Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Cüneyt Arkın


Önerilen İletiler

  • Admin

Cüneyt Arkın,

cuneytarkin47.jpg

Cüneyt Arkın, gerçek adıyla Fahrettin Cüreklibatur oyuncu, 8 Eylül 1937'de Eskişehirin alpu ilçesine bağlı Karaçay köyünd doğdu. Aslen Kırım tatarlarındandır. Türk sinemasının en ünlü oyuncularından olan Cüneyt Arkın, üniversitede tıp öğrenimini almış , askerliğini yaptığı yerde Göksel Arsoyun filmi çekilirken yönetmenin dikkatini çekmiş. Bir süre iş arayan Fahrettin sonra yönetmenin teklifi aklına gelip oyuncu olmaya karar vermiştir. Sinema oyunculuğu yaşamına 1964'te başlamış, ve iki yıl içinde en az otuz film çevirmiştir. Yaklaşık 300 filmde oynayan Cüneyt Arkın, son yıllarda Türk televizyonunda değişik dallarda gorünmeye başlamıştır. Ata binmede ve karatede uzman sporcu unvanına sahiptir.

 

Kısa bir süre gazetlerde sağlıkla ilgili köşe yazarlığı da yapmıştır.

 

Filmleri - Oyuncu (308)

Kaderin Mahkumları 1953

Aşk ve Kin 1964

Gözleri Ömre Bedel 1964

Hepimiz Kardeşiz 1964

Sokakların Kanunu 1964

Ayşecik Çıtı Pıtı Kız 1964

İstanbul Sokaklarında 1964

Günah Kızları 1964

Sıkı Dur Geliyorum 1964

Yalnız Değiliz 1964

İstanbul 1964

Çöpçatanlar Kampı fasfsfis

Cehennem Arkadaşları 1964

Yankesici Kız 1964

Şoför Nebahat Ve Kızı 1964

Gurbet Kuşları 1964

Kırık Hayatlar 1965

Sürtük 1965

Dudaktan Kalbe 1965

Serseri Aşık 1965

Sevgim Ve Gururum 1965

Haremde Dört Kadın 1965

İnatçı Gelin 1965

Ah Bu Dünya 1965

Devlerin Kavgası 1965

Horasan'dan Gelen Bahadır 1965

Ölüme Kadar 1965

Sevişmek Yasak 1965

Silahların Sesi 1965

Canım Sana Feda 1965

Aşk ve İntikam 1965

Horasan'ın Üç Atlısı 1965

Fakir Gencin Romanı 1965

Satılık Kalp 1965

Dişi Düşman 1966

Fakir Bir Kız Sevdim 1966

İntikam Uğruna 1966

Kıskanç Kadın 1966

Malkoçoğlu 1966

Acı Tesadüf 1966

Karanlıklar Meleği 1966

Şafakta Üç Kurşun 1966

Ayrılık Şarkısı 1966

İki Yabancı 1966

Kolsuz Kahraman 1966

İntikam Ateşi 1966

Yakut Gözlü Kedi 1966

Damgalı Adam 1966

Göklerdeki Sevgili 1966

Cibali Karakolu 1966

Affedilmeyen 1966

Suçsuz Firari 1966

Çıtkırıldım 1966

Yıkılan Yuva 1967

Kırbaç Altında 1967

Malkoçoğlu Krallara Karşı 1967

Alpaslan'ın Fedaisi Alpago 1967

Bir Şoförün Gizli Defteri 1967

Cici Gelin 1967

Ringo Kid 1967

Seni Affedemem 1967

Yüzbaşı Kemal 1967

Zengin Ve Serseri 1967

Hacı Murat 1967

Namus Borcu 1967

İdam Günü 1967

Zehirli Hayat 1967

Pranga Mahkumu 1967

Silahlı Paşazade 1967

Artık Sevmiyeceğim 1968

Şafak Sökmesin 1968

Eşkiya Halil (Haydut) 1968

Belalı Hayat 1968

Malkoçoğlu Kara Korsan 1968

Gök Bayrak 1968

Kader 1968

Acı İntikam 1968

Köroğlu 1968

İlk ve Son 1968

Yüzbaşının Kızı 1968

Beş Ateşli Kadın 1968

Baharda Solan Çiçek 1968

Hacı Murat Geliyor 1968

Kader Ayırsa Bile 1968

Son Vurgun (Kurşunların Yağmuru) 1968

Sevgili Babam 1969

Vatan Ve Namık Kemal 1969

İnsanlar Yaşadıkça 1969

Lekeli Melek 1969

Malkoçoğlu Akıncılar Geliyor 1969

Osmanlı Kartalı 1969

Ala Geyik 1969

Melikşah 1969

Büyük Yemin 1969

Aşk Mabudesi 1969

Hayat Kavgası 1969

Malkoçoğlu Cem Sultan 1969

Arım, Balım, Peteğim 1970

Selahattin Eyyubi 1970

Ferhat ile Şirin 1970

Yarım Kalan Saadet 1970

Yusuf İle Züleyha / Hazreti Yusuf 1970

Hayatım Sana Feda 1970

Adsız Cengaver 1970

Yumurcak Köprüaltı Çocuğu 1970

Vahşi Çiçek 1971

Herşey Oğlum İçin 1971

İki Esir 1971

Battal Gazi 1971

Malkoçoğlu Ölüm Fedaileri 1971

Fakir Aşıkların Romanı 1971

Cehenneme Bir Yolcu 1971

Severek Ayrılalım 1971

Küçük Sevgilim 1971

Satın Alınan Koca 1971

Adını Anmayacağım 1971

Oyun Bitti 1971

Hak Yolu 1971

Köle 1972

Mahkum 1972

Murat İle Nazlı 1972

Öldüren Örümcek 1972

Nazlı İle Murat 1972

Hayatımın En Güzel Yılları 1972

Çöl Kartalı 1972

Günahsızlar 1972

Yaralı Kurt 1972

Alın Yazısı 1972

Battal Gazi'nin İntikamı 1972

Kara Murat: Fatih'ın Fedaisi 1972

Yumurcak Küçük Kovboy 1973

Kuşçu 1973

Çaresizler 1973

Yaralı 1973

Vurgun 1973

Battal Gazi Geliyor 1973

Gönülden Yaralılar 1973

Yanaşma 1973

Acı Hayat 1973

Kara Murat Fatih'in Fermanı 1973

Oğul 1974

Belalılar 1974

Dayı 1974

Kin 1974

Bırakın Yaşayalım 1974

Babalık 1974

Kara Murat Kardeş Kanı 1974

Önce Vatan 1974

Yalnız Adam 1974

Battal Gazi'nin Oğlu 1974

Ayrı Dünyalar 1974

Kara Murat Ölüm Emri 1974

Karateciler İstanbul'da 1974

Polizia Brancola Nel Buio, La 1975

İnsan Avcısı 1975

Aslan Adam 1975

Babanın Oğlu 1975

Cemil 1975

Deli Yusuf 1975

Kılıç Aslan 1975

Soysuzlar 1975

Babacan 1975

Babaların Babası 1975

Şafakta Buluşalım 1975

Kara Murat Kara Şövalyeye Karşı 1975

Üç Kağıtçılar 1975

Tek Başına 1976

Tuzak 1976

Yarınsız Adam 1976

İki Arkadaş 1976

Kara Murat, La Belva Dell'Anatolia 1976

Babanın Suçu 1976

Che Carambole Ragazzi 1976

Şahin 1976

Hınç 1976

Korkusuz Cengaver 1976

Mağlup Edilemeyenler 1976

Kara Murat Şeyh Gaffar'a Karşı 1976

Sevgili Oğlum 1977

İstasyon 1977

Akrep Yuvası 1977

Altay'dan Gelen Yiğit 1977

Hakanlar Çarpışıyor 1977

Güneş Ne Zaman Doğacak 1977

Baba Ocağı 1977

Adalet 1977

Satılmış Adam 1977

Yıkılmayan Adam 1977

Cemil Dönüyor 1977

Kara Murat Denizler Hakimi 1977

Baskın 1977

Gelincik 1978

İnsanları Seveceksin 1978

Maden 1978

Baba Kartal 1978

Kaplanlar Ağlamaz 1978

Ölüm Görevi 1978

Görünmeyen Düşman 1978

Kara Murat Devler Savaşıyor 1978

Vahşi Gelin 1978

Kılıç Bey 1978

Küskün Çiçek 1979

Üç Sevgili 1979

Vatandaş Rıza 1979

İki Cambaz 1979

Kanun Gücü 1979

Üç Tatlı Bela 1979

Üç Sevgilim 1979

Canikom 1979

Süpermenler 1979

Sarışın Tehlike 1980

Destan 1980

Kartal Murat 1980

Rahmet Ve Gazap 1980

Rüzgar 1980

Takip 1981

İntikam Yemini 1981

Kader Arkadaşı 1981

Öğretmen Kemal 1981

Önce Hayaller Ölür 1981

Acı Günler 1981

Su 1981

Unutulmayanlar 1981

Son Savaşçı 1982

Dört Yanım Cehennem 1982

Gırgır Ali 1982

Ölümsüz 1982

Kelepçe 1982

Kanije Kalesi 1982

Son Akın 1982

Dünyayı Kurtaran Adam 1982

Erkekçe 1983

İdamlık 1983

Çöl 1983

En Büyük Yumruk 1983

İntikam Benim 1983

Ölüme Son Adım 1983

Vahşi Kan 1983

Yaşadıkça 1984

Ölüm Savaşçısı 1984

Dev Kanı 1984

Deli Fişek 1984

Bırakın Yaşasınlar 1984

Kanun Kanundur 1984

Kartal Bey 1984

Bir Kaç Güzel Gün İçin 1984

Alev Alev 1984

Paramparça 1985

Paranın Esiri 1985

Kanun Adamı 1985

Kaplanlar 1985

Bin Defa Ölürüm 1985

Doruk 1985

Kaçış 1985

Kahreden Gençlik 1985

Katiller De Ağlar 1985

Mahkum 1985

Son Darbe 1985

Sert Adam 1986

Tokatçılar 1986

Gırgır Hafiye 1986

Ölümsüz Aşk 1986

Kavga 1986

Babanın Oğlu 1986

Yalnız Adam 1986

Kanca 1986

Sokak Kavgacısı 1986

Kral Affetmez 1986

Silah Arkadaşları 1986

Vazife Uğruna 1986

Melek Yüzlü Cani / Nefret 1986

Sen Ağlama 1987

Sevdam Benim 1987

Son Kahramanlar 1987

Dökülen Yapraklar 1987

Asılacak Adam 1987

İnsan Avcıları 1987

Cehennem Ateşi 1987

Dört Hergele 1987

Şeytanın Oğulları 1987

Damga 1987

Sürgündeki Adam 1987

Yasak İlişki 1988

Yaşamak 1988

Bombacı 1988

Şafak Sökerken 1988

Babam Ve Ben 1988

Muhteşem Serseri 1988

Kızım ve Ben / Gurbet Kadını 1988

Eski Silah 1989

Av 1989

Doktorlar 1989

Polis Dosyası 1989

İki Başlı Dev 1990

Tanık 1992

Gülün Bittiği Yer 1998

Oğulcan 2000

Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu 2006

 

Televizyon Dizileri

Polis 1992

Şişeler 1993

Kumarbaz 1993

Merhamet 1993

Zirvedekiler 1993

Uyuşturucu 1994

Bizim Ev 1995

Karate Can 2000

Serseri 2003

Köpek 2005

Ölümüne Sevdalar 2005

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 ay sonra...
  • 5 ay sonra...

"Türk sineması masumiyetini kaybetti"

 

Sinema sanatçısı Cüneyt Arkın, "Türk sineması masumiyetini, saflığını, şiiri, insan ilişkilerinin güzelliğini kaybetti" dedi.

 

Yeşilay tarafından düzenlenen bir konferans için Bolu’ya gelen Cüneyt Arkın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk

 

sinemasının bocalama döneminde olduğunu öne sürdü.

 

 

Arkın, "2007 yılının özetine baktım, 2006 yılına nazaran 2007 yılında 10 film daha fazla çekilmiş. Toplam 46 film çekilmiş.

 

2007 yılında film sayısı arttı ama izleyici oranı düştü" diye konuştu.

Türk filmlerine gösterilen ilginin azalmasını Türk insanının "duygusallık aramasına" bağlayan Arkın, şunları söyledi: "Türk

 

insanı duygu istiyor. Türk sineması neyi kaybetti? Masumiyetini, saflığını, şiiri, insan ilişkilerinin güzelliğini kaybetti.

 

Kahramanlarını kaybetti.

 

 

Şimdiki filmlerde, dizilerde bunu bulamıyor.

 

Onları arıyor. Son günlerde eski filmler bazı televizyon kanallarında sürekli olarak oynamaya başladı ve izlenme oranlarının

çok iyi olduğu söylendi. Neden derseniz, filmler saf, tertemiz, samimi, ukalalık yok ve bizden. Anadolu’nun her yerindeki,

 

yöresindeki insanlar o filmlerde kendini görüyor." Mafyayla ilgili filmleri eleştiren Cüneyt Arkın, konuşmasına şöyle devam

 

etti:

 

"Bir genç, herhangi bir insan, elinde silah, arkasında bir mafya gücü, hayatta her istediğini yapabiliyor.

 

İstediği adamı dövüyor, sıkıştırıyor ve yok ediyor. Bir genç düşün elinde silah var, müthiş bir güç, her istediğini

 

yapabiliyorsun. Özenirsin böyle bir şeye. Bu da özendiriyor ve izlettiriyor kendini."

 

Emin Gürbüz

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 6 ay sonra...
Kırık Hayatlar 1965

 

TRT'de akıl almaz sansür!

 

TRT bundan 20 yıl önce sansürsüz yayınlanan Kırık Hayatlar isimli filmi 2008 yılında neden makasladı ?

 

Halit Ziya Uşaklıgil’in romanından senaryolaştırılan ve Halit Refiğ’in yönettiği 1965 yapımı Kırık Hayatlar isimli film ilk

 

gösteriminden 43, TRT’deki ilk yayınından ise 20 yıl sonra makaslandı.

 

Akşam Gazetesi'nde yeralan habere göre, filmde eşini aldatan sosyete doktoru Cüneyt Arkın’ın iç çamaşırlı kadın

 

hastasını muayene sahnesi özel bir teknikle yok edildi.

 

Akşam gazetesinin haberine göre Pazar akşamı TRT 2’de yayınlanan,1965 yılı yapımı ve baş rollerini Cüneyt Arkın ile

 

Belgin Doruk’un paylaştığı "Kırık Hayatlar" isimli Türk filmini izleyenler gözlerine inanamadı. Filmde bir doktoru

 

canlandıran Cüneyt Arkın’ın kadın hastasını muayene ettiği sahne TRT tarafından sansürlendi.

 

Sansür sahnesini AKŞAM’dan öğrenen filmin yönetmeni ve senaristi Halit Refiğ şok oldu. Refiğ,

 

" Filmin ana konusu olan aldatmayla ilgili bölümleri kendilerine göre sansürlemişler.

 

Anlamak mümkün değil" dedi.

 

 

Halit Ziya Uşaklıgil’in romanından uyarlanan, sosyetik hastalarını muayene ederek çok para kazanan, güzel eşi ve iki

 

çocuğu ile mutlu bir yaşam süren doktorun, eşini aldatmasıyla gelişen öykünün işlendiği film, TRT 2 tarafından

 

sansürlendi.

 

Televizyon izleyicilerinin Kanal 7 ve STV ekranlarında sık sık rastladığı sansürü bu kez TRT uygularken, erkek doktorun

 

kadın hastasını muayene ettiği sahnede kadın oyuncunun göğsü ve sırtı özel bir teknik ile görüntüden çıkarıldı.

 

Sansürde uygulanan özel teknik ile görüntü doktoru canlandıran Cüneyt Arkın üzerinde odaklanıp büyütülerek hem filmin

 

görüntü kalitesi bozuldu, hem de o anda repliği bulunan kadın oyuncu televizyon izleyicileri tarafından görülmedi.

 

 

 

MİNİ ETEĞE DE GEÇİT YOK

 

Ayrıca filmde eşi Belgin Doruk’un canlandırdığı karakteri aldatan bir doktoru oynayan Ömer isimli karakterin (cüneyt

 

Arkın) Nebahat Çehre ile olan öpüşme sahneleri ve bazı kadın oyuncuların mini etekli sahneleri de aynı yöntemle

 

sansürlendi.

 

 

 

YÖNETMEN ŞOKE OLDU

 

 

Filmin senaristi ve yönetmeni Halit Refiğ AKŞAM’dan öğrendiği sansür olayı karşısında şoke oldu. Refiğ, artık 75 yaşında

 

olduğunu, belirterek "Ben genç nesle üniversitelerde ders verirken eserlerimin bu şekilde sansürlenmesi çok üzücü.

 

Bu film 1988 yılında yine TRT2’de yayınlandı ama o dönem kimse bu filmi sansürlemedi" dedi.

 

Filmin o yıllarda yayınlanan sansürsüz halini de arşivine aldığını dile getiren Refiğ,

 

"TRT arşivlerinde ve bende filmin orijinal halini bulmak mümkün" dedi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 10 ay sonra...

70310.jpg

 

 

Cüneyt Arkın sevenlerini üzdü

 

Ünlü oyuncu Cüneyt Arkın'dan üzücü haber...

 

Dünyayı kurtaran adamdan üzücü haber.

 

Felç geçiren Cüneyt Arkın hastaneye yatırıldı.

 

Türk sinemasının yakışıklı aktörü Arkın'ın elleri ve ayakları felç oldu, boyundan aşağısının felç olması ise

 

yapılan ameliyat sonucu kıl payı engellendi.

 

Arkın özel bir kanala yaptığı açıklamada geçmişte rol aldığı filmlerde aldığı darbelerin

 

acısının şimdilerde çıktığını söyledi.

 

Namı-diğer Malkoçoğlu, "Bundan sonra uçmak yok, bir kaleden bir kaleye atlamak yok" diyor.

 

 

Kendisine acil şifalar dileriz... :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

3124.jpg

 

 

Felç olsaydım kararımı vermiştim

 

Felç tehlikesi geçiren Cüneyt Arkın, NTV' nin canlı yayında yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarını tutamadı

 

'Hayata geri döndüm'

 

Yürürken bazı zorluklar çeken ve bu nedenle hastaneye başvuran 72 yaşındaki sinema sanatçısı Cüneyt Arkın

 

ameliyat oldu.

 

Cüneyt Arkın'ın eşi Betül Arkın, "Ameliyat oldu ve tedavisi sürüyor.

 

Bir gazetede yanlış bir haber çıktı ve bu nedenle üzgünüz. Oğlum Londra'dan gelmeye kalktı.

 

Çok zor bir ameliyat geçirdi ve bunu başardığına inanıyorum.

 

Malkoçoğlumuza bir şey olamayacak ve kısa sürede ayağa kalkacaktır" dedi.

 

Bazı medya organlarında çıkan 'felç oldu' haberini yalanlayan Betül Arkın, "Öyle bir şey yaşanmadı.

 

Ayaklarında ağrılar vardı ve yürüme zorluğu çekiyordu. Doktoru ameliyat olması gerektiğini söyledi.

 

Hayatta en korktuğu şey sakat kalmaktı. Eğer ameliyat olmasaydı sakat kalabilirdi ama artık öyle bir şey yok.

 

Şu an fizik tedavide" derken, o sırada eşinin yanına gelen Cüneyt Arkın, yaşadıklarını anlattı.

 

Arkın felçten kurtuldu

 

Eşinin, "Ameliyat nedeniyle bir boyunluk takmak mecburiyetinde.

 

Ses tellerinde sorun var ve konuşma zorluğu çekiyor" sözleriyle durumunu anlattığı Arkın, zaman zaman anlaşılamayan

 

konuşmasında, "Ben yaşamıyordum, felçtim.

 

Ellerim, ayaklarım felç olmuştu. Bir adım gidemiyordum; sürünüyordum.

 

Prof. Azmi Hamzaoğlu beni yeniden hayata döndürdü. Şimdi yürüyorum, oturuyorum" dedi.

 

"Kararımı vermiştim"

"Doktorum beni sürünmekten, sefaletten kurtardı. Cüneyt Arkın adım atamıyor, böyle yaşayabilir mi,

yoksa herhangi bir durumda hayatına son verir mi? Ben kararımı vermiştim.

 

Hayata geri döndüm" derken duygulanan ünlü oyuncu gözyaşlarını tutamadı.

 

İlaçlar, uyku, dinlenme, fizik tedavi gibi konularda dikkat edeceğini belirten Arkın, "Benim sağlığımla ilgilenenlere;

 

güzel insanlara teşekkür ediyorum" derken, canlı bağlantının son bölümünde, Banu Güven'in

 

"Sizi tekrar burada ağırlamayı arzu ediyoruz" sorusuna; "Atla mı geleyim yoksa atsız mı?" esprisiyle yanıt verdi.

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Cüneyt Arkın’ın evine o kurşunu kim gönderdi ?

Sanatçının internet sitesinde okuduğum çok ilginç bir anısını sizlerle paylaşmak istiyorum

 

1980'lere doğru Türkiye bir cehenneme dönmüştü. Gençler sokaklarda birbirlerini öldürüyorlardı.

 

Her yerde gözyaşı, kan vardı. İşte o günlerde hain bakışlı karanlık, silahlı gruplar evime gelerek beni ziyaret etmeye

 

başladılar.

 

Bunlar ziyaret değil, korkutucu tehditlerdi.

 

Manevi kuşatmaydı, zulümdü. Kendi ideolojisi doğrultusunda filmler yapmamı istiyorlardı.

 

Aşırı sağ, sol gruplar ve diğer gruplar için bu film yapma işi hayati önem taşıyordu.

 

Gereği gibi, hepsine kesin 'hayır' dedim.

 

Bir akşam, Topağacı'nda oturan bir film yapımcısı çok önemli gerekçesiyle beni çağırdı.

 

Salon, o karanlık, soğuk yüzlü gençlerle doluydu. Ağır, otomatik silahlarını ölümcül bir tehdit gibi masa üzerlerine

 

görünecek yerlere bırakmışlardı. Kamplarda eğitim gördükleri belli olan komando tavırlı gençlerin lideri önce:

 

Çok nazik, teklifi yineledi. 'Bize film yap.'

 

'Hayır, imkansız' dedim.

 

Yüzü, sesi birden değişti. Gürledi: 'O zaman buradan sağ çıkamazsın.'

 

Her gün sokaklarda onlarca gencin öldürüldüğü sorgusuz sualsiz cinayetlerin işlendiği bu yıllarda Cüneyt Arkın'ın

 

bir kaza kurşununa kurban gitmesi sorun bile olmazdı.

 

Korkmuştum. Belli etmedim.

 

Ev sahibine baktım. Sessiz duruyordu.

 

'Bu evden çıkıncaya kadar hayatımdan sen sorumlusun.

 

Bu bir Türk geleneğidir. Türkçü olduğunuza göre bunu çok iyi bilirsiniz.

 

Evden çıktıktan sonra kaderimizde ne yazılmışsa o olur' dedim.

 

Sakin başını salladı. Diğerleri tetikte bekliyorlardı. Çok sakin yürüdüm. Kapıyı açtım. Çıktım.

 

Dış kapıya geldiğimde taksi yanaştı. Rüzgar gibi bindim. Şoför gazladı

 

O an yukarıya baktım.

 

Silahlı gençler, bu taksi de nereden çıktı der gibi şaşkın ateş edelim mi etmeyelim mi kararsızlığıyla duruyorlardı.

 

Çünkü oraya özel arabamla gelmiştim.

 

Bir önlem olsun diye şoför Yılmaz'a bir taksi tut beni bekle kapıda göründüğüm an son sürat yanaş demiştim.

Sonraki günler, eve çocuklarıma hediyeler gelmeye başladı. İlkini karım açtı. Gözyaşlarına boğuldu.

 

Paketin içinde 9 mm'lik bir kurşun vardı.

 

Ailece çok zor günler geçirdik"

Bilal ÖZCAN

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 ay sonra...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.