Φ pcked Gönderi tarihi: 17 Nisan , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 17 Nisan , 2009 Einstein Zaman Algısı Zaman algısı aslında bir anı başka bir anla kıyaslama yöntemidir. Bunu şöyle bir örnekle açıklayabiliriz. Bir cisme vurduğumuzda bundan belirli bir ses çıkar. Aynı cisme beş dakika sonra vurduğumuzda yine bir ses çıkar. Kişi, birinci ses ile ikinci ses arasında bir süre olduğunu düşünür ve bu süreye "zaman" der. Oysa ikinci sesi duyduğu anda, birinci ses sadece zihnindeki bir hayalden ibarettir. Sadece hafızasında var olan bir bilgidir. Kişi, hafızasında olanı, yaşamakta olduğu anla kıyaslayarak zaman algısını elde eder. Eğer bu kıyas olmasa, zaman algısı da olmayacaktır. Aynı şekilde kişi, bir odaya kapısından girip sonra da odanın ortasındaki bir koltuğa oturan bir insanı gördüğünde, kıyas yapar. Gördüğü insan koltuğa oturduğu anda, onun kapıyı açması, odanın ortasına doğru yürümesi ile ilgili görüntüler, sadece beyinde yer alan bir bilgidir. Zaman algısı, koltuğa oturmakta olan insan ile bu bilgiler arasında kıyas yapılarak ortaya çıkar. Kısacası zaman, beyinde saklanan birtakım hayaller arasında kıyas yapılmasıyla var olmaktadır. Eğer bir insanın hafızası olmasa, beyni bu tür yorumlar yapmaz ve dolayısıyla zaman algısı da oluşmaz. Bir insanın "ben otuz yaşındayım" demesinin nedeni, beyninde söz konusu otuz yıla ait bazı bilgilerin biriktirilmiş olmasıdır. Eğer hafızası olmasa, ardında böyle bir zaman dilimi olduğunu düşünmeyecek, sadece yaşadığı tek bir "an" ile muhatap olacaktır. Zaman bir algıdan ibaret olduğuna göre de, tümüyle algılayana bağlı, yani göreceli bir kavramdır. Zamanın göreceliği, rüyada çok açık bir biçimde yaşanır. Rüyada gördüklerimizi saatler sürmüş gibi hissetsek de, gerçekte herşey birkaç dakika hatta birkaç saniye sürmüştür. Konuyu biraz daha açıklamak için bir örnek üzerinde düşünelim. Özel olarak dizayn edilmiş tek pencereli bir odada oturup, burada belirli bir süre geçirdiğimizi varsayalım. Odada geçen zamanı görebileceğimiz bir de saat bulunsun. Aynı zamanda odanın penceresinden güneşin belirli aralıklarla doğup-battığını görelim. Aradan birkaç gün geçtikten sonra, o odada ne kadar kaldığımız sorulduğunda vereceğimiz cevap; hem zaman zaman saate bakarak edindiğimiz bilgi, hem de güneşin kaç kere doğup battığına bağlı olarak yaptığımız hesaptır. Örneğin, odada üç gün kaldığımızı hesaplarız. Ama eğer bizi bu odaya koyan kişi bize gelir de, "aslında sen bu odada iki gün kaldın" derse ve pencerede gördüğümüz güneşin aslında suni olarak oluşturulduğunu, odadaki saatin de özellikle hızlı işletildiğini söylerse, bu durumda yaptığımız hesabın hiçbir anlamı kalmaz. Bu örnek de göstermektedir ki zamanın akış hızıyla ilgili bilgimiz, sadece algılayana göre değişen referanslara dayanmaktadır. hayran olmamak elde değil yazısını şu an okurken işte benim anlatmaya çalıştığım şey bu.ve bukadar güzel anlatılabilir ancak.demekki zaman diye birşey yokmuş zaman bizim hafızlarımızda sürekli kaydettiğimizle ,yaşadığımız an arasındaki görüntüye verdiğimiz isimdir.kısacası alem sürekli akar zamansızlıkta film şeridi gibi içindekiler dünceleriyle ,kurdukları düzenle zaman algısını yaratır. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ larsen Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2009 sonsuzdan bir parça kopardın sonlumudur sonsuzmudur? örneğin sayılardan 3 ü çıkardın diyelim. yeni sayılar önceki sayılardan daha mı azdır? bunun cevabını matematiksel olarak vermeye kalkarsan ikiside sonsuzdur çıkar yani eşittir. fakat matematiğe itiraz ettiğin için tek yöntem kalır o da saymak! hadi say bakalım azmıdır çokmudur bul.. yani işine gelince matematiği kullanıyorsun işine gelmeyince yöntemsiz olarak isbatsız sadece konuşuyorsun. ispatların hükümsüzdür. eğlenceli bir oyun olur sadece. misal bir tanede benden. sayılar sonsuz mudur? hayır değildir. neden? herkesin farklı sonu vardır. mesela şimdi saymaya başla öldüğünde kaçtaysan senin son sayın odur.... gibi ) şimdi ikinci mevzu alem sonradan mı oldu? burda bir kabulle başlıyorsun "plotinos alem allahtan taştı çıktı dedi ancak alem allahtan zaman olarak sonra değildir beraberdir dedi" dolayısıyla cevabı yapıştırıyorsun. "bu görüşe göre allahın başlangıcı kabuledilmiş oluyor onlar bunu göremedi ben gördüm" dolayısıyla alem allahtan taşmamıştır beraber değildir. plotinos yanılmıştır. daha sonra kader mevzusu var. burda birkaç bilgiyle işe başlıyorsun 1:) Allahın herşeyi bildiği 2:) Allahın hayrıda şerride yarattığı bu iki bilgiyle islamın kader anlayışını tartışıyorsun. hatalıdır yetersizdir hatta bunların içine Allahın insana irade verdiğinide eklesen yine başaramazsın. doğruya ulaşamazsın. yapman gereken kaderle kazayla ilgili kitapları okumak sonra bunları harmanlayıp tartışmaya başlamaktır tabi tartışılacak birşey bulabilirsen. saygılar.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ larsen Gönderi tarihi: 16 Haziran , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 16 Haziran , 2009 bingbang'e inandığını söyleyen bir ateist ateizmi bilmemektedir.ateizme göre madde ezelidir başlangıçsızdır. öyleyse soruyorum bunlara, benim de içinden çıkamadığım şu soruyu: olaylar artıyormu evet derse, artan olaylar zincirinin başı varmıdır? veya artan olaylar sonlu mu yoksa sonsuzmuydu? artan olayların sonlu olması lazım denecektir. dolayısıyla olayları geçmişte başlangıcını savunmak durumunda kalacaksınız. ama unutmayın ki ateiszm maddenin ezeli, başlangıçsız olduğu inancı üzerinde temellenmiştir. bu soruma yanıt veremezseniz nasıl kendinize ateist diceksiniz. ben de madde ezeli diyorum ama ben allaha inanan biriyim, sudur nazariyesinin benzeri şeklinde bir görüşüm var. şöyle oluyor Allahın başlangıçsız oluşuyla ateistin söz ettiği başlangıçsız madde farklıdır. ateistler ilk maddenin ne olduğunu bilinmediğinden sonsuz bir devinimden bahsederler örneğin su vardı su nasıl oldu hidrojenle oksijenden hidrojen nasıl oldu ondan daha küçük maddeden protondan elektrondan zart zurt o nasıl oldu şundan bundan gibi sonsuz bir değişimin sonucu sonsuz tesadüfler sonucu olmuştur herşey.. yani senin söylediğin gibi maddenin başlangıcını savunmazlar ve tartışmayı şöyle keserler : "bilim daha onun nerden oluştuğunu bulamadı" bu tartışma son bulamaz ateist der : siz gericisiniz sizin yüzünüzden bilim ilerleyemiyor çünkü siz bilmediğiniz bulamadığınız şeyi mucizeye Allahın taktidirine bağlıyorsunuz araştırmayı gereksiz buluyor hatta varlığı sorgulamak olarak görüyorsunuz. ateiste sorunca devam eder: madde sonsuzdur değişim sonsuzdur. bilemediği bulamadığı şeye sonsuz demektedir her zaman ama nedense Allah'a yok deme cüretini gösterir. ateistlere istediğiniz kadar ispatlayın umurlarında olmaz çünkü onlar için Allah'ın varlığı önemli değildir. onlar inanmak istemezler ********* dolayısıyla bir ateisti Allah'a inandırmak onun aklına değil kalbine seslenmekle olacaktır umulurki taşlaşmamış mühürlenmemiş olsun. saygılar Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir gizem Gönderi tarihi: 9 Şubat , 2015 Paylaş Gönderi tarihi: 9 Şubat , 2015 ben uzayın sonsuz olduğuna inanıyor sizin görüşlerinizi desteklemiyor ancak teorilerinize saygı duyuyorum Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ guzelinsan Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2015 Paylaş Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2015 Herseyın bır sonu vardır elbet. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.