Bir erkekle nasıl yaşanır aynı evde hala çözebilmiş değilim.ama bakıyorum milyonlarca insan bunu çözmüş ki yıllarca aynı yaşam tarzını benimsemiş ve bundan da çok hoşnut ki her türlü dalavereyle bundan kopmamak için uğraş veriyor.hatta kimileride bu konuya aklını o kadar takmış ki daha ilk tanışmanın 3. cümlesinde sen evlenmeyi düşünmüyormusun diye pat diye soruverip herkesin kendisi gibi bu işe kafayı taktığını zannediyor.neden bu çaba acaba anlamıyorum ki.alttarafı bir erkek işte).hatta günüm
Ne çabuk büyüdük.ne çabuk koca adam oluverdik.büyürken hiç farketmedik yaşlanmışlıkları.annemiz sanki hep aynı anne babamızsa hep aynı babaydı.saçlarındaki azalmayı,gözlerindeki bulanıklığı .ellerindeki benleri hiç görmedik.sanki hep vardılar.çünkü hep yanımızdaydılar.ayırmadılar ki kendilerini emekliye çıkarmadılar ki görevimizi tamamladık diye.yaşlılıklarını anlayalım.çoğu zaman sıkıldık hep aynı ilgiyi görmekten.oysa memnundukta bizi düşünenlerin olduğunu bilmekten.adım adım hayat yolunda yü
Deli deli kulakları küpeli diye bir söz vardır.Bilmem bilirmisiniz?Deli tiplemeleri genelde başına huni takmış olarak resmedilir .Oysa küpeli bir deli resmine,karikatürüne rastlamadım henüz.tüm küpeliler deli olsa akıllı insandan bahsetmek zor olurdu?.hele günümüzde erkeklerin yeni imaj arayışlarına büyük katkı sağlayan ve oldukça rağbet gören bu aksesuar bir delinin işimi sizce?hatta bir taneyle yetinmeyip kulağını kevgir haline dönüştürenlere ne dersiniz?sakın zır deli demeyin)neden mi? çünkü
Aaa buda ne? Bacaklarımda bir sıcaklık hissediyorum hatta adım atamadığımı.ne oldu bana?derken ablaa bir mendil alll noluur ablaaa(( hadi ablaaa(( adım atman imkansız çocuk kene gibi yapışmış kanımı emmek istiyor)üzülüyorum .bırak diyorum.ama içimden onu tutmak istercesine.tutup elinden gel şu okula gir dercesine.utanıyorum ona bırak beni derken sanki tek dayanağı ve umudu benken gözlerindeki renk pırıl pırılken utanıyorum onu elindeki satmak istediği kağıt mendil gibi atılmış ve sokağa salınm
Bugünlerde yollar iyice kalabalıklaştı.kışın uzun ve soğuk gecelerinin meyveleri ortaya çıkıp boy göstermeye başaldılar yazla.taze anneler değişik bir edayla yeni aldığı busetin içinde yine yeni aldığı))bebeğini gezdiyorlar.içinde taşınan elbette tartışmasız çok değerli varlık tıngır mıngır halinden memnun şekilde bayım bayım bayılarak gezme denilen değişikliğin farkındalığıyla bakıyor.bu arada yolların tek hakimi olduğunu düşünen anne önüne sağına bakmadan insanların tepesine çıkarcasına bu gez
Nerden aklıma geldi bilmiyorum.ben çocukken sokaklarda ayıcılar kol gezerdi.oldukçada sık ziyaretlerde bulunurlardı bunlar. herkes için rütin bişeydi.bilseydim o küçücük boyumda bunları bir daha hiçmi hiç göremiyeceğimi daha iyi bakar ve malzeme toplardım.gözümden geçenler ve aklımda kalanlar ayıcıların rengini tozdan topraktan atalı bir hayli olmuş ha düştü düşecek pantolonları ))üstünde ise yine kimbilir ne zaman nerden bulunmuş yelekleri.elinde kalın bir sopa ve def diğer elinde de bir ucu ay