavuşma özlemiyle atılır kıyıya
Dalga seven, kıyı sevilendir
Dokunur parmaklarının ucuyla sevdiğine dalga
Ve döner hep geriye
Bilir kavuşamayacağını ama hep koşar kıyıya
Her bir dokunuşunda aşkına verir bedenini hesapsızca
İşte ben de seni böyle severim yar.
Ya bilir misin dağ başında açan uçurum çiçeklerini?
Bilirler görünmeyeceklerini..
Sevilmeyeceklerini..
Koklanmayacakla
CAN KATMAK NEDİR ?
Bir yürekte Can olabilir misiniz?
O yüreğe Can katabilir misiniz?
Bir CAN'IMMMM kelimesine
O yürekte bin anlam katabilir misiniz?
Gözlerde ışıltılar, pırıltılar görebilir misiniz?
Çalınmış zamanları renk renk yaşabilir misiniz?
Ellerin, gözlerdeki ışıltıların o yüreğin sıcaklığını
Birebir yansıttığını algılayabilir/algılaltabilir misiniz?
Ya, yüzlerce, binlerce renklerin dışında renkler bilir misiniz?
Can sesini duyduğunuzda; yüreğinizde ürperti ve
Vurduğun her yerden gül biter sanma
Sen beni ilk defa yaralamadın.
Ben sana kul köle olurdum amma
Sen bana bir günlük yar olamadın.
Bu kadar yüklenmek var mı susana
Yerimde olup da çıldırmasana
Ben gönül köşkümü açtım da sana
Sen sokak kapını aralamadın.
Hançerle mavzerle yıkılmazdım da
Süründüm aklımı senle bozdum da
Ben sana yüzlerce roman yazdım da
Sen bana bir satır karalamadın.
On bin de bir kula kısmet olsam da
Kadrimi b
Canım Bitanecik Karaoğlum,Haydutum;
Öyle muhteşem ki senin Annen olmak,seni nasıl anlatsam;kelimeler yetermi acaba,sayfalar yetermi?YETMEZ....
Siz bana Rabbimin birer hediyesisiniz.Ablan doğumgünümde doğdu sende Anneler gününden bir gün önce.Gerçi bu tesadüfler olmasa da siz benim için hediye olurdunuz ya
O kollarıma ilk verilişin,seni ilk öpüp, koklayışım, o büyülü an dün gibi aklımda...Ve ertesi gün Anneler günü...
Mutluluğumun gölgelendiği,hayatım da ağladığım tek Anneler günü(ve Alla
Acıları kurutmalısın, yüreğindeki sayfalarda.
Umut olmalı, heyecan olmalı kahverengi gözlerinde
Hüzünlerden kederlerden uzak olmalısın
Hayat bulmalısın, huzur dolmalısın
İşte yaşamak bu, nefes almak bu demelisin
Gözlerimi düşündükçe daha fazla sevmelisin
Ben de seni senin gibi öyle sevmeliyim.
Korktuğumda sıkıca sarılabilmeliyim sana,
Üşüdüğümde, soğuktan titrediğimde
Sen ısıtmalısın beni yüreğinle
Çocuklaşıp ağladığımda okşamalısın saçlarımı,
Tesellim olmalısın, teselli
Bir Gün Nefesin Kesilecek!!!
"Ey ölümlü fani nefsim!
Elbette bir gün nefesin kesilecek.
Hem de hiç ummadığın bir anda, hiç beklemediğin bir yerde.
İşte o zaman umutların tükenecek, dünyan kararacak, göz kapakların hiç açılmamak üzere kapanacak, ağlaşanları duyamayacak kadar sağırlaşacaksın.
Kalbinden hiçbir ses gelmeyecek, nabzın etrafındaki vaveylaya inat, hiç atmayacak.
O kibirle, gururla, firavun gibi tozları savurduğun ayaklarının mecali kesilecek, nice günahlar işlediğin elle
sormuşlar bir bilgine HAYAT ne diye?
demiş bilgin iki yönlü bir yol devam eder bilinmeze sen görmezlikten gelsen de vardır bir yoldaşı her köşesinde
bazen çıkarsın zorlukla dar bir yokuştan
bazende aşarsın dertleri sanki uçuyormuş gibi inerek buradan
peki SEVGİ nedir demiş biri
kalbine sığmayacak kadar geniş
dedikodusu yapılmayacak kadar temiz
kokusunu alamayacagın kadar uzak
hayal edemiyecegin kadar yakın
ya KORKU nedir diye atılmış digeri?
bir yagmur damlasın
Sıra sıra kazanlar
Kara yazı yazanlar
Cennet yüzü görmesin
Aramızı bozanlar
Armut dalda sallanır
Yere düşen ballanır
Bir oğlan vezir olsa
Gene kıza yalvarır
beni kucakla izmir
pelin onay
--------------------------------------------------------------------------------
beni kucakla izmir
bugün çocukluğum balonlar kadar renkli değil
kurşunu olmayan silahlarla,
intihar provaları yapıyorum
ve sancılarını çekiyorum,
ertelenen sevgilerin..
bir babanın kızım tadında kokan,
iyi geceler öpücüğü düşüyor fotoğraflardan
saçlarımın dağınıklığını rüzgardan biliyorum,
inkar ediyor
sebebi olmadığım acıların,
katili de değilim
boşuna arıyors
Ne hasta bekler sabahı
Ne taze ölüyü mezar
Ne de şeytan bir günahı
Seni beklediğim kadar
Geçti istemem gelmeni
Yokluğunda buldum seni
Bırak vehmimde gölgeni
Gelme artık neye yarar.
Necip Fazıl Kısakürek
Kardeşime gittim bu akşam.Yarın sabah bebekleri olacak.
Allahım nasıl bir heyecan.Ben kalkayım gideyim dedikçe eteklerime yapıştılar gitme diye.
Tabi sabahı sabah edecekler,ben burada uyuyamazken heyecandan onlar nasıl uyusunlar
Bebek kıpırkıpır annesinin karnında.tekmelerle bağrıyor adeta"beni çıkarın artık burdannnnnnn"...
Ahh gelde gör halacım sende dünya kaç bucakmış
Kıyafetlerine baktık birlikte.Adam gitmiş Galatasaray hastane çıkışı takım almış oğlana, görünce koptum
AYNANIZ AĞLIYOR MU?
Duru bir sudan daha derindi ayna. Binlerce demir parçasının ateşte eritilip bir bütün demir parçası elde edildiği gibi onu da kim bilir kaç kum tanesinden elde etmişler, içine kim bilir daha neler katmışlardı.
İlk halini hatırlıyor, kendini göremiyordu... Yeni doğmuş bir çocuk gibi şuursuzdu.
Bir yanı siyah giyindiği gün içi gibi her yeri ışıldıyordu. Hele altın rengindeki çerçeveye sahip olduğu gün tacını giymiş kral gibi gülümsüyordu.
Beyaz bir duvara asıldı.
gPeADjllVX8&autoplay=1
Bunu mum ışığında dinleyin derim.Çünkü;
Bu şarkı, bulutlara yükselmenin şarkısı..
Bu şarkı, Aşk ile kaybolmanın şarkısı..
Bu şarkı, Aşkın şarkısı..
Aşk
Andolsun bütün örtülere, andolsun bütün örtünenlere ki,
Kar altında terleyerek uyanmaktır aşk.
Yanmış iki cesedin kına gibi külleri arasından
Fışkın sürerce dirilip yeniden yanmaktır aşk.
Cümle ağaç kapıları, cümle demir kapıları aşıp,
Bir gönül kapısına dayanmaktır aşk.
Sevgilinin o
SqDaBkDS87k
Bu güzel şiir kızımla bana,arkadaşımdan doğumgünü hediyesiydi...
Buraya taşımak istedim.
Ona buradan tekrar teşekkür ediyorum
Mcq55iudmRs
Bu da benim ona yeniyıl hediyem.Kalbi gibi güzel yıllar diliyorum ona
Aslında bu yazıyı kendim için yazacaktım.Çünkü bir haftadır benimde midemde bir kasılma var.
şöle bi kendimi senin yerine koydum ve senin midende ki kasılmanın daha şiddetli olabileceğine karar verdim.
Çünkü çocuklar büyüdükçe o kasılmaların şiddetleneceğini tahmin edebiliyorum.
Duygularımı yazıya dökebilecekmiyim bilmiyorum şuanda tek istediğim ruhunda bir tebessüm yaratmak.
yüzünü geçç çünkü insan çoğu zaman yüzüne sahte bi gülümseme kondurabilir,ben senin ruhunu aydınlatıp güldürebilmeliy