Zıplanacak içerik
Blog gönderen: Misafir - Şurada: Genel
  • Başlık

    60
  • Yorum

    15
  • Görüntü

    99.067

Bu blog hakkında

Karalama defterim

Bu blogdaki başlıklar

AŞK RESMİ GEÇİTİ   Birincisi o incecik, o dal gibi kız, Şimdi galiba bir tüccar karısı. Ne kadar şişmanlamıştır kim bilir. Ama yinede de görmeyi çok isterim, Kolay mı? ilk gözağrısı.   İkincisi Münevver Abla, benden büyük Yazıp yazıp bahçesine attığım mektupları Gülmekten katılırdı, okudukça. Bense bugünmüş gibi utanırım O mektupları hatırladıkça.   ............................çıkar ............................durduk mahallede ..........................................halde ....
Misafir
DÜNYANIN EN TUHAF MAHLUKUAkrep gibisin kardeşim,korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.Serçe gibisin kardeşim,serçenin telaşı içindesin.Midye gibisin kardeşim,midye gibi kapalı, rahat.Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.Bir değil, beş değil, yüz milyonlarlasın maalesef.Koyun gibisin kardeşim,gocuklu celep kaldırınca sopasınısürüye katılıverirsin hemenve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,hani şu derya içre olup
Misafir
  • Misafir
GERÇEKTEN SEVMEK   O durmadan kaçıyor; sen ardından gitmiyorsan; o günün her saatinde saklanıyor, sen yollara düşüp deli divane aramıyorsan; o sana acıların en büyüğünü tattırıyor, sen bundan en yüce hazzı duymuyorsan; boşuna aldatma kendini, onu sevmiyorsun demektir.   Elindeki içki kadehinde, dudağındaki sigarada , okuduğun kitapta, mırıldandığın şarkıda, söylediğin şiirde, gördüğün rüyada ve yaşaman için ciğerlerine doldurduğun havada o yoksa; Onun vazgeçilmezliğini anlama
Misafir
ÖMÜR   Gözümüz saatte söyleştik hep, Koşuşur gibi seviştik, yarışır gibi çalıştık. Hep yetişecek biryerler vardı   Aranacak adamlar, yapacak işler.... Bir sonraki günü telaşı bir öncekine bulaştı. Başkalarının hayatı bizimkini aştı.   Kör karanlıkta çalar saat sesi yerine Kuşluk vakti, kızarmış ekmek kokusu veya yavuklu busesiyle uyanma düşlerini Ha babam erteledik.   20'li yaşlardayken 30'lara kurduk saatin alarmını 30'larımızda 40'lara, belki sonra 50'lere....   Lakin öyle ka
Misafir
Baharı hissedemediğim Kaygımı salamadığım dünyam Yorgun sözleri süzüp elime Taş atıp vurduğum sokaklar elveda Yamaçlarında yuzuduğum seyhanım Kavgasında büyüdüğüm mahallem elveda Okey taşlarının tavla zarlarının Müzik fonu oluşturduğu her insan Gözlerimi yaşartan ****** Ve dudaklarımda dans ettiğim sevgilim elveda Büstünü parçalayıp insanlığın Samimi gülüşleri savurdan dudak Ve yol geçen hanına dönüşen Bu sanat bu edebiyat elveda Güneş yakalanacaksa eğer Sana söz veriyorum Kopar
Misafir
İstanbul'u dinliyorum   İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı Önce hafiften bir rüzgar esiyor; Yavaş yavaş sallanıyor Yapraklar, ağaçlarda; Uzaklarda, çok uzaklarda, Sucuların hiç durmayan çıngırakları İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.   İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Kuşlar geçiyor, derken; Yukseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık. Ağlar çekiliyor dalyanlarda; Bir kadının suya değiyor ayakları; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.   İstanbul'u dinliyorum, g
Misafir
Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin? Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar? Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var; Kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin... Bir yelkenliyim şimdi ben senin limanında Fırtınalardan geldim sende dinleniyorum. Bu huzur, bu sessizlik hiç bitmesin diyorum; En eşsiz dakikalar sürsün senin yanında...   Hiç yumma gözlerini, ışığın eksilmesin, Gündüzüm aydınlığım, ipek böceğim benim! Güz bahçemde açılmış o son çiçeğim benim!   Yorgun kalbim seninl
Misafir
  • Misafir
Giderayak   Giderayak işlerim var bitirilecek, giderayak. Ceylanı kurtardım avcının elinden ama daha baygın yatar ayılamadı. Kopardım portakalı dalından ama kabuğu soyulamadı. Oldum yıldızlarla haşır neşir ama sayısı bir tamam sayılamadı. Kuyudan çektim suyu ama bardaklara konulamadı. Güller dizildi tepsiye ama taştan fincan oyulamadı. Sevdalara doyulamadı. Giderayak işlerim var bitirilecek,
Misafir
Ben mişim---neymiş?---su sesiymiş Oymuş---cam kırıkları gibi gövdemi yakan--- Yanağında sardunya kokusuyla yazdan Kimmiş o gelen ya giden kimmiş Bir yabancı mı, yoksa bir ermiş Değilmiş, bir çağrı bile yokmuş uzaktan.   Güneş mi batarmış bir özel isim bitirir gibi Yanmış bir ağacın yaprakları mıymış kımıldayan Ne kalmış bir önceden ya da bir sonradan Kim koparmış dalından bu yabani incirleri Ya kimmiş kıyıya çeken hayalet gemileri Ne yazılmış nereye bu garip kargaşadan.   Yıldızlar
Misafir
  • Misafir
Blog sahibinden tavsiye: Az sonra okuyacaklariniz tamamen uykusuz gecelerimin ürünüdür, dolayisiyle cok fazal ehemmiyet vermeyiniz   Blog sahibinden ÜstNoT: sunu da en basindan belirttim de, sonra demedi demeyin... her zaman ve her yerde oldugu gibi istisnalar burda da kaideyi bozmuyo ...         Erkekler bir kizi elde etmek icin kili kirk yarmaya, bin dereden su getirmeye, sekilden sekile girmeye (güzel giyinmek, kokular sürünmek mansinda), iltifatlar, hediyeler yagdirmaya pek bi he
Misafir
  • Misafir
Bir Ayrılık Gününde     Ne gariptir şu ayrılık günleri Bir dosttan da, düşmandan da ayrılsan Nedense bir tuhaf oluyor insan   Derin bir sızı giriyor içeri Son bir defa bakarken caddelere Dükkanlara, evlere, kahvelere   Hatıra yüklü kervanlar geçiyor Dolu dolu gözlerinin önünden Bu son yadigar mı bir ayrılık gününden   Ne unutulmaz zamanlar geçiyor Ağır ağır biz farkında değilken Gökler masmavi, yaprak yemyeşilken   Sen istediğin kadar unutulmaz de Bu son dakika,
Misafir
Hürriyete doğru   Gün doğmadan, Deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola. Kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında, içinde bir iş görmenin saadeti, Gideceksin; Gideceksin ırıpların çalkantısında. Balıklar çıkacak yoluna, karşıcı; Sevineceksin. Ağları silkeledikçe Deniz gelecek eline pul pul; Ruhları sustuğu vakit martıların, Kayalıklardaki mezarlarında, Birden, Bir kıyamettir kopacak ufuklarda. Deniz kızları mı dersin, kuşlar mı dersin; Bayramlar seyranlar mı dersin, şenlikler cümbü
Misafir
  • Misafir
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.   Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer.   Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer.   Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık, çalınan birinin kalbiyse eğer.   Korkulacak bir yanı yoktur aşkların, insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.   O kadar da yürek burkmazdı alış
Misafir
  • Misafir
Sessiz gemiArtık demir almak günü gelmişse zamandan,Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu!Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,Birçok seneler geçti; dönen yok sef
Misafir
  • Misafir
Sanma ki, derdim güneşten ötürü; Ne çıkar bahar geldiyse? Bademler çiçek açtıysa? Ucunda ölüm yok ya. Hoş, olsa da korkacak mıyım zaten Güneşle gelecek ölümden? Ben ki, her nisan bir yaş daha genç, Her bahar biraz daha aşığım; Korkar mıyım? Ah dostum, derdim başka...     Orhan Veli Kanıik
Misafir
Acılar Denizi   Ben acılar denizinde boğulmuşum İşitmem vapur düdüklerini, martı çığlıklarını Dalgalar her gün bir başka kıyıya atar beni Duyarım yosunların benim için ağladıklarını   Ölüyüm çoktan, bir baksana gözlerime Gör, içindeki o kanlı cam kırıklarını bu ne karanlık, bu ne zindan gece böyle Bütün gemiler söndürmüş ışıklarını   Ben acılar denizi olmuşum, yaklaşma Sularım tuzlu, sularım zehir zemberek Baksana; herkes içime dökmüş artıklarını   bu karanlık bitse ar
Misafir
  • Misafir
GÜNLER NE KADARNe kadar üzüntülü geçiyor günlerArtık ne ateşler ısıtır beni,Ne güneşler yüzüme gülümser,Boş, dünyadaki bütün şeyler,Bütün şeyler soğuk, insafsız şimdi.Ve sevdiğim pırıltılı yıldızlar benimTesellisiz bakar durur halime.Tâ sevginin ölebileceğini sezdiğimZamandan beri kalbimde.Hermann Hesse
Misafir
  • Misafir
Türkiye, Üzgün Yurdum, Güzel Yurdum     Türkiye, üzgün yurdum güzel yurdum Boynu bükük ay çiceği Siirin ve aşkin geleceği.   Türkiye, üzgün yurdum güzel yurdum Dağ rüzgari, portakal balı Alçakgönüllü, hünerli, sevdalı.   Türkiye, üzgün yurdum güzel yurdum Yazgısı kara yazılmış gelin Kurumuş sütü memelerinin.   Türkiye, üzgün yurdum güzel yurdum Harlı bir ateş gibi derinde yanan Haramilerin elinde bulanan.   Türkiye, üzgün yurdum güzel yurdum Güngörmüş, bil
Misafir
BEKLEYENLER İÇİN   Bir ayak sesi duymayayım Kapıya koşuyorum Gelen sen misin diye Bir siyah saç görmeyeyim Yüreğim burkuluyor Ağlamaklı oluyorum Her şey bana seni hatırlatıyor Gökyüzüne baksam Gözlerinin binlercesini görürüm Bir rüzgar değse yüzüme Ellerini düşünmeden edemem Yaktığım bütün sigaraların dumanları sana benzer Tadı senden gelir Yediğim yemişlerin İçtiğim içkilerin Ve içimdeki bu dayanılmaz sıkıntıBu emsalsiz hüzün Seni beklediğim içindir   Resmine bakamaz oldum
Misafir
Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var  Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır Kopmaz kökler salmaktır oraya Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlar
Misafir
  • Misafir
Ayrılıkların puslu aynasındadır bekleyişlerin solgun yüzü Bekleyişler ki demlenişidir sabrın damıtır sessizliği ve üzüncü damıtır gurbetin kavruk memesinden ve emzirir hasretin yanık yüzlü çoçuğunu   Sen ey sabrın ve üzüncün dervişi başını zamanın göğsüne koy ve dinle yalnızlığın iç çekişlerini Yalnızlıklar ki suskun bir akşam üstüdür usulca örtülecektir gecenin sessiz tülünü ve düşecektir ince bir rüzgarla hüznün harmaniyesi   Ey yenilgilerin bezgin kuşu suskunun sarı sı
Misafir
Aşk Şairi   Acılar vardır, bir de çaresizlikler Ne zaman başladıysa benim öyküm Yürüdük, kimbilir kaç yıl beraber Bir yanımda aşk, bir yanımda ölüm Durup durup kirlendim yaşadıkça Aşktı beni yıkayan, Arıtan su Dünyamı saran bir uçtan bir uca Hep o bir gün sevememek korkusu Ben kalbimi o taşlarda biledim Bütün pisliklerini yeryüzünün Kazıdım hançerimle yeniledim Son dakikasında bile ömrümün Ben Tanrıdan başka bir şey istemem Her sevgiye açık olsun pencerem   Ümit Yaşar Oğuzcan
Misafir
'Her şey sende gizli:Yerin seni çektiği kadar ağırsınKanatların çırpındığı kadar hafif..Kalbinin attığı kadar canlısınGözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...Sevdiklerin kadar iyisinNefret ettiklerin kadar kötü..Ne renk olursa olsun kaşın gözünKarşındakinin gördüğüdür rengin..Yasadıklarını kar sayma:Yaşadığın kadar yakınsın sonuna ne kadar yaşarsan yaşa,Sevdiğin kadardır ömrün..Gülebildiğin kadar mutlusun üzülme bil ki ağladığınKadar güleceksinSakın bitti sanma her şeyi, sevdiğin kadar sevileceksi
Misafir
  • Misafir

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.