Kadınım...
Sevdamsın kara gözlüm
Aşkımsın huzur saçlım
Hüzün tenli canım
Mürdüm dudaklım
Sen benim için çölde bir kaynak,
Kutuplarda bir barınak,
İnceliğin,zarafetin bir sığınak
Mutluluktan içtiğim bir bardak şarap
Beyazın kendini siyah göreceği,
O bembeyaz kardan elbiseni,
Meleklerin kendini şeytan göreceği,
O kristal yüreğini
Al gel bana.
Asaletin, hanımefendiliğin,
Daha ne isterim?
İşte sevdiğim, işte kadınım! ...
İbrahim Ethem Bingül
-
İşte ayrılık saati geldi.Bir akşam üzeri gittin bir daha gelmemek üzere...Ellerimi aldın,dudaklarına götürdün;hala sızlıyor gözyaşlarının değdiği yerler.Oysa hiç istemiyordum gitmeni,hep benimle kalacağına öylesine inanmıştım ki ! Geçici ayrılıklarına ne kadar uzun olsa katlanıyordum.Çünkü;yine sana kavuşmak ümidi vardı içimde.Şimdi bomboşum,herşey anlamını yitirdi gözlerimde.Biliyorum,artık hiç gelmeyeceksin.Seni beklediğim öğle sonları bir gece yarısının zifir karanlığına gömülecek.Koridorlar
İnsan Sevmeli Hem de Doyasıya
Bir kutu dolusu yaşam gönderiyorum sana.
Sade bir kurdeleyle süslenmiş,
Çöz kurdeleyi ve kaldır yavaşça kutunun kapağını...
Kocaman bir fırça ve bin renk koydum kutuya.
Bir cennet resmi yapıp içine gir diye...
Düşler serpiştirdim gizlice, Düş kurmayı unutma diye
Bir tanede elma şekeri yerlestirdim.
İçinde ki çocuğu tadabilesin diye...
Güneşin batışını, Billur suyun sesini, Kırmızı
gelinciklerin
saflığını,
Taze ekmeğin kokusunu ve bir gül
İNSAN BİR KERE ÖLÜR
Her bulduğum yerde yitiriyorum seni
Yanıbaşımda öldüğün oluyor kimi gün
Ya da ben ölüyorum sessizce gözlerinde
Bir yaprak kımıldıyor hafiften
Bu sessizlik bir kasırga başlangıcı
Kükremeye hazırlanışı denizin
Bu aslanların sarı, vahşi gözlerindeki ölüm parıltısı
Bu bir yerde erimek
Apansız yok olmak belki de
Ve sonra susmak, susmak yüzyıllar boyu
Beni unuttuğun bir uzak çizgide
Tuvale sürdüğüm boya değil artık
Kırmızı kan rengidir gözlerimin
En karadan dah
Ben seni bir okyanusun derinliginde buldum da sevdim
Parlak bir inciydin benim için
Paha biçilmez bir inci...
Ben seni soguk ve yagmurlu bir günde
Seni düsünürken gülüsündeki sicakligin içime dolup da
Beni sardigi bir anda sevdim
Seni sadece selvi boyun,siyah saçlarin yada kara gözlerin
Güzel bir yüzün var diye degil
Fikirlerinle,konusmandaki güzelligin ve benim o kor halde yanan
yüregimle
sevdim
Ben seni derinden ve hissederek sevdim
Her kalp atisimda vücudumun dört bir kösesin
İLK AŞK
Seni unutmak zor
Yaşamak çekiyor beni sana
Güneş açsa saçların geliyor aklıma
Ellerimle kapatıyorum gözlerimi
Uzun yol kamyon şöförünün güneşliği gibi
Göz kapaklarımın arkasında resmin
Ayırmıyorum seni bakışlarımdan
Bir tek sen kaldın
Planlar yapmadan yollarını beklediğim
Bembeyaz yüzünün üstündeki
Pembe dudaklarınla utanarak bana güldüğünde
mutlu olduğum
o ilk yaşlarımdan...
Ceyhun YILMAZ
dünyada çok güzellikler gördü bu gözler
nedense yeşil gözlerine bakınca titredi bu dizler
ben seni bir elma kurdu gibi büyüttüm içimde
ne yapsam unutamam,ömürlük yer edinmişsin kalbimde....
yaşadığım hiçbirşeyden zevk almıyorum artık
herkese güneş doğuyor benim dünyam karanlık
gözlerin kızıl güneş,yüzün ayın mehtabıdır benim için
bu kadar sever iken kavuşamadık bir gurur için.....
tut ki ellerimi yaşama sevincim olsun
bak gözlerime kalbim heyecan dolsun
sen yanımda oldukça yaşam
HER SEÇİM BİR KAYBEDİŞTİR
Her tercih bir vazgeçiştir çünkü.. Sabah ise gitmekle, yatakta nefis bir miskinlik fırsatından vazgeçmiş olursunuz.. Kalkar kalkmaz hayat bin bir seçeneği dayar burnunuzun ucuna...
"Ne giysem" telasından, öğle yemeğinde "Ne alırdınız?" diye başucunuzda biten garsona, hangi kanaldaki filmi izlesem kararsızlığından "bize oy verin" diye bağrışan partilere kadar her şey, herkes, her an sizi ısrarla bir tercihe zorlar.
Yastığınıza teslim olmuşsanız, belki dışarıda ışıl
Ayrılmalıyız
Zamanlar fazlaydı paylaşmak için
Bir bakış yeterdi anlatmaya
Anlamaya yeterdi bir tek kelime
Alışmak sevmekten daha beterdi
Ve zamansız gelen yarınsız bir sevgi
Bi gün bi yerde ansızın biterdi
Biterdi hiç bitmeyecek sandığımız sevdalar
Çekip giderdi anılar,
Fotoğraflar yakardı kendi kendini;
Simsiyah, duman duman...
Artık, artık hiçbir vazoya sığmazdı ayrılığın çiçekleri
Sevişen geceler çekip giderdi
Susardı şarkılar, çalmazdı kemanlar
Şiirler yazmazdı bu kırık h
Hayaller
Sen bu kadar güzelleşirken
Tabii ki bahar geldi sanıp çiçek açar ağaçlar
Çocuklar gibi pür neşe bir rüzgar
Kocaman dalgaların önünde bir dalgakıran olur bakışların
Sert
Ve fakat içten gülümsemeli
Dağlarda eriyen karlar nehirlerle denize ulaşırken
Sana hala söylenmemiş sözler aramakla meşgulüm
Tarifi imkansız diyarlardan
Dizilmesi imkansız sözcüklerle cümleler kuracağım
Seni seviyorum dediğimde patlayan tomurcukların üzerinde bir çiy damlası gözlerin olur
Bir hayal bu
bugüne kadar izlediğim diziler içinde en sevdiğim dizidir...kadirle gülbeyaz'ın birbirlerini sevmeleri ama bunu kendilerine bile itiraf edememeleri,iki aile arasındaki düşmanlığın aşklarına gölge düşürmesi ve en sonunda aşkın galip gelmesi...herşeyiyle çok güzel bir diziydi...burdada sevdiğim sahneleri sizinle paylaşıyorum...
kadir ve gülbeyazın gizlice buluşması ardından rahmetli kazım koyuncunun şarkısı..
PVIcqbgWK5g
kadir'in gülbeyaza aşkını itiraf ettiği kısım
cmJylLbV1mc
Gözyaşı Üzerine
Bir damla gözyaşına sığar
Anlatmak istediklerinin tümü
Bir damla gözyaşı
İçinde taşır
Mutluluğu
Hüznü
Hayat bu kadar basit ve güzel
Bu kadar anlamlı
Ve bir o kadar da içinden çıkılmaz çelişkiler yumağı
Nasıl anlatabilirsin ki bir damla gözyaşının söylediklerini
Bir cümle içinde
Bir damla gözyaşı
Güneş vurduğunda gökkuşağı
Bir damla gözyaşı
Gülümserken çiçek bahçesi
Bir damla gözyaşı
Gizler mi yürekteki ateşi
Seni canımla taşıyorum
Billur bir yürek i
Gözlerine Yazılmamış Bir Destan
bu şiirde iki göz var
biri senin; biri onun
Senin o karanlık, küf kokulu
matem gözlerini terkediyorum
biliyorum; saçlarının sarısı
gözlerinin yeşiline karışmış
biliyorum; sana benzemek için
melikeler birbiriyle yarışmış
fosforlu ve derin bakışlarına
çağlar boyu nice destanlar yazılmış
oysa ben görülmedik bir lale yaprağına
gökleri kıskandıran bir destan yazıyorum
gözlerin değişip kaplasın karanlığı
bütün ufukları sarsı
GİZLİCE SEVGİLİM
Rüyalar bile geceleri bekler
Gizlice görünmek için
Yüreğimdesin, saklısında içimin
Gizlice sevgilim
Kimse bilmesin üzgünlüğümü
Taşırım ölümüm gibi bu duyguyu
En gizli kuytularında ömrümün
Bir yer var gizlice sevgilimin uyuduğu
Gizlice sevgilim, yaşam kadar acı
Canımı tutuşturan özlem gibi
Özlüyorum derin yokoluşta
Gizlice sevgilimi
Ataol BEHRAMOĞLU
GİZLİ ÖZNE
Yaşadığım her acının sonuna
Mutlaka iliştiriyorum seni
Cümlelerimin en görünmez yerine
Her derdimi anlatıyorum
Ve alamıyorlar ismini ağzımdan
Saklanıyor anlamın kelimelerimde
Hep yaşadığımı
Anlayacaksın okuduğunda
Hüzünlerim eğitildi çünkü
Kalbinin anaokulunda
Hataydı
Bırakmak sana korkusuzca
Aşkımın çocukluğunu......
CEYHUN YILMAZ
Gerçekten Sevmek
O durmadan kaçıyor;
sen ardından gitmiyorsan;
o günün her saatinde saklanıyor,
sen yollara düşüp deli divane aramıyorsan;
o sana acıların en büyüğünü tattırıyor
sen bundan en yüce hazzı duymuyorsan;
boşuna aldatma kendini,
onu sevmiyorsun demektir.
Elindeki içki kadehinde,
dudağındaki sigarada ,
okuduğun kitapta,
mırıldandığın şarkıda,
söylediğin şiirde,
gördüğün rüyada
ve yaşaman için
ciğerlerine doldurduğun havada
o yoksa;
Onun vazgeçi
Elveda 35 Yılım
Hani bazı anlar vardır.
İçimizde korkular canlanır.
Yürek coşkunun yerini,
Kaygılara bırakır.
Soruşturmalar başlar.
Gerçekleşmeyen hedefler,
Ön plana çıkar.
Ben de şimdi soruyorum;
Hayat bana ne vermişti?
Aynalara bakmaya korkuyorum.
Oysa çocukken hayallerim vardı.
Balonlarla semalarda uçar,
Gökkuşağından kayarken,
Kuşlarla yarışırdım.
Masallardaki peri kızı olur,
Hastaları iyileştirir,
Yetimlere yuva olurdum..
Sihirli değneğime dokunup,
İnsanlara mutlulu
Durma Beklediğin Yerde Sana Geliyorum
Gülerek bakıyorum sana
Sırtımı dayadığım duvarın önünden
Taş atıyorum küçük bir parça
Beni görmen için
İçimde bir gök gürültüsü
Sanki yuvarlanıyor
Sesim
Seviyorum
Anlasana diyor
Elektriklerin kesildiği günlerdi
Eşlik etmek için karanlık korkuna
Ellerini tutardım
Kör karanlık olsa dünya diye dua ederdim
Bilmez miydim sanırsın
Gözlerinin ışığı karanlıktan daha güzel
Ama avuçlarını tutarken
Sende kaybolurdum ben
Beni ban
Dostları Olmalı İnsanın
dostları olmalı insanın,
aynen gemilerin limanları gibi
zaman zaman uğradığın
yükünü boşalttığın
dalgalar dininceye kadar beklediğin koynunda
sonra açık denizlere uğurlamalı seni,
geri döneceğin günü bekleme umuduyla
bazan rüzgara o açmalı yelkenini
yanağına konan bir öpücüğün coşkusuyla
halatlarını çözmeli
seni çok
ama çok özlemeli
dostları olmalı insanın,
ermiş, bilge hayatı ezbere okuyabilen
düşünmediklerini düşündüren
seni bir cambaz ipinde gü
Dön
Arkanı dönme yüzünü dön bana
Aştan, ekmekten, sudan ziyade
Muhtacım sana
Beni bu dünyaya
Niçin saldığının farkındayım.
Önce
Bezm-i elest'te yüzleştin ruhumla
Sonrası mühürlü bir damla
Toprak, su, ritim ve nur
Baştan sona evrensel bir mâcera
Hâlime güldüğünün farkındayım.
İrinli
Bir çıban gibi sürdürürken varlığımı
İçimde senin aşk tohumun yeşerdi
Çimdikleyip deştin çıbanımı
Anladım noksan yanımı
Yüreğimin sağaldığının farkındayım.
Yakam
Her zaman senin elinde