Bunlar son satırlar... Farzet ki, bir rüzgârdım, esip geçtim hayatından ya da bir yağmur sel oldum sokağında sonra toprak çekti suyu... Kaybolup gittim, belki de bir rüya idim senin için. Uyandın ve ben bittim... Beni güzel hatırla! Çünkü; sevdim seni ben, herşeyini... Sana sırdaş oldum, dostun oldum, koynunda gecelerce ağladım.Yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini, beni çok üzdün, kınamadım. Alışıktım ben vefasızlığına, el oldun aldırmadım... Beni güzel hatırla AŞKIM! Sayfalarca mektup bıraktım sa
Seni Anlatmamı İsteselerdi
Benden, seni anlatmamı isteselerdi, bir yürek anlatırdım içimde koskocaman bir dünya, dünyada kocaman bir fener ve sevgi yolu aydınlatan.
Deselerdi yaz onu; yazadım en güzel şiirleri dilsiz istekleri dipsiz kuyu sarınçlarında yuvarlanan aşkları. Yazardım parmaklarım morarıncaya kadar yazardım, yüreğim yorulup duruluncaya kadar.
Deselerdi çiz onu; çizerdim dünyayı, dünya her tarafı yediveren gülleri yedi renk açan, en mevsimsiz çiçeklerin açtığı nakışlı oyal
Ayrılık denen illet çalmasaydı kapımızı ama oldu bir kere elden ne gelir
yine de ayrılık da yakıştı bize Anlamadan dinlemeden gittin ya beni,ne halde bıraktın bu gün günlerden pazar dışarda yağmur var her cama vuruşlarında acı acı yüreğimede öyle vuruyor gittiğin günden bu günene kadar ne kadar geçtiğinii bile bilmiyorum kendimi unuttum hayat defterini kapattım yazacak tek kelime tek cümle kalmadıki beni bana bıraktın ben seni sana bırakmam bu dünyada olsada diğer dünyada asla sadece
Elveda
Bir gün içimden gittin, anladım.
Bir gün içimden gittin, anladım. Nereye gittiğin değildi önemli olan... Kiminle gittiğin, hangi havayı soluduğun, hangi şehrin, hangi sokağında yürüdüğün önemli değildi. Sen içimden gitmiştin... İçimde ne varsa bana ait, seninle gitmişti.
Renklerim, ruhumdaki yaz, güneşim gitmişti. “Bana kalan,
Beni kalansız bölen bu şehir.
Ah! bu şehir, yalan şehir” demek isterdim; ama yalan olan sendin. Benim yarattığım, inanmak için yıllarımı harcadığım kocaman bir yal