çetele tutmak değildir...
Hayat;
Seni kaç kişinin aradığı,kiminle çıktığın,çıkıyor olduğun
veya çıkacağın demek de değildir.
Kimi öptüğün,hangi sporu yaptığın,
kimlerin seni sevdiği de değildir.
Hayat, ayakkabıların,saçın,derinin rengi de değildir.
Nerede yaşadığın veya hangi okula gittiğin de değildir.
Aslında hayat; notlar,para,giysiler,
girmeyi başardığın ya da başaramadığın okullar da değildir.
Hayat;
Kimi sevdiğin ve kimi incittiğindir.
Kendin için neler
MUTLULUĞUN RESMİ
Bugün; bütün ağaçlar yüreğimdeydi.
Bütün çiçekler gözlerimde.
Güneş, ışıklarını dudaklarıma kondurmuştu.
Neydi kanımı kaynatan bu güzelliğin adı?
Mutluluk muydu?
Bugün,
Ne varsa hüzünden yana
denize fırlattım az önce.
Sanki beklermiş gibi hepsini,
hop hop hoplatıverdi dalgalarında.
En güzel maviliğiyle oynaşıp durdu.
"Bak" dedi "fırlattığın hüzünlerine...
İşte; onların bendeki hükmü sadece bu!"
Sonra, şakalaşırcasına
bir kaç tuzlu damlasını
sıçratıverdi
YEĞENİMİN GELDİĞİ GÜN
Görmemişlerin bebekleri olmuş
Anneye ilk tutunuş
Mutluluk
Rahat bırakın beni uzak yoldan geldim uyucam
Bana böyle şevkatle bakan babam oluyor galiba,kucağı da pek rahatmış
Evet evet uyumam lazım
Paşam düşünceli:"Nerden çıktı bu yahu,şimdi atıldı mı bizim pabuç dama"
Tatlı cadı da öyle:Allahım yandım bir terminatör daha geldi
KALBİM DE DE SEN SEN SEN SEN YAZIYOR...Benim çiçeklerim sadece sana
Bunlarda akşam çok isteyipte veremediğim yemekler
Bu da üstüne kahven
İyi Mi Böyle
Sensin tertip eden bu çilegâhı
Sensin tercih eden aşka nikâhı.
Yanlış mı sevgilim, yalan mı söyle?
İyi mi bir tanem, iyi mi böyle?...
Hangimiz gafilmiş, hangimiz şaşkın?
Hangimiz kanına girdi bu aşkın?
Giden mi günâhkar, kalan mı söyle?
İyi mi nur tanem, iyi mi böyle?...
Neden bunca hasret,
Keşkeleri Çıkardım Hayatımdan
Keşkeleri çıkardım hayatımdan
eyvallahlar bana göre değil artık
bana göre değil pişmanlıklar
keşkeleri çıkardım hayatımdan.
ben seni unuturum sevdiğim
ela gözlerini bir bardak rakıya gömerim
anıları içime
yıllar önce bir temmuz gecesinde
zamansız bir yağmur altında başlayan
o zamansız aşkımızı unuturum
ben seni unuturum sevdiğim
zaten hayat bir yalan.
gece ağır ağır sırtını vermekte sabaha
üzerimde eskiden kalma bir sevdanın yorgunluğu
Onu uyandırmak için bu sabah sessizce uzandım yanına.
Uyuduğunu ve cevap vermiyeceğini bilmeme rağmen kulağına;
-Seni çok seviyorum sen de beni seviyormusun "diye fısıldadım.
O da ne!aynı fısıltıyla bana cevap verdi.
-Evetttt
Onu öpücüklere boğdum biranda
Burnunun ucuna, işaret parmağımla basıp"bippppppp" yaptım.
Ben her an gelebilecek bir tekmeye hazırlık yaparken, gözlerini açmadan yine sessizce:
-"düğmeye basma"dedi bana
Evettt artık gıdıklanmayı haketmişti
Yüreğime Katık Ettim Yüreğini - Kelam Bitti Aşkın Bildim Gereğini
bilcümle acılar uğrağımdır
yaban değilim arkadan okunan dualara
ne zaman bir adım atsam
ne zaman saçlarına dokunsam mutluluğun
şarkılardan bir kırbaç iner yüreğime
hücre cezaları bulur gözlerimi
hüzün esrik bir tebessümdür dudaklarımda
her yağmur bir intikam, yüreğime
yağmuru tanımayacak kadar
galesiz değildi haykırışlar
vuslat, her dem biraz daha ufuk
her dem biraz daha ölüm gökkuşağı
esrarlı bir s
Canım kardeşim;
Defterime bıraktığın şarkıyı dinledim...
Şu sözde takılı kaldım bir de;"KENDİME DELİ GİBİ İHTİYACIM VAR".
Ben kendimi çok özledim be Redblack...
Ama biliyosun çok unutkanım,ben beni biryerlerde unuttum birtürlü bulamıyorum!!!
Gençkızlığımda ki beni özlüyorum en çokta.
Ne kadar sakindim sesim kimseye yükselmezdi hatırlıyomusun.
Şimdi de sesi kısamıyorum bi türlü,volume düğmesi ağrıza yaptı sanırsam
(Bak gene gülüyorum ağlancak halime.
Tırlattım mı yoksam kıs ben )
He
Ebru Gündeşin şarkısı geldi bugün aklıma:Gitme bir adım öteye,bir adımda gurbet olur...Dün anladım ki gerçekten bi adım ötede de olsan gurbetlik çekiliyomuş.Haftasonu şehir dışındaydım.İki günlüğüne de olsa özledim yerimi, yurdumu.Karşıyaka'ya girdiğimiz an içimi sonsuz bir huzur ve sıcaklık kapladı...
Biryeri sevmek için orda doğup büyümekmi gerekir?Bence hayır..Ben İZMİR'de doğdum ama çocukluğum İZMİR'de geçmedi.Şimdi KARŞIYAKA'da yaşıyorum.KARŞIYAKALIYIM.İşte bende söyledim İZMİR'liyim deme
Tamam, kıtlık dünyası bu dünya, anladık!
Yalnız para pul, değerli kaynak değil herkese yetecek kadar başarı da yok bu dünyada!
Ama güzellik, iyilik, hoşluk bu kadar kıt olabilir mi?
Güven bu kadar sığ, merhamet bu kadar az olabilir mi?
Hiç vermeden hep almak için bizi yakıp tutuşturan bu hırs kabul edilebilir mi?
Hayır! Asla!..
Hayatımızı hep başkalarına yönelik gizli açık haset ve hınç duyguları mı yönetecek? Hep korkular mı zehirleyecek her anımızı?
Dinlediğimiz şar
İstediğin Gibi Yaptım; Artık Kalbim Yok!
artık kalbim yok ağladığımda sana
düşündüğümde seni artık kalbim yok
seni anlatırken birilerine, atmıyor kalbim
atmıyor kalbim seni gördüğümde rüyalarımda
istediğin gibi yaptım; artık kalbim yok !
küçük bir velede verdim onu, oyuncak niyetine
fırlattım attım doyursun karnını diye bir sokak
köpeğine
suda sektirdim bir kiremit parçası gibi
ve bekledim batmasını
bekledim batmasını yanan bir gemi
nasıl ağlayarak denize dökülürse
istediği
Yaşlı kızılderili reisi kulübenin önünde torunuyla oturmuş az ötede birbirleriyle boğuşup duran iki kurt köpeğini izliyorlardı.
Köpeklerden biri beyaz,biri siyahtı ve oniki yaşında ki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesinin önünde boğuşup duruyorlardı.
Dedesinin sürekli gözönünde tuttuğu,yanından ayırmadığı iki iri kurt köpeğiydi bunlar.Çocuk,kulübeyi korumak için bir köpeğin yeterli olduğunu düşünüyor,dedesinin ikinci köpeğe neden ihtiyacı olduğunu ve renklerinin illa
Gidenin arkasından konuşulmaz ama 2007 pek de hoş geçmedi benim için.
Şu çarpa çarpa büyüten yıllardan biriydi
Ama olsun yine de sevdiklerimle birlikte nefes aldığım heran için şükürler olsun...
Allahın verdiği her yıl bir armağan Acısıyla da,tatlısıyla da...
Hoşgeldin yeni yılllllllll
Herkese sağlıklı ve mutlu yıllar,yüzünüzden gülümseme eksilmesin...
...YAZGIMA, ...YAZGINA…
yazgıma, … yazgına aşka, öğretene
kahra, verdirene
Bu bir veda bildirisi. Bu haziranın hazin hikayesi
Ey izbelerde sakladığım hünefşân aşkım! Sana adadığım kelimeler koyu karanlık gecelerde, yağlı urgan misali boğuyor benliğimi. Sen her haziran nakaratı oluyorsun bu pejmürde şehrin.
Ne balkona yuva yapan güvercinler,
ne de ak gerdanları yetmiyor dağılan eskileri toplamama…
Bilesin ben kahra değil ey fütursuz hezâr!...
Kahrı verdirene sevdalıyım...
Hayal Ettim
Gözlerini görmedim henüz
İnsan gözlerini görmeden nasıl sevdalanır böyle ?
Düşledim seni sadece,
Hayal ettim
Hayal ettim
Bir kumsalımız olmuş,
Gece elele yürümüşüz ıslak kumlarda,
Sen bana, ben sana
Kumsal bize dokunmuş,
Denize bakmışız birlikte,
Yıldız seçmişiz gökyüzünden kendimize
Tenini koklamadım henüz
İnsan tenini koklamadan nasıl sevdalanır böyle ?
Düşledim seni sadece,
Hayal ettim
Hayal ettim
Bir bahçemiz olmuş
Sen balığın
Gülümseyin,Çekiyoorummm (:
Sabahın bir köründe kalkarsınız, daha uykunuzu alamadan giyinip kuşanıp koştur kuştur durağa gidersiniz. Bir dizi insan… Hepsi de birbirinden daha somurtkan olmak için gizli bir yarışa girmişlerdir sanki… İşinize ya da okulunuza vardığınızda aynı manzaranın bir başka versiyonuyla karşılaşırsınız.
“Yav” dersiniz kendi kendinize “Bir Allah'ın kulu da güne güzel başlamaz mı?”
İnanın, bu sorduğunuz soruyu her insan bir şekilde kendisine soruyor.
Allaha şükür ki bugüne kadar ettiğim birçok duam kabul edildi.
Ama bir tanesi var ki gerçekleştiğinde hayatım değişti ve anlam kazandı
Onu buraya yazmak için epeydir bekliyorum çünkü tam da gününde yazmak istedim.
Bu yıllar sonra gerçekleşmiş bir dua
Şimdi benim doğumgünüm böle yılbaşına yakın olduğu için hediyelerimde hep yılbaşınla birleştirilip verilirdi küçükken
Yani şöle:
Annem bana doğumgünümde sarılır ,doğumgünümü kutlar ve derdi ki;
"Canım o istediğin bebe
lUhAMy6tWkk
G E C E Y E
göğümdeki kubbedeki sedadır sükunet,
hicretimdir mukaddes topraklara,
ey üstadım, ciğer parem, gül yüzlüm,
şefaatini eyle...
dokun da yanayım ,
gör de dolayım,
secdede dirilsin bütün aşklarım...
tiftiklenmiş yalnızlığımı ,
eğir çıkrığında, balık sırtı desenli ,
okyanus renkli bir hırka gibi giydir aşkı üzerime ...
kalbimin tam ortasına bir el çiz
öyle ki avuç içlerinde bir masal yazsın kimsenin görmediği.
söküklerimi , yıkıklarımı onarsın o el.
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde değil... Ben diyeyim elli, siz deyin 60 sene evveline gidiyoruz.
İki ailenin büyükleri görücü usulü ile evlatlarını evlendirmeye karar veriyorlar. Görücü usulü, o tarihlerde çok daha sert bir üslûpla işlemektedir. Birbirinin yüzünü ilk defa nişanda veya nikâhta gören çiftlerin sayısı hiç de az değildir (Rahmetli anacığım, “babanı ilk defa nişanda gördüm” demişti).
Düğün yapılıyor; düğün evinden kalabalık çekiliyor. Dâmat, yatsı namazından sonra ell