Admin ™ Admin Gönderi tarihi: 20 Mart , 2007 Admin Paylaş Gönderi tarihi: 20 Mart , 2007 Cüneyt Arkın, Cüneyt Arkın, gerçek adıyla Fahrettin Cüreklibatur oyuncu, 8 Eylül 1937'de Eskişehirin alpu ilçesine bağlı Karaçay köyünd doğdu. Aslen Kırım tatarlarındandır. Türk sinemasının en ünlü oyuncularından olan Cüneyt Arkın, üniversitede tıp öğrenimini almış , askerliğini yaptığı yerde Göksel Arsoyun filmi çekilirken yönetmenin dikkatini çekmiş. Bir süre iş arayan Fahrettin sonra yönetmenin teklifi aklına gelip oyuncu olmaya karar vermiştir. Sinema oyunculuğu yaşamına 1964'te başlamış, ve iki yıl içinde en az otuz film çevirmiştir. Yaklaşık 300 filmde oynayan Cüneyt Arkın, son yıllarda Türk televizyonunda değişik dallarda gorünmeye başlamıştır. Ata binmede ve karatede uzman sporcu unvanına sahiptir. Kısa bir süre gazetlerde sağlıkla ilgili köşe yazarlığı da yapmıştır. Filmleri - Oyuncu (308) Kaderin Mahkumları 1953 Aşk ve Kin 1964 Gözleri Ömre Bedel 1964 Hepimiz Kardeşiz 1964 Sokakların Kanunu 1964 Ayşecik Çıtı Pıtı Kız 1964 İstanbul Sokaklarında 1964 Günah Kızları 1964 Sıkı Dur Geliyorum 1964 Yalnız Değiliz 1964 İstanbul 1964 Çöpçatanlar Kampı fasfsfis Cehennem Arkadaşları 1964 Yankesici Kız 1964 Şoför Nebahat Ve Kızı 1964 Gurbet Kuşları 1964 Kırık Hayatlar 1965 Sürtük 1965 Dudaktan Kalbe 1965 Serseri Aşık 1965 Sevgim Ve Gururum 1965 Haremde Dört Kadın 1965 İnatçı Gelin 1965 Ah Bu Dünya 1965 Devlerin Kavgası 1965 Horasan'dan Gelen Bahadır 1965 Ölüme Kadar 1965 Sevişmek Yasak 1965 Silahların Sesi 1965 Canım Sana Feda 1965 Aşk ve İntikam 1965 Horasan'ın Üç Atlısı 1965 Fakir Gencin Romanı 1965 Satılık Kalp 1965 Dişi Düşman 1966 Fakir Bir Kız Sevdim 1966 İntikam Uğruna 1966 Kıskanç Kadın 1966 Malkoçoğlu 1966 Acı Tesadüf 1966 Karanlıklar Meleği 1966 Şafakta Üç Kurşun 1966 Ayrılık Şarkısı 1966 İki Yabancı 1966 Kolsuz Kahraman 1966 İntikam Ateşi 1966 Yakut Gözlü Kedi 1966 Damgalı Adam 1966 Göklerdeki Sevgili 1966 Cibali Karakolu 1966 Affedilmeyen 1966 Suçsuz Firari 1966 Çıtkırıldım 1966 Yıkılan Yuva 1967 Kırbaç Altında 1967 Malkoçoğlu Krallara Karşı 1967 Alpaslan'ın Fedaisi Alpago 1967 Bir Şoförün Gizli Defteri 1967 Cici Gelin 1967 Ringo Kid 1967 Seni Affedemem 1967 Yüzbaşı Kemal 1967 Zengin Ve Serseri 1967 Hacı Murat 1967 Namus Borcu 1967 İdam Günü 1967 Zehirli Hayat 1967 Pranga Mahkumu 1967 Silahlı Paşazade 1967 Artık Sevmiyeceğim 1968 Şafak Sökmesin 1968 Eşkiya Halil (Haydut) 1968 Belalı Hayat 1968 Malkoçoğlu Kara Korsan 1968 Gök Bayrak 1968 Kader 1968 Acı İntikam 1968 Köroğlu 1968 İlk ve Son 1968 Yüzbaşının Kızı 1968 Beş Ateşli Kadın 1968 Baharda Solan Çiçek 1968 Hacı Murat Geliyor 1968 Kader Ayırsa Bile 1968 Son Vurgun (Kurşunların Yağmuru) 1968 Sevgili Babam 1969 Vatan Ve Namık Kemal 1969 İnsanlar Yaşadıkça 1969 Lekeli Melek 1969 Malkoçoğlu Akıncılar Geliyor 1969 Osmanlı Kartalı 1969 Ala Geyik 1969 Melikşah 1969 Büyük Yemin 1969 Aşk Mabudesi 1969 Hayat Kavgası 1969 Malkoçoğlu Cem Sultan 1969 Arım, Balım, Peteğim 1970 Selahattin Eyyubi 1970 Ferhat ile Şirin 1970 Yarım Kalan Saadet 1970 Yusuf İle Züleyha / Hazreti Yusuf 1970 Hayatım Sana Feda 1970 Adsız Cengaver 1970 Yumurcak Köprüaltı Çocuğu 1970 Vahşi Çiçek 1971 Herşey Oğlum İçin 1971 İki Esir 1971 Battal Gazi 1971 Malkoçoğlu Ölüm Fedaileri 1971 Fakir Aşıkların Romanı 1971 Cehenneme Bir Yolcu 1971 Severek Ayrılalım 1971 Küçük Sevgilim 1971 Satın Alınan Koca 1971 Adını Anmayacağım 1971 Oyun Bitti 1971 Hak Yolu 1971 Köle 1972 Mahkum 1972 Murat İle Nazlı 1972 Öldüren Örümcek 1972 Nazlı İle Murat 1972 Hayatımın En Güzel Yılları 1972 Çöl Kartalı 1972 Günahsızlar 1972 Yaralı Kurt 1972 Alın Yazısı 1972 Battal Gazi'nin İntikamı 1972 Kara Murat: Fatih'ın Fedaisi 1972 Yumurcak Küçük Kovboy 1973 Kuşçu 1973 Çaresizler 1973 Yaralı 1973 Vurgun 1973 Battal Gazi Geliyor 1973 Gönülden Yaralılar 1973 Yanaşma 1973 Acı Hayat 1973 Kara Murat Fatih'in Fermanı 1973 Oğul 1974 Belalılar 1974 Dayı 1974 Kin 1974 Bırakın Yaşayalım 1974 Babalık 1974 Kara Murat Kardeş Kanı 1974 Önce Vatan 1974 Yalnız Adam 1974 Battal Gazi'nin Oğlu 1974 Ayrı Dünyalar 1974 Kara Murat Ölüm Emri 1974 Karateciler İstanbul'da 1974 Polizia Brancola Nel Buio, La 1975 İnsan Avcısı 1975 Aslan Adam 1975 Babanın Oğlu 1975 Cemil 1975 Deli Yusuf 1975 Kılıç Aslan 1975 Soysuzlar 1975 Babacan 1975 Babaların Babası 1975 Şafakta Buluşalım 1975 Kara Murat Kara Şövalyeye Karşı 1975 Üç Kağıtçılar 1975 Tek Başına 1976 Tuzak 1976 Yarınsız Adam 1976 İki Arkadaş 1976 Kara Murat, La Belva Dell'Anatolia 1976 Babanın Suçu 1976 Che Carambole Ragazzi 1976 Şahin 1976 Hınç 1976 Korkusuz Cengaver 1976 Mağlup Edilemeyenler 1976 Kara Murat Şeyh Gaffar'a Karşı 1976 Sevgili Oğlum 1977 İstasyon 1977 Akrep Yuvası 1977 Altay'dan Gelen Yiğit 1977 Hakanlar Çarpışıyor 1977 Güneş Ne Zaman Doğacak 1977 Baba Ocağı 1977 Adalet 1977 Satılmış Adam 1977 Yıkılmayan Adam 1977 Cemil Dönüyor 1977 Kara Murat Denizler Hakimi 1977 Baskın 1977 Gelincik 1978 İnsanları Seveceksin 1978 Maden 1978 Baba Kartal 1978 Kaplanlar Ağlamaz 1978 Ölüm Görevi 1978 Görünmeyen Düşman 1978 Kara Murat Devler Savaşıyor 1978 Vahşi Gelin 1978 Kılıç Bey 1978 Küskün Çiçek 1979 Üç Sevgili 1979 Vatandaş Rıza 1979 İki Cambaz 1979 Kanun Gücü 1979 Üç Tatlı Bela 1979 Üç Sevgilim 1979 Canikom 1979 Süpermenler 1979 Sarışın Tehlike 1980 Destan 1980 Kartal Murat 1980 Rahmet Ve Gazap 1980 Rüzgar 1980 Takip 1981 İntikam Yemini 1981 Kader Arkadaşı 1981 Öğretmen Kemal 1981 Önce Hayaller Ölür 1981 Acı Günler 1981 Su 1981 Unutulmayanlar 1981 Son Savaşçı 1982 Dört Yanım Cehennem 1982 Gırgır Ali 1982 Ölümsüz 1982 Kelepçe 1982 Kanije Kalesi 1982 Son Akın 1982 Dünyayı Kurtaran Adam 1982 Erkekçe 1983 İdamlık 1983 Çöl 1983 En Büyük Yumruk 1983 İntikam Benim 1983 Ölüme Son Adım 1983 Vahşi Kan 1983 Yaşadıkça 1984 Ölüm Savaşçısı 1984 Dev Kanı 1984 Deli Fişek 1984 Bırakın Yaşasınlar 1984 Kanun Kanundur 1984 Kartal Bey 1984 Bir Kaç Güzel Gün İçin 1984 Alev Alev 1984 Paramparça 1985 Paranın Esiri 1985 Kanun Adamı 1985 Kaplanlar 1985 Bin Defa Ölürüm 1985 Doruk 1985 Kaçış 1985 Kahreden Gençlik 1985 Katiller De Ağlar 1985 Mahkum 1985 Son Darbe 1985 Sert Adam 1986 Tokatçılar 1986 Gırgır Hafiye 1986 Ölümsüz Aşk 1986 Kavga 1986 Babanın Oğlu 1986 Yalnız Adam 1986 Kanca 1986 Sokak Kavgacısı 1986 Kral Affetmez 1986 Silah Arkadaşları 1986 Vazife Uğruna 1986 Melek Yüzlü Cani / Nefret 1986 Sen Ağlama 1987 Sevdam Benim 1987 Son Kahramanlar 1987 Dökülen Yapraklar 1987 Asılacak Adam 1987 İnsan Avcıları 1987 Cehennem Ateşi 1987 Dört Hergele 1987 Şeytanın Oğulları 1987 Damga 1987 Sürgündeki Adam 1987 Yasak İlişki 1988 Yaşamak 1988 Bombacı 1988 Şafak Sökerken 1988 Babam Ve Ben 1988 Muhteşem Serseri 1988 Kızım ve Ben / Gurbet Kadını 1988 Eski Silah 1989 Av 1989 Doktorlar 1989 Polis Dosyası 1989 İki Başlı Dev 1990 Tanık 1992 Gülün Bittiği Yer 1998 Oğulcan 2000 Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu 2006 Televizyon Dizileri Polis 1992 Şişeler 1993 Kumarbaz 1993 Merhamet 1993 Zirvedekiler 1993 Uyuşturucu 1994 Bizim Ev 1995 Karate Can 2000 Serseri 2003 Köpek 2005 Ölümüne Sevdalar 2005 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2007 http://www.youtube.com/watch?v=MjNmXwTY_QQ http://www.youtube.com/watch?v=hhO7Ax8yclU http://www.youtube.com/watch?v=oWqMSJzOnDw http://www.youtube.com/watch?v=nN6acHKqnMA http://www.youtube.com/watch?v=SZD9S7Nl3qM Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2007 "Türk sineması masumiyetini kaybetti" Sinema sanatçısı Cüneyt Arkın, "Türk sineması masumiyetini, saflığını, şiiri, insan ilişkilerinin güzelliğini kaybetti" dedi. Yeşilay tarafından düzenlenen bir konferans için Bolu’ya gelen Cüneyt Arkın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk sinemasının bocalama döneminde olduğunu öne sürdü. Arkın, "2007 yılının özetine baktım, 2006 yılına nazaran 2007 yılında 10 film daha fazla çekilmiş. Toplam 46 film çekilmiş. 2007 yılında film sayısı arttı ama izleyici oranı düştü" diye konuştu. Türk filmlerine gösterilen ilginin azalmasını Türk insanının "duygusallık aramasına" bağlayan Arkın, şunları söyledi: "Türk insanı duygu istiyor. Türk sineması neyi kaybetti? Masumiyetini, saflığını, şiiri, insan ilişkilerinin güzelliğini kaybetti. Kahramanlarını kaybetti. Şimdiki filmlerde, dizilerde bunu bulamıyor. Onları arıyor. Son günlerde eski filmler bazı televizyon kanallarında sürekli olarak oynamaya başladı ve izlenme oranlarının çok iyi olduğu söylendi. Neden derseniz, filmler saf, tertemiz, samimi, ukalalık yok ve bizden. Anadolu’nun her yerindeki, yöresindeki insanlar o filmlerde kendini görüyor." Mafyayla ilgili filmleri eleştiren Cüneyt Arkın, konuşmasına şöyle devam etti: "Bir genç, herhangi bir insan, elinde silah, arkasında bir mafya gücü, hayatta her istediğini yapabiliyor. İstediği adamı dövüyor, sıkıştırıyor ve yok ediyor. Bir genç düşün elinde silah var, müthiş bir güç, her istediğini yapabiliyorsun. Özenirsin böyle bir şeye. Bu da özendiriyor ve izlettiriyor kendini." Emin Gürbüz Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2008 Kırık Hayatlar 1965 TRT'de akıl almaz sansür! TRT bundan 20 yıl önce sansürsüz yayınlanan Kırık Hayatlar isimli filmi 2008 yılında neden makasladı ? Halit Ziya Uşaklıgil’in romanından senaryolaştırılan ve Halit Refiğ’in yönettiği 1965 yapımı Kırık Hayatlar isimli film ilk gösteriminden 43, TRT’deki ilk yayınından ise 20 yıl sonra makaslandı. Akşam Gazetesi'nde yeralan habere göre, filmde eşini aldatan sosyete doktoru Cüneyt Arkın’ın iç çamaşırlı kadın hastasını muayene sahnesi özel bir teknikle yok edildi. Akşam gazetesinin haberine göre Pazar akşamı TRT 2’de yayınlanan,1965 yılı yapımı ve baş rollerini Cüneyt Arkın ile Belgin Doruk’un paylaştığı "Kırık Hayatlar" isimli Türk filmini izleyenler gözlerine inanamadı. Filmde bir doktoru canlandıran Cüneyt Arkın’ın kadın hastasını muayene ettiği sahne TRT tarafından sansürlendi. Sansür sahnesini AKŞAM’dan öğrenen filmin yönetmeni ve senaristi Halit Refiğ şok oldu. Refiğ, " Filmin ana konusu olan aldatmayla ilgili bölümleri kendilerine göre sansürlemişler. Anlamak mümkün değil" dedi. Halit Ziya Uşaklıgil’in romanından uyarlanan, sosyetik hastalarını muayene ederek çok para kazanan, güzel eşi ve iki çocuğu ile mutlu bir yaşam süren doktorun, eşini aldatmasıyla gelişen öykünün işlendiği film, TRT 2 tarafından sansürlendi. Televizyon izleyicilerinin Kanal 7 ve STV ekranlarında sık sık rastladığı sansürü bu kez TRT uygularken, erkek doktorun kadın hastasını muayene ettiği sahnede kadın oyuncunun göğsü ve sırtı özel bir teknik ile görüntüden çıkarıldı. Sansürde uygulanan özel teknik ile görüntü doktoru canlandıran Cüneyt Arkın üzerinde odaklanıp büyütülerek hem filmin görüntü kalitesi bozuldu, hem de o anda repliği bulunan kadın oyuncu televizyon izleyicileri tarafından görülmedi. MİNİ ETEĞE DE GEÇİT YOK Ayrıca filmde eşi Belgin Doruk’un canlandırdığı karakteri aldatan bir doktoru oynayan Ömer isimli karakterin (cüneyt Arkın) Nebahat Çehre ile olan öpüşme sahneleri ve bazı kadın oyuncuların mini etekli sahneleri de aynı yöntemle sansürlendi. YÖNETMEN ŞOKE OLDU Filmin senaristi ve yönetmeni Halit Refiğ AKŞAM’dan öğrendiği sansür olayı karşısında şoke oldu. Refiğ, artık 75 yaşında olduğunu, belirterek "Ben genç nesle üniversitelerde ders verirken eserlerimin bu şekilde sansürlenmesi çok üzücü. Bu film 1988 yılında yine TRT2’de yayınlandı ama o dönem kimse bu filmi sansürlemedi" dedi. Filmin o yıllarda yayınlanan sansürsüz halini de arşivine aldığını dile getiren Refiğ, "TRT arşivlerinde ve bende filmin orijinal halini bulmak mümkün" dedi. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2009 Cüneyt Arkın sevenlerini üzdü Ünlü oyuncu Cüneyt Arkın'dan üzücü haber... Dünyayı kurtaran adamdan üzücü haber. Felç geçiren Cüneyt Arkın hastaneye yatırıldı. Türk sinemasının yakışıklı aktörü Arkın'ın elleri ve ayakları felç oldu, boyundan aşağısının felç olması ise yapılan ameliyat sonucu kıl payı engellendi. Arkın özel bir kanala yaptığı açıklamada geçmişte rol aldığı filmlerde aldığı darbelerin acısının şimdilerde çıktığını söyledi. Namı-diğer Malkoçoğlu, "Bundan sonra uçmak yok, bir kaleden bir kaleye atlamak yok" diyor. Kendisine acil şifalar dileriz... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2009 Felç olsaydım kararımı vermiştim Felç tehlikesi geçiren Cüneyt Arkın, NTV' nin canlı yayında yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarını tutamadı 'Hayata geri döndüm' Yürürken bazı zorluklar çeken ve bu nedenle hastaneye başvuran 72 yaşındaki sinema sanatçısı Cüneyt Arkın ameliyat oldu. Cüneyt Arkın'ın eşi Betül Arkın, "Ameliyat oldu ve tedavisi sürüyor. Bir gazetede yanlış bir haber çıktı ve bu nedenle üzgünüz. Oğlum Londra'dan gelmeye kalktı. Çok zor bir ameliyat geçirdi ve bunu başardığına inanıyorum. Malkoçoğlumuza bir şey olamayacak ve kısa sürede ayağa kalkacaktır" dedi. Bazı medya organlarında çıkan 'felç oldu' haberini yalanlayan Betül Arkın, "Öyle bir şey yaşanmadı. Ayaklarında ağrılar vardı ve yürüme zorluğu çekiyordu. Doktoru ameliyat olması gerektiğini söyledi. Hayatta en korktuğu şey sakat kalmaktı. Eğer ameliyat olmasaydı sakat kalabilirdi ama artık öyle bir şey yok. Şu an fizik tedavide" derken, o sırada eşinin yanına gelen Cüneyt Arkın, yaşadıklarını anlattı. Arkın felçten kurtuldu Eşinin, "Ameliyat nedeniyle bir boyunluk takmak mecburiyetinde. Ses tellerinde sorun var ve konuşma zorluğu çekiyor" sözleriyle durumunu anlattığı Arkın, zaman zaman anlaşılamayan konuşmasında, "Ben yaşamıyordum, felçtim. Ellerim, ayaklarım felç olmuştu. Bir adım gidemiyordum; sürünüyordum. Prof. Azmi Hamzaoğlu beni yeniden hayata döndürdü. Şimdi yürüyorum, oturuyorum" dedi. "Kararımı vermiştim" "Doktorum beni sürünmekten, sefaletten kurtardı. Cüneyt Arkın adım atamıyor, böyle yaşayabilir mi, yoksa herhangi bir durumda hayatına son verir mi? Ben kararımı vermiştim. Hayata geri döndüm" derken duygulanan ünlü oyuncu gözyaşlarını tutamadı. İlaçlar, uyku, dinlenme, fizik tedavi gibi konularda dikkat edeceğini belirten Arkın, "Benim sağlığımla ilgilenenlere; güzel insanlara teşekkür ediyorum" derken, canlı bağlantının son bölümünde, Banu Güven'in "Sizi tekrar burada ağırlamayı arzu ediyoruz" sorusuna; "Atla mı geleyim yoksa atsız mı?" esprisiyle yanıt verdi. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2009 Cüneyt Arkın’ın evine o kurşunu kim gönderdi ? Sanatçının internet sitesinde okuduğum çok ilginç bir anısını sizlerle paylaşmak istiyorum 1980'lere doğru Türkiye bir cehenneme dönmüştü. Gençler sokaklarda birbirlerini öldürüyorlardı. Her yerde gözyaşı, kan vardı. İşte o günlerde hain bakışlı karanlık, silahlı gruplar evime gelerek beni ziyaret etmeye başladılar. Bunlar ziyaret değil, korkutucu tehditlerdi. Manevi kuşatmaydı, zulümdü. Kendi ideolojisi doğrultusunda filmler yapmamı istiyorlardı. Aşırı sağ, sol gruplar ve diğer gruplar için bu film yapma işi hayati önem taşıyordu. Gereği gibi, hepsine kesin 'hayır' dedim. Bir akşam, Topağacı'nda oturan bir film yapımcısı çok önemli gerekçesiyle beni çağırdı. Salon, o karanlık, soğuk yüzlü gençlerle doluydu. Ağır, otomatik silahlarını ölümcül bir tehdit gibi masa üzerlerine görünecek yerlere bırakmışlardı. Kamplarda eğitim gördükleri belli olan komando tavırlı gençlerin lideri önce: Çok nazik, teklifi yineledi. 'Bize film yap.' 'Hayır, imkansız' dedim. Yüzü, sesi birden değişti. Gürledi: 'O zaman buradan sağ çıkamazsın.' Her gün sokaklarda onlarca gencin öldürüldüğü sorgusuz sualsiz cinayetlerin işlendiği bu yıllarda Cüneyt Arkın'ın bir kaza kurşununa kurban gitmesi sorun bile olmazdı. Korkmuştum. Belli etmedim. Ev sahibine baktım. Sessiz duruyordu. 'Bu evden çıkıncaya kadar hayatımdan sen sorumlusun. Bu bir Türk geleneğidir. Türkçü olduğunuza göre bunu çok iyi bilirsiniz. Evden çıktıktan sonra kaderimizde ne yazılmışsa o olur' dedim. Sakin başını salladı. Diğerleri tetikte bekliyorlardı. Çok sakin yürüdüm. Kapıyı açtım. Çıktım. Dış kapıya geldiğimde taksi yanaştı. Rüzgar gibi bindim. Şoför gazladı O an yukarıya baktım. Silahlı gençler, bu taksi de nereden çıktı der gibi şaşkın ateş edelim mi etmeyelim mi kararsızlığıyla duruyorlardı. Çünkü oraya özel arabamla gelmiştim. Bir önlem olsun diye şoför Yılmaz'a bir taksi tut beni bekle kapıda göründüğüm an son sürat yanaş demiştim. Sonraki günler, eve çocuklarıma hediyeler gelmeye başladı. İlkini karım açtı. Gözyaşlarına boğuldu. Paketin içinde 9 mm'lik bir kurşun vardı. Ailece çok zor günler geçirdik" Bilal ÖZCAN Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2009 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.