Φ kaan_bebeto Gönderi tarihi: 4 Kasım , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 4 Kasım , 2006 ölüm yırtarak geçiyor kalbimizden hayatı da törpüleyen zaman şuramızda birşey var acıya benzer umuda benzer böyle günlerde herşey hem acıya, hem umuda benzer gün ölümle başlatıyor hayatı her şafak taze bir ölünün üstünde doğuyor her sabah ölümü anlatıyor gazeteler sol köşede ölümü kutsallaştıran bir fotoğraf yeni bir cinayetin rontgenini çıkartıyor gövdeme beynim sabırla keskin iğdişliyor haber bültenlerini, yorumları, sahte ölüm ilanlarını bizim ilanlarımız çoktan verilmiştir gelirsede bilinir nerden ve nasıl böyle ölümün yücedir adı ha kanağacı canım, ha gelincik tarlası Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ kaan_bebeto Gönderi tarihi: 4 Kasım , 2006 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 4 Kasım , 2006 Ölüm seninle karşılaşıp solduğum andı ölüm yüzüne baktığında tutuşup yandı ölüm çoğaldıkça çoğalan bir sevda ülkesinde ellerine dokundun; sana inandı ölüm o efsunlu, yağmurlu, hercai gözlerinden uçan kelebekleri mutluluk sandı ölüm akkor dudaklarından ağı düştü içime yollarında yürürken sanki insandı ölüm viran eylediğin gün yorgun hayallerini ayrılıkla, hüzünle, aşkla sınandı ölüm bir ömür vuslatını bekledi boynu bükük bilmem ki aşk uğrunda neden kınandı ölüm süründü yıllar yılı karanlık köşelerde benim gibi kıvrandı, kahra dayandı ölüm her akşam tufanında harap oldu güneşim gece baygın bir rüya, gündüz hülyandı ölüm sensizliğin en ağır fermanıydı içimde dudaklarımdan sızan bir damla kandı ölüm ölüm seni sevmektir bir celladın elinde bilmem hangi yürekte böyle sultandı ölüm Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ kaan_bebeto Gönderi tarihi: 4 Kasım , 2006 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 4 Kasım , 2006 Acı bir hayat. Bir tek senin aşkın mı aşk? Sen misin sevda yanığı kaçak Ben seni sevdim seveli yandım Yandım,yandım sende söndüm Hayat bana bir dargın bir barışık Her günüm senle karma karışık Çakmak, çakmak gözlerinde ışık Senin sevdan bende, barut fişek Ulaşılmayı beklerken ayrılık İkimizin kaderi olsa gerek Bana ayrılık yazan felek Sensizliğini bana giydirecek Yapma be sevdam ağlama artık Bu kader senin değil benimdir Sana gelen bu ayrılık, firak Bende oluyor acı bir hayat Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ kaan_bebeto Gönderi tarihi: 4 Kasım , 2006 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 4 Kasım , 2006 Gecenin Namlusu Kollarından tutup akşamın ıssızlığını damarları kurumuş atın sırtında her akşam-yada gece-eve döndüğümde cam saydamlığındaki ellerini geceler boyu öptüğüm kadının komşusu bir kızı sevmişliğim vardı. umarsızlık saatlerinde sabahın fırçalanmış dişleri arasında yürürken at kestaneleri görünmezdi. Aşk, kadının erkek cinselliği altında ezilmesiyle pelte olmuştu aşkımız ama hala sisli bir ufku gösteriyordu güneş. Yokolmanın bataklığında bebek sonsuzluğa çivilenmiş bir yürek demektir. Toplama kampı toplumda yürek ise, mavi bir kardır süslüyor ellerimdeki dağı. İçinde ağaçların boğulduğu o uzak patika ikimize dardı geceler boyu öptüğüm kadının komşusu bir kızı sevmişliğim vardı. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir ipek Gönderi tarihi: 4 Kasım , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 4 Kasım , 2006 Yaşamak sevmektir bence Yaşamak verebilmektir sevgileri Kim satın alabilir martıların ucuşunu Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ kaan_bebeto Gönderi tarihi: 4 Kasım , 2006 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 4 Kasım , 2006 Sokak çalgıcılarının dalgın kemanı Akdenizi anımsatıyor Gelip geçmekte olan yazı Güz bakışlarıyla Aşk bile yetmez Bir kez olsun masal anlatmadı babam Uzun yolculuklara çıkmadık Adım adım yaklaşan bir hüzündü gençliğim Bir kış gecesi soğuk ve puslu Düş bile yetmez -birileri söylemişti sahi Hiç unutmuyorum Kadınsan mutsuz olmaya bile hakkın yok- Sessiz iklimlerin çocuklarıyız şimdi Ne varsa yarından kalacak kırık dağ laleleri gibi Yalnız kalmak gibi sonsuz ve acı Öznesi liman bir vapura yüklüyoruz denizler bile yetmez Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ kaan_bebeto Gönderi tarihi: 4 Kasım , 2006 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 4 Kasım , 2006 Çek elini sînemden, yeter artık vicdânsız! Tükenmeyen zamânın, arlanmaz payandası! Kezzâb döktün umûda, çürüdü şimşir direk Taştan da olsa tartmaz, bu yükü Binbir yürek Kusmaya doymadın mı; zehrini be Engerek! Yılanlara şâh olsan, akrepler tutar yası Yakınlığın zamânsız, sokuşların ap-ânsız... Çöreklendin yoluma, senden kurtuluş yok mu? Hep sana takılıyor, fîrâr teşebbüslerim Sinmişlik duygusunu mağlûb edip yensem de, Hıncımla tekrar tekrar toparlanıp dönsem de, Kene gibi kandasın! Gölge gibi ensemde... İşkence kıskacında nâra atar hislerim Nerdesin ey Kıyâmet, o kutlu kopuş yok mu? Bırak beni kendime, çık mâsum düşlerimden! Sana âit ne varsa, götür berâberinde! Ölümsüz vakitlerde, candan can çekişlerin Sakız etti bağrımı, ısırdıkça dişlerin Kan rengini bastırır, o kıpkızıl şişlerin Kurtulursam pençenden eğer günün birinde; Uçarım sevincimden, ağlarım hünerimden... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ kaan_bebeto Gönderi tarihi: 4 Kasım , 2006 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 4 Kasım , 2006 Ben, eski zaman aşığıyım. Sevda çeker, düşünürüm, ağlarım Bazen; tilki kadar kurnaz , bazen akılsız Bazen; çocuk gibiyim, bacak kadarım Herkes aşık olur, sevdalanır... Bir yolu var gönül çekmenin de. Benim ki; sevda değil ateşten gömlek. Bir kar düşmüş, ışıl ışıl yanar içimde Ama ben eski zaman aşığıyım. Sevmek kadar katlanmak da gelir elimden. Gece hayalimde gündüz fikrimde Ela gözlü o yar çıkmaz gönülden. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ kaan_bebeto Gönderi tarihi: 4 Kasım , 2006 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 4 Kasım , 2006 Gidenin ardindan sen hic aglamadiysan Göndersin diye tanriya yalvarmadiysan Bir tek resminde umut aramadiysan Ben sana aski nasil anlatayim Ben sana aski nasil tanitayim Simdi ne söylesem hepsi bosuna Herseyi göze aldinmi sen ask ugruna Ömrünü serrmediysen sevdiginin yoluna Ben sana aski nasil anlatayim Ben sana aski nasil tanitayim Varliginda bile hasretin cekmediysen Yanindayken bile onu özlemediysen Hic bir sey anliyamazsin söylediklerimden Ben sana aski nasil anlatayim Ben sana aski nasil tanitayim Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ kaan_bebeto Gönderi tarihi: 4 Kasım , 2006 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 4 Kasım , 2006 Sen şiir ol ben şair Sen sevgi ol ben sevdalı Sen derman ol ben dert Ne sen sev ne ben ağlayayım İçimde alevlenen aşkım Volkan oldu patlayacak Çile oldu kaldı Ne sen sev ne ben ağlayayım. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ kaan_bebeto Gönderi tarihi: 4 Kasım , 2006 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 4 Kasım , 2006 Başımı kaldırıp baktığımda Diğer dairenin camında durmuş Yeni açan bi çiçekti önceleri Gözlerini dikmiş etrafı seyrediyordu İkinci katta camın önünde Bir karanfil hikmetiyle ne güzel de duruyordu Başını biraz öne eğmiş elleri bağlıydı Bazen bana bakıp gülümsüyordu Benimde ona baktığımı görünce Bir kuş gibi kalbi atmış utanmıştı sanki Gözlerindeki o masumluğu gördüğümde Varlığını hiç hissetmediğim bu kalbim Onun kalbindeki kuş olmuş Hayallere bırakmıştı kendini. Ne adını biliyordum ne kim olduğunu Ne beni düşündüğünü hissediyordum Ne de beni biraz olsun sevdiğini Sadece geceleri yıldızları izler gibi O masum gözlerini izliyordum Hiç bir karşılık beklemeden Tek bir söz bile istemeden Sadece seyrediyordum Karşılıksizdı biliyordum sevgim Ama bu kuş kalbimi engellemem imkansızdı yanına gittim ellerini tuttum ve artık bu kalbim atmıyor gözlerindeki gözlerim gözyaşıyla ağlıyordu… Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ kaan_bebeto Gönderi tarihi: 7 Kasım , 2006 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 7 Kasım , 2006 Barbaros Meydanı Biliyorum, ayıp be manasız Ama peşlerinden gidiyorum Gezmeye çıktıkları vakit Ana kız. Utanır da belki Anasının sırtındaki Yeldirmeden, Kız bir adım önde gider Sezdirmeden. Beşiktaş'ta Barbaros meydanı Sağı anıt, solu türbe Ortası kare şeklinde, Parkıdır yoksulların Bilhassa yaz ayları. Fidanların, meydanların önünde Yontulu taşlar çepçevre. Yer yer banklar konulmuş Meydana dolmuş millet, Sıra sıra oturmuş. Ah genç kız kalbi, Sıralara bakar elbet. Meydanın ilerisi deniz kıyısı Karaya çekilmiş kayıklar, İskele gazinosu yanda Sulara dökülmüş ışıklar, Üsküdar şu karşısı... O nemli topraklara Ana çöker yorgun argın Kalmış gözü arkada Kendi ayakta kızın. En gürültülü şarkılar Çalarken plakta, Onlar orda oturur Denize bakarlar Avunmaya muhtaç gençlik Ey kız anası ihtiyarlar, Ey denizlerden esen serinlik. O dediğim yere yaz mevsiminde Geceleri sık sık giderdim. Elektrik direkleri dibinde Toplananlar yok şimdi. Toz toprak içinde Güreş eder çocuklar Top oynayanlar yok şimdi. Kol kola gezinen genç kızlar, Peşlerinde dolaşanlar yok şimdi. Garip adamlar görürdüm: İçmiştiler, müthiş. Zayıf kadınlar görürdüm: Bitmiştiler, bitmiş. Evlerinde duramamış, Kalkıp gelmişler. O dediğim deniz kenarımda Yavaş sesle konuşan Kadınlar otururdu. Kahkahayla gülüşen Genç kızlar bulunurdu. Hovarda hoyrat itişen Delikanlılar dururdu. Böyle miydi o vakitler burası Mezarların, fidanların önünde Beşiktaş'ın fakir fukarası Hava alır, eğlenir dinlenirdi. Gece yarısına doğru Barbaros meyanı halkı, Evlerine dağılırdı Erkekli kadınlı. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ kaan_bebeto Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2006 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2006 Bakmayın çevremi kuşatanlara Hüznün,yalnızlığın şairiyim ben Issız ovaların nehiriyim ben İçimde işliyor derin bir yara Aşkın öldürmeyen zehiriyim ben Bakmayın çevremi kuşatanlara Hüznün,yalnızlığın şairiyim ben Kapattım kalbimin son kapısını Dokunun;boşlukta bir taş gibiyim Hafızası ölü nakkaş gibiyim Çekiyorum mutsuzluğun yasını Ayaklara mahkum bir baş gibiyim Kapattım kalbimin son kapısını Dokunun;boşlukta bir taş gibiyim Ölümü yaşadım ölmeden önce Bana sonsuzluğu beklemek düştü Mazide benim de yüzüm gülmüştü Uyandım,mutsuzluk geri dönünce Ölümü yaşadım ölmeden önce Bana sonsuzluğu beklemek düştü Gelsene,nerdesin,ey sessiz ölüm Adını yazsana dudaklarıma Zaman kan süzüyor kulaklarıma Hıçkırığa mahkum biçare gönlüm Haydi takılıver ayaklarıma Gelsene,nerdesin,ey sessiz ölüm Adını yazsana dudaklarıma Bulsam Kafdağı'nın eteklerini Başımı çevirip gitsem mi bilmem Ben ki yaranamam,şakaya gelmem Kuruttum bengisu peteklerini Karanlık dolu bir dünyada gülmem Bulsam Kafdağı'nın eteklerini Başımı çevirip gitsem mi bilmem Umutlar sultanı anlayamadı Sizler beni asla anlamazsınız Biraz sevdasınız,biraz nazsınız Kimse benim gibi ağlayamadı Belki gülersiniz,inanmazsınız Umutlar sultanı anlayamadı Sizler beni asla anlamazsınız Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ kaan_bebeto Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2006 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2006 Artık demir alma günü gelmişse zamandan, Meçhûle giden bir gemi kalkar bu limandan. Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol. Rıhtımda kalanlar bu seyâhatten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli, Bîçare gönüller! Ne giden son gemidir bu! Hicranlı hayâtın ne de son mâtemidir bu! Dünyâda sevilmiş ve seven nâfile bekler; Bilmez ki giden sevgililer dönmiyecekler. Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden, Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ kaan_bebeto Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2006 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2006 Dostlarım, toplanın öldüğüm zaman; Riyayı, o günlük bir yana atın! Tutunuz tabutumun bir kenarından; Bir derin çukura beni fırlatın! Kalınca büsbütün sizden uzakta, Vücudum çürürken kara toprakta, Uzanın rahatça sıcak yatakta Yaşamak gururu içinde yatın! Yüz yüze getirmez bizi asırlar, Meydana vurulsun saklanan sırlar Sayılsın şahsıma ait kusurlar. Korkmayın içine yalan da katın! Anlayım: Kimlermiş dost sandıklarım; Muhabbetlerini kıskandıklarım? Anlayım: Ne boşmuş inandıklarım; Şu yalan hayatı bana anlatın! Dostlarım, anmayın artık adımı! Siliniz gönülden eski yadımı! Kırınız, sonuncu itimadımı: Ölünce bir daha aldatın beni! Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ kaan_bebeto Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2006 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2006 UZUN BİR ISTIRABIN SONUNDA VE BİR SAADET ÂNINDA GELECEK ÖLÜMÜN TÜRKÜSÜ Bir sahile varacak günlerimiz.. Günler ki namütenahi ıstırap. Kalmayacak bugünkü hasta, harap Yüzlerde bahtın karanlığından bir iz. Şekillenecek ruhu çeken kutup: Sevmek kadar tatlı, yaşamak kadar Kısa bir ânın ötesinde bahar. İşte o dem ki bir ömrü unutup Açacağız nurdan kapılarını Bugün vadedilen cennetimizin. En güzel, en son memleketimizin Bulacağız ışıktan pınarını. Gün vuracak baktığımız her yüze Ve kızlar, kucaklarında çiçekler, Ebedi baharı getirecekler Bu yeniden başlayan ömrümüze. Orhan VELİ Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir kleopatra.07 Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2006 SABAHA KADAR.. . Şu şairler sevgililerden beter; Nedir bu adamlardan çektiğim? Olur mu böyle, bütün bir geceyi Bir mısranın mahremiyetinde geçirmek? Dinle bakalım, işitebilir misin Türküsünü damların, bacaların Yahut da karıncaların buğday taşıdıklarını Yuvalarına? Beklemesem olmaz mı güneşin doğmasını Kullanılmış kafiyeleri yollamak için, Kapıma gelecek çöpçülerle, Deniz kenarına? Şeytan diyor ki: "Aç pencereyi; Bağır, bağır, bağır; sabaha kadar." ORHAN VELİ KANIK Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir kleopatra.07 Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2006 Hayalşehir Git bu mevsimde gurup vakti Cihangir'den bak, Bir zaman kendini karşındaki rüyaya bırak; Başkadır çünkü bu akşam bütün akşamlardan; Güneşin vehmi saraylar yaratır camlardan! O ilâh isteyip eğlence hayalhanesine, Çevirir camları birden peri kâşânesine. Som ateşten bu saraylarlabütün karşı yaka. Benzer üç bin sene evvelki mutantan şarka. Mest olup içtiği altın şarabın zevkinden, .......... .......... Yahya Kemal Beyatlı Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ kaan_bebeto Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2006 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2006 SU GİBİDİR ÖLÜM Su gibidir ölüm, renksiz, kokusuz ve berrak. Ecel dolunca her nefis, ölümü tadacak mutlak. Su gibidir ölüm, temiz, saf, elzem ve aziz. Ölüm meleği ayrım yapmaz, dinlemez siz-biz. Su gibidir ölüm, hayatın içinde ama çok farklı. Ölümden kaçış yok, ister garplı ol, ister şarklı. Su gibidir ölüm, hep bize, hep bize doğru akar. Bütün yolların sonu yalnız, yalnız ölüme çıkar. Su gibidir ölüm, kurumuş toprağa can verir. Bütün canlar, ancak öldükten sonra dirilir. Su gibidir ölüm, su gibidir ölüm, su gibidir. Malına, evladına güvenme, hepsi gidicidir. Su gibidir, su gibidir, Müslüman için ölüm. İşte bu yüzden, bebekler gibi hoştur gönlüm. Su gibidir ölüm, şehâdetle ecel şerbeti içenlere. Din-i Mübin-i İslam için kendinden geçenlere Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ kaan_bebeto Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2006 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2006 Ölüme Övgü Sen olmasan duyar mıydım gerçekten Özlem nedir acı nedir ayrılık ne Ölüm sana övgüler düzenleme Boynumun borcu olsun yürekten Ölüm seni seviyorum inan ki Hani alırsın diye sevdiğimi Hep korku hep tasa içindeyim Yani yaşamın daha içindeyim Ölüm seni seviyorum şaşma buna Sen olmasan bilir miydim hançeri Ölüm seni seviyorum yaklaş daha Yaşamın görünsün görkemli albenisi Ölüm seni duymasaydım derinden Düşünebilir miydim evreni Evren ki renk renk bin bir görünümde Saçılır şenlik fişekleri gibi Ölüm seni kucaklıyorum seviden Nelerle tanıştırmadın ki beni Sana borçluyum duyularımın keskinliğini Seni yaşadıkça varolduğumu yeniden Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ kaan_bebeto Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2006 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2006 İlâhi Sabahın sinleye vardım gördüm cümle ölmüş yatar Her biri biçare olmuş ömrün yayı varmış yatar Vardım bunların katına baktım ecel heybetine Nice yiğit muradına eremeyiben ölmüş yatar Yemiş kurt kuş bunu keler nicelerin bağrın deler Şol ufacık na-resteler gül gibice solmuş yatar Tuzağa düşmüş tenleri hakka ulaşmış canları Görmez misin sen bunları sıra bize gelmiş yatar Esilmiş inci dişleri dökülmüş sarı saçları Hepsinin bitmiş işleri emr-ü nemde ermiş yatar Elleridir kınalı hep karavaşları şeker-leb Kargı gibi uzun boylu gül yüzlü güzeller yatar El bağlamıştır çoğusu hep Allah'tandır umusu Taze kızdır kimisi alınmadan çoklar yatar Gitmiş gözünün karası hiç işi yoktur durası Kefen bezinin paresi sönüğe sarılmış yatar Yunus gerçek aşık isen mülke suret bezemegil Mülke suret bezeyenler kara toprak olmuş yatar. Yunus Emre Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ kaan_bebeto Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2006 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2006 ACI Gurbet dedikleri ne kadar mesafedir, Yakından da olmaz mı? Hasret. Her gün görüp de dokunamamak Uçurum dedikleri çok mu yüksektir, Ucunda durup ta düşememek. Tam düşerken tutunmak. Aşk bulmak kolay mı? be güzel, Zor mu? Acı çektirmek Yüzüme bile bakmayan gözleri sevmek… Sence zor mudur? Sevdiğin için ölmek… Eskiden dosttuk şimdi iki yabancı Her gün seni görüp de konuşamamak Oldu mu şimdi beni yalnızlığa atmak, Oldu mu be güzel şimdi beni bırakıp ta gitmek…. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ kaan_bebeto Gönderi tarihi: 11 Kasım , 2006 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 11 Kasım , 2006 Gülüm. Göz bebeğim,bahar dalım. Sen hiç görmedinki, Özgürlüğe uçan, Güneşe kanat açan bir güvercinin Bir kurşuna kurban gidişini. Sen görmedinki, hiçbirşey'in herşeye hükmedişini. Sen dünyayı yüreğin gibi temiz, yüzün gibi aydınlık sanıyorsun. Ama bebeğim, Emin ol aldanıyorsun. Onlar var hayatımızda, Onlar... Yaşama düşman, ve her güzel şeye, paslı bir hançer gibi saplanan Onlar... Onlar ki,bir gerilmiş ok gibidirler. Bu yüzden varmaz hiç bir güvercin güneşe. Bu yüzden hiç bir çiçek dalında solmaz. Ve bu yüzden bizim gibiler, hiç bir zaman mutlu olmaz. Çünkü onlar vardır hep. Hayatı kirleten, her güzelliği yokeden. Gücü olan, ama yüreği olmayan. böyledir hayat gözbebeğim. Sen sen ol sakın aldanma. Onlar var oldukça, sen sakın özgür olduğunu, mutlu olacağını sanma. ve... Benide unutma. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ kaan_bebeto Gönderi tarihi: 11 Kasım , 2006 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 11 Kasım , 2006 Ateş gibi vÜcudum, Elim, ayağım, içim titriyor hasretinle, Canım acıyor, Ağlamak istiyorum, Avazım çıktığı kadar bağırarak saatlerce, Bu nasıl bir şey böyle, Bu nasıl duygu böyle, Kendime hakim olamıyorum, Deprem oluyor tÜm bedenimde, beynimde sanki, Alev alev yanıyor her yerim, Ama titriyorum hala Yanında olmak İstiyorum, Hiç ayrılmamacasına, Koynunda uyumak istiyorum her gece, ÜşÜyorum, Sanki sadece sen sarılınca , Kollarına alınca ısınacak gibiyim, ısınamıyorum bir tÜrlÜ ne yapacağımı bilmiyorum, çıldırmak Üzereyim, Sevgini istiyorum, yanımda olmanı istiyorum, Sadece benim olmanı istiyorum...... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ kaan_bebeto Gönderi tarihi: 11 Kasım , 2006 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 11 Kasım , 2006 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.