Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

İslami kaynaklarda insanın yeryüzündeki yaşı nedir?


trevize

Önerilen İletiler

Arkadaşlar,

 

İnsanın yeryüzünde ne kadar süredir var olduğuna ilişkin İslami kaynaklarda bir tarihe şahsen rastlayamadım.

Evrim teorisine göre yaklaşık tarihler veriliyor, Musevi kaynaklarında da 6000 yıl gibi rakamlar var.

Fakat ilk insanın yeryüzünde günümüzden yaklaşık kaç sene önce var olduğuna ilişkin İslami kaynaklarda bir bilgi göremedim.

 

Buna benzer bir soruyu İslam ile ilgili bölümde de sordum, fakat yanıt alamadım.

Bilgisi olanın veya kaynak tavsiye edebilecek olanların paylaşımını rica ediyorum..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 yıl sonra...

Yahudi ve oradan alıntı yapan İslam kaynaklarına göre Ademin dünyaya gelişi 6000 yıl önce. Bunu peygemberlerin yaşları ve aralarındaki zamana göre hesaplamaktalar. Yeryüzünün ve evrenin ortaya çıkışı hakkında ise bu konuya girilmediğinden zaman verilmemekte.

 

Ancak bulunan fosillere göre insan 100.000 yıldan beri bizim biçimizde dünyada dolaşmakta. Dünyanın yaşı ise 4.4 milyar yıl. 4.400.000.000

İlk canlılar siyano bakterleriler ise 3.5 milyar yıl önceden beri hala varlar. Bunlara mavi yeşil algler diyoruz.

2.9 milyar yıl önceden kalma ise stromatolit fosilleri bulundu. Sudan karaya çıkış dünya yaşına göre çok eski değil 600 milyon yıl önce. 600.000.000

65 milyon yıl önceki katastrofik olay dinazorların yok oluşu ve memelilerin hakimiyetinin başlamasına neden oluyor.

Lucy ismi verilen insansı austrolopithecus 3.5 milyon yaşında. İlk hominid 2.2 milyon yıl önce Homo habilis ve Homo ergaster.

1.85 milyon yıl önce Homo erectus ve 1.5 milyon yıl önce bu türün dünyaya yayılışı ve gittiği dünyanın farklı ortamlarında evrilerek yüzden fazla tür arkaik insanların ortaya çıkışı başlıyor bulunan fosillere göre. 150 bin sene önce de; kısa süre öncesine dek bizim atamız daha sonra bizimle melezleştiği sanılan Homo neanderthelis var. 30.000 yıl öncesine dek yaşamış. Bunun gibi familyamıza ait birçok arkaik insan türü var olmuş. Şimdiki bilgilerimize göre bunlar hep Homo erectus'un torunları. Goloyatlar var, Cebeli tarık ve güney Afrikada yaşamış 200.000 yıllık fosilleri bulunan. Bizimle birlikte dünyayı en son işgal etmiş bir hominid te Endonezya Flores adasındaki Homo hobbitler var. Tükenişleri 12.000 yıl önce. 30 bin yıl önce soyu kurumuş neanderthellerin nasıl yok oldukları bilinmiyor ancak, hobbitleri insan yok etmiş, yemiş.

 

Bu bilgiler kanıtlanınca önceleri karşı çıkan Vatikan şimdi 6000 bin yıl önce bu insanlara Ademin peygamber olarak gönderildiğini gevelemeye başladı. İnsan Ademden sonra bilinçlenip insan olmuş sözüm ona. Diğer hayvanlardan farkı yokmuş. Böylece evrimi dine de adapte etmek için debelenen kurulları var. Yoksa 6.000 sene önce yaratılmış Ademle Havva çiftinden bunca çeşit insan nasıl oluşsun. Çinli, İsveçli, Türk, Kızılderili,Fransız, alman, aborgine vs. :unsure:

Bizde Harun Yahyanın tercüme edip yayınladığı eski yazılarını, Vatikan artık pek önemsemiyor artık. Kıvırmanın başka yolunu arıyorlar. Şu anda ise en büyük sorunları, Adem'den önce de insanın dinlerinin olması, eserler yapması, Ademden 4000 yıl önce tarımı icat etmesi. Aklınıza bunları açıklayabilecek fikir gelirse Vatikana bildirin sizi kardinal, papa hatta İngiltere kralı bile yapabilirler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

Bu tür konuları çok fazla irdelerseniz en sonunda dincilerin "Allah o fosilleri insanları sınamak için yerleştirdi." cevabıyla karşılaşabilirsiniz. Bilimin ve dinin biraraya getirilme çabası bazen eğlenceli sonuçlar veriyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...
  • 4 yıl sonra...

36/YÂSÎN-79""De ki: Onları ilk defa yaratmış olan diriltecek. Çünkü O, her türlü yaratmayı gayet iyi bilir.""

 

 

 

Bu gün bile yaratılmış canlıların büyük bir kısmı keşfedilememiştir. Şimdiye kadar yaklaşık 2 milyon tür tespit edildi ve sınıflandırıldı. Her yıl bulunan 15 bin yeni tür ile birlikte bunların birçoğu memeliler, kuşlar ve böceklerden oluşuyor. Toplam sayı için bugün 5 ile 100 milyon arasında türün bulunup sınıflandırılmayı beklediği tahmin ediliyor. Bunlardan birçoğu mantar ve bakteridir. Aynı zamanda fiilen aynı görünen birçok böcek var, fakat genetik olarak birbirine benzemedikleri için farklı türler gibi varsayılıyorlar. Bunları sınıflandırmak çok yavaş bir süreç ve sınıflandırmayı bitirdiğinde bunu bilmek neredeyse imkânsız. Yeni memeli türler çok sık bulunmuyor. Son olarak 2000 yılında Peru'da ağaç sıçanı türü bulunmuştu.

 

SONUÇ OLARAK, Yüce Allah dilediği zaman ve mekanda insana benzeyen ancak insan gibi şuura sahip olmayan canlı yaratır, yaratmıştır da. Bulunan kemik ve fosiller insan benzeri yaratıklara ait olup insanlık Hz. Adem ve Havva ile başlamıştır. Bu gün birbirine benzeyen yüzlerce canlı çeşidi dikkate alınacak olursa, neden Yüce Yaratıcı insan benzeri yaratık yaratmamış olmasın ki? Bunu kısıtlayan bir şey mi var.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 ay sonra...
Misafir karakaya yaşar

Arkadaşlar,

 

İnsanın yeryüzünde ne kadar süredir var olduğuna ilişkin İslami kaynaklarda bir tarihe şahsen rastlayamadım.

Evrim teorisine göre yaklaşık tarihler veriliyor, Musevi kaynaklarında da 6000 yıl gibi rakamlar var.

Fakat ilk insanın yeryüzünde günümüzden yaklaşık kaç sene önce var olduğuna ilişkin İslami kaynaklarda bir bilgi göremedim.

 

Buna benzer bir soruyu İslam ile ilgili bölümde de sordum, fakat yanıt alamadım.

Bilgisi olanın veya kaynak tavsiye edebilecek olanların paylaşımını rica ediyorum..

280 ila 300 bin yıl önce

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 ay sonra...
  • 4 hafta sonra...

Adem ile Havva (yani ilk insanlar) ilk defa yaklaşık 10 bin sene önce yaşamışlardır. daha öncesinde zaten dünya diye bir şey yoktu.. batı dünyasının 200 bin 300 bin yıllık diye bize dayattığı fosillerin hiçbir aslı yoktur. Dinimizde her şey açıkça yazmaktadır ve insanlar maymundan gelmemektedir. saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bugünkü kabule göre, dünya beş milyar yıl önce sıcak ve yoğun bir gaz kümesi idi. Dört milyar yıl önce ise, koyu bir ateş topu halinde bulunuyordu. Hayat ise, tek hücrelilerin ortaya çıktığı bir milyar yıl öncesine dayanıyor.

 

Bu tahmin, çağlar boyunca zamanın hep aynı aktığı ve sabit kaldığı düşünülerek yapılıyor. Halbuki zamanın değişken bir boyut olduğu ve onun, atomda, ışınlarda, olayların başında ve sonunda farklı bir seyir takip ettiği anlaşıldı. Bu durum, bir ırmağın yeryüzü şartlarına göre aynı hızlarda seyretmemesine benziyordu.

 

Zaman, mesela, ilk çağlarda genişleme gösterip durgun akabildiği gibi, asrımızdaki şekliyle de daha hızlı bir seyir takip edebiliyor. İlk çağlardaki iri hayvan ve bitkilerin, şimdikilere oranla on kat daha fazla yaşadıklarına bakılacak olursa, o çağlarda zamanın on kat daha yavaş aktığı söylenebilir. Bu durumda yaş hesaplamalarını, şimdiki zaman akışına göre yaklaşık onda bir (1/10) ölçüsünde küçültmek mantıklı olur. Buna göre Güneş Sistemi'nin dört milyar değil dört yüz milyon, hayat başlangıcının bir milyar yıl değil yüz milyon yıl önce ortaya çıktığı ve yüz bin yıl olduğu farz edilen insanlık tarihinin on bin yıl olduğu sonucu ortaya çıkar.

 

Cisimler hızlandığında ve ışık hızına yaklaştığında, mutlak sandığımız değerlerin bir bir değiştiğini gözleriz. Mesela, ışık hızına çok yaklaşan birinin zamandaki seyri, bize göre on dört defa daha yavaştır. Yani o kişi bir yıl yaşadığında, biz on dört yaş almış oluruz. Bu hızda seyreden birinin sadece zamanı değil, boyu da değişikliğe uğrayarak yarıya iner. Ağırlığı ise üç misli artar. Diğer bir ifadeyle, ağırlığı 70 kg'dan 210 kg'a yükselen o kişinin, elindeki metre yarı yarıya kısalmış, kolundaki saat ise yerdeki bir insana göre on dört defa daha yavaşlamıştır. O kişinin böyle bir saatle kâinatın geçmişini ve insanlığın tarihini ölçmesi halinde ulaştığı sonuçlar doğru olabilir mi?

 

Aynı şekilde yerdeki biri de, enerji dünyasını normal saat ve cetvelle ölçmeye teşebbüs ederse başarı elde edebilir mi? Maddi alemin çapını, kütle hesabını ve zamanını bu ölçülerle incelersek doğru sonuçlara ulaşamayız. Aynı hesaplamayı, enerji dünyasında yaşayan enerji-varlık cinlerden biri yapmaya kalkışsa, enerjinin ölçüleriyle maddi dünyayı ölçmeye çalışsa, doğru sonuçlar elde edemeyecektir.

 

Radyoaktif elementler, “yarı ömür” denen sırlı bir olayla, belli bir zaman sonra, esrarını bilemediğimiz bir şekilde enerji denen mahiyete çevrilir. Mesela, bir kg. uranyum, 1620 sene sonra yarım kiloya iner. Bu süre uranyumun yarı ömrüdür. Maddenin bir şekli ve boyutu varken, onun hamuru ve aslı olan enerjinin, boyutsuz ve zamansız dünyasının sırlarına henüz vakıf değiliz. Bildiğimiz bir şey, enerjinin ışık hızında olduğu ve maddeden tamamen farklı özellikler sergilediğidir.

 

Radyoaktif elementlerin belli bir zaman sonra yarıya inmesi, canlıların özellikle yakın geçmişleri ile ilgili ipuçları vermektedir. Ne var ki, biz, hesaplamaları hep madde konusuyla ele alıyoruz. Bu hesabı enerjinin ölçülerine göre yaparsak: Yani neredeyse ışık hızı dediğimiz ışık hızının yüzde doksan dokuz küsuru ile ele alırsak (Elektron gibi birçok atomaltı ve kozmik parçacıklar bu hızda seyrederler. Tabii ki bu hızda parçacık değil ışın halindedirler), hesaplarımızda düzeltme yapmak zorunda kalır ve kâinatın yaşının on altı-yirmi milyar yıl değil, bunun on dörtte biri olduğu sonucuyla karşılaşırız. Dünyanın yaşı ise dört milyar yıl yerine üç yüz milyon yıl bulunur. Yüz bin yıl önce ortaya çıktığına inandığımız insanlık tarihi ise, aniden yedi bin yıla iniverir.

 

Bu anlatılanları destekleyen meselenin bir başka yönü de, ivmeli bir artış gösteren dünyanın şu andaki nüfus miktarıdır. Eğer insanlık tarihinin on beş bin yıldan bu yana devam ettiği ve bu tarih boyunca ortalama ömrün hep yetmiş yıl olduğu kabul edilirse, dünya nüfusu yapılan hesaplamalara göre şimdi bir trilyon civarında olmalıydı. Şu andaki teorik anlayışa göre yüz binler yıl olduğu ileri sürülen insanlık tarihinin on beş bin yıldan daha kısa olması gerekiyor. Bu da kâfi gelmemekte, atalarımızın ilk zamanlar 600-1000 yıl gibi daha uzun ömürlü olduklarını kabul etmek durumundayız. Yüz sene sonra dünya nüfusunun ne kadar olacağını tahmin edebileceğimiz gibi, aynı tahmini geriye doğru gittiğimizde, Hz. İsa (as) döneminde dünya nüfusunun iki yüz elli milyon kadar olduğu hesaplanıyor (Miller, C.Tyler. “Living In the Environment” Kaliforniya A.B.D. 1975). Dünya nüfusuna tesir eden veba gibi salgınlar ve savaşlarda ölenlerin ancak nüfusun yüzde bir buçuğuna tekabül ettiği kabul ediliyor. Bu durumda insanlığın ömrünün yüz binler yıl olduğu iddiası da geçerliliğini kaybediyor. Sadece nüfus artış hızı bile insanlığın ömrünün on bin bin yılı geçemeyeceğini gösteriyor.

 

Bugünkü tarih hesaplamalarında kullanılan metot, termodinamik soğuma gibi kaba bir metottur. Radyoaktif yarılanmaya dayanan hesaplama metodu ise, uzak zamanlar için doğru sonuçlar vermemektedir. Bu durumda en güvenilir ve doğru kaynak, Kur'an ve hadislerin haberleri olmalıdır. Zaten ilmin doğru sonuçları ile Kur'an'a ait gerçekler birbiriyle her zaman mutabık kalmış, birbirini çürütmemiştir... Çünkü kâinat ve Kur'an, Allah'ın iki ayrı kitabıdır. Yeter ki her iki kitabı da doğru anlayalım ve yorumlamayı bilelim. Bazen görülen yanlışlıklar, yorumlayanların yetersizliğinden ileri gelmektedir.

 

Peygamberimiz (asv),

 

“Ben insanlığın ikindi vaktinde geldim.”

 

buyuruyor. Diğer bir hadisinde ise

 

“Benim ümmetimin ömrü 1.500 seneyi pek geçmeyecek.”

 

buyurmuş. Günün dörtte ya da beşte biri olan ikindiden akşama kadar ki vakti 1.500 yıl kabul ettiğimizde, insanlığın ömrünün 6.000 - 7.500 yıl arasında olduğu ortaya çıkar. Diğer bir meşhur hadis rivâyetinde ise bu açıkça ortaya konmuştur:

 

“Âdem'den kıyamete kadar insanlığın ömrü yedi bin senedir.”

 

Görüldüğü gibi bu üç hadis birbirini teyit etmekte ve tamamlamaktadır. Muhbir-i Sadık olan Peygamberimiz (asm)'in ahir zamanla ilgili verdiği haberler bir bir çıkmaktadır.[(bk. Kenzu’l-Ummal, h.no: 16459; Tezkiretu’l-Mevduat, I/223.; Sahavî, el-Makasıdu’l-hasene (Deylemi’den naklen), I/693, h.no: 1243; Munavî Feyzu’l-Kadir, III/547; h.no: 4278](Deylemi’den naklen)

 

(Alıntıdır) Sorularla İslamiyet

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 5 ay sonra...
  • 2 ay sonra...

Adem ile Havva (yani ilk insanlar) ilk defa yaklaşık 10 bin sene önce yaşamışlardır. daha öncesinde zaten dünya diye bir şey yoktu.. batı dünyasının 200 bin 300 bin yıllık diye bize dayattığı fosillerin hiçbir aslı yoktur. Dinimizde her şey açıkça yazmaktadır ve insanlar maymundan gelmemektedir. saygılar...

Cahillik ne güzel şey değilmi, herşeyi biliyorsun.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Adem ile Havva (yani ilk insanlar) ilk defa yaklaşık 10 bin sene önce yaşamışlardır. daha öncesinde zaten dünya diye bir şey yoktu.. batı dünyasının 200 bin 300 bin yıllık diye bize dayattığı fosillerin hiçbir aslı yoktur. Dinimizde her şey açıkça yazmaktadır ve insanlar maymundan gelmemektedir. saygılar...

insanlar maymundan gelmiyor aynende Havva ve Adem olmadan önce dünya olabilir hiçbirşey yoktu diyemezsiniz bu kuranda yazıyo
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

hz allah insanlari yaratacagi vakit melekler karsi cikmis ve onceki kavimler gibi kan dokup isyan cikartacak kavimmi yaratacaksin diyorlar. Burdan anlasilan insanlardan oncede dunyada yasam var idi. Insanlardan once yasayan kavmin CAN kavmidir.

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

Adem ile Havva (yani ilk insanlar) ilk defa yaklaşık 10 bin sene önce yaşamışlardır. daha öncesinde zaten dünya diye bir şey yoktu.. batı dünyasının 200 bin 300 bin yıllık diye bize dayattığı fosillerin hiçbir aslı yoktur. Dinimizde her şey açıkça yazmaktadır ve insanlar maymundan gelmemektedir. saygılar...

4.6 milyar yaşı olan Dünya'ya 10.000 yıl önce yoktun sen diye iftira atmak biggrin.png

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

Adem ile Havva (yani ilk insanlar) ilk defa yaklaşık 10 bin sene önce yaşamışlardır. daha öncesinde zaten dünya diye bir şey yoktu.. batı dünyasının 200 bin 300 bin yıllık diye bize dayattığı fosillerin hiçbir aslı yoktur. Dinimizde her şey açıkça yazmaktadır ve insanlar maymundan gelmemektedir. saygılar...

 

geçen Ağustos ayında da İran'da en eski insan fosili bulundu. Yaşının M.Ö. 7500 olduğu belirtiliyor.

bkz: http://www.tasnimnews.com/tr/news/2016/10/08/1207318/iran-da-m-%C3%B6-7500-y%C4%B1l%C4%B1na-ait-insan-iskeleti-bulundu

İnsanlığın en az 10 000 yaşında olduğu biliniyor yani.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tarih bilgisinin yok denecek kadar az olduğu ve tarihsel verilerin fiziksel yöntemlerle desteklenmesinin söz konusu olmadığı çağlarda dinlerin insanın tarihini bin yıllarla vermiş olması doğal. Ama günümüz bilgi düzeyine göre binyıllardan bahsetmek son derece gülünç bir saçmalıktır. Çocukça bir tutum, bu gün binyılları söz konusu etmek. Ya yobazlık, ya cehalet veya her ikisiyle bağlantılıdır.

 

İnsanın geçmişi en az bir milyon yıldır. Bir milyon yıl önceki atalarımız, belirgin şekilde başka bir tür olmuşlardı. Yani nasıl, en yakın akraba tür şempanzelerden belirgin şekilde ayrılmışlardı.

 

Önceki milyon yıllarda ayrım daha az belirgindir. İlk insan diye bir şey olmadığı için, kaç milyon yıl önceki insanı ayrı bir tür kabul edebileceğimiz belirsizdir. Milyon yıllar geriye gittikçe ayrım zorlaşır. En eski, sekiz milyon yıl öncesi atalarımızın diğer primat türlerinden ayrı kabul edilmelerinin zorlaştığı kabul edilir. Örneğin on milyon yıl önce insan denebilecek bir türün olmadığını düşünebiliriz. On milyon yıl önceki atalarımız henüz hayvandılar diyebiliriz.

 

Yani bunlar kesin bir kere konuşmuyorlardı, bu bir. İkincisi iki ayak üstüne pek kalkmıyorlardı. Kolları uzundu ve bacakları kısaydı. Derileri postla kaplıydı. Çeneleri büyük, dişleri uzundu. İnsan diyebileceğimiz bir halde değildiler.

 

Dinde ilk insan Âdem inancı oldukça, dinden bir gelişme beklemek hayaldir. Bu inançla hiç bir gelişme olmaz. İlk insan diye bir şeyin olması gülünç ve saçma bir inançtır. Bilime temelden ve kökten aykırıdır. İlk insan diye bir şey kesinlikle yoktur. Bu inanç, dinlerin baştan sona yanlış olmasına yol açan temel bir yanlıştır. Bunun üzerine bina edilmiş tüm bilgiler saçma ve yanlıştır. Bunların doğru oldukları konusunda en küçük bir şüphe duymak, bilimden hiç anlamamak demektir.  

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Tarih bilgisinin yok denecek kadar az olduğu ve tarihsel verilerin fiziksel yöntemlerle desteklenmesinin söz konusu olmadığı çağlarda dinlerin insanın tarihini bin yıllarla vermiş olması doğal. Ama günümüz

.

.

.

oldukları konusunda en küçük bir şüphe duymak, bilimden hiç anlamamak demektir.  

Arkadaşım senin müslüman olmadığın belli bu çağda sendeki bu kafalardan oldukça ilimden bilimden kime söz edilebilir.Sana en güzel cavabı zaten Kur'an veriyor senin kalp gözün kapalıki okuyup anlayamıyorsun. Eğer Allah'a_da inanmıyorsan vay haline.!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allah'a_da inanmıyorsan

 

Allaha elbette inanmıyorum. Çünkü allah olamayacak bir iddiadır. Allahın olmadığı, herhangi bir tanrının olmadığından çok çok daha kolaylıkla ispatlanabilir. Tanrı kavramı uzun bir tartışmaya konu olabilir. Çok da kolaylıkla hallolmaz. Bir çok felsefi konuya girmek gerekecektir.

 

Allah ise, çok basit konu. Bunu çok kolaylıkla halledip allahın olmadığını apaçık kanıtlayabiliriz. Bunun nedeni, herhangi bir tanrı iddiasının sadece evreni yaratmış olduğu iddiası varken, allahın ise bir din de göndermiş olduğu iddiasıdır. Bu gönderdiği şeyi incelemek, allahın olmadığını, bunu allahın göndermediğini, insanların allah gönderdi diye ortaya attıklarını apaçık ortaya koyar.

 

Yani allahın olmadığını kesin bir şekilde anlamanın yolu, gönderdi diye iddia edilen dini incelemekle kesin şekilde açıklığa kavuşur. İnsan aklı bunu insanlar mı yaptı, bir tanrı mı gönderdi, bunun ayrıdını kavrayacak yetenektedir. Normal bir akla, insanların yarattığı bir şeyi allah gönderdi diye yutturulamaz. Ama dogmatik kalıplarda kendini hapsetmemiş, eski dilde "selim" denilen normal, standart bir akıl gereklidir. 

 

Bu akıl, allahın olmadığını net ve açık şekilde anlar. Allah yoktur. 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnsanlığın en az 10 000 yaşında olduğu biliniyor

 

Bu insanların bugünkü insanlardan ayırt edilemeyeceği en eski tarih olarak kabul ediliyor. Yani yürüme, konuşma, alet yapma becerisinin net şekilde olduğu tarih. MÖ 10 000 filmi buna dayanılarak yapıldı. Bu tarihte yaşayan insanları alıp bu güne getirseniz saçını sakalını traş etseniz günümüz dilini öğretseniz insan içine karışabilirlerdi. Kıstas bu.

 

Yoksa bu insanlığın başlangıç tarihi elbette değil. Bu tarih taş devrine tekabül eden bir tarih. Taş devrinin sonları. MÖ 5000 yılına kadar taş devri olarak kabul edilir. Bir çok toplum için bu erken bir tarih, ama bu tarihte taştan başka araçlar da kullanılmaya başlandı. Kil örneğin... Kap kacak yapılmaya başlandı.

 

Kilin şekillendirilip pişirilmesi, insanlık için bir dönüm noktası olmuştur. Peşinden tunç çağı geldi ki, bunlar çok önemli dönüm noktaları. Demirin bulunması ise insanlığa yepyeni bir biçim verdi. Cam, kağıt, bunlar önemli kilometre taşları.

 

Bunlar insanlık düşüncesini de derinden etkileyip biçimlemiştir. En basit örnek, kilden heykeller yapılması, tanrının insanı çamurdan yarattığı inancının doğmasına yol açmıştır. Bunlar insanlık tarihinin aşamaları.

 

İnsanlık bilincinin bu aşamalardan birinde takılıp kalması çok ciddi bir geriliktir. Bu utançtır, bu çağda hâlâ allahın insanı topraktan yarattığına inanılması korkunç bir gerilik. Böyle bir geriliğin kabul edilebilir yanı yok, insanlık adına bu bir utançtır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

Ne Kâinat, ne Dünya ne de İnsanlığın var oluş tarihini, Kur'ân-ı Kerim'de belirtilmemiştir. Herşeyi yoktan var eden Allah ayette buyurur ki; ilim ve bilim öğrenin... yada hiç düşünmezmisiz veya size akıl verdim akletmezmisiniz, diye sorgular insanoğlunu..!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...
  • 2 ay sonra...

Merhaba

 

Dindeki zaman kavramıyla, yani Tanrı katındaki zaman ile günümüz dünyasındaki geçen zamanın aynı olmadığını biliyoruz...E hal böyle olunca din ve bilim arasındaki zaman çıkmazı ortadan kalkıyor.. Bu kadar basit.. Bir örnek kendimce.. İnanç ehli bir kişiye soru sormuştum.. Şimdi ölüler hala kıyameti bekliyolar değilmi,ne kadar tuhaf,adam öleli 2bin sene geçmiş hala kıyameti,sorgulanmayı ,cezayı veya mükafatını bekliyor diye.. O kişi bana bu konu için Hadis mi Ayetmi tam hatırlamıyorum ama '' Ölüler için bu süre ikindi - akşam arası geçen zaman kadardır sadece.. onlara öyle kısa işte.. '' demişti.. belki kutsal kitaplarda bahsedilen Adem in Havva nın yeryüzüne gelişi 6bn sene önce derken tam bilmiyorum onuda ben de 8bin diye biliyordum,hatta insanlardan önce cinler birkaçbin yıl önce gelmiş olcak dinlere göre..dinlerdeki 6bin ifadesi belki 6milyon yıldır ne biliyoruz veya başka bir tez süreyim.. Bulunan kafatasları veya kanıtlar insanlara değil cinlere aitmiş filan,zira insanlar gelmeden önce onlarda maddesel gözle görülür filanmış ... buda benim bi düşüncem olsun :))

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Misafir selamdostlar

göbeklitepe ; bilinen ve bulunan en eski yerleşim yeri. 12bin yıllık .
bizle yani adem ve havva soyu 6-7bin yıllık .

2 side gerçekse arada var 5bin yıl zaman .

biz ve göbeklitepeyi kuranlar farklı zamanlarda yaşamış Allah ın yarattığı farklı insanlar mıyız ?
yani göbeklitepe zamanı yaşayan insanlar helak edildi de sonrası adem soyu biz mi geldik dünyaya ya ?

 

göbeklitepe zamanı yaşayanlardan öncede mu ve lemuryalılar vardı onlarda onlardan önce dünyada yaratılanlarmıydı ?

 

son zamanlarda ise kutupların erimesine yolaçan karbon salınımını amerikalıların antartikada yaşamış çok çok eski bi uygarlığın ortaya çıkacak olmasından ötürü takmamaları konusu gerçek i,se .. bu uygarlıkta lemuryalılardan önce yaşamış bambaşka bir uygarlık mı oluyor... ?

 

verilerin başında göbeklitepe var ki hakikatten 12bin yıllık ise ondan öncede uygarlıklar olması ve bunların helak ediliip yeni uygarlıklar yaratılmış olması da muhtemel...

 

evet cahillik güzel şey..  biz insanlar belki bi kaç yüzümüz hariç milyar milyar cahiliz >)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.