Zıplanacak içerik
Blog gönderen: Gece Yağmuru - Şurada: Genel
  • Başlık

    228
  • Yorum

    118
  • Görüntü

    264.450

Bu blog hakkında

Vur Şanlı Silahınla Gönül Mülküm Düzelsin...

Bu blogdaki başlıklar

Özlenmez olur mu hiç ? Özleniyor elbet bir çift göz,bir tatlı söz...Geçen zaman içerisindeki özlem dolu yıllar bile özleniyor...Zaman geliyor ve zaman akıp gidiyor,avuçlarının içerisinde tutamadığın zaman bile özleniyor..Özleniyor elbet iyi kötü ne varsa şu hayata dair...Hayat denilen paslı demir bile gün geliyor özleniyor...İçtiğim sigaranın dumanı,kahvemdeki acı kafein ve umuda dair hangi bulut varsa özleniyor elbet...Sevdiğinin göz bebeklerinde olmayı,yüreğinde çarpmayı özlendiğini bilmek bil
Özledim seni.. Ayrılık yüreğimi karıncalandırıyor nicedir.. Beynimi uyuşturuyor özlemin.. Çok sık birlikte olmasak bile, Benimle olduğunu bilmenin, Bunca zaman içimi nasıl ısıttığını, Yeni yeni anlıyorum... Yokluğun, Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sızı olmaktan çıkıp, Mütemadiyen bir boşluğa.. Sabahlara saçlarını okşayarak başlamaları Akşamları her işi bir kenara koyup Seninle başbaşa kalmaları özlüyorum... Nasılda serttin başkalarına karşı beni savunurken; Ve ne kadar yumuşak
Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak, yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider. Şakaklarıma kar mı yağdı ne? Benim mi Allahım bu çizgili yüz? Ya gözler altındaki mor halkalar? Neden böyle düşman görünüyorsunuz; Yıllar yılı dost bildiğim aynalar? Zamanla nasıl değişiyor insan! Hangi resmime baksam ben değilim: Nerde o günler, o şevk, o heyecan? Bu güler yüzlü adam ben değilim Yalandır kaygısız olduğum yal
Boşlukta çarpışıp yankılanan sesim, Sana hiç mi gelmez ki duymazsın... Giderken parçalayıpda kanattığın yüreğim, Yüreğini hiç acıtmazmı ki derman olmazsın... Itırlı bir bahar sabahında sevdim seni, Şimdi yağmurlar yağıyor göz bebeklerime... Benim sevdam dillere destan oldu, Fermanım sana gelmezmi ki dönmezsin... Bir acı hayattır ömrümün son demi, Biliyorum gelsende bir gelmesende, Gönül özlüyor başka birşey değil... Gözlerim görmek istiyor gülen gözlerini, Gem vuramıyorumki sensizliğ
Yakar bu sevda ateşi sönmek bilmeyen yüreğimi, Unutulmaya yüz tutmuş şehirde .. Her söz her göz bir ok gibi saplanır, Saplanırda kimseler görmez derinden akan, Durmak bilmeyen kanı... Biz ki sevdayı en derinden yaşadık, Belki çocuk masumluğunda, Belkide iblisin gölgesinde... Bir tutam umutla doyurduk karnımızı, Aç kalmasın diye yüreklerimiz... Adına yaşamak dedik... Yaşamak ama saygınlığın en üst seviyesinde... Çizgilerimizi hiç aşmadık, Sınırlarımızı bildik, Haram de
Acep Ölüm Ayrılıktan Beter mi Sevdiğim...   Bir gün gelir de bırakırsam seni bu yollar da Tek başına,sancılı ve şiirlerimle başbaşa Benim için dua et... Bir gün gelir de hayasız akşamlar da Adını koyamadığın sevdalara dalarsan Beni hatırla... Bir gün gelir de ellerimin yerini yad eller alırda Gözlerimin yerine hüzün çiçeği sararsa Hasret türkümün yerini bir ölüm türküsü alırsa Benim için ağla... Bir gün gelir de sonu gelmeyen uzak yollardan Bir daha geri dönemezsem Bir daha sana
Sela veriliyor uzak camilerden birinde Bilsen ne güzel bir sesle okuyor hoca minarede Sela bitiyor isim veriliyor akabininde Allah rahmet eylesin diyor titreyen bir sesle... Bir kalabalık var sanki mahşer yeri Musalla taşında bekleyen hala canlı sanki Dökülüyor sıcak sular başından aşağı Gözlerinden akan su değil kan sanki... Beyaz kefen hazır, bir gelinlik edasında.. Sarıp sarmalıyorlar ... Ardından tabuta yerleştiryorlar Kapak kapanınca yürekteki ateş alevleniyor Cami avlusuna geli
Ben böyle olsun istememiştim Ya sana çok yakın, Ya senden çok uzak olmalıydım. Aramızda aşılmaz engeller olsun istiyordum: Büyük dağlar, derin denizler olsun istiyordum. Sana gelmeye gücüm yetmemeliydi; Çaresizliğimin tüm hıncını mesafelere yüklemeliydim. Dağda yanan bir çoban ateşi gibi, Gökte bir yıldız gibi, Seni görmeli Seni yaşamalı Ve senden çok uzaklarda olmalıydım. Biliyorum güzelliğin yeraltı nehirlerinde benzer, Biliyorum bir sır gibi güzelsin. Hani anlatılmaz duygular va
Giderken bıraktığım asmalar üzüm olmuş Yerlerde bütün kollar bütün bağlar bozulmuş Ben mi geç kaldım yoksa mevsimler mi soğumuş? Görmeyeli buralara olanlar olmuş, olanlar olmuş Olanlar olmuş, olanlar olmuş   Giderken bıraktığım gökyüzü toprak olmuş Yıldızlar çakıltaşı güneş bir yaprak olmuş Ben mi yaşlandım yoksa dünya mı altüst olmuş? Ben gideli buralara olanlar olmuş, olanlar olmuş Olanlar olmuş, olanlar olmuş   Giderken bıraktığım gülüşler bakış olmuş Kahkahalar burala
Gelmiş geçmiş en güzel aşk şiirlerini bir araya getirsem tozlu rafların arasından...En mükemmel aşk mektuplarının arşivini sersem yüreğinin ortasına...Ne sana olan sevgimi anlatabilir ne de sana olan özlemimi ifade edebilir...   Bu gece, uykumdan uyanıp delice...Sana ağladım...Sessizliği dinlerken gecenin koynunda eski tahta sandığı açtım...Genzimi yaktı tüm hatıraların...Mektuplar sararmış...Çiçekler dalından kopmuş...   Gittiğin günden bu yana açmaya cesaret edemediğim bu eski tahta sandığ
Görünen o ki sende değerim kalmamış, Zaten hiç yoktu ya, neyse.. Senin değerinde bende yerle bir olmuş, Anlamazsın ya , neyse... Kuru bir gürültünün peşinde savrulmuş, Anlamsız sevdanın yolunda kahrolmuşum ya, neyse... Hatır , gönül nedir bilmek Hiç işine gelmemiş, Bir tek kelamına aldanmışım ya, neyse... Güzel söz,bir çift göz senin için yalanmış, Bense sevda yollarında yaya kalmışım ya, neyse... Aşk , sevgi bir günde değişirmiş, Değişmeyen sevgiliyi aramışım sende ya, neyse... Bin
Yakar sevdan buhran geceleri Günah yazmış kader Bakarda görmez gözlerim gözlerindeki nemi.. Ölüm var… Say bu geceyi hicran günlere Bırak… biraz daha göreyim Ne olur sende gitme..   Gözlerim kapamıcam bu gece Bilmezsin sen..aşkından arta kalan rüyalarım Ben hiç uyumadım senden önce Olur ya belki bırakır gidersin diye Her sabah akşamdan kalma bir umuda gözlerimi açtım Sen bilmezsin anlatamadım Bende esir hala rüyaların Düşler yetmez yasaklım Ne olur gitme Gözlerimi kapamıcam bu g
Sen bu satırları okurken ben cok uzaklarda olacağım... Böyle başlardı bütün bildiğimiz mektuplar, Biliyormusun? Bu ikimizin hikayesi, Şu anda nerdesin, ne yapmaktasın; Bildiğim yerlerdemisin yoksa hiç görmediğim bir evin penceresinde mi, Sevdiklerin özlemi sardımı nicedir kalbini, Pişman mısın başlamadıkların için, iç cekiyorsundur şimdi Düşünüpte yazmadığın yazıpta yollamadığın mektupları saklıyormusun hala, Kafanda hep aynı cümle biliyorum ne olacak halim, Ah, biriktirdiğimiz
Nazlı Bebeğim Benim...   Gül yüzüne hüzün bulutları hiç uğramasın... Elimden gelse yeryüzündeki tüm acıları silerdim sırf sen hüzün nedir bilme diye...   Her gece sen güzel rüyalar gör diye anlattığım masallardaki prensesim aslında sendin Gül Yüzlüm...   Sensiz geçen her anımda yüreğimde tarifsiz bir sızı,acı,korku var...   Sen benim Nazlı Bebeğimsin Ela Gözlüm...   Rabbime şükürler olsun ki seni bize gönderdi...
Yediyordu Elif kağnısını Kara geceden geceden Sanki Elif Elif uzuyordu inceliyordu Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar İnliyordu dağın ardı yasla Herbir heceden heceden...   Mustafa Kemal'in Kağnısı derdi kağnısına Mermi taşırdı öteye, dağ taş aşardı Çabuk giderdi, çok götürürdü Elifcik Nam salmıştı asker içinde Bu kez herkesten evvel almıştı yükünü Doğrulmuştu yola, önceden önceden...   Öküzleriyle kardeş gibiydi Elif, Yemezdi, içmezdi, yemeden içmeden onlar Kocaba
Başka bir aşk istemez, aşkınla çarpar kalbimiz, Ey Vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz. Gül ki sen, neş'enle gülsün ay, toprak, deniz. Ey Vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz.   Bir güneştin bir zamanlar, aya kadar kaldındı dün, Dün bir ay'dın, sislenen boşlukta yıldızsın bu gün; Benzin uçmuş bak, ne rüya'dır, bu akşam gördügün? Ey Vatan gözyaşlarin dinsin, yetiştik çünkü biz.   Beklesin Türkoğlu'nun azminde kuvvet bulmayan, Sel durur, yangın söner elbette bir gün Ey
Eski bir tarih kitabının sayfalarından çaldım seni, Usulca ve sesizce okudum... Derinlerde bir hüzün satırı buldum, Ve hiç kimseye göstermeden akıttım gözyaşlarımı... Okudukça anladığım,anladıkça paylaştığım, Paylaşmaktan sakındığım bir hikayeydi bu... Gökkuşağının ipiyle salıncak yapıp, Düşler ülkesinde gökyüzüne varana kadar, Seni sorunsuzca yüceltmek istedim... Belki yosun kokan ırmaklarda sandal yapıp, Seni mavinin derinliğine indirmek istedim... Gül fideleri dikmeliydim, toprak k

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.