Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 25 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 25 Mart , 2007 APOKALİPTO... (Ölen bir kültürde bile bir yaşam umudu olduğunu gösteriyor. Her sona eriş aynı zamanda yeni bir başlangıçtır...) ÇÖKEN BİR UYGARLIK Apocalypto'daki kötülerle George W. Bush hükümeti arasında paralellik kuran yönetmen gerçekliği hedefleyerek öykünün evrenselliğini, çöken bir uygarlığın son ana dek korkusuz kalışını işliyor. "Jaguar Paw, ölen bir kültürde bile bir yaşam umudu olduğunu gösteriyor. Her sona eriş aynı zamanda yeni bir başlangıçtır" diyen Gibson, Maya döneminde bile insan mükemmel değildi diyor: "Bugün bile mükemmel değilim. On beşimdeyken biri beni hamlıkla suçlamıştı. Tamamlanmamak bence günahtır, alçalmadır. Jaguar Paw işte bunu duyumsuyor. Apocalypto, Bush'un Irak'ta insan kurban etmesinin bir izdüşümü". Elli milyon dolar bütçeli, Meksikalı profesyonel ve amatör oyuncularla çekilen filmin insan kurban etmenin hâlâ tartışıldığı Meksika'da milliyetçi kesimin saldırısına uğrayacağını belirten oyuncusu Mayra Serbulo 'ya ise Gibson'ın yanıtı şöyle: "Vatandaşlarının çoğunun artık ayrımında olmadığı yerel kültürleriyle ilgili bir film yaptım, bundan ötürü bana saldırırlarsa çok şaşarım doğrusu. Apocalypto'yla benim değirim artıyor." Elli bir yaşındaki Mel Gibson mükemmeliyete erdi mi, eksiksiz bir adam olabildi mi? Çekimden sonra piramitlerin dekorlarını yerel halka verdi, su altında kalan Chiapas'taki köy evlerinin inşaasına yardım etti. İçinde barındırdığı ikilemlere karşın onun ezilenlerden yana olduğu pek de tartışılamaz... Kişisel yorumum... Mel Gibson'un sürekliyici, mükemmel bir eseri bence ve elinden tarihi bir şölen izlemek istiyorsanız mutlaka bu filme gitmeye çalışın derim... Etkileyici, sürükleyici, efektsel, ve müziksel zenginlikte bir öykü ve tarihi motiflerle süslü inanılmaz bir yapım... Mutlaka görün... Çok şey kazanacaksınız... Birkaç sahne... Alıntı
Admin ™ Admin Gönderi tarihi: 26 Mart , 2007 Admin Gönderi tarihi: 26 Mart , 2007 Filmi henüz izlemedim ama filmin konusu hakkında bir çok kritik okudum ve filmin konusunun üzerine kurulduğu Mayaları biraz filmi seyretmeden önce tanımak için yaptığım araştırmada Wikipedia da çok güzel bilgiler buldum... Sizinle paylaşmak istedim::: Mayalar, M.Ö 300 M.S 1500 yılları arasında hüküm süren medeniyet. M.Ö 600 dolaylarında yükselişe geçti ve Milat'tan kent devletlerinin çoğunun siyasi kargaşalar sonucunda çöktüğü MS 900'e dek, günümüzde Orta Amerika ve Meksika sınırları içinde kalan geniş bir alana hükmetti. M.S. 600 - 800 yılları arasındaki Post-Klasik dönem ve sonraki birkaç yüzyıl dünyadaki en önemli sanat eserlerinden bazılarını üretmişlerdir. Fakat hala tam olarak anlaşılamayan bazı sebeplerden dolayı, Maya Uygarlığı çökmüş ve kabile, kentlerini terk etmek zorunda kalmıştır. Bugün Meksika diğer yerlerdeki Mayalar dağlarda yaşar, 4000 yıl önceki ataları gibi. Maya Pramitleri Köken ve Tarih Mu Uygarlığı nın ilk kolonilerinden birisi olduğu sanılan Meksika'nın güneyi, Honduras , Guatemala ve Belize'nin kuzeyindeki coğrafyada yaşamış olan eski bir uygarlıktır. Yukatan'da Mu Kıtası anisina inşa edilmiş Uxmal Tapınağındaki Yazıtlar yaklasik 12.000 yıllıktır. Bu tapınakta Geldiğimiz yer olan Batı ülkelerinin anısını korumak için inşa edilmiştir, diye kabartma yazılar bulunmaktadır. Jeolog - arkeolog James Churchward 'ın ve özellikle Dr. William Niven 'in (1921-1923 yıllarında Meksika'da ortaya çıkardığı tabletler) yaptıkları araştırmalar Mayalar'ın tarihlendirilebilen ilk MU kolonisi olduğunu göstermektedir.Ne zaman kurulduğu hakkında kesin bir tarih bulunamamasına rağmen Doğu yönünde ilk kolonilerin, bugün Kuzey ya da Orta Amerika'nın Batı sahilleri olarak bilinen coğrafyaya yerleştiklerini göstermektedir.Mısır'daki Nil deltasında yerleşmiş olan 'Maya Kolonisinin yaklaşık 16. 000 yıl önce kurulduğunu belirtmektedirler. Dayanıksız malzemelere yazılmış olduğu düşünülen bütün edebiyat metinleri arasında, bugün , incelemeye elverişli sadece birkaç örnek var. Bunların da en iyi bilinenleri, William Niven'in Meksiko City yakınlarında bulduğu 2600 adet tablet arşivi içinde bulunan tabletlerden birinin üzerinde çok özel bir işleme bulunmaktaydı. Bu, yüz bin yılı aşkın süredir Kutsal Dörtlü olarak bilinen simgesel bir figürdü. Bu büyük Kutsal Dörtlülere, eskiler birçok farklı isim vermişler ve bu figürler insanlığın dinsel anlayışlarında hep önemli bir yer tutmuştur. Bu dört Maya yazmasının yer aldığı Popol Vuh ile Maya efsane, kehanet ve tarihinin kaydedildiği Chilam Balam Kitapları. Popol Vuh uzun yıllar gizli tutuldu. Chichicastenango'da (Guatemala) Peder Francisco Ximénez 1702'de metni buldu ve bir kopyasını çıkardı. İspanyolca çevirisini kaleme aldı. Özgün K'iche' metni günümüzde hâlâ kayıp; ama rahibin çıkardığı kopya ve hazırladığı çeviri Şikago'daki Newberry Kütüphanesi'nde bulunuyor. İspanyollar 1500'lerde Orta Amerika'ya girince, Mayalara ait çok sayıda hiyeroglif yazısını yok ettiler. Mayalar Latin harflerini öğrendikten sonra, eski eserlerden bazılarını bu alfabeyle yazdılar. Maya dili Bu dil, eski Mısır dili ve modern Japonca da olduğu gibi kelimeleri ve fikirleri belirten ideogramların ve sesleri belirten fonetik sembollerin bir karışımından oluşmuştur. Dil uzmanları tarafından ancak dörtte biri çözülebilmiş, yaklaşık 800 hiyeroglif işaret kullanmışlardır. Bugün, günlerin isimleri, aylar, tanrılar, rakamlar, renkler ve pusula yönleri rahatlıkla okunabilmektedir. Yönetim Bilimsel ve dini literatürleri ve bilgileri son derece ileri, askeri ve dini liderler olan Kral tarafından yönetiliyorlardı. Yöneticilerin ve çevrelerindeki asillerin altında göreli olarak daha küçük bir uzman zanaatkar grubu bulunmaktaydı. Bunlardan sonra da kalabalık bir sıradan çiftçiler grubu geliyordu. Yaşamsal gereçler haricinde pek fazla kişisel mala sahip değillerdi. Mısır ve diğer mahsulleri yetiştirmek için basit tarım araçları kullanırlar, bununla beraber toprağın verimliliğini sağlamak amacıyla, tuhaf ve acı verici majik ayinler düzenlenmesi gerektiğine inanırlardı. Bu majik nitelikli ayinler, doğayla barış yapmak adına harikulade süslü ve gösterişli giysileriyle rahipler ve kabile liderleri tarafından yürütülürdü. Maya kabilesi hiyerarşik bir toplumdu. Kanun adamları da köylüler de yerlerini bilirlerdi. Sosyal hayat Yazıtlardan, kentlerin, yaşamak için değil dinsel ayinler, özel durumlar ve çalışmalar için yapıldığı anlaşılmaktadır. Tipik bir Maya ailesi kahvaltıda sıcak çukulata, yeterince zengin degillerse haşlanmış mısır ve şeker kamışı yiyorlardı. Atole denilen bir içkileri vardı. Genelde evler tek odal ve çamur sıvalydı. Büyük olasılıkla gün içinde mısır, bezelye, tavşan ve hindi diger yiyecekleri arasındaydı. Hasat mevsimi erkekler tarlalarda çalışırken, kadınlar evde yemek pişiriyorlardı. Günün sonunda tüm aile evde toplanıyor ve evin reisi küçük bir dini ayinle atalara dua ediyordu. Zamanlarını sadece tarımla geçirmiyorlar, piramitler ve tapınaklar inşaatında çalışıyorlardı. Genelde dügün törenlerine, kutlamalara, astrolojik ve takvimsel çalışmalara katılıyorlardı. Böyle zamanlarda kral kurbanlar kesiyor ve top oyunları düzenliyordu. Alıntı
Admin ™ Admin Gönderi tarihi: 26 Mart , 2007 Admin Gönderi tarihi: 26 Mart , 2007 Din Kurban edilmiş bir bakireMayalar'ın ve onların devamı niteliğinde olan Aztek ve İnka'lar çok üstün seviyeli dinsel bilgilere sahiptiler. Tek tanrı inancındaki eski Mu Güneş Dinine bağlı bir topluluktular. Bugün, genellikle Meksika ve Guatemala’da yaşayan yaklaşık 2 milyon Maya Yerlisi vardır. Çoğu çiftçidir. Hemen hepsi Katolik olmakla birlikte, inançları geleneksel Maya dininden çok etkilenmiştir; yağmur ve [bereket]] için putperest ayinler düzenlerler. Kayıp Şehir Fransız bilim adamı Dr. Augustus Le Plongeon Maya İmparatorluğu'nun kayıp şehirlerini fotoğraflayan ilk kişi oldu.Arkeolog Le Plengeon'un Kutsal Sırlar Mabedi dediği Yukatan'daki Uxmal Mabedi'nde James Churchward'ın İnsanlığın İlk Dini Diyagramı dediği MU kozmogonik diyagramı bulunmuştur. Bu diyagramda merkezdeki dairenin Güneş'in, Ra'nın ve Tanrı'nın kolektif simgesi olduğu belirtilmektedir. Bilim ve Sanat Mayalar'a göre yeryüzünde meydana gelen en önemli değişimlerden biri de eksen açısıyla ilgiliydi. Günümüz bilimsel bulguları Mayalar'ın bu bilgisiyle tam anlamıyla örtüşmüş durumdadır. Maya yılı her biri 20 günlük 18 aydan oluşuyordu. Ayrıca haab adı verilen 5 ekstra gün daha vardı. 360 günlük periyoda tun deniyordu ve bu periyot, takvimin temelini oluştururdu. Mayaların 584 gün olarak buldukları Venüs yılı, bugünkü hesaplara göre 583.92 gündür Mayalar özellikle astronomi, mimarlık, matematik, heykel ve [hiyeroglif]] yazı gibi birçok alanda ilerlemişlerdi.Çok karmaşık bir takvim sistemleri vardı.El sanatlarında da ileriydiler, güzel boyaBir çeşit güneş dinine inanırlardı. Bu din, insan kurban etmek gibi dünya tarihindeki en vahşi uygulamaları barındırıyordu. Çok başarılı takvim hesaplamaları, piramitleri, altın işlemedeki başarıları inceleyenleri hayrete düşürmüştür. Nasıl yok oldukları dahil olmak üzere, pek çok gizem barındırılar. Mimari Mayalar ters çatı kemeri [Kimmerler] tarafından yapılan ve Camdodia'da Ankgkor'da bulunan dirsekli kum taşı kemerlere benzemektedir) güçlü bir kireç harcı ile yapılandırılmışlardır. Bu tip l. Ve 12. yüzyıllar arasında yapılan Maya binalarında görülebilmektedir.Büyük boyutlu yapılar binalar inşaa etmişlerdir.En büyük boyutlu binalar Yucatan'ın en büyük şehri Uxmal'dadır. Quirirgua yazıtından detay,Maya,Guatemala Quirirgua monoliti,Maya,Guatemala Palenk piramidi (Maya,Meksika) Bonampak piramidi(Maya,Meksika) Adı Aztekler'de Kuetzalkoatl, Mayalar'da Kukul-kan olan ilah tüylü yılan Maya, Kolombiya Palenk "arslan tableti" Bilimsel Belgeler 1.Yukatan'da hazırlanmış eski bir Maya kitabı olan 'Troano El Yazması, bugün British Museum'da bulunmaktadır. 2.Troano El Yazmasıyla ayni yaşta olan bir baska Maya kitabı 'Cortesianus Kodeksi'dir. Madrid Ulusal Müzesinde bulunmaktadir. 3.Paul Schlieman tarafindan Tibet'te bir Budist tapınağında bulunan 'Lhasan Belgesi 4.Yukatan'da Mu Kıtası anısına inşa edilmiş [uxmal Tapınağı]]ndaki Yazitlar yaklasik 12.000 yıllıktır. Bu tapınakta 'Geldigimiz yer olan Bati ülkelerinin anisini korumak için insa edilmistir,' diye kabartma yazilar bulunmaktadir. 5.Meksiko sehrinin 96 km güneybatisinda yer alan 'Xochicalo Piramiti Yazıtları'. Bu piramit, üzerindeki kabartma yazılara göre Batı ülkelerinin yıkımının anısına inşa edilmiştir. 6.Dr. Niven'in Alaska'da buldugu Mu kıtası sembolleriyle islenmiş bir totempol. 7.Eflatun'un Timeus ve Critias adlı eserinde batık kıtaya dair şu sözler geçer: 'Mu ülkesinde 10 halk vardı.' Bir zamanlar muazzam piramitler inşa edip, yıldızlar ve gezegenler üzerine çalışma yaptıkları bölgenin büyük bir kısmı şu anda ormanın ve toprağın derinliklerinde yatmaktadır. Alıntı
Φ karçiçeği_m Gönderi tarihi: 26 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 26 Mart , 2007 Mideniz sağlamsa bi filmi izeyin diye bi yorum okmuştum ve gidip gitmemekte kararsızdım ..Sevgili Dipnotun yorumundan sonra bugün filme gitmeye karar verdim...bakalım gerçektende güzelmiymiş... sevgiler Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 26 Mart , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 26 Mart , 2007 Filmi henüz izlemedim ama filmin konusu hakkında bir çok kritik okudum ve filmin konusunun üzerine kurulduğu Mayaları biraz filmi seyretmeden önce tanımak için yaptığım araştırmada Wikipedia da çok güzel bilgiler buldum... Sizinle paylaşmak istedim::: Sevgili Admin vermiş olduğunuz bilgiler için çok teşekkür ederim... Mideniz sağlamsa bi filmi izeyin diye bi yorum okmuştum ve gidip gitmemekte kararsızdım ..Sevgili Dipnotun yorumundan sonra bugün filme gitmeye karar verdim...bakalım gerçektende güzelmiymiş...sevgiler Sevgili HaYaT... Emin ol filmden çok keyif alacaksınız ve çok şey bulacaksınız... Hayrıca yukarıda admininde belirttiği gibi zengin bir tarihe ışık tutabilecek inanılmaz bir film... Hayrıca o günlerin inanılmaz güzelliklerine sömürgeleşen dünya ile nasıl baltalandığını ve vahşete dönüştüğünü göreceksiniz... Diğer taraftan günümüze baktığımızda aslında bu vahşetin yerini modern vahşetin da hala hakimiyetini sürdürdüğüne dem vuracaksınız... Ben şahsen gidecek olmanızdan dolayı çok mutlu olmakla birlikte, filmi gördükten sonraki görüş ve eleştirilerinizi de sabırsızlıkla bekliyor olacağım... İyi seyirler.. Alıntı
Φ karçiçeği_m Gönderi tarihi: 27 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 27 Mart , 2007 Evet nihayet izledim.Gerçektende son günlerde izlediğim müthiş keyif aldığım soluğumu tutarak izlediğim enfes bir filmdi Apokalipto......patlamış mısırımı bile yiyemedim sahneleri kaçırmamak için Cennetten cehenneme yolculuğa çıkıyorsunuz sanki ... ilk başından sonuna kadar heyecan dolu sürükleyici bazen mide bulandırıcı(ki bu yorumu yapan haklıymış mayaların tanrıya kurban ettiği insanların kalplerinin ve kellelerinin koparılışı *********ti)ve sonuç olarakta Sevgili Dipnotun dediği gibi Mel Gibsonun şahaserler yarattığı bir film olmuş(yönetmenliğiyle tabiki )Hazreti İsanın Çilesi filmini görenlere şunu diyebilirim Apokalipto ordaki işkence sahnelerine on basar....kaldırabilen kaçırmasın derim... Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 27 Mart , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 27 Mart , 2007 Evet nihayet izledim.Gerçektende son günlerde izlediğim müthiş keyif aldığım soluğumu tutarak izlediğim enfes bir filmdi Apokalipto......patlamış mısırımı bile yiyemedim sahneleri kaçırmamak için Cennetten cehenneme yolculuğa çıkıyorsunuz sanki ... ilk başından sonuna kadar heyecan dolu sürükleyici bazen mide bulandırıcı(ki bu yorumu yapan haklıymış mayaların tanrıya kurban ettiği insanların kalplerinin ve kellelerinin koparılışı *********ti)ve sonuç olarakta Sevgili Dipnotun dediği gibi Mel Gibsonun şahaserler yarattığı bir film olmuş(yönetmenliğiyle tabiki )Hazreti İsanın Çilesi filmini görenlere şunu diyebilirim Apokalipto ordaki işkence sahnelerine on basar....kaldırabilen kaçırmasın derim... Filmi beğenmiş olmanıza çok sevindim sevgili HaYaT... Hayrıca düşünce ve yorumlarınıza da teşekkürler.... Sevgiler... Alıntı
Admin ™ Admin Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2007 Admin Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2007 Sonunda filmi izledim nedense benim için holywood yerel kültürlere bulaşan bir yara gibi görünür filmlerde neden böyle söyledim: Jaguar Paw'ın kaçış ve kendi ve atalarının ormanının efendisi olmasını anlatan bölüm çok uzun ve RAMBO filmlerinden esinlenmiş görüntülerle dolu. Özellikle zehirli kurbağadan yapılmış oklar ve daha birçok sahne. Hoşlanmadığım tarafını söyledikten sonra gelelim filme: Bu uygarlık belkide insanoğlunun gördüğü en kanlı uygarlıklardan birisi olduğunu size anlatıyor ama aslında Mayaların bu bölümünü okursanız anlatılandan daha kanlı olduğunuda anlarsınız. Film bu açıdan gerçek olduğu için kanlı çekildiğini belirten kritikler pek doğru değil. Yerel oyuncularla yapılan bir sinema epiği diyebiliriz. Filmin kurgusu size 1500-1600 insanın değer yargılarını anlatırken filmin sonunda size daha büyük problemin haberini vermeside enteresan. Bir kültürün kendi kendinimi yoksa içinden çıkılmaz bir yok etme, değiştirme ve sahip olma güdüsünü anlatan bir sahteliğin habercisimi. Filmin en başındaki alıntı sözde size ilginç bir bakış açısı veriyor 'A great civilization is not conquered from without until it has destroyed itself from within.' Ariel Durant (Rusya doğumlu amerikalı yazar) Kaçırmayın size çok şey anlatacak bir film ayrıca Mayalar üzerine o kadar çok şey öğreneceksinizki şaşırıp kalmamak mümkün değil... Filmin en etkileyici sahnesi ise hasta küçük kızın esir götüren askerlere verdiği küçük konuşma (gelecekle ilgili kehanette bulunması) diyebilirim. Kızın gözlerindeki o anı yakalamak heralde Mel Gibson'ın yakaladığı en güzel sahne olmuş filmde. Filmin küçük bir bölümünü aşağı ekliyorum ve küçük kızı ilk başında göreceksiniz. Yönetmen: Mel Gibson Oyuncular: Rudy Youngblood, Dalia Hernández, Jonathan Brewer, Morris Birdyellowhead, Carlos Emilio Báez, Amilcar Ramírez, Israel Contreras, Israel Ríos, María Isabel Díaz, Espiridion Acosta Cache, Mayra Serbulo, Iazua Larios Oscar-winning director Mel Gibson moves on from biblical fare to tackle the end of the Mayan civilization in this gripping action-adventure set just before Spain's conquest of Mexico and Central America in the 16th century. When an invading force threatens his peaceful existence, a courageous native risks everything to protect his way of life -- even if it means leaving his beautiful mate and unborn child behind. Director: Mel Gibson Cast: Rudy Youngblood, Dalia Hernández, Jonathan Brewer, Morris Birdyellowhead, Carlos Emilio Báez, Amilcar Ramírez, Israel Contreras, Israel Ríos, María Isabel Díaz, Espiridion Acosta Cache, Mayra Serbulo, Iazua Larios Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2007 Film gerçekten çok güzel... Ama abartıldığı kadar ********* değil bence. Beni en çok etkileyen ve anlam içeren sahne, O cansız ve başsız bedenin aşağıya yuvarlanıp, O bedenlerin aşağıda biriktirildiğini gösteren sahne idi... Şu kalbi çıkarma ve kafa kesme sahnesi ile birlikte Cansız bedenini o zigguratın merdivenlerinden aşağı yollanması beni bir hayli düşündürdü... Çok tuhaf hissettim kendim o kurban yerine koyunca... Yani nasıl desem... İlk defa hissettiğim bir duyguyu tam olarak ifade edemiyorum ki... Küçükken bir bahçecik yapmıştım. 1/2 M2 büyüklüğündeydi ve içinde bir kaç tane çiçeğimn falan vardı... Kuzenimle kavga yapmıştık ve o da gidip o bahçemi ezmiş, berbat etmişti. Oysa o kadar çok emek harcamıştım o çiçekleri büyüteyim diye. Ama hiç tepki veremedim. Vermedim... Öyle de baktım sadece ezişine... Tuhaftı... Sanki boşa harcanmış gibiydi o kadar emek. Varlığı süresince bir güzellik katmıştı hayatıma Ama artık verdiğim emeğinde kimse farkında olmayacaktı Önceden var olan güzelliğinde... Sanırım bu yüzden hep hatırlanmayı önemsedim... İşte o kurbanlar bana bunu hatırlattı... Sahnelere öylece bakakaldım... Adamlar "İlahlarına" verilen kurban'ın yaşantısını Ya da kim olduğunu zerre kadar önemsemiyordu bile... Oysa hepsinin, kendi küçük köylerine "Büyük" yaşamları vardı... Ama öteki insanlar, sadece "İlahlarının" memnuniyetini önemsiyordu; Ne bencilce... Kurban son kez bakıyordu etrafa... Acaba ne düşünüyordur diye düşündüm... Hissettiklerim, Aslında İlahlara verilen bir kurban dahi olsam, Yaşamımın hiç önemsenmediği idi... Bence bunun; Kendi zevki uğruna diğer insanları harcamayı alışkanlık edinmiş insanlardan farkı yoktu. Mesela "Barda" filminde de öyle... "Cinsellik" ve "Şiddet" ilkel duygularının dizginlenmediğinde ve hatta böylelikle harmanlandığında, Nasıl "Bencil" olunacağına örnekti. Onlarda kendi "Cinsel" ve "Şiddet" İlahlarına tapınıyorlardı ve açtıkları yaralar umurlarında değildi. Kurbanları, o ilahlarına verdikleri kurbanlardı... Tek amaçları "Tatmin Olmak"tı... Bence film görsel olarak verebildiklerinden başka, Eğer görmeyi becerebilirseniz çok daha fazla anlam ve ifade içeriyor... Bakmak ile Görmek arasında fark vardır... Saygılarımla... Alıntı
Φ suheda Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2007 Korkunun seni esir almasına izin verme,başarmak istiyorsan cesur olmalısın... Bence filmde ki en güzel mesaj buydu,cesaretin kazanmanın ilk şartı olması,güzel bir filmdi şiddet ve kan vardı evet ama zamanın şartlarını düşünmek lazım.. Birde sadakat kuyudaki karısı ve çocuğuna verilmiş bir söz ve o sözü yerine getirme çabası... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 Birde sadakat, kuyudaki karısı ve çocuğuna verilmiş bir söz ve o sözü yerine getirme çabası... İşte budur... Bazen herşey "Verilmiş bir söz"den ibarettir... Alıntı
Φ Su DaMLaSı Gönderi tarihi: 17 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 17 Ağustos , 2007 Filmi ücra bi köyde minik bi televizyona takılı dvd'den izlemiştim. İlk sahne diğer sahnelere midemi hazırlamış oldu. Vahşi(?) kabilelerin hayatlarına baktığımızda bi kaç metre kumaş ve mimik farkı dışında günümüz dünyasında çok da yaban veya garip durmadıklarını görmek enteresan... Film bence güzel değil. Kabilenin sosyal yaşamındaki bağlılık bi şakayla ortaya konuyor. Doğaya ve kendi hayatlarına dair kayda değer bir perspektifleri var mıydı, ben göremedim. Filmin başında domuza yapılanı filmin sonlarına doğru insanlara yapıyorlardı. İkisinin sebebi de açlıktı. Bu da ilginç bi vurguydu. Tamamen duygusal bi mantıkla ilerliyor film. Ana karakterin okuyup-üflenmiş muskalanmış hayatı tehlikelerden bir bir sıyrılırken filmin gidişatı basitleştirilmişti. Ve son kısmı, en çok dikkatimi çeken nokta. Gemilerin gelişi... Bugüne kadar hep kabileleri yok eden, ezen, onları kendi yurtlarında köleleştiren kaşifler ve tebaası bu defa farklı bi imajla göz önüne konulmaya çalışılıyordu sanki. Sanki bu defa birbirlerini ve doğayı vahşice tüketen yerlilere medeniyet getiriliyordu. Bu son sahneye binaen emperyalizmin hamam sefası gibi algıladım filmi. "Adım çıkmış dokuza inmez artık sekize" diyen sesi pek amatördü. Alıntı
Admin ™ Admin Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2007 Admin Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2007 Bu son sahneye binaen emperyalizmin hamam sefası gibi algıladım filmi. Alıntı
Admin ™ Admin Gönderi tarihi: 22 Aralık , 2012 Admin Gönderi tarihi: 22 Aralık , 2012 Filmin tamami burada: http://www.turkish-media.com/forum/videos/view-3012-apokalipto-apocalypto-mel-gibson-filmin-tamami/ Alıntı
Admin ™ Admin Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2022 Admin Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2022 Filmden arka sahneler Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.