Zıplanacak içerik
Blog gönderen: AsiMeLek - Şurada: Genel
  • Başlık

    129
  • Yorum

    48
  • Görüntü

    120.640

Bu blog hakkında

Aşka Sevgiye Dair!

Bu blogdaki başlıklar

Zehir Olup Dolaşsan Damarlarımda       Gecenin karanlığına yaslanıp gözlerine yıldızları ördüğüm zaman diliminden yazıyorum bu pulsuz mektubu. Yüreğimi kelimelere ilmekleyip yine sana yağıyorum yağmurlara gebe kalmış yüreğimle. Bir gece yarısı içten ice kanayan yokluğunu gözlerime gömüp her sabah güneş ile yine sana doğuyorum. Perdelerine eğilip gözlerinin karanlık duvarlarını yıkıyorum kirpiklerimde asılı kalmış gözyaşlarımla. Dağınık saçlarını rüzgarla tarayıp bulutlarla taçlandırılmış da
Özlemek   Birden özleyiveriyorsunuz... çoktan unuttuğunuzu sandığınız ya da yalnızca bir kere karşılaştığınız ve özlemek için yeteri kadar tanımadığınız birini bir sabah çılgınca özleyerek uyanıyorsunuz.   Rüyalarınız, içinizdeki o gizli, esrarını ele vermez büyücü, siz çarşaflarınızın arasında, bütün tehlikelerden uzak, güvenle yattığınızı sandığınız bir anda, usulca ruhunuza sokulup, sizden habersiz oralara yığılmış cephanelikleri birer birer ateşleyiveriyor. infilaklarla sarsılarak uy
Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan 'Bu kuşun kanadı neden beyaz değil? ' diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin. Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman
Erişilmez bir uçurumun kıyısında, senden başka kimsenin farkında olmadığı bembeyaz bir çiçektim ben. Sen ise, dört mevsim özlemini çektiğim yağmur. Üstüme yağışını severdim, yapraklarımdan aşağı akışını, her damlanı içime çekişimi severdim. Bedenimde seni hissedişimi. Her damlan alıp götürürdü beni adını bilmediğim, tanımadığım yerlere...   Sen yağınca susuzluğum dinerdi, biterdi kimsesizliğim, dağılırdı ürpertilerim. Serin bir meltem değip geçerdi yapraklarıma. Dünyalar benim olurdu, uçardım
Yine gecenin karanlığı ile gözyaşı gibi yağan yağmuru seyredercesine cam kenarında oturuyordum. Karşı bankta yardım ister gibi oturmuş biri vardı ve o an ona yardım etmem gerektiğini düşündüm, paltomu aldım ve yanına gittim. Evime davet ettim, ıslanmıştı ve bir o kadarda titriyordu. Ocak başına oturduk konuşuyorduk. Artık o ilk başlardaki tedirgin bakışlarının yerini güzel bir gülümseyiş almıştı. Öylesine güzel vakit geçirmiştik ki sanki hiç son bulmayacak bir mutluluk gibiydi ama bu mutluluk da
Kenarında hayatın zorlukla yürüyorum, birazcık sendelesem, cennete uçacağım Artık bu hayatı da, pek öyle sevmiyorum, gitsem ne değişecek, kalsam ne yapacağım... En kara bulutlardan umarsız yağıyorum, bütün güzellikleri her an ıslatacağım, damlayıp da göl olmak, durmak istemiyorum ben tüm gücümle gelip, okyanus olacağım... her sabah ışığımı göklere saçıyorum canlı cansız herşeyi, her an ısıtacağım Baktığınız her yere gelmeyi istiyorum, gün aydın olsun diye, kendimi yakacağım... Bütün bunlar benim
Kar yağıyor şehrime. Babası tarafından elma şekeri ile ödüllendirilen bir çocuk sevinci gibi bir anda şaşırıp bir anda normale dönen ifade ile dışarı bakıyorum.   Sanki gördüğüm ile, görmediğim arasında mekik dokuyorum zamana. Kar beyazdır biliyorum,kar soğuk, kar tüm yüküne rağmen sessizdir.   Burnumu yasladığım penceremin camından, kaldırımları kaplayan kar üzerinde koşturan, çocukları seyrediyorum.Ayakizleri nasılda çamurlanıyor beyazın teninde. Şimdi şehrin en merkezi yerinde,geceyarıs
sen bir korkaksın diyorum sana,en büyük korkudan kaçıyorsun diyorum,kendinden!başka korkular uğramış sana diyorum,oysa seni başlatan da sensin,durduranda sen diyorum...yalnız kendinden korkmalısın diyorum,en çok kendinden,yalnız kendinden.....     işte aklımın takıldığı bu son noktada,çalan bütün telefonlara sunulan bütün sevgilere,ilgilere,benim adıma verilen kararlara ve gecenin düşlerine bütün kepenklerini kapamış olan ben,tek bir sevinci bekliyorum hala;seni!yarın bekler miyim bilmiyorum
Her şeyi silebilirdim sen hariç bu dünyadaki. Öyle düşünürdüm bir zamanlar. Adı neydi sana hissettiklerimin. Hiçbir zaman tanımlayamayacağım zamanlarda. Her şeye sen diye baktığım hayat kavgamı senin için yaptığım zamanlarda. Tarifi yoktu bunun. Kendimi bile tanıyamaz olmuştum. Seni düşünürken ve sorgularken aslında içimde derin bir yolculuğa çıkmıştım. Madam ki sen yoktun ben de başımı aldım içimde çıktım o derin yolculuğa hoşça kal bile demeden sana. Desem de senin için fark etmezdi zaten. Mer
Bir gün içimden gittin, anladım. Bir gün içimden gittin, anladım. Nereye gittiğin değildi önemli olan... Kiminle gittiğin, hangi havayı soluduğun, hangi şehrin, hangi sokağında yürüdüğün önemli değildi. Sen içimden gitmiştin... İçimde ne varsa bana ait, seninle gitmişti.   Renklerim, ruhumdaki yaz, güneşim gitmişti. “Bana kalan, Beni kalansız bölen bu şehir. Ah! bu şehir, yalan şehir” demek isterdim; ama yalan olan sendin. Benim yarattığım, inanmak için yıllarımı harcadığım kocaman bir
Yüreğin ne dediyse onu dinledi Yüreğim ne dediyse onu dinLedim ben.Kimi işaret ettiyse ona yöneldim. Şimdi ''sen'' diyorda başka birşey demiyor.Ansızın bastıran bir yağmura hazırlıksız yakalanır ya insan,işte öyle ıslattı beni aşkın.Seni bekledim ben. Yüreğimdeki heyecanı gözlerimdeki rengi , dudaklarımdaki ateşi , ellerimdeki titremeyi, küçük dokunuşları sana sakladım.Ne sen beni bilirdin , ne de ben seni.   Ama bir yerlerdeydin ve mutlaka gelecektin.Bir günçıktın karşıma.İşte o gü
Sol yanım cıkarıp atacagım seni, bir daha sevme diye! Yenik düşme diye her defasin da. Acima diye mi ne cok bencilestim ben cok... Ey sevgili sol yanindan gecmisim, burkulmus yüregin... Sol yanim dermansiz, caresiz... Ah maralim yine yaralandin yine kaniyor yüregin ahh yine o avcı... Aglıyor sevdam, zehir zemberek oklar saplanırken kalbime kanarken yaram simdi sar beni sar! Kiprik aralarinda sönük gözbeklerim hazan... Son baharda düsen sarı yapraklarına hayiılanan agac gibiyim. Her yaprakt
içimde birşeyler acıyor sanki ölüp ölüp tekrara diriliyorum sebebini sorarasan inan bende bilmiyorum yalan dolan geliyor artık bana herşey bir sen varsın birde seninle ilgili boş hayaller ama hiç bir zaman gerçek olması zor düşler ve düşünüyorum nie bana acı çektior die bulamıorum ne yapmak istediğini inan anlamıorum biliyorum seni sevmek hakkım değil çünkü senin kalbin başkasında biliyorum sana bakmakta hakkım değil çünkü senin gözlerinde bir başkası var ama öğrenmek istiyorum sebep ne ayrıldık
Ayrılık denen illet çalmasaydı kapımızı ama oldu bir kere elden ne gelir yine de ayrılık da yakıştı bize Anlamadan dinlemeden gittin ya beni,ne halde bıraktın bu gün günlerden pazar dışarda yağmur var her cama vuruşlarında acı acı yüreğimede öyle vuruyor gittiğin günden bu günene kadar ne kadar geçtiğinii bile bilmiyorum kendimi unuttum hayat defterini kapattım yazacak tek kelime tek cümle kalmadıki beni bana bıraktın ben seni sana bırakmam bu dünyada olsada diğer dünyada asla sadece Elveda
Senden sonra.. artık.. hepsi... üvey, sevgili!   O nu tanımadan çok önce kendime kabul ettirmeye çabaladığım tek şey, yalnızca olasılığıydı ve neden olmasın konu başlıklı umuttu çabama tek tesellim. Adı neydi, neye benziyordu, ne zaman ve nasıl belirecekti yüreğimin ufkunda; en ufak bir fikrim yoktu ama eninde sonunda bir gün aynı anda aynı yerde olacağımızı ve bir elmanın iki yarısı masalı gereğince, hiçbir zorlama olmaksızın, doğal bir çekimle, birbirimizi birbirimizle tamamlayacağımızı bil
Ben senden sadece sana verdiğim sevgiyi kabullenip, bu sevgiyi yaşamanı istemiştim. Yalnız seni istiyordum… Ama o kadar ters davranıyordun ki bana… Çok sevilmek bu kadar kötü müydü? Gerçekten böylesine ağır mıydı ki?   Sevgiye hasretim dediğini düşünüyorum da...   Hayatıma bilmediğim anlamlar getirmiştin. Gözüm kapalı hayatımı ortaya koyduğum bir kumar oynamıştım. Ya seni kazanacaktım, ya da kendimden vazgeçecektim.   Hem seni kaybettim, hem de kendimden vazgeçtim.   Var mıydı böyle
SERSERİME Elime son kez aldım kağıt, kalem. Bu sana son mektubum. Postacı son kez getirecek bir haber benden sana. Canım serserim, bilirim aldırmazsın, hiçbirşeye, ne sevgiye, ne hislere. Şimdi elimde sigara var. Bugün yine çok fazla içtim, bilirim yine bana kızıcaksın. Ama yine aynı cvbı vereceğim “DERTLİYİM” son kez bu kalp senin derdinle dolu. Uykularım bölünür oldu, yanlış anlama bu mektubumda seni ne kadar özlediğimi yazmayacağım. Artık değiştim ben. Senin umursamaz tavırlarından bıktım.
Bunlar son satırlar... Farzet ki, bir rüzgârdım, esip geçtim hayatından ya da bir yağmur sel oldum sokağında sonra toprak çekti suyu... Kaybolup gittim, belki de bir rüya idim senin için. Uyandın ve ben bittim... Beni güzel hatırla! Çünkü; sevdim seni ben, herşeyini... Sana sırdaş oldum, dostun oldum, koynunda gecelerce ağladım.Yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini, beni çok üzdün, kınamadım. Alışıktım ben vefasızlığına, el oldun aldırmadım... Beni güzel hatırla AŞKIM! Sayfalarca mektup bıraktım sa
MADEM Kİ YOKSUN ALDIRMIYORUM Her şeyi silebilirdim sen hariç bu dünyadaki. Öyle düşünürdüm bir zamanlar. Adı neydi sana hissettiklerimin. Hiçbir zaman tanımlayamayacağım zamanlarda. Her şeye sen diye baktığım hayat kavgamı senin için yaptığım zamanlarda. Tarifi yoktu bunun. Kendimi bile tanıyamaz olmuştum. Seni düşünürken ve sorgularken aslında içimde derin bir yolculuğa çıkmıştım. Madam ki sen yoktun ben de başımı aldım içimde çıktım o derin yolculuğa hoşça kal bile demeden sana. Desem de sen
Bir gün içimden gittin, anladım. Bir gün içimden gittin, anladım. Nereye gittiğin değildi önemli olan... Kiminle gittiğin, hangi havayı soluduğun, hangi şehrin, hangi sokağında yürüdüğün önemli değildi. Sen içimden gitmiştin... İçimde ne varsa bana ait, seninle gitmişti.   Renklerim, ruhumdaki yaz, güneşim gitmişti. “Bana kalan, Beni kalansız bölen bu şehir. Ah! bu şehir, yalan şehir” demek isterdim; ama yalan olan sendin. Benim yarattığım, inanmak için yıllarımı harcadığım kocaman bir yal
Sevdalarım Var Benim   Gözlerime böyle bakma ne olur Senden gizli sevdalarım var benim Aşkınla içime akma ne olur Senden gizli sevdalarım var benim   Bin türlü derdim var deli başımda Her gün zehir içtim inan aşımda Ölürsem görürsün mezar taşımda Senden gizli sevdalarım var benim   Susuz bir çöl idim, sel olup gittim Ocakta kor idim kül olup gittim Bir sevda uğruna del’ olup gittim Senden gizli sevdalarım var benim   Gönlünde bir ateş yakar giderim Kimbilir, sevg
"SENSİZLİK"   GECELER BANA SENİ HATIRLATIRDI SENSİZ YALNIZ ODAMDA MUTLULUĞU HAYAL EDERKEN, ASLINDA YALNIZLIK BİLE BANA SENİ ANLATIRDI YÜREĞİM SENİ İSTERDİ, ELLERİM SENİ ARARDI AMA BULAMAZDIM SEN OLMAYINCA NE ELLERİNİ NEDE MUTLULUĞUMU...
BİLİR MİSİN ?   Bilirmisin yalnızlık ne demek? Bilir misin gökyüzündeki yıldızlardan medet ummayı?   Uzattın mı elini bir yıldız boyunca, belki, tutarım diye farkında olmadan?   Uykusuz kalmayı bilir misin sabaha kadar?   Hiç küstün mü hayata?   Aslında kendinsindir küstüğün küçüğüm?   Kapatıp gözünü hayaller kurduğun oldu mu geleceğe dair?   Bazen küçük bir masumiyet belirir tebessümünde, bazen gözünde hırçın bakışlar. Kızdın mı kaderine günlerce?   Kendini tanıyamad
Yağmurlara yazdım!!   Adını özlem koydum bu sonsuz sana olan sevgimin. Aşk mıydı o, Neydi çekip kendine, beni bağlayan sana Yağmurlara yazdım sevdamı yağdıkça aktı bu yüreğe çoğaldı Yüreğim sevdalı tutuklu kaldı bir kere sevdana.. Kaçışı yok çıkışı yok büyük ceza aldı hasretin ise kanımda dolandı.. Ardına bakmadan gittin bu yüreği koparıp atasım geldi Sessizliğe vurdum kendimi sonsuz bekleyişler içinde.. Şu anda her şeyden uzak, her şeyden ayrı sevdandan mahrumum ben. Sadece yalnızlığı

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.