KİMSEzamanı yıllarla tartanlaryanılırlarhiçbir şey tartılmaz başka bir şeylehatta çoğu zaman kendiyle bileyaşanır, içini tohuma bırakırgeçer gidergeçmez sandıkların bilehiçbir geçen tartılmaz kalanlaneyin kaldığını çoğu kez kendi de bilmezken insankimse kimse kimsesahi kimseya da hiç kimsesöylediklerimden çoksustuklarımseçtiklerimden çokreddedilmek içinne kadar varsamo kadar kimseyim kendimegüç kötü bir şeykaderken dekaldıramazken degüç kötü bir şeygüçlüyken degüçsüzken dekaldığın yerden devam e
Sessiz gemiArtık demir almak günü gelmişse zamandan,Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu!Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,Birçok seneler geçti; dönen yok sef
Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin?
Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar?
Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var;
Kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin...
Bir yelkenliyim şimdi ben senin limanında
Fırtınalardan geldim sende dinleniyorum.
Bu huzur, bu sessizlik hiç bitmesin diyorum;
En eşsiz dakikalar sürsün senin yanında...
Hiç yumma gözlerini, ışığın eksilmesin,
Gündüzüm aydınlığım, ipek böceğim benim!
Güz bahçemde açılmış o son çiçeğim benim!
Yorgun kalbim seninl
Bir Ayrılık Gününde
Ne gariptir şu ayrılık günleri
Bir dosttan da, düşmandan da ayrılsan
Nedense bir tuhaf oluyor insan
Derin bir sızı giriyor içeri
Son bir defa bakarken caddelere
Dükkanlara, evlere, kahvelere
Hatıra yüklü kervanlar geçiyor
Dolu dolu gözlerinin önünden
Bu son yadigar mı bir ayrılık gününden
Ne unutulmaz zamanlar geçiyor
Ağır ağır biz farkında değilken
Gökler masmavi, yaprak yemyeşilken
Sen istediğin kadar unutulmaz de
Bu son dakika,
Varış
Herkes herkesi seviyor..
Hepsi de başka türlü seviyor.
Herkes herkesi sevmesin,gerek yok
Adam azaldı,sevgi de elden gidiyor.
'Bana sen haklısın diyorlar,
Hayır hayır,ben çok haklıyım.' bilen biliyor.
Bu yarışın dışında kalanlar,
Adamı sevgi,sevgiyi de adam ediyor
.Özdemir Asaf
.
Ben Kimim
Ben kimim yaramaz bir çocuk
Sessizliğiyle kendine gizlenen
Bugün bile simyacılar iyi kötü
Bir şeyler bulup çıkarmak isterken
Ben kimim zamanın kıyısında direnen
Uçaklar uzaklara kanat vururken
Ben kimim kırılıp kalmış
Eski bir tekne gibi
Ben kimim çocuk düşlerinden
Anlaşılmaz ülkülere uzanmış
Ben kimim bilemiyorum
Açlığıyla olmadık sevgilerin
Bir küçücük bakışta oyalanan
Ben kimim olur olmaz zamanlarda
Kendine ve her şeye ağlayan
Afşar Timuçin
Acılar Denizi
Ben acılar denizinde boğulmuşum
İşitmem vapur düdüklerini, martı çığlıklarını
Dalgalar her gün bir başka kıyıya atar beni
Duyarım yosunların benim için ağladıklarını
Ölüyüm çoktan, bir baksana gözlerime
Gör, içindeki o kanlı cam kırıklarını
bu ne karanlık, bu ne zindan gece böyle
Bütün gemiler söndürmüş ışıklarını
Ben acılar denizi olmuşum, yaklaşma
Sularım tuzlu, sularım zehir zemberek
Baksana; herkes içime dökmüş artıklarını
bu karanlık bitse ar
Aşk
Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır, bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.
Özdemir Asaf
Blog sahibinden tavsiye: Az sonra okuyacaklariniz tamamen uykusuz gecelerimin ürünüdür,
dolayisiyle cok fazal ehemmiyet vermeyiniz
Blog sahibinden ÜstNoT: sunu da en basindan belirttim de, sonra demedi demeyin...
her zaman ve her yerde oldugu gibi istisnalar burda da kaideyi bozmuyo ...
Erkekler bir kizi elde etmek icin kili kirk yarmaya, bin dereden su getirmeye, sekilden
sekile girmeye (güzel giyinmek, kokular sürünmek mansinda), iltifatlar, hediyeler
yagdirmaya pek bi he
DUDAK PAYI
Çay bardağında
Bırakılan dudak payı
Kadar bile
Uzak kalamam
Gözlerine
Yakın olsun isterim
Ellerime ellerin
Yanındaki beton binaya
Yaslanması gibi
Köhne bir evin
Seni bir çivi
Gibi çaktım
Çünkü beynime
Ve toplayıp
Bütün kerpetenleri
Attım denize
Sunay Akın
Baharı hissedemediğim
Kaygımı salamadığım dünyam
Yorgun sözleri süzüp elime
Taş atıp vurduğum sokaklar elveda
Yamaçlarında yuzuduğum seyhanım
Kavgasında büyüdüğüm mahallem elveda
Okey taşlarının tavla zarlarının
Müzik fonu oluşturduğu her insan
Gözlerimi yaşartan ******
Ve dudaklarımda dans ettiğim sevgilim elveda
Büstünü parçalayıp insanlığın
Samimi gülüşleri savurdan dudak
Ve yol geçen hanına dönüşen
Bu sanat bu edebiyat elveda
Güneş yakalanacaksa eğer
Sana söz veriyorum
Kopar
AŞK RESMİ GEÇİTİ
Birincisi o incecik, o dal gibi kız,
Şimdi galiba bir tüccar karısı.
Ne kadar şişmanlamıştır kim bilir.
Ama yinede de görmeyi çok isterim,
Kolay mı? ilk gözağrısı.
İkincisi Münevver Abla, benden büyük
Yazıp yazıp bahçesine attığım mektupları
Gülmekten katılırdı, okudukça.
Bense bugünmüş gibi utanırım
O mektupları hatırladıkça.
............................çıkar
............................durduk mahallede
..........................................halde
....
Ben mişim---neymiş?---su sesiymiş
Oymuş---cam kırıkları gibi gövdemi yakan---
Yanağında sardunya kokusuyla yazdan
Kimmiş o gelen ya giden kimmiş
Bir yabancı mı, yoksa bir ermiş
Değilmiş, bir çağrı bile yokmuş uzaktan.
Güneş mi batarmış bir özel isim bitirir gibi
Yanmış bir ağacın yaprakları mıymış kımıldayan
Ne kalmış bir önceden ya da bir sonradan
Kim koparmış dalından bu yabani incirleri
Ya kimmiş kıyıya çeken hayalet gemileri
Ne yazılmış nereye bu garip kargaşadan.
Yıldızlar
Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır Kopmaz kökler salmaktır oraya Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlar
Sen Benim Hiçbir Şeyimsin
Sen benim hiçbir şeyimsin
Yazdıklarımdan çok daha az
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Luzumundan fazla beyaz
Sen benim hicbir seyimsin
Varlığın yokluğun anlaşılmaz
Galiba eski liman üzerindesin
Nasıl karanlığıma bir yıldız olmak
Dudaklarınla cama çizdiğin
En fazla sonbahar otellerinde
Üniversiteli bir kız uykusu bulmak
Yalnızlığı öldüresiye çirkin
Sabaha karşı öldüresiye korkak
Kulaği çabucak telefon zillerinde
Sen benim hiçbir şeyi
Aşk Şairi
Acılar vardır, bir de çaresizlikler
Ne zaman başladıysa benim öyküm
Yürüdük, kimbilir kaç yıl beraber
Bir yanımda aşk, bir yanımda ölüm
Durup durup kirlendim yaşadıkça
Aşktı beni yıkayan, Arıtan su
Dünyamı saran bir uçtan bir uca
Hep o bir gün sevememek korkusu
Ben kalbimi o taşlarda biledim
Bütün pisliklerini yeryüzünün
Kazıdım hançerimle yeniledim
Son dakikasında bile ömrümün
Ben Tanrıdan başka bir şey istemem
Her sevgiye açık olsun pencerem
Ümit Yaşar Oğuzcan
Bu yollar benim...
Önce anlatmak isterim hikayesini,
Ama anlatamam...
Dilim tutulur,
Ve yazarım...
Sol başta duran
O benim kavgam
Hergün yola çıkar benimle
Daha gidecek yolumuz var diye
Tam ortadaki
O benim sevdam
Sabahın yedibuçuğunda uyanır
Güneşinle
En sağdaki
O benim direncim
Tüm yaşananlara
Ve hayata
Bitmedi
Bir tane daha var...
O da sen
Herşeye sebep
Her derde deva
Özgürlüğüm
Usanmazlığım
Ve uslanmazlığım
Bugüne inat
Yarına sabrım
Hem yaşam h
"Bu da ötekiler gibi kendisini ölesiye sevdiğimi bilmedenYaşayıp gidecek"Her durakta ölümsüz bir aşk edineceğimBir bakıştan bir duruştanÇağrışımın sonsuz hazzındanUnutulmaz bir sevgili daha bırakacağım ardımdaBelki de yaşanabilecek en uzun serüveni terkedeceğimDaha otobüsün ilk basamağındaKim bilebilir ki?Sonrayı, sonrasını kim bilebilir?Gizli gizli veda edeceğim ona, görmeyecekVe bu duyguyla burkulmuş yüreğimOtobüs camına bağrında kanlı bir ok ileBir aşk levhası çizecek, ah min-el!Bu da ötekile
'Her şey sende gizli:Yerin seni çektiği kadar ağırsınKanatların çırpındığı kadar hafif..Kalbinin attığı kadar canlısınGözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...Sevdiklerin kadar iyisinNefret ettiklerin kadar kötü..Ne renk olursa olsun kaşın gözünKarşındakinin gördüğüdür rengin..Yasadıklarını kar sayma:Yaşadığın kadar yakınsın sonuna ne kadar yaşarsan yaşa,Sevdiğin kadardır ömrün..Gülebildiğin kadar mutlusun üzülme bil ki ağladığınKadar güleceksinSakın bitti sanma her şeyi, sevdiğin kadar sevileceksi
Ayrılıkların puslu aynasındadır
bekleyişlerin solgun yüzü
Bekleyişler ki demlenişidir sabrın
damıtır sessizliği ve üzüncü
damıtır gurbetin kavruk memesinden
ve emzirir
hasretin yanık yüzlü çoçuğunu
Sen ey sabrın ve üzüncün dervişi
başını zamanın göğsüne koy
ve dinle yalnızlığın iç çekişlerini
Yalnızlıklar ki suskun bir akşam üstüdür
usulca örtülecektir gecenin sessiz tülünü
ve düşecektir ince bir rüzgarla
hüznün harmaniyesi
Ey yenilgilerin bezgin kuşu
suskunun sarı sı
"ALATURKA" yla gazellemeler...
--------------------------------------------------------------------------------
ALATURKA
Çık benim şair tabiatım, çık orta yere
Fakir güzelinden söyle
Hasret ateşinden çal
Çal, söyle benim derdimi sevdalı sesinle.
Hep bilinen şarkılar gibi olsun
Hani, dil-i biçâreden
Sun da içsin yâr elinden
Hani bilinen şarkılardan olsun.
Yeni sözler arama nafile
Derdim yeni olsa anlarım
Gel, hazırından söyle bu akşam
Üzme yetişir, üzme firakınla
SUSKUN
Sus, kimseler duymasın.
Duymasın ölürüm ha.
Aydım yarı gecede
Yeşil bir yağmur sonra...
Yağıyor yeşil.
En uzak, o adsız ve kimselersiz,
O yitik yıldızda duyuyor musun?
Bir stradivarius inler kendi kendine,
Yayı, reçinesi, köprüsü yeşil.
Önce bendim diyor ve sonra benim...
Ölümsüz, güzel ve çetin.
Ezgisidir dolaşan bütün evreni,
Bilinen, bilinmeyen ıssızlıkları.
Canımı, tüylerimi sarmada şimdi
Kendi rüzgarıyla vurgun...
Yıllar sonra öğrendim ki...
Öğrendim ki...
Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız.
Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz,
Gerisini karşı tarafa bırakırsınız.
Öğrendim ki...
Güveni geliştirmek yıllar alıyor,
Yıkmak bir dakika.
Öğrendim ki...
Hayatında nelere sahip olduğun değil
Kiminle olduğun önemli.
Öğrendim ki...
Sevimlilik yaparak 15 dakika kazanmak mümkün
Ama sonrası için bir şeyler bilmek gerek.
Öğrendim ki...
Kendini en iyilerle kıyaslamak değil
DÜNYANIN EN TUHAF MAHLUKUAkrep gibisin kardeşim,korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.Serçe gibisin kardeşim,serçenin telaşı içindesin.Midye gibisin kardeşim,midye gibi kapalı, rahat.Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.Bir değil, beş değil, yüz milyonlarlasın maalesef.Koyun gibisin kardeşim,gocuklu celep kaldırınca sopasınısürüye katılıverirsin hemenve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,hani şu derya içre olup