Zıplanacak içerik
Blog gönderen: Misafir - Şurada: Genel
  • Başlık

    60
  • Yorum

    15
  • Görüntü

    99.051

Bu blog hakkında

Karalama defterim

Bu blogdaki başlıklar

O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.   Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer.   Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer.   Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık, çalınan birinin kalbiyse eğer.   Korkulacak bir yanı yoktur aşkların, insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.   O kadar da yürek burkmazdı alış
Misafir
  • Misafir
AYRILIK HEDİYESİ   şimdi saat sensizliğin ertesi yıldız dolmuş gökyüzü ay-aydın avutulmuş çocuklar çoktan sustu bir ben kaldım tenhasında gecenin avutulmamış bir ben...   şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim ki bu yaşlar utangaç boynunun kolyesi olsun bu da benden sana ayrılığın hediyesi olsun   soytarılık etmeden güldürebilmek seni ekmek çalmadan doyurabilmek ve haksızlık etmeden doğan güneşe bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun
Misafir
Sanma ki, derdim güneşten ötürü; Ne çıkar bahar geldiyse? Bademler çiçek açtıysa? Ucunda ölüm yok ya. Hoş, olsa da korkacak mıyım zaten Güneşle gelecek ölümden? Ben ki, her nisan bir yaş daha genç, Her bahar biraz daha aşığım; Korkar mıyım? Ah dostum, derdim başka...     Orhan Veli Kanıik
Misafir
TUT ELLERİMDEN   Sırat'tan incedir sevda köprüsü Beraber geçelim tut ellerimden. Niyet ak güvercin, vuslat gökyüzü Beraber uçalım tut ellerimden   Gönüldeki birlik kalkandır dışa Aldırma ayaza, yele, yağışa Giden ilkbahara, gelecek kışa Beraber göçelim tut ellerimden.   Birleşmek üzredir şafakla gurûp Korku beklenilmez kapıda durup İster zehir olsun, isterse şurup Beraber içelim tut ellerimden.   Çağır hayallerin en ötesini Yakından duyarsın aşkın sesini Sonsuz mutluluğun penc
Misafir
Sessiz Gemi   Artık demir almak günü gelmişse zamandan Mechule giden bir gemi kalkar bu limandan.   Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.   Rıhtımda kalanlar bu seyahetten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,   Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu! Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.   Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler; Bilinmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.   Bir çok gidenin her biri memnun ki y
Misafir
KILAVUZUM KARGA ÇIKTI NEYLEYİM   Deli gönlüm benden yana olmadı Düşmanıma arka çıktı neyleyim... Aşk elinden az buz darbe almadı Yaraları kırka çıktı neyleyim...   Uslanmadı vazgeçmedi yasaktan Bakışları kurtulmadı tuzaktan Kör kediyi samur sandı uzaktan Kürk dediği hırka çıktı neyleyim...   İçer içmez huri dedi cadıya Mahkum etti ıssırganla yatıya Sarhoş iken tayinimiz batıya Ayıkınca şarka çıktı neyleyim...   Yeni değil şu gönlümün kandığı Çalı çırpı çınar diye konduğu Her d
Misafir
BEKLEYENLER İÇİN   Bir ayak sesi duymayayım Kapıya koşuyorum Gelen sen misin diye Bir siyah saç görmeyeyim Yüreğim burkuluyor Ağlamaklı oluyorum Her şey bana seni hatırlatıyor Gökyüzüne baksam Gözlerinin binlercesini görürüm Bir rüzgar değse yüzüme Ellerini düşünmeden edemem Yaktığım bütün sigaraların dumanları sana benzer Tadı senden gelir Yediğim yemişlerin İçtiğim içkilerin Ve içimdeki bu dayanılmaz sıkıntıBu emsalsiz hüzün Seni beklediğim içindir   Resmine bakamaz oldum
Misafir
Memleket İsterim   Memleket isterim Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun; Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.   Memleket isterim Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun; Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.   Memleket isterim Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun; Kış günü herkesin evi barkı olsun.   Memleket isterim Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun; Olursa bir şikayet ölümden olsun.     Cahit Sıtkı Tarancı
Misafir
HERKES GİBİ   Gönlümle baş başa düşündüm demin; Artık bir sihirsiz nefes gibisin. Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin Akisleri sönen bir ses gibisin.   Mâziye karışıp sevda yeminim, Bir anda unuttum seni, eminim Kalbimde kalbine yok bile kinim Bence artık sen de herkes gibisin.   Nazim Hikmet RAN
Misafir
ÖMÜR   Gözümüz saatte söyleştik hep, Koşuşur gibi seviştik, yarışır gibi çalıştık. Hep yetişecek biryerler vardı   Aranacak adamlar, yapacak işler.... Bir sonraki günü telaşı bir öncekine bulaştı. Başkalarının hayatı bizimkini aştı.   Kör karanlıkta çalar saat sesi yerine Kuşluk vakti, kızarmış ekmek kokusu veya yavuklu busesiyle uyanma düşlerini Ha babam erteledik.   20'li yaşlardayken 30'lara kurduk saatin alarmını 30'larımızda 40'lara, belki sonra 50'lere....   Lakin öyle ka
Misafir
Hürriyete doğru   Gün doğmadan, Deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola. Kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında, içinde bir iş görmenin saadeti, Gideceksin; Gideceksin ırıpların çalkantısında. Balıklar çıkacak yoluna, karşıcı; Sevineceksin. Ağları silkeledikçe Deniz gelecek eline pul pul; Ruhları sustuğu vakit martıların, Kayalıklardaki mezarlarında, Birden, Bir kıyamettir kopacak ufuklarda. Deniz kızları mı dersin, kuşlar mı dersin; Bayramlar seyranlar mı dersin, şenlikler cümbü
Misafir
  • Misafir
KADIN DENİLEN KAYIP KITA Kadın denilen kayıp kıtayı keşfe çıkan milyonlarca erkek, çoğu zaman eli boş döner açık denizlerdeki bu nafile seferlerinden ... Keşfettiğini sananlarsa bir süre sonra (belki birkaç sene, belki birkaç saat) ayak bastıkları kıtayı bambaşka bir iklime bürünmüş bulunca, Kolomb sendromuyla "Acaba yanlış kıtada mıyım " telaşına kapılırlar. Oysa genellikle kıta değildir yanlış olan; kaşifin kıtayı algılayış biçimidir ... Asgari topografya bilgisinden yoksun oluşudur ... K
Misafir
Annem için...Bir günümüz bile sensiz geçmezkenŞimdi mezarına hasretiz anne...Issız bir mezarlık, kimsesiz bir yerGölgesinde ulu, loş bir mâbedinBir yığın toprakla bir parça mermerSırrıyla haşr olmuş orda ebedin.Bir yığın toprakla bir parça mermer,Üstünde yazılı yaşınla, adın;Baş ucunda matem renkli servilerHüznüyle titreşir sanki hayatın.Seni gömdük anne yıllarca evvelGöz yaşlarımızla bu ıssız yereKimsesiz bir akşam ziyaya bedelMatem dağıtırken hasta kalblere.Kimsesiz bir akşam, ezelden yorgunHü
Misafir
  • Misafir
Giderayak   Giderayak işlerim var bitirilecek, giderayak. Ceylanı kurtardım avcının elinden ama daha baygın yatar ayılamadı. Kopardım portakalı dalından ama kabuğu soyulamadı. Oldum yıldızlarla haşır neşir ama sayısı bir tamam sayılamadı. Kuyudan çektim suyu ama bardaklara konulamadı. Güller dizildi tepsiye ama taştan fincan oyulamadı. Sevdalara doyulamadı. Giderayak işlerim var bitirilecek,
Misafir
Giderken...   Bilerek mi yanına almadın giderken başının yastıkta bıraktığı çukuru   Güveniyordum oysa ben sevgimize vapur iskelesi ya da tren istasyonundaki saatin doğruluğu kadar   Beni senin gibi bir de annem terketmişti ki göbeğimde durur onun yokluğundan bana kalan çukur   Sunay Akın
Misafir
Anlatamıyorum Ağlasam sesimi duyar mısınız, Mısralarımda; Dokunabilir misiniz, Göz yaşlarıma, ellerinizle? Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu Bu derde düşmeden önce. Bir yer var, biliyorum; Her şeyi söylemek mümkün; Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum; Anlatamıyorum. . Orhan Veli Kanik
Misafir
  • Misafir
Türkiye, Üzgün Yurdum, Güzel Yurdum     Türkiye, üzgün yurdum güzel yurdum Boynu bükük ay çiceği Siirin ve aşkin geleceği.   Türkiye, üzgün yurdum güzel yurdum Dağ rüzgari, portakal balı Alçakgönüllü, hünerli, sevdalı.   Türkiye, üzgün yurdum güzel yurdum Yazgısı kara yazılmış gelin Kurumuş sütü memelerinin.   Türkiye, üzgün yurdum güzel yurdum Harlı bir ateş gibi derinde yanan Haramilerin elinde bulanan.   Türkiye, üzgün yurdum güzel yurdum Güngörmüş, bil
Misafir
Özlemedim SeniHiç özlemedim seniÖzlemek dostluktandırdostluğundan öte bulmalıyım seniSıcaklığını bulmalıyımdokunuşlarını, kenetlenişiTerimizle sulanmalı yeryüzügüneş terimizle ışıldamalı sabah oluncaApansız fırtınalar çıkmalısarsılmalıyımÖzlemekyanında olmak isteğidirgülüşünü görmek biraz daHiç özlemedim seniSaçlarına gül takmambir ırmak gibi akıtırım ovayasoluğunla yanardudaklarımın bozkırıAkkor halindeki ufukbakır bir tel gibi eriyip giderkraterler ortasında kalırımToprak yarılır birdensu kirl
Misafir
Ya, ask benim neyime....?   Ask zenginlerin lüksü, erkeklerin lüksü, delilerin lüksü... Gerci biraz delilik bende de var ama o kadarda olsun, bir baskada lüksüm olmadi benim zaten hayatta...   Delilige siginmak, hayati makaraya sarmak, aslinda hayatin enine, boyuna ciddiyetinin ve ehemmiyetinin farkinda olmak demek. Belkide bu yüzden dur durak bilmeden askin pesine düsmem. Askin pesine düsmek, "hala bir umudum var" demek, hala hayatta güzelliklerin oldugunu düsünmek, ve hatta
Misafir
BİR_KADINI_AĞLATMAK.....   Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. Kadınlar her şeye ağlayabilir;bir filme,bir şarkıya,bir yazıya. En az erkekler kadar yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten ağlıyıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir....   Ama o yüreğin değerini bilememiş olacakki ağlatan gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğneleri yüreğine! İşte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının yutkunamaz, nefes
Misafir
Büyük Olsun     Ben büyük şarkıları severim; büyük olsun., Deniz gibi, gökyüzü gibi her şey ve mahzun. Seviyorsam seni aşk ölümsüzdür gönlümce, Aşıksam kadınım değil tanrıçasın, ece. Denizler yolculuğa çağırır durur da beni Gitmem düşünerek geri döneceğim günü. Ben büyük rüzgarları severim; büyük osun Aşkım da, özlemim de hepsi, her şey ve mahzun. İnsan bir yanınca Kerem misali yanmalı, Uykudan bile mahşer gününde uyanmalı.     Ahmet Muhip Dranas
Misafir
GERÇEKTEN SEVMEK   O durmadan kaçıyor; sen ardından gitmiyorsan; o günün her saatinde saklanıyor, sen yollara düşüp deli divane aramıyorsan; o sana acıların en büyüğünü tattırıyor, sen bundan en yüce hazzı duymuyorsan; boşuna aldatma kendini, onu sevmiyorsun demektir.   Elindeki içki kadehinde, dudağındaki sigarada , okuduğun kitapta, mırıldandığın şarkıda, söylediğin şiirde, gördüğün rüyada ve yaşaman için ciğerlerine doldurduğun havada o yoksa; Onun vazgeçilmezliğini anlama
Misafir
Sevi şiiri     Ben senin en çok sesini sevdim Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi Önce aşka çağıran, sonra dinlendiren Bana her zaman dost, her zaman sevgili   Ben senin en çok ellerini sevdim Bir pınar senrinliğinde, küçücük ve ak pak Nice güzellikler gördüm yeryüzünde En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak   Ben senin en çok gözlerini sevdim Kah çocukça mavi, kah inadına yeşil Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil   Ben senin en çok gülü
Misafir

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.