Zıplanacak içerik
Blog gönderen: Gece Yağmuru - Şurada: Genel
  • Başlık

    228
  • Yorum

    118
  • Görüntü

    264.462

Bu blog hakkında

Vur Şanlı Silahınla Gönül Mülküm Düzelsin...

Bu blogdaki başlıklar

Sensiz geçen gecelerde ki kayboluş var ya İşte bu bana ayrılıktan da ölümden de beter Gökyüzünde ki yıldızları sensiz saymak var ya İşte bu gözlerine bakamamak kadar acı Gel diyorsun, uzatıyorsun elini Ama tutmak o kadar imkansız ki Tam yaklaşıyorum uzatıyorum ellerimi Sen yok oluyorsun Yokluk sen... Sen yokluk... Yokluğun da kar düşen bu saçlarım var ya Bir de titreyen ellerim Sana nasıl hasret bir bilsen Bir bilsen sana nasıl hasret olduğumu koşar gelirsin bana biliyorum Ya zama
Saçlarına pütür pütür yapışmış, Gözlerinin rengi ile sıvanmış Bir avuç kuru çiçek topladım. Kırılıp dökülmesinler diye Sevgiyle, özenle tek tek topladım. Yürek fideledim zamana ve mekâna, Hasat vakti geldi yürek topladım. Belli ki bu yıl da vuslat gecikecek Aşıdır, serumdur, besindir her umut, Ey sevgili umudunu diri tut! ... Bedenim hür değil, mühlet ver bana, Er veya geç çıkıp geleceğim sana; -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ...   Mevsimi geçiyormuş, geçsin varsın,
Bu vatan toprağın kara bağrında Sıra dağlar gibi duranlarındır Bir tarih boyunca onun uğrunda Kendini tarihe verenlerindir   Tutuşup kül olan ocaklarından Şahlanıp, köpüren ırmaklarından Hudutlarda gaza bayraklarından Alnına ışıklar vuranlarındır   Ardına bakmadan yollara düşen Şimşek gibi çakan sel gibi coşan Huduttan hududa yol bulup koşan Cepheden cepheyi soranlarındır   İleri atılıp sellercesine Göğsünden vurulup tam ercesine Bir gül bahçesine girercesine Şu kara toprağa
Yağmur yağıyor. Mutfak camındayım. Nasıl üşüdüğümü bilemezsin. Menekşelerim çiçek vermiyor artık anne. Söylediğin gibi hep dibinden su verdim ama…   Şimdi telefon açsam sana, sesini duymak da yetmiyor ki. Hep aynı cümleler; “Babamlar nasıl, ilacını aldın mı?” Nedenini bilmediğim bir ağlamak var içimde. Bir yerlere sığdıramıyorum yüreğimi. Bazen mutfakta dalıp giderdin yemek yaparken, tahta kaşıkla tencerenin başında öylece ne düşünürdün acaba? Özlemek çok fena anne. Anlamak seni; d
Başka bir aşk istemez, aşkınla çarpar kalbimiz, Ey Vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz. Gül ki sen, neş'enle gülsün ay, toprak, deniz. Ey Vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz.   Bir güneştin bir zamanlar, aya kadar kaldındı dün, Dün bir ay'dın, sislenen boşlukta yıldızsın bu gün; Benzin uçmuş bak, ne rüya'dır, bu akşam gördügün? Ey Vatan gözyaşlarin dinsin, yetiştik çünkü biz.   Beklesin Türkoğlu'nun azminde kuvvet bulmayan, Sel durur, yangın söner elbette bir gün Ey
Giderken bıraktığım asmalar üzüm olmuş Yerlerde bütün kollar bütün bağlar bozulmuş Ben mi geç kaldım yoksa mevsimler mi soğumuş? Görmeyeli buralara olanlar olmuş, olanlar olmuş Olanlar olmuş, olanlar olmuş   Giderken bıraktığım gökyüzü toprak olmuş Yıldızlar çakıltaşı güneş bir yaprak olmuş Ben mi yaşlandım yoksa dünya mı altüst olmuş? Ben gideli buralara olanlar olmuş, olanlar olmuş Olanlar olmuş, olanlar olmuş   Giderken bıraktığım gülüşler bakış olmuş Kahkahalar burala
Fırtına öncesi sessizliği andırıyor gözlerin Her an şiddetli bir yağmur yağabilir sanki... Yağmurdan değilde korkum Vuslatı andırırsa ya gözlerin... Depremden az önce ki saniyeleri andıryor sözlerin Her an herşey yerle bir olabir sanki Yıkılmaktan değilde korkum Sensizliği barındırırsa ya sözlerin.. Bir nefes sigara gibi varlığın Her an yanıp kül olabilir sanki Bitip tükenmek değilde korkum Son bir nefes çekemezsem ya varlığından.... Şişedeki rakıyı andırır hasretin Her an içince sa
Anlat bana yüreğim anlat, Sensin benim deli yarim...   Anlat bana, Oydu gecen, Ilık rüzgar gibi esen Anlat bana yüreğim anlat Gözüm değince gözüne Fırtınaydı kopan   Aşk buydu,Deli gönlüme akan   Kapıldım şavkına,Takıldım aşkına Düştüm peşine,Deli yarim   Ah bir sarılsam,Adarım canımı Duysa feryadımı,Deli Yarim...   Ben ağlarım hep, Ağlarım... Can çekişte rüyalarım, Ben ağlarım hep, Ağlarım... Dinmek bilmez, Gözyaşlarım....   Söz geçmez ,Yoldan çıkmış aşkıma   Baktı
Pers Sultanı iki adamı ölüme mahkum etmişti. Sultanın atını ne kadar sevdiğini bilen mahkumlardan bir tanesi hayatını bağışlarsa , bir yıl içinde ata uçmayı öğretebileceğini söyledi. Kendini dünyadaki tek uçan ata binerken hayal eden sultan bunu kabul etti. Diğer mahkum inanmayan gözlerle arkadaşına baktı: "Atların uçamadığını biliyorsun.Nasıl olup da böyle delice bir fikirle çıkabildin ortaya? Yalnızca kaçınılmazı geciktiriyorsun o kadar." " "Pek değil" dedi birinci mahkum. "Kendime
Mazide kalmış ve sararmış kuru yapraklar Boynu bükük eski bir kitabın arasında Belki üzerine göz yaşı değmiş Buruk bir vedanın izleri kalmış Bir veda busesinin ardından verilmiş belli Ayrılık kokuyor ... Kitap eski yaprak eski Veda zamanı çok eski.. Dokunsam içim yanacak sanki Akıp gidecek gözlerimden bir yaş belli Ayrılık kokuyor... Kimbilir hangi vakit verilmiş bu sarı yapraklar Hangi hain terkedilişin ardından Bir hercainin parmak izleri var Bir de yüreği yanan sevgilinin gözl
Buz gibi bir ekranda sıcak bir merhabaydın sen, En gerçekten daha gerçektin. Rotasını, klavyeye dokunan parmaklarımızın çizdiği yolculukta aynı durakta karşılaştık biz.Sıcacık bir merhabaydın sen buz bir ekranda.Yalnızdık ,yolu yok yalnızdık,bir şekilde yalnız. Gerçek yaşam içindeki sanallığımızdan kaçıp,sanal yaşamdaki gerçekliğe soyunmamışmıydık cebimizdeki yalnızlık ağırlaşınca. Sonra çıplaklığımıza kelimelerimizi giyinmemişmiydik! Açıp tüm gizlerimizin önünü,istediğimizce özgür,diled
Aynı şeylere gülmüş aynı şeylere ağlamıştık...Aynı şarkıyı söylemiş aynı sigarayı içmiştik...Aynı kayan yıldızda aynı dilekleri tutmuştuk..Bir simidin dağılan susamları gibi savurmuştu hayat bizi,bir avuçta aynı yerde toplandık...Yağan kar tanelerini aynı anda tutmaya çalıştık...Aynı sobanın etrafında toplanıp aynı ateşle ısıttık yüreklerimizi...Birbirimize hiç yalan söylemedik...Hiç birşeyi saklamadık yüreklerimizden ve gözlerimizden...Aynı doğan güneşe merhaba dedik sabahın ilk saatlerinde...V
Gözleri gülmeliydi bana her bakışında, Vuslatı hissettirmemeliydi sözlerinde, Gelmek istedimi dağları bile yok saymalıydı, Düşündüm gelirmi diye, Gelmedi.. Gelmeyecek biliyorum.. Alıp götüremeycek hasretimi, Esen rüzgarlarla birlikte.. Bir toz bulutu olup, Dağıtmayacaksın sana olan özlemimi, Karlı bir kış gününde, Saçlarıma düşen kar tanesinde, Bulamayacağım seni... Gözlerin gülmeliydi bana.. Her bakışında seni yeniden keşfetmeliydim... Adına yalnızlık denen türkülerde, Nakaratım
Gecedir; Çalarsın kapıları açan olmaz.   Gecedir; Hem de yıldızsız göz gözü görmez, Bir ses duyar irkilirsin, Sarar korkusu yalnızlığın. Rüzgâr eser savrulursun, Düşersin kucağına karanlığın.   Gecedir; Ararsın yolların bulunmaz, Gecedir; Kalbinin gürültüsünden durulmaz, Üşürsün... Sevdiğini düşünür, ısınırsın. Gözleri gelir aklına... Bir çift yıldız gibi Asılır kalır karanlık göğe.   Gecedir; An olur yenersin korkuyu, An olur canın çeker Oturursun bir
Kaç gece yatağımda uykusuz, Bir oyana bir bu yana dönüp durdum. Görmek için düşümde hayalimde, Duymak için sesini. Kaç kere ellerim uzandı telefona. Aşkı oyun bilirdin sen,aklıma geldi. VAZGEÇTİM...   Gezip durdum perişan halde, Kah sahillerde,kah cadde boylarında. Hayal kurup sen diye, Ağaçlara dağlara taşlara sarıldım. Elleri güldürecektim halime, İhanetin aklıma geldi. VAZGEÇTİM...   Kahırdan başka ne vardı sanki verdiğin, Acılardan zevk alır hale getirmiştin. Yine de görmek
Bir sen olurum hazan gecelerin de Bir ben olurum yalnız geçen günlerim de Bir senin için ağlarım Bir de hasretim için Yarın sabah gözlerini açtığın da Bir ben olurum doğan güneş de Bir ben ısıtırm senin yüreğini Alıp götüren hasretine Bir ben yoldaş olurum Kaç sensiz geçen uykusuz gece Kaç sensiz doğan güneş Sensizliğimi anlatmaya yeter Dışar da gürül gürül akan bir ırmak Yüreğim de esen bir ayrılık rüzgarı Bir ben olurum senin yerine Bir sen olursun benim hasretime Uzat elini v
Karlı bir akşamdı Ankara'da; Son kez elele yürümüştük, Bitmesin istediğimiz yola. Kısacık beraberliğimizin bütün anılarını sığdırmıştık. Yazarsın bana demiştin. Bende yazarım sana sık sık. Ağlıyordum.... Sen görmeyesin diye kaldırmıyordum başımı. Elimi daha sıkı tuttun, Anlıyordun.... Bu ayrılığa dayanmıyordu kalbim, Öğrettiğim çiçek adlarını unutma dedin, Kelebekleri kitap arasında kurutma, Sık sık fotoğraf çektir, yolla bana, Kitaplarım sana emanet, İncitme kimsey
Ağır oldu bu son sözüm sana Ağır oldu bu son emanetim sana Bir hayal kırıklığı belirdi Farkındayım çehrende ki çizgilerin Bu kadar sinirlenmek niye... Bilsem paylaşmazdım,söylemezdim benden öte bu sırrı sana Bunların olabileceğini düşünseydim Yıkarmıydım hayallerini Omuzlarına verdiğim yük canını acıtmakta biliyorum Kapa gözlerini,tıka kulaklarını İsyanını akan suya ver... Ben tek başıma göğüslendim bu vakite kadar Bundan sonrası da koymaz bana... Güzel bir rüyayın içine etmekte ü
Yakar sevdan buhran geceleri Günah yazmış kader Bakarda görmez gözlerim gözlerindeki nemi.. Ölüm var… Say bu geceyi hicran günlere Bırak… biraz daha göreyim Ne olur sende gitme..   Gözlerim kapamıcam bu gece Bilmezsin sen..aşkından arta kalan rüyalarım Ben hiç uyumadım senden önce Olur ya belki bırakır gidersin diye Her sabah akşamdan kalma bir umuda gözlerimi açtım Sen bilmezsin anlatamadım Bende esir hala rüyaların Düşler yetmez yasaklım Ne olur gitme Gözlerimi kapamıcam bu g

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.