Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

modernkaşif

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    1
  • Katılım

  • Son Ziyaret

modernkaşif - Başarıları

Acemi

Acemi (1/14)

  • İlk İleti
  • İçerik Başlatan
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. Söz: O davudî sesten dinlediğim şiirler, ilâhi bir titreme bırakırdı kalbimde çok zaman...Nijat Ayvaz NEDRET SELÇUKER ÜSTADA VEDA… Hayatın bir su misali akıp giden yanına duyarsız kalamıyoruz. Zamanın en kabullenemediğimiz tarafı, yaş almak ve bu yaş almayla birlikte en sevdiklerimizin birer birer göz önünden kaybolup sonsuzluğa gitmeleri. Ölüm herkesin kapısını çaldığında mutlu açmak gerek o kapıyı. Nedret Selçuker, biliyorum ki, Yaşamı büyük bir coşkuyla kucakladığı gibi, ölümü de öyle kucaklayan bir gerçek insandı. İstanbul'a okumaya gittiğim yıllarımın başlarında bana aile duyarlılığıyla yaklaşan bir aileydi Selçuker'ler. Bir babanın evlada vasiyeti gibiydi daha o ilk günlerde Türkçe'yi önemseyişi ve konuşmamı düzeltme çabaları. Her zaman söylerim, hayatta en büyük şans karşınıza çıkacak iyi ve doğru insanlardır diye. Hamdolsun ki, benim karşıma çıkan iyi ve doğru insanlardan biriydi Selçuker çifti. Yılların deneyimini TRT 2 'de çalıştığımız onca yıl boyunca sıkmadan sindire sindire aktarışını unutmayacağım. Yaptığımız uzun sohbetler ve tabiî ki o meşhur unutulmaz Selma Selçuker'in hazırladığı muhteşem kahvaltı sohbetlerinde ne güzel günler geçirdik senle Nedret baba… Benim toyluk zamanlarımda Gazeteci kimliğinden aldığım feyzler ve nasihatler bugün dimdik ayakta Nijat olarak duymamda en büyük yardımcımdır. TRT2 de "Bir Şiirdir Yaşamak" programında asistanlığını yaptığım günlerde şiirle derin ve içten bir bağ kurmamı ve dahası Türkiye'mizin güzide bir çok sanatçısıyla yakın dostluklar kurmamı sağlayan hep Nedret Baba'dır. Şiiri sevmem de, Şiir yazmam da büyük katkıları olmuştur. Birlikte çalıştığımız o yıllar boyunca Şairlerle olan dostlukları hayatın görünmeyen bir diğer tarafını da görmemi sağladı. Duyguların, dostluk paylaşımlarının ne kadar önemli olduğunu hep kendisinden öğrendim. Eğer bugün şiir yazıyorsam, şarkı sözü yazıyorsam hep onun sayesindedir. Hiç unutmuyorum bir gün telefon etti. "Nijat'çım bugün rahatsızım bir iş var onu sen yapabilirsin, Adres şu gidip o işin üstesinden geliver hadi" dedi ama işin niteliğinden söz etmedi. Ben verilen adrese gittim, bir ödül töreni sunuculuk göreviydi. Yetkililere sordum neler takdim edilecek, kimler katılacak. Aldığım cevap bende soğuk duş etkisi yapmıştı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve değerli hanımefendi katılacaklardı ödül törenine. Daha önce TV 'den gördüğüm Cumhurbaşkanımızla karşılaşıp onu takdim etmek hem de ilk sunuculuk deneyimimde heyecanımı varın siz tahmin edin. Başarıyla geçen bu ilk sunuculuğumdan daima gülerek ve tatlılıkla söz ettik hep. Nedret baba öğretmek istediğini size çaktırmadan anlatan ve öğreten bir üsluba sahip biriydi. O günkü bu sunuculuk deneyimimden öğrendiğim bir şey var ki, Öğrenmenin ve öğretmenin ne kadar önemli şeyler olduğudur. Haftanın belli sabahları kahvaltıya giderdim evlerine, her gün alınan bir çok gazeteye önce bir göz at bakalım derdi. Sence hangi haber öne çıkmalı diye sorar ve öyle başlardı hem hayat dersleri hem gazetecilik dersleri. SU MEKTUPLARI, Unutamadığım öyle güzel anılar var ki geçmişte yaşadığımız. Hemen aklıma gelen birini sizlerle paylaşayım. Evlerine sık gittiğimden Selma Annem, bir oraya bir buraya koştururdu evin içinde. Ama bu tatlı koşturmacanın nedenini Nedret Babam sessizce fısıldardı kulağıma, Selma gene bir su mektubumun peşinden koşturuyor der ve gülerdi. Neydi bu su mektupları, yıllardır hiç bitmeyen bir aşkın her gün nasıl yaşandığının kanıtıydı bana göre bu mektuplar. Sabah erkenden kalkar, Selma Annenin başucuna bir not bırakır, "Meleğim, sana aşkımı anlattım dizelerle, merak ediyorsan devamı falanca yerde."diye serüven başlardı tabi… Ve daha bir çok iki özel insanın bir hayatı nasıl sırtlanıp taşıdıklarına dair özel anılar. Gece Kaçkını isimli ikinci şiir kitabıma yazdığı önsözde belirttiği "Şiir seni sevmiş" Cümlesindeki gibi bende sizleri çok sevdim Selçuker çifti. Yüreğimde öylesine güzel bir yerdeki Nedret Babam. Onun için diyebileceğim tek şey hakkını helal et Baba. Allah sabır versin Selma annem. Hayatın içinde insan olmanın nasıl bir şey olduğunu gördüğüm adam gibi adam tabirinin yakıştığı kişi sendin. Beni bana armağan eden özel insana saygılarımla… ALLAH CENNETİYLE NURLANDIRSIN SENİ. NE DEDİLER... Ne diyeyim bilmem ki... Onu herkes tanıyor... Sokaktaki adama, mikrofonu sevdiren adam... Kulakları okayan sesiyle, başlıbaşına bir sinemayı oynar gibi canlı, renkli, hareketli... içinde keder de var neşe de... Yürekten geliyor... Anlatılması güç... En iyisi dinlemeli onu...» İZZET GÜNAY «- Mikrofonda şiiri sevdirmek zor iştir. Doğrusunu söyliyeyim mi? Çok genç yaşına rağmen bu işi şimdi genç yazar arkadaşım Nedret Selçuker başarıyla sürdürmektedir.» PEYAMİ SAFA 1959 Nisan «- Sizi çok takdir ediyorum... şiire ayrı bir anlam veriyorsunuz.» MÜZEYYEN SENAR (Ses Sanatçısı) «- Türk diline , güzel Türkçesiyle, gerçek değerini kazandıran spiker ve sanatçılardan biri de Selçuker'dir... şiir sunma sanatının gerçek ustalarından biri...» ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN (Şair) «- Benim Marya şiirimi, örencilerimin neden, daha da fazla sevdiklerini,MARYA'yı Selçuker'in sesinden dinledikten sonra iftiharla belirtmek isterim...» BEKİR SITKI ERDOĞAN (Şair - Öğretmen) Nedret SELÇUKER kimdir? Nedret Selçuker, 1938 yılında Bursa'da doğdu. Üsküdar Paşakapısı Ortaokulu ve Cağaloğlu İstanbul Erkek Lisesi'ni bitiren Selçuker, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden mezun oldu.Gazetecilik, ardından İstanbul Radyosu'nda spikerlik yapan selçuker, duru Türkçesi ve okuduğu şiirlerle dinleyicilerin beğenisini topladı.Necdet Selçuker, dönemin Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol'un önerisi üzerine öğretmenlere diksiyon dersi verdi.Yunus Emre şiirlerini de seslendiren Selçuker, ekranların ve mikrofonların "altın sesi" unvanıyla anılıyordu.Nedret Selçuker'e, Türk sanatına yaptığı değerli hizmet ve sanatçı kişiliği dolayısıyla, dönemin Kültür Bakanı İstemihan Talay'ın teklifi ve dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in onayıyla "Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı" unvanı verildi. Selçuker, radyo TV alanında bu unvanı alan ilk isim oldu. NOT: Bu yazı Ekim 2008'de "AVRUPA" gazetesinde Nijat AYVAZ tarafından kaleme alınmıştır...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.