Zıplanacak içerik
Blog gönderen: Gece Yağmuru - Şurada: Genel
  • Başlık

    228
  • Yorum

    118
  • Görüntü

    264.453

Bu blog hakkında

Vur Şanlı Silahınla Gönül Mülküm Düzelsin...

Bu blogdaki başlıklar

Demdir, Derya dibinde yangınlar, Kan kesmiş ovalar üstünde Mayıs... Uçmuş, bir kuştüyü hafifliğinde, Çelik kadavrası korugan'ların. Ölünmüş, canım,ölünmüş Murad alınmış...   Gelgelelim, Beter, bize kısmetmiş. Ölüm, böyle altı okka koymaz adama, Susmak ve beklemek, müthiş Genciz, namlu gibi, Ve çatal yürek, Barışa, bayrama hasret Uykulara, derin, kaygısız, rahat, Otuziki dişimizle gülmeğe, Kaç yol, ağlamaklı olmuşum geceleri, Asıl, bizim aramızda güzeldir hasret Ve asıl biz bil
Hani dizeler bazen insanları anlatır...Yüreğinin teline dokunur inceden inceye...Ve yüreğine gömdüğün bir acıyı çalmaya başlar...Her notasında,her dizesinde acıların vardır...Düette ise sen...Bu şarkının sonunda ya ufak bir tebessüm ya da gözyaşı olup akar gider yüreğinden duyguların...   İşte bunlardan biri şuan dilimde... '' Küçüğüm,daha çok küçüğüm...İşte,bu yüzden bütün korkularım...''   Soruyorum bende kendime...Acaba bütün korkularım bu yüzden mi diye ? Ama yaş olarak hiçte küçük sayıl
Fırtına öncesi sessizliği andırıyor gözlerin Her an şiddetli bir yağmur yağabilir sanki... Yağmurdan değilde korkum Vuslatı andırırsa ya gözlerin... Depremden az önce ki saniyeleri andıryor sözlerin Her an herşey yerle bir olabir sanki Yıkılmaktan değilde korkum Sensizliği barındırırsa ya sözlerin.. Bir nefes sigara gibi varlığın Her an yanıp kül olabilir sanki Bitip tükenmek değilde korkum Son bir nefes çekemezsem ya varlığından.... Şişedeki rakıyı andırır hasretin Her an içince sa
Öfkem volkan lavlarım güneş boyu, Deniz dediğin de ne bir ufak kuyu, Şu deli yüreğimi söndürmez suyu.. Buzullar tutamaz bu ateşi, Kestim işi koydum başı, Bir oldu beş duyu, hepsi de ateş duyu...   Çıkma önüme koca dağ yıkıl git, Budur benim tufan olup yağdığım vakit, Hangi güç vurabilir bana kilit... Yusuf idim davut oldum, Bulut oldum, barut oldum, Bir oldu beş duyu, hepsi de ateş duyu...   Sildim dünyayı,Kara sevdayı Kuru sevdayı,Koptu deli yüreğim Koptu kıyamet...
Sazlıklardan havalanan,Bir ördek gibi sesin Ürkek,şaşkın karasız görüyorum Ve sen bir gökkuşağı kadar,güzelsin, Rengarenk ve az sonra gidecek,biliyorum. Ve ben yağmurlar altında bir yolcu Islak yorgun tutkulu yürüyorum   Bu ayrılık akşamında,sen sustuğuma bakma, konuşmaya gücüm yok,beni anla. Söyleyemediklerimi,bak gözlerime anla, Herzaman yanımda kal hiç bırakma!!!   Sensiz.Ben Yolumu Bulamam, Haykırmak istiyorum! Konuşamıyorum,konuşamıyorum,konuşamıyorum..   Konuşu
Kendine iyi bak” bir veda degil elveda cümlesidir çogu zaman. O üç kelimeden çok daha fazlasini gizler içinde...     "Kendine iyi bak." Çünkü bundan sonra ben yaninda olmayacagim. Olamayacagim. Istesem de istemesem de. Sevdim bir zamanlar seni, hala seviyorum ve benden sonra da mutlu olmani istiyorum. Olur da bir gün dönersem seni iyi bulmak istiyorum.“     “Kendine iyi bak. Çünkü bundan sonra kendinden baskasi olmayacak yaninda sana bakacak. Ben olmayacagim. Kendine iyi bak ve beni düsü
Kavuşursak biteriz biz Biz mutlu sonlar katiliyiz Kavuşursak biteriz biz Sevgiyle bakan gözleri kör ederiz   Herkesin bildiği bir aşk Herkesin attığı bir imza Herkes gibi değiliz biz Belki biraz serseri, belki biraz deliyiz Ama kavuşursak biteriz biz   Bir kor var içimizde yanan Onu küllendiremeyiz Görüşemeyiz, konuşamayız, şevişemeyiz Bir aşk var bizi biz yapan Kavuşarsak biteriz biz   İki sınır ülkenin dikenli telleriyiz Dokunsak kanar ellerimiz Hiçkimseye söylemez Gizli gi
Bu vatan toprağın kara bağrında Sıra dağlar gibi duranlarındır Bir tarih boyunca onun uğrunda Kendini tarihe verenlerindir   Tutuşup kül olan ocaklarından Şahlanıp, köpüren ırmaklarından Hudutlarda gaza bayraklarından Alnına ışıklar vuranlarındır   Ardına bakmadan yollara düşen Şimşek gibi çakan sel gibi coşan Huduttan hududa yol bulup koşan Cepheden cepheyi soranlarındır   İleri atılıp sellercesine Göğsünden vurulup tam ercesine Bir gül bahçesine girercesine Şu kara toprağa
Karlı bir akşamdı Ankara'da; Son kez elele yürümüştük, Bitmesin istediğimiz yola. Kısacık beraberliğimizin bütün anılarını sığdırmıştık. Yazarsın bana demiştin. Bende yazarım sana sık sık. Ağlıyordum.... Sen görmeyesin diye kaldırmıyordum başımı. Elimi daha sıkı tuttun, Anlıyordun.... Bu ayrılığa dayanmıyordu kalbim, Öğrettiğim çiçek adlarını unutma dedin, Kelebekleri kitap arasında kurutma, Sık sık fotoğraf çektir, yolla bana, Kitaplarım sana emanet, İncitme kimsey
Kan Uykusu Web Sitesi         BİNLERCE ŞEHİT, MİLYARLARCA DOLAR KAYIP…YILLARDIR SÜREGELEN BU SORUNUN ELBETTE, TARİHİ, SİYASİ, SOSYAL, EKONOMİK ONLARCA NEDENİ VAR…BU SORUNLAR YILLARDIR TARTIŞILIYOR. ANCAK “KAN UYKUSU” BU TARTIŞMALARI DEĞİL, HAKKARİ ÖZELİNDE 1993 1995 YILLARI ARASINDA YAŞANANLARI ELE ALIYOR.BİR KOMUTAN VE BİNLERCE MEHMETÇİĞİN DESTANSI MÜCADELESİNİ ONLARIN AĞZINDAN, İLK KEZ YAYINLANAN GÖRÜNTÜLERLE EKRANA GELİYOR.     General Osman Pamukoglu , 1993 - 1995 yillari arasinda
Kal"deseydin kalırdım, demedin oysa... Kuru bir "bitmesin"den başka hiçbir şey demedin. Öyle kuru, Öyle soğuk, Öyle uzaktı ki ondaki anlam!   Bu kadar kolay mıydı her şey? Bu kadar yakınmıydık uçuruma? Savunmayacak mıydık sevgimizi? "Kal" diye haykırmayacak mıydın ardımdan? Düşündüğüm bu değildi... Hayal ettiklerim, beklediklerim başkaydı senden...   Oysa bir anlam olmalıydı yaşadıklarımızda! Paylaşılan duyguların bir anlamı olmalıydı. Yüreğimdeki martıların bir anlamı olmalıydı. B
İstemekle olmuyormuş, İstemek yetmiyormuş... Tozu toprağa katıpta, Deli yare doyulmuyormuş.. Göz görüyor ama gönül seviyormuş, Bir dil yarasında kahroluyormuş, İnsan acısıyla kavruluyor,yoğuruluyormuş... Akşamlar bir tek sözle uykuya dalıyor, Sabahları sessizlikle uyanıyormuş... Aşı,ekmeği ve suyu vefasız yari oluyormuş.. Dil lal olunca gözler konuşuyormuş, Olmasada yanında sevdiği , Yürek hiç durmadan deli gibi çarpıyormuş..   Söylemekle olmuyormuş, Söylemek yetmiyormuş... Ne s
İşte Yine Sana Yazıyorum...   Deli fırtınalardan sonra sığındığım tek limanımsın...Ne kadar yol alsamda bu hayat koşuşturmasında yine sadece sana sığınıyor ve yine sana dertleniyorum...Bazen bir yudum su oluyorsun susuz kalan yüreğime,bazende sıcak bir el oluyorsun saçlarımı okşayan...Tesellilerin en güzelini sende buluyorum...Yalnız geçen gecelerime ortaksın...Uykusuz saatlerimde bir tek sen varsın düşüncelerime ortak...   İşte Yine Sana Yazıyorum...   Yağmurlu bir gecenin ardından yine s
Gittiğin gün, hayat bitti sanmıştım Gittiğin gün, ölümü yaşamıştım Gittiğin gün, zaman durdu sanmıştım Meğerse ben yanılmışım   Öyle uzak, şimdi bana, yaşadığım hatıralar Bir bulanık film / resim sanki, senle dolu dakikalar Bak yinede zaman zaman, düşünürsem gözlerini Her yanımı anlatılmaz yemyeşil bir sızı kaplar   Bence artık, sen sönmüş bir güneşsin Bence artık, sen yankısız bir sessin Bence artık, soluksuz bir nefessin Bence artık, herkes gibisin   İşte hayat, yine
Çıkma Benim Bahtı Karam Gece Yarısı...Yağar Yağmur Rüzgar Söyler Ölüm Şarkısı...   Susss....Sakın...Sakın birşey söyleme... Öylece kal...Öylece kal ki bu büyü bozulmasın... İlk defa korkularından söz ediyorsun... İlk defa...Duyuyor musun ?   Şişşş...Sakın...Sakın vazgeçme... Öylece kal...Öylece kal ki gözlerindeki yağmuru seyredeyim... İlk defa korkmadan ağlıyorsun... İlk defa...Görüyor musun ?   Oysa bu anı ne kadar çok beklemiştim...Bir ömür vermeye değer demiştim... İçimin Gülen
Bilirsin ki burda değilim artık Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ... Gelir benim yüreğimde toplanır, Dağların üstünden sıyrılan duman. Bir yanım mosmordur, bir yanım beyaz, Bir yanım karakış, bir yanım ilk yaz. Can evime bakışların saplanır; -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ...   Ihlamurlar çiçek açtığı zaman; Ne sen gurbetçisin, ne ben sılacı. Senden gayrısına bakmam mümkün mü; Gözlerimi esir alan dağlardan. Kapımı üç defa çalan postacı “Adresinde yok! ” Diye notlar düşe
Saçlarına pütür pütür yapışmış, Gözlerinin rengi ile sıvanmış Bir avuç kuru çiçek topladım. Kırılıp dökülmesinler diye Sevgiyle, özenle tek tek topladım. Yürek fideledim zamana ve mekâna, Hasat vakti geldi yürek topladım. Belli ki bu yıl da vuslat gecikecek Aşıdır, serumdur, besindir her umut, Ey sevgili umudunu diri tut! ... Bedenim hür değil, mühlet ver bana, Er veya geç çıkıp geleceğim sana; -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ...   Mevsimi geçiyormuş, geçsin varsın,
Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana -ıhlamurlar çiçek açtığı zaman.   Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden Bebekler hayta hayta yürümeden Geleceğim diyorum, geleceğim sana Ne olur kesin bir takvim sorma bana -ıhlamurlar çiçek açtığı zaman.   Beklesen de olur, beklemesen de Ben bir g

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.