Zıplanacak içerik
Blog gönderen: Misafir - Şurada: Genel
  • Başlık

    84
  • Yorum

    93
  • Görüntü

    55.563

Bu blog hakkında

hayatın içinden

Bu blogdaki başlıklar

IH624LOBbeo DUA Ne hükümdar kalır Ne zulüm ne de kin Öz değil dostlar Öz değil bu biçim Kulların kullara ettiğini etmiyor En zalim harı ateşim Bugün dua ettim Hepimiz için Yüce tanrı bizleri Affetsin Ne para ne pul Ne iktidar ne güç Bu değil gerçek Bu değil gerçek Bu kavga Hayırsız bir düş Uyanır neslim Uyanır elbet Bugün dua ettim Hepimiz için Yüce tanrı insanı Affetsin
Misafir
DİNLE!   Ne zaman, nasıl sevdim seni bilmiyorum. Oysa ki yasaktın bana, yasaktım ben de sana. Bahar gibi çıkıp geldin Tam da karakışın ortasında. Sesini duymak öyle huzur vericiydi ki İçimde binbir kelebek uçup, kanat çırpıyordu. Heyecandan yüreğim kurudukça Bahar yağmurları gibi yağıyordun ruhuma Sonra güneş olup açıyordun. Rengarenk gökkuşağı gibi aşk olup Sarıyordun tüm benliğimi... Gökyüzünde süzülen uçurtma gibi Uçuyordum ben de senin aşkınla. Seninle konuşurken
Misafir
DESEM Kİ ELLERİNİ İSTİYORUM umutları yarına erteleyip sana çiziyorum yollarımı... tutup tutup, matkaplara vuruyorum bağrımı; döküm döküm etlerim...bak! geceye sarıyorum yaralarımı, ağlayarak... yıldızlar bilir ençok, birde düşlerim, birde taş yatak... oysa sen! kırktabir gelirsin, kırkta bir uzanırsın yanıma,nazlanarak...   ve yağmurlar, ve hüzünler, ve seni taşlarına dizdiğim yollar, ve hasret!... ebabil kuşlarının dönüşü gibi, durup durup kıvrılırım sana.
Misafir
Bülent, avucunu açmış kendisine doğru elini uzatan adama ters ters baktı. Elli yaşlarında gösteren adam, görmeye alıştığı hırpani kıyafetli dilencilere benzemiyordu. Üzerindeki giysiler eski fakat temizdi. Eli yüzü temiz ve sağlıklı görünüyordu. "Sapa sağlam adam gidip çalışacağına dileniyor, belki benden   daha zengindir" diye düşündü. Zaten canı çok sıkkındı, birde sinirlenmişti. Alaycı bir ses tonuyla: - Ekmek parası mı istiyorsun ? diye sordu. - Hayır çikolata parası lazım!
Misafir
Büyüdüğünü fark ederek korkmak. Korkarken kaybettiklerinin dönüşü olmamasının acısını çekmek. Geriye bakmak bıraktıklarını görmek, gerçekten görebilmek ama dokunamamak. Onlara doğru elini uzattığında daha fazla uzaklaşmalarını, uzaklaşırken birer yıldız gibi kaymalarını izlemek.     "ne çok eğlenmişim, ne de mutluymuşum" demek, her şeyi yeni yeni anlamak.   Kendine acımak, parmaklarını ısırmak,   tırnaklarını kemirmek, dudaklarını yemek.       Kan,kan,kan.    
Misafir
Kirazım pek üzgün dünden beri. Vizyona girdiğinden beri Recep İvedik'e gitmek istiyor ama tabi arkadaşlarıyla! Dün okuldan onu hiç görmediğim kadar mutsuz geldi Meğerse arkadaşlarından ikisi onsuz plan yapıp onu çağırmamış. Yarenin kankasına sen de gel demişler ama Yarene dememişler. Yaren çağrılmadığına bozulduğu kadar bence kankasının diğerlerine tepkisizliğine kızmış. Şimdi o bana hep sorar - " anne niye dostlarım bir elimin parmaklarını geçmez. diyorsun" ve ekler; -ama senin çok ark
Misafir
SONSUZ AŞK Dalga ile kıyının aşkını bilir misin? Öncesizden başlayıp sonsuza giden Dalga hep aşka kavuşma özlemiyle atılır kıyıya Dalga seven, kıyı sevilendir Dokunur parmaklarının ucuyla sevdiğine dalga Ve döner hep geriye Bilir kavuşamayacağını ama hep koşar kıyıya Her bir dokunuşunda aşkına verir bedenini hesapsızca İşte ben de seni böyle severim yar.       Ya bilir misin dağ başında açan uçurum çiçeklerini? Bilirler görünmeyeceklerini.. Sevilmeyeceklerini.. Koklanmayacakla
Misafir
CAN KATMAK NEDİR ?       Bir yürekte Can olabilir misiniz? O yüreğe Can katabilir misiniz? Bir CAN'IMMMM kelimesine O yürekte bin anlam katabilir misiniz? Gözlerde ışıltılar, pırıltılar görebilir misiniz? Çalınmış zamanları renk renk yaşabilir misiniz? Ellerin, gözlerdeki ışıltıların o yüreğin sıcaklığını Birebir yansıttığını algılayabilir/algılaltabilir misiniz? Ya, yüzlerce, binlerce renklerin dışında renkler bilir misiniz? Can sesini duyduğunuzda; yüreğinizde ürperti ve
Misafir
Vurduğun her yerden gül biter sanma   Sen beni ilk defa yaralamadın.   Ben sana kul köle olurdum amma   Sen bana bir günlük yar olamadın.       Bu kadar yüklenmek var mı susana   Yerimde olup da çıldırmasana   Ben gönül köşkümü açtım da sana   Sen sokak kapını aralamadın.       Hançerle mavzerle yıkılmazdım da   Süründüm aklımı senle bozdum da   Ben sana yüzlerce roman yazdım da   Sen bana bir satır karalamadın.       On bin de bir kula kısmet olsam da   Kadrimi b
Misafir
Canım Bitanecik Karaoğlum,Haydutum;   Öyle muhteşem ki senin Annen olmak,seni nasıl anlatsam;kelimeler yetermi acaba,sayfalar yetermi?YETMEZ.... Siz bana Rabbimin birer hediyesisiniz.Ablan doğumgünümde doğdu sende Anneler gününden bir gün önce.Gerçi bu tesadüfler olmasa da siz benim için hediye olurdunuz ya O kollarıma ilk verilişin,seni ilk öpüp, koklayışım, o büyülü an dün gibi aklımda...Ve ertesi gün Anneler günü... Mutluluğumun gölgelendiği,hayatım da ağladığım tek Anneler günü(ve Alla
Misafir
Acıları kurutmalısın, yüreğindeki sayfalarda. Umut olmalı, heyecan olmalı kahverengi gözlerinde Hüzünlerden kederlerden uzak olmalısın Hayat bulmalısın, huzur dolmalısın İşte yaşamak bu, nefes almak bu demelisin Gözlerimi düşündükçe daha fazla sevmelisin Ben de seni senin gibi öyle sevmeliyim. Korktuğumda sıkıca sarılabilmeliyim sana,   Üşüdüğümde, soğuktan titrediğimde Sen ısıtmalısın beni yüreğinle Çocuklaşıp ağladığımda okşamalısın saçlarımı, Tesellim olmalısın, teselli
Misafir
Bir Gün Nefesin Kesilecek!!!   "Ey ölümlü fani nefsim! Elbette bir gün nefesin kesilecek. Hem de hiç ummadığın bir anda, hiç beklemediğin bir yerde. İşte o zaman umutların tükenecek, dünyan kararacak, göz kapakların hiç açılmamak üzere kapanacak, ağlaşanları duyamayacak kadar sağırlaşacaksın. Kalbinden hiçbir ses gelmeyecek, nabzın etrafındaki vaveylaya inat, hiç atmayacak. O kibirle, gururla, firavun gibi tozları savurduğun ayaklarının mecali kesilecek, nice günahlar işlediğin elle
Misafir
sormuşlar bir bilgine HAYAT ne diye? demiş bilgin iki yönlü bir yol devam eder bilinmeze sen görmezlikten gelsen de vardır bir yoldaşı her köşesinde   bazen çıkarsın zorlukla dar bir yokuştan bazende aşarsın dertleri sanki uçuyormuş gibi inerek buradan     peki SEVGİ nedir demiş biri kalbine sığmayacak kadar geniş dedikodusu yapılmayacak kadar temiz kokusunu alamayacagın kadar uzak hayal edemiyecegin kadar yakın     ya KORKU nedir diye atılmış digeri? bir yagmur damlasın
Misafir
beni kucakla izmir pelin onay --------------------------------------------------------------------------------     beni kucakla izmir bugün çocukluğum balonlar kadar renkli değil kurşunu olmayan silahlarla, intihar provaları yapıyorum ve sancılarını çekiyorum, ertelenen sevgilerin..   bir babanın kızım tadında kokan, iyi geceler öpücüğü düşüyor fotoğraflardan saçlarımın dağınıklığını rüzgardan biliyorum, inkar ediyor sebebi olmadığım acıların, katili de değilim boşuna arıyors
Misafir
  • Misafir
Ne hasta bekler sabahı Ne taze ölüyü mezar Ne de şeytan bir günahı Seni beklediğim kadar   Geçti istemem gelmeni Yokluğunda buldum seni Bırak vehmimde gölgeni Gelme artık neye yarar.   Necip Fazıl Kısakürek
Misafir
Kardeşime gittim bu akşam.Yarın sabah bebekleri olacak.   Allahım nasıl bir heyecan.Ben kalkayım gideyim dedikçe eteklerime yapıştılar gitme diye.   Tabi sabahı sabah edecekler,ben burada uyuyamazken heyecandan onlar nasıl uyusunlar   Bebek kıpırkıpır annesinin karnında.tekmelerle bağrıyor adeta"beni çıkarın artık burdannnnnnn"...   Ahh gelde gör halacım sende dünya kaç bucakmış   Kıyafetlerine baktık birlikte.Adam gitmiş Galatasaray hastane çıkışı takım almış oğlana, görünce koptum
Misafir
  • Misafir
AYNANIZ AĞLIYOR MU? Duru bir sudan daha derindi ayna. Binlerce demir parçasının ateşte eritilip bir bütün demir parçası elde edildiği gibi onu da kim bilir kaç kum tanesinden elde etmişler, içine kim bilir daha neler katmışlardı.   İlk halini hatırlıyor, kendini göremiyordu... Yeni doğmuş bir çocuk gibi şuursuzdu.   Bir yanı siyah giyindiği gün içi gibi her yeri ışıldıyordu. Hele altın rengindeki çerçeveye sahip olduğu gün tacını giymiş kral gibi gülümsüyordu.   Beyaz bir duvara asıldı.
Misafir
gPeADjllVX8&autoplay=1   Bunu mum ışığında dinleyin derim.Çünkü; Bu şarkı, bulutlara yükselmenin şarkısı.. Bu şarkı, Aşk ile kaybolmanın şarkısı.. Bu şarkı, Aşkın şarkısı..   Aşk   Andolsun bütün örtülere, andolsun bütün örtünenlere ki, Kar altında terleyerek uyanmaktır aşk.   Yanmış iki cesedin kına gibi külleri arasından Fışkın sürerce dirilip yeniden yanmaktır aşk.   Cümle ağaç kapıları, cümle demir kapıları aşıp, Bir gönül kapısına dayanmaktır aşk.   Sevgilinin o
Misafir
SqDaBkDS87k   Bu güzel şiir kızımla bana,arkadaşımdan doğumgünü hediyesiydi...   Buraya taşımak istedim.   Ona buradan tekrar teşekkür ediyorum       Mcq55iudmRs   Bu da benim ona yeniyıl hediyem.Kalbi gibi güzel yıllar diliyorum ona
Misafir
  • Misafir
Aslında bu yazıyı kendim için yazacaktım.Çünkü bir haftadır benimde midemde bir kasılma var. şöle bi kendimi senin yerine koydum ve senin midende ki kasılmanın daha şiddetli olabileceğine karar verdim. Çünkü çocuklar büyüdükçe o kasılmaların şiddetleneceğini tahmin edebiliyorum. Duygularımı yazıya dökebilecekmiyim bilmiyorum şuanda tek istediğim ruhunda bir tebessüm yaratmak. yüzünü geçç çünkü insan çoğu zaman yüzüne sahte bi gülümseme kondurabilir,ben senin ruhunu aydınlatıp güldürebilmeliy
Misafir

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.