Deliyim.
Dağınık düşlerin efendisi; Uğrayıver yanıma
Eski bir fincanda saklı, bakıver falıma
Lakin anlatma yazgımı ben biliyorum nasılsa
İsmini fısılda kaderimin, ama sonucunu asla
Yağmurun kızı...
İlkbaharın tadı...
Miras bıraktın bana tüm bu yalnızlığı
Enes..
Deli..
Sebebsiz bir güneşin doğurduğu
kuşku dolu ışıklar var yüreğimde
karanlık bir gölgeden fırlar gibi
deli dolu bakışlar var gözlerimde
Ne sesisini ne tenini
Ne seni ne de sensizliği
Hiçlikle dolu benliğimi
Alıp götüren biri var düşlerimde...
Enes..
Çekilin hele..
Umut! Sarılıver belime..
Bırakalım kendimizi gelen melteme
Tatlı ve hafif, alıp götürsün bizi
Götürsün ve bıraksın gülün çölüne
Perdeler! Açılıverin hele!
Yanaşın az kenarada gireyim içeriye
Nemli gecelerde bir serin öpücük olayım
Usulca dokunayım özlediğimin tenine..
Enes..
Çağırış..
Zaman girdabım...
Ay ışığım, kordonum
Bir ıssız gecem daha bitti
ve yine sabah ve yine yorgunum
Takatim...
Sabrım, emelim
Bir çizik daha boş saatlere
ve yine arsız ve hala deliyim
Aşk fısıltım...
Yankım, kutsal sabrım
Bir hüznü daha boğdum hayaline
ve yine kuru dudağım ve hala ismini andığım
Beklediğim...
Özlediğim, istediğim
Bir beni geride bıraktım bir seni taşımak için
ve yine sana seslenişim ve hala ölesiye sevdiğim
Enes..
Bilemezdin..
Seni anlamadığımı mı sandın..? Umursamadığımı mı..? Eğer öyleyse
yanıldın bebeğim, ya da ben yanılttım seni.
Hezeyanlarımla kol kola geçerken günlerim, usul usul özledim senide
farkettirmedim... Çocukluğuma ver.
Bana her seni seviyorum deyişinde, bende seni derdim de kırılırdın ya
gizlice... Tembelliğime ver.
Hani seni kıskanırdımda belli etmezdim ya, hani uğraşırdın kasıtlı,
kızdırmak için ama ben tepki vermezdim... Aptal gururuma ver aslında
delirirdim.
Se
Ben..
Edepsiz güneşin arsız gölgesiyim
Gözbebeklerinin içinde titreyen umut
Dudaklarının kenarından sızan suyum
Yüreğimi sevgimin tepsisiyle önüne seren
Minicik bir serçenin kanadındaki tüy
Ürkek ceylan su içerken onu izleyen arslanım
ve ben aşk...
ve ben can...
ve ben bu ikisinin sevişmesiyle meydana gelenim
ben... Seni sevenim.
Enes..
Bebeim Bitanem
Buğulu günlerim çok uzaklarda kaldı
Erişilmez hayallerimin ilhamı
Bugün artık yanımdasın..
Ellerini görebiliyorum ve kokluyorum saçlarını
İnanası gelmiyor şu şaşkın aklımın
Masallarda gezinen sanki bir küçük haylazım
Beni önce benden aldın ve sonra bana kattın
İsterik arzularımın tam ortasına attın
Tanıdığım andan beri sevgilim seni
Anladım ki ben hiç yaşamamışım kendimi
Nasıl söylesem hani nasıl anlatsam
Eski bir kitaptım yırtık ve dağınık
Muradım oldun şimdi
Almula
Az gelir bu sözler, bu gözler ve dizeler
Lakin hiç vazgeçmez, yürek özler, yürek bekler
Uğultularım arasında, hoş bir melodi gibi
Muhtaç olduğum nağmelerini dinler
Lekeli yürek... Hep fazlasını ister
Az ile yetinmez ki, dürtüp duran geceler...
Enes..
Ağıt..
Sen! Göbekli şişman taksici... Ne yaptın o gün hatırlar mısın? Ya da umursar mısın ?
Bunca yıl sonra bile vicdanına salladığım onca küfrü hiç duyar mısın ?
Şu an kim bilir ne yapmaktasın? Sırtın pek karnın tok nerelerde zıkkımlanmaktasın?
Alkolün dibine batıp da yine direksiyon başına mı geçersin?
Yollarda bir katil edasıyla yeni kurbanlar mı ararsın?
Dön hele 10 yıl öncesine, bakıver bi geriye...
Senin için önemsiz bir ayrıntı belki ama bizi alt üst ettiğin geceye...
Hatırla
Acılarım var..
Aynalarım var çeşit, çeşit birbirinden farklı
Kiminin çerçevesi gümüş kimininki tahta kaplı
Bakarım her bir aynada kendime tek tek
Kiminde tebessüm eder yüzüm kiminde gözlerim yaşlı
Resimlerim var çizdiğim ve bir köşeye attığım
Kiminde renkler var canlı kimine mürekkep damlattığım
Bakarım bazen o resimlere ve yalnız kalmış çizgilere
Kiminde acının izleri var kimine umudumu sakladığım...
Enes..