Annesi Tarafından Ormanlık Alanda Bir Çukura Terkedilen Bebeğin Yeniden Hayata Dönüşü...
Bnce böylelerine insan denmemeli bunları gördükçe insanlığımdan utanıyotum.Bunlarda Allah korkusu acıma yokmu ne biçim bir yaratık bunlar ya
Stalin en sadist cinayetlerini planladigi calisma odasina yakin
dostlarini toplamis sohbet ediyordu. Votka siselerinin biri gidip, digeri
geliyordu.
Kafalar iyice dumanlanmisti. Stalin kan canagina donmus gozlerini
etrafinda dalkavukluk yarisina girmis adamlarina cevirerek sordu:
- Sacini ihtilalde, halk icinde, devlet yonetiminde, burokraside
agartmis dostlarim...
Soyleyin bakalim halkin yonetime bas egmesi, kayitsiz sartsiz itaat
etmesi icin yoneticiler ne yapmali, nasil
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin test yayını yaptığı Şehir Rehberi, Google Earth’ün bir benzerini İstanbul’a uyguladı. Test yayını yapan rehberin, önümüzdeki ay tamamen hizmete girmesi hedefleniyor.
Aşağıdaki linke tıkladığınızda ekrana gelecek olan haritanın sağ üst kısmındaki ARAMA MENÜSÜNE tıklayın ve adresinizi girin.
^^^^TIKLA^^^^
"Karımı 1998 in sonbaharında kaybettim... Yedi senelik evliliğimizin iki senesini
kanser tedavisi için hastanelerde geçirmiştik.
Karim, her evlilik yıldönümümüzde ikimizin fotoğrafını çerçeveler, "Bunlar bizim hayatımızın gölgeleri" derdi.. Öldüğünde, yedi tane resmimiz vardı.
97'in bir gecesinde onu aldattım. Oysa ona sürekli onu ne kadar çok sevdiğimi ve sonsuza kadar sadık kalacağımı söylerdim. Ölmeden iki hafta önce yine aynı şeyi tekrarladım.
Tuhaf bir gülümsemeyle baktı ba
Lakabı İnatçı Çivi
Çin’in Çongcing Kenti’nde yaşayan ve Çin medyasının "İnatçı Çivi" adını taktığı Wu Ping (49), 3 yıldır, oturduğu bölgede hafriyat çalışması yapan müteahhidin evini yıkmasına izin vermiyor. Baskılara dayanamayan 280 komşu, az bir para karşılığı evlerini boşaltmak zorunda kaldı. Oldu bittilere tek başına karşı gelen Ping’in hukuk mücadelesi ise kamuoyundan büyük destek görüyor.
Çukurun ortasında
Müteahhit site yapmak üzere inşaat alanına kazdığı çukuru derinleştirir
Kendini bildi bileli mor menekşeyi çok severdi. Çocukluğunun geçtiği
iki katlı evin bahçesinde bahar geldiğinde mor mor açar, mis gibi kokarlardı. Annesi mor menekşeleri hep duvar kenarına dikerdi. Gölgeyi sever menekşeler derdi. Oysa; öğretmeni bitkilerin güneş ışınları ile fotosentez yapığını anlatmıştı onlara. Bitkiler güneş ışığına muhtaçtı.
Mor menekşeler ne tuhaf bitkilerdi...
- "Her bitki güneşi severken, onlar neden gölgeyi tercih ediyorlar?"
diye düşündü, durdu Hande...
Küçük, ufa
*Mimar Sinan'in Selimiye Camii'nin kubbesini o genislige oturtmak için 13 bilinmeyenli bir
denklemi matematigin bilinen 4 ana isleminden farkli besinci. bir islem bularak cozdugu soylenir.
Ayrica minarelerin serefelerine cikanlarin yolda birbirlerini gormemeleri ise buyuk bir bir dehanin urunudur.
Almanlar ayni sistemi meclislerinin onundeki dev kurede kullanmislar.
Mimar Sinan bu sistemi 2 metre capindaki minarelere yuzyillar once monte edebilecek bir dehadir.
Almanlarin dehasi
1. Bir kadın seni ilginç buldu, sen de bu durumu ilginç buldun. Durum ilginç olmadığı gibi ilişkiyi ilk onun başlatması olasılığı da çok zayıftır. Toplum, her durumda kadının kitabıdır ve toplum der ki; ilişkiyi başlatan bir kadınsa o kadının kötü şöhreti vardır. Kadın için toplum, ilginç bir adamdan daha önemlidir. Kadınlar hakkındaki bu bilgiyi atlamamak gerekir.
2. Kesinlikle ilişkiyi başlatan sen olmalısın. Çünkü onların hisleri ve düşünceleri bütünüyle safsatadır.
3. Eğer başka bi
Çoğumuz okulun ilk bir kaç yılının hayatımızın tümünü etkileyebileğinin farkındayızdır. Hayattaki başarımız ve kendimize güven açısından genelde hayati önemde olduklarını biliriz. Joe'nun ana babası da istisna değildi. Joe'nun kafasına sevgi ve şefkat dolu bir aile yaşamı olduğunu; yaşadığı deneyimlerin heyecan verici ve zenginleştirici olduğunu; okuma yazma bildiğini ve ona kadar sayabildiğini kazıyıp durdular.Artık birinci sınıfa hazırdı. Okula büyük bir hevesle gitti. Sınıf arkadaşlarını sevd
Ortaokulda okuyan ve kısa bir süre önce annesini kaybeden
genç,babasıyla birlikte yaşıyordu.
Babasıyla aralarında çok güzel bir dostluk vardı.Genç
okulun futbol takımındaydı.Takımdaydı ama, ufak-tefek yapısı ve
tecrübesizliği sebebiyle hoca ona bir türlü maçlarda görev vermiyordu.
Bu yüzden her zaman yedek kulübesinde otururdu.
Buna rağmen babası hiçbir maçını kaybetmez ve her zaman ayağa kalkar
tezahürat yapardı.
Liseye başladığında yine sınıfın en sıska öğrencisiydi.Fa
YORUMSUZ...............
A Tarih; 26 Şubat 1992
Yer; Azerbaycan, Hocalı
Elleri bir ağaca arkadan bağlanan hamile bir kadının başına dikilmiş olan iki Ermeni yazı tura atıyordu. Bu kanlı kumarı yaklaşık 100 yıl önce Anadolu toprağında Kars'ta Ağrı'da Van'da Erzurum'da da ataları oynamıştı. Onlardan duymuşlardı.
Karnı burnunda çaresiz bir Azeri kadının doğumu oldukça yakın görünüyordu. Çaresiz kadın bir hazan yaprağı gibi titriyordu. Elbiseleri yırtık, ayakları çıplaktı... Ermenile
Jerry, çevresindekilerin çok sevdiği insanlardan biriydi.
Keyfi her zaman yerindeydi. Her zaman söyleyecek olumlu
bir şey bulurdu. Hatta bazen etrafındakileri çıldırtırdı bile.
Bu adam, bu halde bile nasıl iyimser olabiliyor? Birisi nasıl
olduğunu sorsa; “Bomba gibiyim” diye yanıt verirdi hep..
“Bomba gibiyim.” Jerry bir doğal motivasyoncuydu...
Yanında çalışanlardan biri, o gün, kötü bir günündeyse,
Jerry yanına koşar, duruma nasıl olumlu bakılacağını anlatırdı.
Bu tarzı fen
FİLİSTİN'DE OKULA GİDERKEN
Yolculuk böyle başlar Hebron'da, Çocuklar sabah okula giderken kontrol noktalarından böyle geçiyor.
Askerler çocukların duvarı geçmesini engelliyor ve "eve dönün!" diye emrediyor...
Çocuklar askerle mücadele ediyor ve kontrol noktasını
geçmeye çalışıyor...
Küçük çocuklar bile ellerinden geleni yapıyor, ancak boşuna... Sonunda cadde üzerindeki kontrol noktası yanında
derslerini yapmaya karar veriyorlar.
İnanılmaz bir cesaret
Macaristan’ın Osmanlı idaresinde kaldığı 150 sene içindeki Budin valilerinin en meşhuru, Sokullu Mehmet Paşa’nın amcaoğlu olan Mustafa Paşadır.
Akıncı yiğitleri arasında “Paşababa” diye meşhur olmuştu.
Kapısında bine yakın yiğit beslerdi.
Bir bora, bir kasırgaya benzeyen bu serdengeçtiler, birçok kale ve palanga fethetmişlerdi.
Bunların içinde Filek Kalesi’nin fethi ise eşsiz bir kahramanlık destanıdır.
Filek Kalesi, yüksek ve kayalık bir tepenin üstünde kartal yuvası gib
Bir çift,hafta sonunda balık avlayabilecekleri bir göle giderler.
Erkek alaca karanlıkta balığa çıkmasını,karısıda kitap okumayı severmiş.
Bir sabah adam saatler süren balıktan sonra eve dönmüş ve uyuya kalmış
Bayan etrafı fazla bilmemesine rağmen tekneyle açılmaya karar vermiş.
Kısa bir süre kürek çektikten sonra demirlemiş ve kitabını okumaya başlamış.
Kısa bir süre sonra gölün bekçisi botuyla belirmiş.
Bayana seslenmiş : ''günaydın hanımefendi burada naptığınızı sorabilirmiyim.?''
''Ok
Bayezid-i Bestamî hazretleri. Büyük velilerden. Bir gün tımarhanenin önünden geçiyor. Tımarhane hizmetçisinin tokmakla birşeyler dövdüğünü görüyor:
-Ne yapıyorsun?
Hizmetçi:
-Burası tımarhanedir. Delilere ilâç yapıyorum.
-Benim hastalığıma da bir ilâç tavsiye eder misin?
-Hastalığını söyle.
-Benim hastalığım günah hastalığı... Çok günah işliyorum..
-Ben günah hastalığından anlamam... Ben delilere ilâç hazırlıyorum..
Parmaklığının arasından konuşulanları duyan bir deli,(!) Bayezid
aşağıdakileri okuduktan sonra başa dönüp birer satır atlayarak okuyun ve ortaya nasıl bişey çıktığını görün
Türkiye bizim her zaman dostumuz
olan bir ülkedir. Hep onurlu ve bizimle eşit
olmak istemiştir, bunu biliyoruz. Çıkarlarımız
her şey demek değil. Dünya barışının sürekliliği
için Türkiye’yi de diğer yoksul ülkeleri de
dostça selamlıyoruz. Bu yolda tüm birikimimizi
kullanmak zorundayız. Türkiye bizim kö-
tü ve iyi günde müttefikimizdir, bir nevi ai-
lemizdir.
Süleym