Zıplanacak içerik
Blog gönderen: Armance - Şurada: Genel
  • Başlık

    40
  • Yorum

    1
  • Görüntü

    21.313

Bu blog hakkında

Lütfen el sürmeyiniz..

Bu blogdaki başlıklar

Varmı Rakibim ?   Ben şiirlerle yarışırım bebeğim.. Elimde kalemim Dilimde ismin Bende ki her satırına Sende ki beni eklerim Ben gecelerle yarışırım bebeğim.. Yıldızlar parlayamaz Gözbebeklerim parlar Ay ısıtamaz seni Benim ısıttığım kadar Ben şarkılarla yarışırım bebeğim.. Bülbüller kıskanır beni Rüzgarın sesi imrenir Bir sana okurum türkülerimi Türkülerim sevinir Ben yollarla yarışırım bebeğim.. Dağlar beni durduramaz Denizler bana kabaramaz Sana çıkıyorsa
Bebeim Bitanem   Buğulu günlerim çok uzaklarda kaldı Erişilmez hayallerimin ilhamı Bugün artık yanımdasın.. Ellerini görebiliyorum ve kokluyorum saçlarını İnanası gelmiyor şu şaşkın aklımın Masallarda gezinen sanki bir küçük haylazım   Beni önce benden aldın ve sonra bana kattın İsterik arzularımın tam ortasına attın Tanıdığım andan beri sevgilim seni Anladım ki ben hiç yaşamamışım kendimi Nasıl söylesem hani nasıl anlatsam Eski bir kitaptım yırtık ve dağınık Muradım oldun şimdi
Acılarım var..   Aynalarım var çeşit, çeşit birbirinden farklı Kiminin çerçevesi gümüş kimininki tahta kaplı Bakarım her bir aynada kendime tek tek Kiminde tebessüm eder yüzüm kiminde gözlerim yaşlı   Resimlerim var çizdiğim ve bir köşeye attığım Kiminde renkler var canlı kimine mürekkep damlattığım Bakarım bazen o resimlere ve yalnız kalmış çizgilere Kiminde acının izleri var kimine umudumu sakladığım...   Enes..
YARIM GOFRET   Sıkıca kavramıştı küçük çocuk annesinin elinden...Henüz 7 yaşında olmasına rağmen , annesiyle elele yürümek pek de işine gelmiyordu aslında. Ona göre o artık büyük bir çocuk sayılırdı. Hatta ne çocuğu ? Delikanlıydı o! Ama işte annesiyle her dışarı çıkışında, yinede elinden tutmak zorundaydı. Bahanesi trafikteki arabaların ürkütücü yol alışları olsa da, itiraf etmeliydi ki aslında hala annesinin sıcacık ellerini tutmak ona güven veriyordu.   O gün akrabalarına gidiyorlardı. An
Kimse Yok mu ?   Tak! Tak!Tak! Kimse yok mu ? Çaldığım bu kapının Açılması bu kadar zor mu ?   Tak! Tak!Tak! Dışarısı soğuk ve ayaz Ellerim üşüyor ve ayaklarım yorgun İçerde bekler beni özlediğim yaz   Tak! Tak!Tak! Rahatsızmı ediyorum? Gölgelerden sıyrıldım da geldim Hiç mi umursanmıyorum?   Tak! Tak!Tak! Yoruldum artık aç kapıyı Yılların yükü var sırtımda Ne olur alma ahımı   Tak! Tak!Tak! Artık alamıyorum nefes Hissedemiyorum nabzımı Ve çıkmıyor ağzımdan tek bir ses
Kaybeden..   Gecenin birindeyim, elimde kadehim Bir ben varım odamda ve bir de kendim Perdelerim kapalı, gözlerim yaşlı Sırıt hadi nefsim, al işte tükendim   Dışarıda araba sesleri, odamda öfkemin sesi Pis pis kokuyor sarhoş ruhumun nefesi Yüreğimde acı, yıllar orda saklı Bekle! Bir kadeh daha, sonra geçmişe göm beni.   Enes..
İtiraf   Dün gece bir adam öldürdüm... Yılların öfkesini vererek pazularıma ve oradan avuçlarıma Sıkıverdim boğazını hınca hınç, atıverdim odanın ortasına   Dün gece bir adam öldürdüm Acı dolu gözlerle bakıyordu bana, karanlığımı yansıtan aynada Hiç duraksamadan öylece kurtar diye fısıldadı sessizce   Dün gece bir adam öldürdüm Bıkkınlığının ifadesini taşır yüzünde ve ıslak gözlerinde Eski bir masal saklı, hüzün var kelimelerinde ve dün gece ben seni öldürdüm yıldızların şahitliğind
Bilemezdin..   Seni anlamadığımı mı sandın..? Umursamadığımı mı..? Eğer öyleyse yanıldın bebeğim, ya da ben yanılttım seni.   Hezeyanlarımla kol kola geçerken günlerim, usul usul özledim senide farkettirmedim... Çocukluğuma ver.   Bana her seni seviyorum deyişinde, bende seni derdim de kırılırdın ya gizlice... Tembelliğime ver.   Hani seni kıskanırdımda belli etmezdim ya, hani uğraşırdın kasıtlı, kızdırmak için ama ben tepki vermezdim... Aptal gururuma ver aslında delirirdim.   Se
Şaşkın Ördek.   Anladımki bir gün zamanı anlamakla Saksıda begonya büyütmeye çalışmışım Ve farkettimki seni sevmeye çabalamakla Kanatlarım olmadan uçmaya uğraşmışım   Ne demeli be gönlüm sana Küfürmü etmeliyim illa Gözüm duymaz, kulağım görmez iken Ne sevdim seni, ne de vazgeçtim senden...   Enes
Saygıya dizeler..   zamanı katlayıp koymuş gönül cebine umut yolunun sonunda bekleyen tapınası kraliçe tanrının sevgiyle doldurduğu yüreğini ibret verircesine paylaşan, eşi bulunmaz ece kalabilirmiyim ki yanında? ağlayabilirmiyim omzunda? deli olduğumu düşünmezsen eğer lakırdın dahi olamazmıyım dudaklarında aklı yüreğiyle sevişen, nadide güzel bilki tüm bu seslenişim yanlız sana özel   Enes..
Deli..   Sebebsiz bir güneşin doğurduğu kuşku dolu ışıklar var yüreğimde karanlık bir gölgeden fırlar gibi deli dolu bakışlar var gözlerimde   Ne sesisini ne tenini Ne seni ne de sensizliği Hiçlikle dolu benliğimi Alıp götüren biri var düşlerimde...   Enes..
Ben..   Edepsiz güneşin arsız gölgesiyim Gözbebeklerinin içinde titreyen umut Dudaklarının kenarından sızan suyum Yüreğimi sevgimin tepsisiyle önüne seren Minicik bir serçenin kanadındaki tüy Ürkek ceylan su içerken onu izleyen arslanım ve ben aşk... ve ben can... ve ben bu ikisinin sevişmesiyle meydana gelenim ben... Seni sevenim.   Enes..
Toprağında Gözyaşım..   Gece rengi saçlarım ıslandılar Deli dolu yağmur altında Bulutlar halime ağladılar Ağlarken mezarının başında   Toprağın ıslanmış gülüm Çamur olmuş avucumda Mezar taşın kırılmış Ve yüreğimde anılar parça parça   Bu kez bir çiçekle gelmedim elimde Ya da baharı bekleyen umutlu gözlerle Islak ve titrek, yalnız ve ürkek Sessizce ağlıyorum ağıt dolu sözlerle...   Enes..
Kaldıramaz yüreğim..   ..Ellerim yanımdamı? - Evet sahip yanındayız. ..Peki ya ayaklarım, taşıyabilecekmisiniz beni? - Tüm gücümüzle efendim. ..Gözlerim, ya sizler, siz dayanabilecekmisiniz gördüklerinize? - Dayanırız efendim nelere dayanmadık ki. .. Hımm Peki o zaman gidelim ama sen gelme yüreğim, bugün sen izinlisin.   Enes..
Çağırış..   Zaman girdabım... Ay ışığım, kordonum Bir ıssız gecem daha bitti ve yine sabah ve yine yorgunum   Takatim... Sabrım, emelim Bir çizik daha boş saatlere ve yine arsız ve hala deliyim   Aşk fısıltım... Yankım, kutsal sabrım Bir hüznü daha boğdum hayaline ve yine kuru dudağım ve hala ismini andığım   Beklediğim... Özlediğim, istediğim Bir beni geride bıraktım bir seni taşımak için ve yine sana seslenişim ve hala ölesiye sevdiğim   Enes..
Yağmurun Kızı   İlk kez yağmuru dinlediğimde, küçücük hayalleri olan bir çocuktum. Evimizde kömür sobası yanında, kulaklarımda yağmurun sesi ve küçük hayallerin çocuğu uyumakta... Sonra biraz büyüdüm ama hayallerim hala küçüktüler ve yağmurlar hala yağmaktaydılar. Okula gittim. Okuldan geldim. Anneme aşık, babama hayrandım. Ergenlik günleri kabuk değiştirir misali bir o yana çarptım bir bu yana, şekil verdim ruhuma ve onun kabına... Yağmurlarda şekillendi benim gibi zamanla... Bir gün aşık
Çekilin hele..   Umut! Sarılıver belime.. Bırakalım kendimizi gelen melteme Tatlı ve hafif, alıp götürsün bizi Götürsün ve bıraksın gülün çölüne   Perdeler! Açılıverin hele! Yanaşın az kenarada gireyim içeriye Nemli gecelerde bir serin öpücük olayım Usulca dokunayım özlediğimin tenine..   Enes..
Döngü   Neyin peşindesin ? Gittiğin yol karanlıktır Hüznün dizindesin Yaslandığın yanlızlıktır.   Ağlamaksa derdin Ağlayıver duvarlara Saklanmaksa emelin Saklan işte karanlığa..   Zaman aynı hiç değişmez Ağlasanda, saklansanda Ecel dakik hiç beklemez Yol alsanda, almasanda   Enes..
Günlerle bekledim seni..   Dönmüyor dünyam son bir kaç gündür Oflayıp puflayan dilim değil gönlümdür Yokluğunda tebessüm o kadar zor ki Sensiz saatlerin bir adı da ölümdür   Kapanmaz gözlerim gözlerin yokken karşımda Bir başlık yer daha var senin için yastığımda Geceler uzundur bana, uykularsa düşman Faydasızdır kıvranmam sen olmazsan yanımda..   Enes..

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.